Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
2020 yılında dünyayı ve Türkiye’yi neler bekliyor? Bu konudaki öngörüleriniz nelerdir?
Türkiye ekonomisinin 2020 yılındaki performansı dünya ekonomisiyle doğrudan ilintili. Mevcut veriler ışığında global bir ekonomik zorluk yaşanmıyor olmasına rağmen, başlıca ekonomilerin 2020 yılında da stabil pozisyonunu sürdüreceğini öngörüyorum.
Önümüzdeki dönemde dünyayı ve Türkiye’yi neler bekliyor? Bu konudaki öngörüleriniz nelerdir?
Gerek gelişmiş, gerekse gelişmekte olan ülkeler önemli sorunlarla mücadele etmeyi sürdürüyor ve sürdürmeye devam edecek gibi görünüyor. Giderek artan ve form değiştiren ticaret savaşları ve korumacı uygulamalar büyüme üzerinde baskı yaratıyor. Bu tür ortamlar gelişmekte olan ülkelere fon akımlarını da etkileyebiliyor. 2019 yılında tüm bu olumsuzlukların yanı sıra bölgemizdeki siyasi olayların da etkisiyle neredeyse yatay seyreden gayri safi milli hasıladaki gelişimin 2020 yılında pozitife dönmesini bekliyoruz.
Önümüzdeki dönemde dünyayı ve Türkiye’yi neler bekliyor? Bu konudaki öngörüleriniz nelerdir?
Dünyada ve Türkiye’ de gündem çok hızlı değişiyor. Kısaca göz atarsak; Otomotivdeki mega akımlar (trendler) geleceğimizi tanımlayacak ve şekillendirecek. Elektrikli araçlar, bağlantılı araçlar, paylaşımlı mobilite çözümleri ve otonom araçlar üzerinde yoğun araştırma ve geliştirme çalışmaları devam ediyor. Tüm bu uygulamaların trafikte görülmesi uzun yıllar alacak gibi görünüyor. Ancak, elektrikli araçlar birçok marka tarafından piyasaya sürüldü ve tüketiciler tarafından kullanılmakta.
Önümüzdeki dönemde dünyayı ve Türkiye’yi neler bekliyor? Bu konudaki öngörüleriniz nelerdir?
Dünyanın gündeminde birçok konu var. Özellikle Çin’de ortaya çıkan virüs salgını son dönemde ekonomideki dengeleri değiştirecek gibi görünüyor. Öte yandan Çin-ABD arasındaki ticaret savaşları, Ortadoğu’daki dinamikler hem dünyayı hem de bizleri direkt olarak etkiliyor. 2018 -2019 yılları arasında yaşanan döviz kurlarındaki dalgalı hareket, direkt olarak otomotiv sektörünü de etkiledi ve sonuçta sıfır kilometre araç pazarında ciddi bir düşüş yaşandı. Bu durum direkt olarak ikinci ele olan talebi artırsa da yedek parça sektöründeki bazı oyuncuların yüzde 150’ye varan zamlar yapması, servis sektörünü olumsuz bir şekilde etkiledi, araç sahipleri, araçlarını artan bakım maliyetleri nedeniyle bakım periyodunu geçirerek daha az sıklıkla getirmeye başladı. Özel servisler, sıfır km olarak satılan araçlarla ortalama 2-3 yıl sonra tanışıyor dolayısıyla 2018’den bu yana yaşanan sıfır araç satışlarının daralmasının etkilerini bu yılın son çeyreğinde hissedecekler.
Önümüzdeki dönemde dünyayı ve Türkiye’yi neler bekliyor? Bu konudaki öngörüleriniz nelerdir?
Dünya ekonomisi 2019 yılında yaşanan ticaret savaşlarının etkisiyle küçülen ticaret hacminin telafisini 2020 yılında yapacak gibi görünüyor. Olumlu yönde ilerleyen görüşmelerin aynı şekilde sona ermesiyle dünya ekonomisinin resesyon tehdidinden kurtularak yeniden büyüme rakamlarını görebileceğini düşünüyorum. Ancak siyasetin, özellikle de jeopolitik gelişmelerin yine belirsizliği ve volatiliteyi artırıcı etki yapacağını söylemek mümkün.
Önümüzdeki dönemde dünyayı ve Türkiye’yi neler bekliyor? Bu konudaki öngörüleriniz nelerdir?
Dünyada korumacı politikaları öne çıkaran liderlerin gücünü artırdığını ve ülkelerin kendi gündemlerinin peşinde olduğu bir dönemdeyiz. Dünya ticaret hacminden ziyade ülkesindeki büyümeyi ve istihdamı önceliklendiren Trump, AB’den çıkma aşamasındaki İngiltere’de güçlenen Johnson bunun örnekleri. Çin ile ticaret savaşı, Brexit, yakın coğrafyamızdaki politik gelişmeler finansal piyasalarda belirsizliği artırıyor. Öte yandan büyüme endişeleri genişlemeci para politikalarının devam etmesini sağlayarak gelişmekte olan ekonomiler için yine olumlu bir ortam yaratıyor. Türkiye de diğer gelişmekte olan ekonomilerle birlikte kaynakları kendi ülkesine çekmeye çalışacak ve ekonomik güven ortamını sağlamak için adımlar atacaktır. Bu yılın son çeyreği fonlama açısından daha rahat bir dönem oldu, faizler yarı yarıya indi ve aslında kredi kullanımı için cazip bir döneme girmiş olduk. Gelecek yıl bu olumlu havanın devam ederek yatırımları ve iş ortamını hareketlendirmesini umuyoruz. Bu olursa otomotiv sektörüne de olumlu yansıyacaktır.
Önümüzdeki dönemde dünyayı ve Türkiye’yi neler bekliyor? Bu konudaki öngörüleriniz nelerdir?
Gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere tüm dünyada ekonomik sıkıntı yaşanıyor. Elbette Türkiye de bundan nasibini alıyor. Ne var ki biz ülkemizi bu süreçte şanslı görüyoruz. Türkiye’nin genç nüfusu, üretim yapacak insan sayısının fazla olması ve her şeyden önemlisi inancı bizi diğer ülkelerden ayrıştırıyor. Biz nice sıkıntılar yaşadık, nice problemler gördük. Hepsinin üstesinden gelebildik. Bugün Türkiye’nin yaşadığı sıkıntıları başka bir ülke yaşasaydı iflas etmişti. Bunca şeye rağmen ekonomide yapay arızi sorunları geride bırakıp yeniden dengelemeyi sağladık.
Önümüzdeki dönemde dünyayı ve Türkiye’yi neler bekliyor? Bu konudaki öngörüleriniz nelerdir?
Otomotiv sektörü olarak değerlendirdiğimizde 2020 yılının bu yıldan daha iyi geçeceğini öngörüyoruz. Alınan ekonomik tedbirler, faiz indirimleri ve teşvikler 2020 yılında da devam ederse pazarın 500 binli rakamlara çıkabileceği görülüyor. Dünyaya baktığımızda aslında ekonomik daralma ve durgunluk global olarak yaşanıyor. Ancak bunu aşmak için girişimler var. Kriz kelimesini kullanmak istemiyoruz ancak bunu aşacak kararların alınacağına da inanıyoruz.
Önümüzdeki dönemde dünyayı ve Türkiye’yi neler bekliyor? Bu konudaki öngörüleriniz nelerdir?
Otomotiv endüstrisi büyük bir dönüşüm içerisinde. Bu dönüşümü teknoloji, rekabet, pazar ve müşteri olmak üzere dört farklı başlık altında inceleyebiliriz. Teknolojiye baktığımızda bugün itibarıyla benzinli ve dizel motorlu otomobil üretimi ağırlıkta olsa da kısa vadede hibrit, uzun vadede de tamamen elektrik motorlu otomobillerin endüstriye yön vermesi bekleniyor. Yollardaki güvenliği artırmak amacıyla otonom sürüş teknolojilerine ciddi yatırımlar yapılıyor. Bağlanabilirlik ve dijitalleşme de otomotiv endüstrisinin en önemli trendleri arasında yer alıyor.
Markanızın 2019 yılı için planlarından bahseder misiniz?
Sektör dinamikleri açısından zorlu geçen 2019 yılında Türkiye otomotiv pazarındaki iddiamızı devam ettirdik. Yılın ilk 6 aylık döneminde Fiat markası olarak yine Türkiye’nin en çok tercih edilen markası olduk. Egea model ailesi bu sene de iddiasını korudu ve lokomotiif modelimiz olarak öne çıktı. Hafif ticari araç ürün gamımızdaki modellerimiz Doblo ve Fiorino da segmentlerindeki güçlü performanslarını sürdürdüler. Fiat ve Fiat Professional markalarımızla müşterilerimize değer yaratmaya devam ederek yılın diğer yarısında da pazardaki varlığımızı güçlendirmeye devam edeceğiz.