Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Opel Türkiye – Genel Müdürü Özcan KEKLİK Röportajı

Müşterisi ile en ilgili marka olmak anlayışı ile hareket ediyoruz.
Markanız ve 2014 yılı için planlarınızdan bahseder misiniz?

2014 yılı, yeniliklerin hızlanarak devam ettiği ve yeni nesil motorların Opel’in tüm ürün gamına yayılacağı bir yıl olacaktır. Opel olarak 2013 yılının sonu ve 2014 yılının başı itibariyle yeni motor ve yeni şanzıman seçeneğini üç modelimizde pazara sunduk. Yeni 1.6 SIDI 170 hp turbo benzinli motoru otomatik vites seçeneği ile Yeni Insignia modellerimizde, 1.6 CDTi 136HP ve 320 Nm. tork üreten dizel motorumuzu Zafira Tourer ve ve Meriva modellerimizde, otomatik şanzıman seçeneğini de Mokka modelimizde pazara sunduk. Daha fazla

Kredi Kayıt Bürosu, finansal ilişkilerde güven sağlıyor– Kasım Akdeniz Röportajı

Kasım AKDENİZ – Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü
Kurumunuz ve faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kredi Kayıt Bürosu (KKB), Türkiye’nin ilk ve tek kredi bürosu olarak 1995 yılında önde gelen dokuz bankanın or-
taklığında kurulmuş köklü bir kurum. Tüm dünyada olduğu gibi Tükiye’de de bankacılığın gelişimi için vazgeçilmez hale gelen bankalar arası bilgi paylaşımı ve bilgiyi doğru analiz eden sistemlerin geliştirilmesi amacıyla bankalara risk yönetimi ürün ve hizmetleri vermek amacıyla kuruldu. Ancak bugün gelinen noktada KKB, bankaların yanı sıra leasing, faktoring, tüketici finansman ve reel sektör şirketlerine de risk yönetimini doğru yapmaları için ihtiyaç duydukları hizmetleri sunuyor. Bugün, bankacılık ve finans sektöründen kurumların müşterilerinin kredi ve çek ödeme bilgileri KKB ile paylaşılıyor ve KKB bu bilgileri akılcı ve istatiski verilerle işleyip tekrar bu kurumlara raporlar halinde sunuyor Daha fazla

Yeni Dönem TOKKDER Eğitimleri Başladı

TOKKDER, ülkemizde hızla gelişmekte olan kiralama sektörünün sağlıklı büyümesine katkıda bulunmak üzere üyelerine yönelik olarak 2013 yılında başlattığı eğitim organizasyonlarını 2014 yılında da devam ettiriyor. 2013 yılında olduğu gibi 2014 yılında da Türkiye’nin profesyonel eğitimler konusunda öncü kuruluşlarından PDR Group işbirliği ile düzenlenecek ve iş hayatına ilişkin birçok konuyu kapsayacak eğitim organizasyonları ile siz değerli üyelerimizin ekiplerinin gelişimi sağlanırken, sektörümüzün daha nitelikli insan kaynağına sahip olması da hedefleniyor. Daha fazla

TOKKDER Olağan Genel Kurul Toplantısı Gerçekleştirildi

Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği’nin (TOKKDER) seçimli Genel Kurul’u gerçekleştirildi. İki yıl için görev yapacak olan yeni yönetim kurulu, DRD Filo Kiralama Genel Müdürü İlkay ERSOY, Hedef Filo Genel Müdürü Önder ERDEM, Avis Türkiye Genel Müdür Yardımcısı İnan EKİCİ, Trio Car Rental Genel Müdürü İlhan YILMAZ, Fleet Corp Genel Müdürü Dominique CARDINEAU, TEB Arval Genel Müdürü Luc SORIAU, Central Car Rental Genel Müdürü Nora KARAKAŞ, Leaseplan Genel Müdürü Türkay OKTAY ve Zeplin Car Rental Genel Müdürü Hakan SEVİM’den oluştu.
13 Mart 2014 günü Point Otel Barbaros’da gerçekleştirilen TOKKDER Genel Kurulu’nda dernek kurul seçimleri yapıldı. Geçmiş dönem Yönetim Kurulu Başkanı İlkay ERSOY, Genel Kurul’da yaptığı konuşmada göreve geldiklerinde günlük ve operasyonel kiralama sektörünün hızlı ve güvenli gelişimine önemli katkılar sağlayabilmek üzere birçok projeye imza atmayı yönetim kurulu olarak akıllarına koyduklarını dile getirdi. ERSOY, “İki yıllık zaman dilimini sektörümüzün tüm paydaşları için verimli kullanmış ve hayal ettiklerimizi hayata geçirebilmişiz. Öncelikle, sektörümüzün sorunlarına çözüm üretebilmek adına birçok platformda derneğimiz adına önemli iletişim faaliyetleri yürüttük ve yürütmeye devam ediyoruz” dedi. Daha fazla

Geleceğe Yatırım – Attila Köksal

TSPKAB Başkanı Attila KÖKSAL“Geleceğe Yatırım” adını verdiği kitabında, geleceğin yatırımcıları olan çocuklara ve gençlere tasarruf ve yatırım tavsiyelerinde bulunuyor. Attila KÖKSAL ile kitabı üzerine yaptığımız söyleşiyi bu sayımızda sizlerle paylaşıyoruz.
2001 krizinden sonra ise Türkiye yeni bir büyüme dönemine girdi. Bu noktada yeni jenerasyonun doğru yatırım alışkanlığı edinmesini sağlamak hepimiz için önemli bir sorumluluk. Bu düşünceleri paylaştığımız değerli meslektaşım Hakan OSMANOĞLU ile bir araya gelerek bu kitabı yazmaya karar verdik.
Sayın KÖKSAL, tasarrufların artırılmasına ilişkin ekonomi yönetimi, yapılan bilinçlendirme çalışmaları bir süredir Türkiye’nin gündeminde olan konular. Siz “Geleceğe Yatırım” adını verdiğiniz kitabınızla çocuklara ve gençlere tasarruf ve yatırım tavsiyeleri veriyorsunuz. Bu kitabı yazma fikri nasıl oluştu?
Uzun yıllar boyunca Türkiye’de hem yatırım hem de tasarruf konusunda çok ciddi yanlışlar yapıldığını gözlemledik. Bugün 35-75 yaş arasında ve tasarruf sahibi olan bireyler çalışma hayatlarına dünyada eşi benzeri görülmemiş bir enflasyon ortamında başladılar. Yaklaşık yirmi yıl süren ve yıllık enflasyon oranlarının yüksek çift haneli düzeylerde gezindiği böyle bir dönem başka hiçbir ülkede yaşanmadı. Bu enflasyon dönemi halkımızın yatırım alışkanlıklarını da yanlış şekillendirdi. “Enflasyon kuşağı” olarak adlandırdığım bu dönemdeki kuşak doğal olarak yatırımlarını kısa vadeye odakladılar, kendilerince riskli gördükleri yatırım araçlarından kaçındılar. Daha fazla

EbidDamania – Zahit Çetin

PwC Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Direktörü – Zahit ÇETİN
Şirket satın alırken ve satarken yaşanan bir bağımlılık EBITDAmania*
EBITDA, 1980’lerin sonunda dış finansman ile yapılan satın almaların (1980’lerde başlayan leverage buy-out mania) artmsından sonra ortaya çıkmış bir kavramdır ve finansal analizde sıkça kullanılan bir araç olmaya başlamıştır.
Söz meclisten dışarı, şirket satın almak ve satmak isteyenlerin kapıldığı bir bağımlılık: EBITDAmania, Türkçesi FAVÖKmania. Ne zaman bir şirket satılsa, EBITDA (Earnings Before Interest, Taxes, Depreciation and Amortization- FAVÖK: Faiz Amortisman ve Vergi Öncesi Kar) çarpanı kaç oldu (belli çok özel sektörler hariç, bankalar gibi), veya sektör ortalamaların üzerinde mi altında mı diye merak edilir. Geçen 18 ay içinde şirket satın almalarında bir azalma oldu ama EBITDAmania her zaman yaşamaya devam etti. Özellikle orta ve küçük ölçeklikteki firmalarımızın potansiyel alıcıların (finansal yatırımcının ve de kurumsal alıcıların) ilgisini çekmeye artarak devam edeceğini düşünüyoruz. Daha fazla

Rekabet Hukuku ve Etik- Dr. M. Fevzi Toksoy

Etkili bir rekabet uyum programına sahip olan şirketler ağır cezalar almaktan kurtulmaktadır. Ben aynı zamanda rekabet otoritelerinin günümüzde kartel vakalarında cezai sorumluluğun yöneticiler ve hissedarlar arasındaki dağılımda daha bilinçli davranmakta olduklarını düşünmekteyim. Kurumsal uyum kurallarının diğer öğeleri elbette ki rekabet hukukundan daha az önemli değildir, ancak rekabet kurallarının ihlal edilmesi durumunda ortaya çıkan sonuçlar göz önünde bulundurulduğunda rekabet uyumunun diğerlerine nazaran biraz daha fazla önem arz ettiğini inkar edemeyiz. Şirketleri rekabet hukuku kurallarını ihlal etmekten alıkoymak amacıyla ortaya konan yaptırımlar her geçen gün daha da ağırlaştırılıyor. Daha fazla

Türk Ticaret Kanunu ve Şirket Birleşme Devralmaları Açısından Azınlık Hakları – Duygu Turgut

Türkiye’de orta ölçekli ancak büyüme potansiyeli yüksek birçok şirketin aile şirketi olarak kurulup yönetildiğini görüyoruz. Zamanla belli büyüme noktasına ulaşmış bu şirketler, Türk pazarına ilgi duyan finansal ve stratejik yatırımcılar açısından da önemli bir fırsat oluşturmaktalar. Diğer yandan söze konu aile şirketlerinin kurucuları tarafından sıfırdan kurularak belli bir noktaya getirildikleri ve bu sebeple de büyük bir hassasiyet ile ve adeta bir çocuk gibi büyütülerek yönetildikleri de ayrı bir gerçek. Dolayısıyla gün gelip büyüyen şirkete ortak alınması söz konusu olduğunda ise o ana kadar üzerinde büyük emek bulunan bu şirketlerde kontrol ve gücü paylaşmak kurucu hissedarlar açısından oldukça zor bir dönemeç. Özellikle yabancı yatırımcıların azınlık hissedar olarak hedef şirkete giriş yaptıkları birleşme ve devralma işlemlerinde, azınlığa verilen haklar hedef şirket hisselerinin çoğunluğuna sahip aile bireyleri ile olan ilişkileri üzerinde belirleyici rol oynamakta ve ayrıca Türk Ticaret Kanunu’nun azınlığa tanımakta olduğu bu hakların doğru olarak anlaşılması sözleşme müzakerelerine doğrudan etki ederek işlem kapanışını hızlandırmaktadır. Daha fazla

Grinin Tonları – Etik ve İtibar Yönetimi Derneği Genel Sekreteri Tayfun ZAMAN

Ahlaka, hukuka, vicdana uygun da olsa aldığımız her karar, attığımız her adım bizi bir çıkar çatışmasına götürür; onun için de kimi soruların etik ile aradığımız cevapları, siyah veya beyazla değil ancak gri ile ifade edilebilir.” demiştik. Gelin bu ay ki fikir egzersizimizi grinin tonlarından en koyu olanı ile yapalım: Yolsuzluk. Aslına bakarsanız yolsuzluğun rengi siyah. Hem de kuzguni siyah. Yolsuzluğa gri rengini vermek gayretinde olanlarsa bizleriz. Bu “normalleştirme” çabası ise yolsuzlukla mücadeleye indirdiğimiz en büyük darbe. Daha fazla

Muhasebe Yenir mi İçilir mi? Ne işe Yarar? Şirketlerin Üvey Evladı Muhasebe – İlkay ERSOY

Muhasebe zorunluluklardan ve bir otoritenin size dayatmasından dolayı ortaya çıkmış değildir.
Muhasebe bizzat işi yapanların kendi faydaları için yarattığı bir bilim olmuştur. Dolayısıyla muhasebe devlet için değil, öncelikle sizin içindir.
İlkay ERSOY
TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı

Türk şirketleri ile ilgili kanıtlamamın imkânsız olduğu bir iddiam var; Bir gün gelir Maliye Bakanlığı kendini lağvettiğini ve sonsuza dek her tür vergi oranlarını sıfırladıklarını açıklasa Türk şirketlerinin hemen hepsi Muhasebe departmanlarını kapatırdı.
“Muhasebe ne işe yarar?” sorusunu muhasebe departmanlarının yöneticileri ve daha üstlerine sorsak kaçı doğru cevap verebilir acaba? Çoğunlukla bu departmanların ürettiği ürünün “Beyanname” olduğu düşünülür. “Muhasebeci” zihniyetinin doğal uzantısı olan bu yaklaşım hemen tüm şirketin içinde ur gibi yerleşmiş bir yaradır aslında. Birçok şirket hissedarı vergi mevzuatına sonuna kadar uysa dahi ikinci bir muhasebe dünyası takip eder, bir “Ece Ajandası” çekmecenin dibinde hep durur. Bunun temel sebebi, vergi mevzuatına aykırı uygulamalar yapması ve bunların kaydını ikinci bir muhasebede tutması değildir. Çoğunlukla kendisi ve “muhasebecisi” muhasebe biliminin asli fonksiyonu ve yararından bihaber olduğu için işleri ayrı bir “defter” de tutmayı faydalı bulur. O defteri yine “muhasebeci” tutar ama “ya hu biz muhasebe tutuyoruz ya ikinci bir kayda ne gerek var?” diye sormak bir gün olsun aklına gelmez. Peki, gerçekte muhasebe nedir?
Muhasebe zorunluluklardan ve bir otoritenin size dayatmasından dolayı ortaya çıkmış değildir. Muhasebe bizzat işi yapanların kendi faydaları için yarattığı bir bilim olmuştur. Dolayısıyla muhasebe devlet için değil, öncelikle sizin içindir. Daha fazla

Top