Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
Şirketlerden ve devletlerden sorumlu yönetim talebi içinde olan paydaşların hesap sorma sorumluluğunu unutmaması ve
haklarını kullanma sorumluluğunu ortaya koymaları, evrim sürecinin sağlığı için gerekli. Hesap verebilirlik, biraz da gecikmeyle, 2008 krizi sonrası hayatımıza giren, kurumsal yönetimin 4 temel ilkesinden biri. Daha fazla
Şirketlere krediler gelecekte ihtiyaçları doğrultusunda kullanması için sağlanmaktadır. Gelecek belirsizlik demektir ve bir sürü soruyu da beraberinde getirmektedir. Daha fazla
TOKKDER Filo ve Rent a Car Dergisi’nde bugüne kadar yayınlanan yazılarımda başta operasyonel ve günlük kiralama sektörüne yönelik olmak üzere bankacılık ve finans sektörüne, tedarikçilerimize ve sektörümüzün gelişimi için çok önemli bir konumda olan devletimize yönelik çeşitli konuları ele aldık. Bu noktada müşterilerimiz ve en önemli iş ortaklarımızdan otomotiv sektörü hakkında sektörümüze yönelik konular bu bölümde hatırladığım kadarıyla hiç tartışılmadı. Otomotiv sektörünü bir sonraki sayıya bırakalım ama değerli müşterilerimiz ile ilgili süreçlerimizden bu sayımızda biraz bahsedelim. Daha fazla
Aile şirketlerinin kurumsallaşabilmesi için sadece şirketin işleyişine ilişkin kural ve prensipler yeterli olamamakta, ailenin iç ilişkilerin kurumsallaşması ve aile üyelerinin şirket ile olan ilişkilerinin de kurumsallaşması ve çerçevesinin çizilmesi gerekmekte. TKYD Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Aydın Buğra İLTER, makalesinde Aile Anayasası konusunu yasal çerçeve perspektifinden ele alıyor.
Aile şirketlerinin kurumsallaşabilmesi için sadece şirketin işleyişine ilişkin kural ve prensipler yeterli olamamakta, ailenin iç ilişkilerin kurumsallaşması ve aile üyelerinin şirket ile olan ilişkilerinin de kurumsallaşması ve çerçevesinin çizilmesi gerekmektedir.
Aile şirketleri kurumsallaşma serüvenleri içerisinde ailenin yönetilmesi, ailenin temel değerleri, misyon ve vizyonu ile sosyal sorumlulukları, aile üyeliği ve şirket ortaklığı ilişkilerinin düzenlenmesi, hissedar olunmasına ilişkin koşullar, hisse devri ve satışlarına ilişkin kurallar, gelecekteki aile başkanı ve şirket yöneticilerinin yetiştirilmesi ve seçilmesi, aile üyeleri arasında iş ile ilgili veya iş dışında çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümü, aile üyelerinin aile şirketleri içerisinde istihdamı ve ücret politikaları, ailenin yeni iş ve yatırımlara girmesi ile ilgili kurallar, aile anayasasına aykırı eylemlere ilişkin yaptırımlar, aile servetinin yönetimi ve her ailenin öznel durumuna uygun sair hususları düzenlemek amacı ile aile anayasaları oluşturmaktadırlar. Daha fazla
Borçlanma Araçları İhraçlarının Hukuki ve Vergisel Boyutu
Tahvil, bono gibi borçlanma aracı ihraçları özellikle son yıllarda finansal şirketler yanında reel sektör şirketleri tarafından da sıkça kullanılmaya başlamıştır.
Borçlanma araçları ihraçları temel olarak Sermaye Piyasası Kanunu ve bu kapsamda Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayınlanan Borçlanma Araçları Tebliği ile düzenlenmektedir. Bu yazımızda borçlanma aracı ihraçlarındaki temel esasları ve vergileme rejimini konu almaktayız.
Borçlanma aracı türleri
Borçlanma araçları ihraççıların borçlu sıfatıyla düzenleyerek ihraç ettikleri tahvilleri, paya dönüştürülebilir tahvilleri, değiştirilebilir tahvilleri, bonoları, kıymetli maden bonolarını ile niteliği itibari ile borçlanma aracı olduğu Kurul tarafından kabul edilecek sermaye piyasası araçlarını ifade etmektedir. Tüzel kişiler ve yatırım fonları ihraççı sıfatıyla borçlanma aracı ihraç edebilirler. Uygulamada en sık ihraç edilen borçlanma araçlarının tahvil olduğu gözlemlenmektedir. Daha fazla
Kanun değişikliği ile, Türk rekabet hukukunun Avrupa Birliği mevzuatına tam uyumlu hale getirilmesi amaçlanıyor.
Rekabet Kanunu’nda değişiklik yapan kanun tasarısı iki yıllık beklemeden sonra TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Konu önemli; zira rekabet hukukunun en önemli kaynağını oluşturan Rekabet Kanunu, her ne kadar uygulamaya yönelik özellikle 2003-2005 yılları arasında bazı değişikliklere tabi olmuşsa da, 13.12.1994 tarihinde resmi gazetede yayımlanıp yürürlüğe girdikten sonra ilk defa bu kadar kapsamlı bir değişikliğe uğruyor. Kanun değişikliği ile, Türk rekabet hukukunun Avrupa Birliği mevzuatına tam uyumlu hale getirilmesi amaçlanıyor. Son on yıl içerisinde AB rekabet hukuku da çok kapsamlı değişikliğe uğradı ve Türkiye için de artık bir güncelleme yapmak kaçınılmaz hale geldi.
‘Değişiklikler firmaları nasıl etkiler?’ diye bir soru sorulsa, standart bir cevap çıkmayacağını düşünüyorum. Her firmayı kendi şartlarına göre değerlendirmek gerekecektir. Hani kahve falı gibi olmasa da her şirketin rekabet hukuku karşısında karnesi kendisine özeldir. Gelin isterseniz değişikliklere kısaca bir göz atalım…
Bana bunlarla gelme… Daha fazla
01 Temmuz 2012 tarihinde 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) yürürlüğe girmesi ile birlikte ticari hayata bir çok yeni düzenleme girmiştir. Her ne kadar TTK’ya uyum için belirli süreler tanınmışsa da, tanınan süreler 2014 yılı içinde sona ereceğinden, uyum sürecinde deyim yerindeyse şirketler için yumurta kapıya dayanmıştır. Bu sebeple bu ayki yazımızda Şirketlerin TTK’ya uyum sağlamak adına gerçekleştirmesi gerekenler ele alınmış olup bunların dikkatle incelenerek, gerekliliklerin süreleri içinde yerine getirilmesi önerilmektedir.
Her birey hukukun varlığını yaşamın her anında ve alanında hisseder. Somut kanun hükümlerinin gerek sosyal gerekse iş hayatımıza yansımalarını bazen kolaylıkla görürüz, bazen de biz fark etmeden hayatımızın bir parçası olmaya devam ederler. Bu anlamda, bazı kanuni değişiklikler hayatımızı doğrudan etkiler ve bireyleri bu yeni düzene uyum sağlamaya zorlar. 01 Temmuz 2012 tarihinde 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) yürürlüğe girmesi ile birlikte ticari hayata bir çok yeni düzenleme girmiştir Daha fazla
C EO ve CFO bir şirketin en önemli iki yöneticisi, aynen bir gemideki kaptan ve baş mühendis gibi. İki farklı karakter, iki farklı deneyim ve iş disiplini gerektiren iki farlı ancak birbirini bütünleyen yönetici.
İlk bakışta anlamlı gibi görünen bu tespit de günümüz CEO’sunun dünyasını açıklamak için yeterli olmaktan çok uzak.
İkisinin dünyasını da basit aritmetikle anlatmak mümkün. Bir CFO için 2×2 her zaman 4 etmeli. Şirketin varlıklarını koruması ve hayatta kalması bu sağlam temelin sarsılmazlığı ile mümkün. CEOnun dünyası ise farklı; onun dünyasında 2×2 kimi zaman 5 eder, kimi zaman 7. İyi CEO ile kötü CEO arasındaki temel fark ise bu basit işlemin sonucunun ne zaman ve neden 5 edebileceğini öngörme yeteneği ve bu riski yönetme becerisidir. Bu beceriye sahip olmayan CEO bir kaç defa başarılı olabilir ancak uzun vadede kaybeder.
İlk bakışta anlamlı gibi görünen bu tespit de günümüz CEO’sunun dünyasını açıklamak için yeterli olmaktan çok uzak.
21. yüzyıl CEO’su iyi bir risk yöneticisi, cesur bir girişimci, sorumlu bir lider olmasının yanında bir çevre aktivisti, hatta bir devlet adamı gibi düşünmek zorunda.
24 Mayıs’ta Etik ve İtibar Derneği tarafından düzenlenen Etik Zirvesi’nde yeni kapitalizmi tartıştık. Kapitalizm 2.0’ın özünde tüketim toplumu değil sorumlu tüketim toplumu dinamiklerine uyumlu çalışan bir iş dünyası var; zira temiz su ve hava da dahil olmak üzere dünya kaynakları hızla tükeniyor ve 21. yüzyıl şirketinin hem doğa hem de insanlar üzerindeki etkisi sadece iktisadi olmaktan çok ötede. Daha fazla
Turizm sektörü ve araç kiralama
Araç kiralama, yerli ve yabancı turist ve iş adamlarına verilen önemli bir hizmet olup turizmin kaçınılmaz bir parçasıdır.
Iktisadi üstünlük bakımından, diğer gelişmiş ve gelişmekte olan dünya ekonomileri ile karşılaştırdığımızda ülkemiz turizm sektörünün diğer ülkelere göre önemli iktisadi üstünlükleri olduğunu görüyoruz.
Ancak dış ticaret dengemize önemli katkılarda bulunan sektörümüzün istenilen noktada olmadığını görüyoruz.
Merkezi İspanya’nın başkenti Madrid’de bulunan, Dünya Turizm Örgütü’nün raporlarına göre 2013 yılında Dünya’da seyahat eden turist sayısı 1 milyar 100 milyondur. Aynı yılda Türkiye’ye gelen turist sayısı ise 34 milyon 703 bin’dir. Bunun Dünya turizmindeki payı % 3’dür. Bu oran diğer ülkelere göre bu sektörde önemli iktisadi üstünlüğü olan Türkiye için düşük bir orandır.
Dünyadaki bu dev turizm dalgasında yeterli pay alamamamızın en önemli nedeni ülkemizin ve şehirlerimizin bu konuda bir Dünya markası olmamasıdır. Bu konuda özel sektör ve kamu işbirliği ile bir fon oluşturulup, gerekli Ar-Ge çalışmaları yapılmalı ve çalışmaların sonuçları kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Daha fazla
İlkay ERSOY – TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada, pozisyonundan çektiği kadar…
Yabancı para pozisyonu taşıyıp taşımadığı, taşıyorsa kısa mı uzun mu olduğu, ne kadar taşıdığı, nasıl hesaplanacağı bu kadar çok tartışılan ve bu denli farklı görüşler olan bir başka sektör yoktur sanırım.
Birkaç ay önce çok sevdiğim ve kendilerinden çok şey öğrendiğim iki dostum ile teknik bir sohbet esnasında biri “Ben ikinci ele dönen araçları bir süre satmıyorum, kurlar arttı ve araçların EUR üzerinden getirisi düştü, bir süre bekletiyorum” dediğinde diğer dostum “Ben araçların EUR değeri ile ilgilenmiyorum, her şeyi TL takip ediyorum artık. Türkiye’de yaşıyoruz ve her şeyimizi TL takip ediyoruz” şeklinde cevap verdi.
Sizce hangisi doğru yaklaşımı gösteriyordu? Aslında ikisi de diyebiliriz. İkisi de derken farklı açılardan değil, aynı açılardan ikiside haklı ve doğru değerlendirme yapıyorlar. Sorun EUR mu, yoksa TL mi takip ettiğinizde değildir. Hangisine göre takip ederseniz edin, ona göre bir sistem kurarsanız doğru sonuca varırsınız.
İkinci elde öngörülen EUR fiyatı tutturmak önemlidir. Peki, o fiyatı tutturmak için katlanılan finans maliyeti dikkate alınmakta mıdır? İlgili araca bağlı kira tahsilatındaki artış ile anapara ve faiz ödemelerindeki artış ne olmuştur? Hatta belki sanıldığından çok daha fazla etkisi olan operasyonel giderlerki tamamına yakını TL endekslidir- EUR cinsinden ne kadar düşmüştür? Kur artışı dolayısıyla aslında daha fazla KDV ödemekte misiniz?
Aracın ikinci elde EUR değerinin yüksek olup olmadığı ile ilgilenmiyorsanız dahi bu soruların cevapları önemlidir ve karlılığınıza önemli etkisi olacak finansal unsurlardır. Daha fazla