Lexus Türkiye Direktörü – Selim OKUTUR
2020 yılında dünyayı ve Türkiye’yi neler bekliyor? Bu konudaki öngörüleriniz nelerdir?
Türkiye ekonomisinin 2020 yılındaki performansı dünya ekonomisiyle doğrudan ilintili. Mevcut veriler ışığında global bir ekonomik zorluk yaşanmıyor olmasına rağmen, başlıca ekonomilerin 2020 yılında da stabil pozisyonunu sürdüreceğini öngörüyorum.
Türkiye’de de 2020 yılının bir önceki yıl da olduğu gibi tüm sektörler açısından yine hassas bir sene olmasını bekliyoruz. Otomotiv sektörü olarak bugüne kadar her zaman bardağın dolu tarafına bakmaya gayret gösteren bir yaklaşım içinde olduk. 2019 yılında ÖTV ve KDV düzenlemeleri, hurda teşviği ve kamu bankalarının faiz indirim kararı ile bir toparlanma yaşanmıştı. 2020 yılında bu toparlanmanın süreceğini ve toplam otomotiv pazarının 2019 yılına göre yukarıya doğru ivmeleneceğini bekliyorum.
Bunun yanı sıra özellikle Avrupa’da dizel araçlara yönelik kısıtlamalar artarken ülkemizdeki global firmaların da farkındalığı her geçen gün artmakta. Dolayısıyla hem dünyada hem de ülkemizde daha çevreci araçların kullanılmaya başlandığını söyleyebilirim. Bu durumda tüm modellerimizde çevreci Hybrid teknolojisini sunan tek lüks marka olmamız nedeniyle geleceğe daha olumlu bakıyoruz.
Markanız ve 2020 yılı için planlarından bahseder misiniz?
Marka olarak 2019’da Mahall Ankara’da yeni bir showroom yatırımı yaptık ve bunun meyvelerini henüz almaya başladık. Bununla birlikte İstanbul’daki showroom’umuzu Dolmabahçe’de daha prestijli ve kolay ulaşılabilir bir lokasyona taşıdık.
2019’da gerçekleştirdiğimiz yatırımların karşılığını 2020’de almaya devam edeceğimizi düşünüyoruz. Lexus, geçtiğimiz yıl yüzde 25 daralan premium segmentte yüzde 50’nin üzerinde büyüme gerçekleştirerek bu segmentte önemli bir başarı gösterdi. Bu ivmelenmenin 2020’de devam etmesini bekliyoruz. Lexus tercih edenlerin memnuniyetiyle birlikte kar topu etkisinin yaşanıp Türkiye’de daha geniş bir Lexus kullanıcı kitlesi oluşacaktır.
Operasyonel kiralama şirketlerinin beklentilerini marka olarak karşılayabiliyor musunuz?
2019 yılında satış adetlerine baktığımızda biraz gerilese de gelişen farklı kanalları ile birlikte filo satışları otomotiv pazarında hala önemli bir yere sahip. Lexus, olarak sadece lüks segmente hitap etsek de birlikte çalıştığımız operasyonel kiralama şirketi sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu çerçevede filo satış stratejilerimizin merkezine de kendilerini çözüm ortaklarımız olarak nitelendirdiğimiz operasyonel kiralama firmalarını konumlandırdık.
Bu bağlamda markamızın ana stratejisini hibrit ürünlerimiz üzerinden oluşturmaya başladık. Hibrit modellerimiz çevre dostu teknolojisi ve düşük yakıt tüketim özellikleri nedeniyle uluslararası firmaların tercihi olmaya başlarken, düşük bakım giderleri ve arıza oranları ile operasyonel kiralama şirketleri tarafından tercih edildiğini görüyoruz.
Yaklaşık 4 sene önce satış operasyonlarına başladığımız Lexus ile premium segmentte fark yaratmayı amaçlıyoruz. Markamızın hem ülkemizdeki hem de global pazardaki tüketici nezdinde uzun yıllar içerisinde oluşturduğu pozitif ve güçlü imaj, operasyonel kiralama şirketlerinin de markamıza olan bakış açısını ve satın alma kararlarını olumlu bir şekilde etkilemeye devam etmektedir. Bu doğrultuda da perakende ya da filo müşterisi olarak ayırt etmeksizin tarafımızdan çözüm beklenen her konuya aynı özveriyle eğilmekteyiz. Operasyonel kiralama firmalarını her zaman rekabetçi fiyatlar, onların talebine uygun araçların teminine öncelik verilmesi ve satış sonrasında indirimler ile destekliyoruz. Sunduğumuz satış sonrası hizmetlerin yanında Lexus’un What Car ve JD Powers tarafından yıllarca en sorunsuz marka seçildiğini de belirtmek isterim. Hybrid teknolojisi sayesinde kullanıcılar daha az problem yaşar, bu da operasyonel kiralama şirketlerine ikame araç masrafları açısından avantaj sağlamaktadır.
Özellikle son birkaç yıldır operasyonel kiralama firmaları uzun dönemli yatırım planladıkları markaları çok kapsamlı bir şekilde değerlendirmektedirler. Satın alma fiyatı elbette önemli bir kriter olmaya devam etmektedir. Ancak özellikle bir markanın, satış sonrasında yaratmış olduğu toplam operasyonel giderlerin düşüklüğü, güvenilirlik sonucu ikame araç ihtiyacını azaltması, güçlü bayi teşkilatı ve de müşteri memnuniyetine verdiği önem şirketlerin tercihlerini belirlemektedir. Lexus Türkiye, ilgili tüm kriterleri eksiksiz karşılayabilmiş ve kendisine yatırım yapan firmaların tümünden pozitif geri dönüşler almayı başarabilmiştir. Ve bu doğrultuda pazarda büyümeye ve büyürken de aynı şekilde beklentileri karşılamaya devam edecektir.
Günlük kiralama firmalarına sunduğunuz hizmetlerden bahseder misiniz?
Günlük kiralama sektörüne baktığımızda oldukça dinamik bir yapılanma içinde olduğunu ve çok hızlı büyüyerek özellikle son birkaç yıl içerisinde büyük bir sektör haline geldiğini gözlemliyoruz. Bu büyümede turizmin gelişmesi, havaalanlarının sayısındaki hızlı artış ve tüketici ihtiyaçlarının gelişmesinin yanı sıra uluslararası birçok günlük kiralama markasının Türkiye ofislerini açmaları etkili oldu. Biz de bu süreçte günlük kiralama firmaları ile iş birliği içinde olmaya çaba sarf ettik. Bilinirliliği nispeten daha az olan bir marka olduğumuz için kalitemizi daha çok müşteriye demonstre etme amacıyla günlük kiralama firmalarına öncelik vermekteyiz. Müşterilerin Lexus lüksünü keşfedebilmeleri ve deneyimleyebilmeleri açısından aracı kullanma imkanı sunabilmek bizim için önemli. Günlük kiralama şirketlerinin bu açıdan bize fayda sağlayacağını düşünüyoruz.
Markanızın ikinci el araç pazarını güçlü kılmak için uyguladığınız politikalar nelerdir?
Araçlarımızın doğru müşterilere ulaşmasını sağlamanın bizim için satış adedi ve karlılıktan daha önce geldiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Lexus bu yüzden her zaman 2’nci eli değerli bir marka olmaya devam ediyor.
Geri Alım Taahhüdü adını verdiğimiz hizmet ise, müşterinin aklında hiçbir soru işareti bırakmayacak biçimde şekillendirildi. Lexus markasının ikinci el değerini koruduğunun bir garantisi olan bu hizmet, benzer süre ve kilometre kullanılan rakip markaları daha yüksek değerlerle geri alacağımızı taahhüt eden bir hizmettir.
Bu kapsamda sözleşme imzalanarak, rakip modellerin araç kullanımına ve yılına bağlı olarak değer kaybını dikkate alan ve daha yüksek bir değerde geri alınmasını kapsıyor. Bu hizmetle birlikte Lexus satın alan müşterilerimizin kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlıyoruz. Bugüne kadar bu kapsamdan yararlanan 200’den fazla müşterimizden sadece 3’ü araçlarını daha üst modelle değiştirmek amacıyla bu programdan yararlanmıştır.
Satış sonrası hizmetlerde operasyonel kiralama şirketlerine ne gibi avantajlar sağlıyorsunuz?
Lexus’un felsefesinde müşterilerinin hayatını kolaylaştırmak yatıyor. Bu yüzden her noktada kullanıcıların hayatını kolaylaştıracak ve onlara zaman kazandıracak hizmetler sunuyoruz. Bizim en çok güvendiğimiz konulardan bir diğeri ise, Lexus kullanıcılarının satış sonrası hizmetleridir.
Lexus için satış yapmak kadar satış sonrasında verilecek hizmet de çok büyük önem taşıyor. Bu paralelde marka olarak biz 60’a yakın satış sonrası hizmet noktamızda hiçbir premium markada göremeyeceğiniz servis ağı ve satış sonrası hizmeti sunmaktayız.
Aynı zamanda müşterilerimizin istediği yerden aracı alıp, servis hizmetini bitirdikten sonra tekrar istediği yere de götürebiliyoruz. Ayrıca otomobilsiz kaldığı sürelerde de kendilerine Lexus ikame araç da sağlıyoruz.
Büyük bir mutlulukla söylemek isterim ki Lexus markası bütün organizasyonuyla her zaman operasyonel ve günlük kiralama firmalarının yanında olmaya, birlikte büyümeye ve onlara A’dan Z’ye çözüm ortaklığı sunmaya devam edecektir.