Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
07.04.2015 tarih ve 29319 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6637 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile nakit sermaye artırımı yapan kurumlara uygulanmak üzere kurumlar vergisi avantajı getirilmiştir.
Bilişim alanındaki gelişmeler hayatın her alanında devrim niteliğinde yenilikler getirmeye devam ediyor. Düşünsenize, günlük koşuşturmacada artık birbirimizle önceden buluşma yeri ve saati konuşmak yerine “lokasyon” atmaya başladık. Ya da şirketleri düşünün, artık belirli bir gruba hitap edecek ürünleri için kitle reklamları yerine yaş, statü veya ilgi alanları ile filtrelemeler yapabildikleri “sosyal medya” reklamlarını tercih eder hale geldiler.
Rekabet hukuku kuralları özellikle otomotiv endüstrisinde yoğun etki göstermektedir. Her ne kadar Türkiye’de sıklıkla yeni gelişmelerin yaşanmadığı düşünülse de aslında global olarak yeni uygulamalar ve kararlar otomotiv endüstrisinin gün be gün yeni rekabet hukuku dinamikleri ile karşı karşıya olduğunu ve bu endüstrinin rekabet hukuku ve kuralları bakımından her daim yeni başlıklar ile tartışılmaya devam edileceğinin işaretini veriyor. Bu yazımızda sizlere otomotiv endüstrisinin global arenada rekabet hukukuna konu olduğu gelişmeleri kısaca özetlemeyi hedefliyoruz.
Hissedarlık bir şirketi kontrol etmenin en kolay yolu olarak gözükse de, şirketin tüzel kişiliği pratikte kontrolün paylaşımını zorunlu kılmaktadır. Hissedarlar şirkete sermaye sağlamalarına rağmen, şirketin kaynaklarını yöneten yöneticiler, emeklerini paylaşan çalışanlar ve dış kaynak sağlayan bankalar ile kontrolü paylaşmak durumundalar.
Değerlendirmeye Türkiye’nin son 12 yıllık ekonomik görünümüne bakmakla başlamak gerekir zannediyorum. Ülkemizde 2002 yılında 231 milyar dolar olan GSYH’sı 2014 yılı sonunda 800 milyar Dolara çıkmıştır. Bu, yaklaşık 3,5 kat artış demektir. Elbette bu hepimizin yaşamında önemli bir kriter ancak bu artışın başarı derecesini ölçebilmek için Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkeler grubunun toplam GSYH ’sının nereden nereye çıktığına bakmak gerekir.
Yazı başlığını düşünürken bize anlatılan ODTÜ İşletme’nin rahmetli hocalarından Muhan Soysal’ın efsane bir sınavını ve bu sınavdan 100 tam puan alan efsane cevabı hatırladım. Muhan Hoca öğrencilerine o sınavda tek bir soru sorar, Why (Neden)? . Sınava katılan öğrenciler bu soruya derste öğrendikleri konularla bağlantılı uzun uzun cevaplar yazarken sınav sonuçları açıklandığında 100 tam puanı alan öğrencinin sorulan soruya gene aynı kısalıkta bir cevap verdiğini öğrenerek şaşırırlar, Why not (Neden olmasın).
Dünyanın en büyük pazar araştırma ve danışmanlık şirketlerinden biri olan Frost & Sullivan’ın 2014’de Batı Avrupa, Orta ve Doğu Avrupa ve İskandinav ülkelerini de içeren 26 ülke kapsayan filo ve araç kiralama pazarı araştırması, pazara dair rakamları çarpıcı bir şekilde ortaya koymakta ve ülkelerin birbirlerine göre durumlarının net bir tespitini yapmaktadır.
Frost & Sullivan’ın yaptığı araştırma, yıllık olarak 15,9 milyon binek araç satışının gerçekleştiği bu ülkelerde gerçek filo satışlarının 4,8 milyon adet olarak gerçekleştiğini ortaya koymaktadır. Son yıllarda sektördeki özellikle Batı Avrupa ülkelerinde yaşanan durgunluğa rağmen 2014 yılında operasyonel kiralama firmalarının alımları filo satışlarının yüzde 35’lik bir kısmını oluşturmaktadır. Bu da satışların 1,7 milyon adedine denk gelmektedir.
Bir malvarlığı satışının malvarlığı devri veya ticari işletme devri olarak nitelendirilmesi hususu Türk doktrininde ve uygulamada tartışmaya açık hususlardan biridir. Bu makalemizde büyük ilgi ve tartışma toplayan ticari işletme ve malvarlığı devri konusunu ele alacağız.
Bir şirketten diğer şirkete yapılan malvarlığı devirlerinde hukuki açıdan değerlendirilmesi gereken en önemli unsur, devre konu malvarlığının işletmenin esaslı unsurlarını oluşturup oluşturmadığı ve bu kapsamda malvarlığı devrinin TTK kapsamında normal bir malvarlığı devrinden farklı sonuçlar doğuracak işletme devri olarak kabul edilmesi gerekip gerekmediği hususudur.
Kimlik Bildirme Kanunu’nun adından da anlaşıldığı üzere, araç kiralama şirketleri bu kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 4 Nisan’dan itibaren araç kiralayan kişilerin kimlik bilgilerini kayıt altına almak ve ilgili devlet birimlerine bildirmek zorundalar.
Girişimcilik özünde bir tutkudur; girişimci var olmayan bir fikri bulmakla kalmaz, o fikri ete kemiğe büründürüp kalıcı bir esere dönüştürmek için adeta bir sanatçı ruhuyla çalışır. Bu eserin büyümesi, serpilmesi, güçlenmesi ve gelişerek kendini göstermesi için en önemli ihtiyaç geleceği görmektir. Ve bu noktada, parlak bir fikir ve büyük bir riskle ticaret sanatına atılan girişimciyi hayatının sınavı bekler: Geleceğin dinamiklerini doğru okuyarak tek adam olmayı bırakıp hem şirketin hem de kendisinin dönüşümünü tamamlayabilecek midir?