Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Her Birimin Ortak İhtiyacı: Etik – Av. Sinem UĞUR

Çeşitli meslek kolları arasında tarafların uyması veya kaçınması gereken davranışlar bütünü anlamına gelen ‘’etik’’ kavramı Başbakanlık’ın Etik Rehberi’nde ‘’insanlara işlerin nasıl yapılması gerektiğini belirlemede yardımcı olan ve kılavuzluk eden değerler, ilkeler ve standartlar ’’ olarak tanımlanmış ve etiğin aynı zamanda ‘’bir süreç’’ olduğunun altı çizilmiştir. Bir süreç içerisinde kararlar alınırken ve bu kararlar uygulamaya konurken belirli değerlere bağlı kalmak etik çerçevenin bir gereğidir.

Etik kodların oluşturulması, ‘’self regulation’’ olarak bilinen kendi kendini düzenleme uygulamaları ve teşebbüs ve çalışanlarının etik kurallara uygun davranmaları için uyum programları dünya çapında yükselen bir eğilim olarak karşımıza çıkıyor. Maddiyata artan ilgi, yolsuzluklar, yasal boşluklar gibi hususların etik değerlerin önüne geçmesinin toplum ve devlet hayatında doğurduğu olumsuzlukların artmasıyla birlikte günümüzde etik kurallara gerek ticari hayatta gerekse sosyal hayatta daha çok ihtiyaç duyuluyor.

Doğru şekilde kuralların belirlenmesi ve uygulanması sonucunda etik ilke ve değerler, kurumlarda girişimciliği ve takdir yetkisinin kullanılmasını teşvik edecektir; etik kültürü, çalışanların pozitif davranmasına ve karmaşık durumlarda pozitif davranışa yönelik inisiyatif almasına önayak olan bir kültürdür. Etik ilke ve değerler, çalışanların kuruma bağlılıklarını artırır ve yozlaşmaya karşı onları özgürleştirici bir işlev görür. Dolayısıyla görev ve sorumlulukların içselleştirilmesi sağlanır.

Etik kurallar sayesinde şirketlerin tüketiciler, alıcılar seviyesinde dürüst, adil, güvenilir ve düzgün bir yapı ve hizmet anlayışı ile faaliyette bulunmaları sağlanır. Benzer şekilde, etik kuralların ve bunlara uyum programlarının uygulanması, bir zamanlar sofistike bir yaklaşım olarak algılanırken, günümüzde hem devletin hem de her ölçekten firmanın ihtiyaç duyduğu temel prensipler halini almış durumdadır ve hem ulusal hem de uluslararası arenada kabul gören ve ciddiye alınan bir mekanizmaya dönüşmektedir. Etik kodlar sayesinde kural olarak hem hukuki kısıtlamalara ihtiyaç azalmakta hem de şirketler kanuni yaptırımlarla karşılaşmaksızın piyasada hareket etme imkanı elde etmektedir.

Kurumlarda “kuşku” kültürü yerine “güven” kültürünün geliştirilmesi de kamu görevlileri ve çalışanlar tarafından etik kuralların benimsenmesi yönünden fayda sağlıyor. Dış denetime dayalı, sürekli müfettiş gözetiminde faaliyetlerin yürütülmesi motivasyon üzerinde olumsuz etki doğurduğu için, bunun yerine dış denetimle birlikte esasen kamu görevlileri ve çalışanların iç kontrol mekanizması geliştirmelerini teşvik etmek ve etik değerleri geliştirmek etik değerlere dayalı bir kurum kültürünün geliştirilmesinde daha etkin oluyor.

Etik kurallara uymak suretiyle devlette ve toplumda yolsuzluğu ve yozlaşmayı önleyip dürüstlüğü hakim kılmak amaçlanır. Etik ilke ve değerlerin önemi ve bunlara duyulan ihtiyaç, günümüzde sosyal hayatın her aşamasında (siyasette, yönetimde, yargıda, ticaret hayatında, tıpta, eğitimde, bilim, sanat ve basın-yayın alanlarında ve daha nicelerinde) ön plana çıkmakta ve her türlü mesleki faaliyette gözetilmesi gerekmektedir.

Kamu yönetimi etiği ise yönetim alanında, doğru davranışlara ulaşmak için gereken ilke ve standartları ifade eden bir meslek etiğidir. Bu ilke ve değerlerin kamu kurum ve kuruluşları açısından taşıdığı önem Etik Rehberi’nde şu şekilde ifade edilmiştir: Etik ilke ve değerler;

  • iyi davranışta bulunma ve kötü davranışlardan kaçınma konusunda, kamu görevlilerine rehberlik eder.
  • devlete ve kamu görevlilerine olan güveni artırır, yönetimin meşruiyetini geliştirir ve devlet-halk bütünleşmesini sağlar.
  • kamu kurumlarındaki yönetsel davranış standartlarını yükseltir. 
  • değerlerin çatıştığı durumlarda karar vericilere ve uygulamacılara yol gösterir.
  • sosyal dokuyu, ekonomik gelişmeyi, demokrasiyi ve hukuk devletini güçlendirir.
  • kamu hizmetlerinin maliyetini düşürür ve kalitesini yükseltir.

Vatandaşlar, düşük maliyetli ve kaliteli kamu hizmeti alma beklentisiyle vergilerini kamu görevlilerine emanet etmektedir. Bu anlamda kamu hizmeti temelinde bir “emanet” anlayışına dayanmaktadır ve ‘’halka hizmet etme bilinci’’ ile hareket edilmesi gerekir. Kanuni düzenlemeler kurumlarda ortaya çıkabilecek olan “ahlak dışı” davranışların tanımlanmasında veya önlenmesinde yetersiz kalabilmektedir. Hukuki boşlukların bulunduğu birtakım “gri” alanlarda, karşılaşılan ikilemlerin çözümünde kamu görevlilerine yardımcı olacak etik ilke ve standartlar, en az yasaların kendisi kadar önemlidir.

Henüz yazılı bir düzenlemeye konu olmamış birçok ahlaki değer bir araya getirilerek hem özel hem de kamu sektöründe etik kodlar altında toplanıyor. Bu etik kuralların izlenmesi ve uygulamaları değerlendirecek iç mekanizmaların oluşturulması gerekiyor. Aslında birçok etik kuralın temelinde kanuni düzenlemelerin yattığını da görebiliyoruz. Bu yönden etik kurallar ile hukuk kurallarını birbirini kesen iki daire olarak düşünebiliriz.

Kanunların ilgili ülkenin resmi etik kuralları olduğunu savunmak suretiyle, kanunların somut yaptırımlara bağlı etik kurallar olduğunu söylemek de mümkün. Yani etiğin aslında her bir tüzel ve gerçek kişiyi hayatın her aşamasında etkileyen bir alan haline gelmiş olduğunu iddia etmek yanlış olmayacaktır. Hele ki idari kurumlar söz konusu olduğunda, etik ilke ve değerlerin pozitif etkileri daha da büyük önem taşıyor.

Örneğin kamuda, etik davranış ilkelerine aykırı davranan genel müdür, eşiti ve üstü kamu görevlileri için 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına İlişkin Kanun kapsamında Kamu Görevlileri Etik Kurulu’na, diğer kamu görevlileri içinse yetkili disiplin kurullarına başvurmak mümkün. Bu çerçevede etik davranış ilkeleri için gerekli olan basamaklar da aşağıdaki gibi sıralanıyor:

  • Görevin Yerine Getirilmesinde Kamu Hizmeti Bilinciyle Hareket Etme
  • Hizmet Standartlarına Uyma, Vatandaşa Yol Gösterme, Nezaket ve Saygı
  • Amaç ve Misyona Bağlılık
  • Saygınlık ve Güven
  • Çıkar Çatışmasından Kaçınma
  • Kamu Malları ve Kaynaklarının Kullanımında Savurganlıktan Kaçınma
  • Bilgi Vermede Saydamlık ve Katılımcılık
  • Yöneticilerin Hesap Verme Sorumluluğu

“Türkiye’de Yolsuzluğun Önlenmesi İçin Etik (TYEC)” projesi kapsamında hazırlanan Kamu Görevlileri Etik Rehberi’nde; her zaman yüksek etik standartları izlemenin ve kamu yararı doğrultusunda halkın devlete ve kamu görevlilerine olan güvenini artırmak için çalışmanın kamu görevlilerinden beklenen başlıca etik davranışlardan biri olduğu belirtiliyor. Nitekim ilgili mevzuatta da kamu görevlilerinin, kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde; sürekli gelişimi, katılımcılığı, saydamlığı, tarafsızlığı, dürüstlüğü, kamu yararını gözetmeyi, hesap verebilirliği, öngörülebilirliği, hizmette yerindeliği ve beyana güveni esas aldığı düzenleniyor.

İdari kurumlardan örnek vermek gerekirse, Rekabet Kurumu’nun rekabet mevzuatına ilişkin değerlendirmelerinde dikkate aldığı kriterler ve takdir yetkisini nasıl kullandığı hususlarında açıklayıcı tebliğler bulunmaktadır. Açıklayıcı tebliğler şeffaflık sağlamak suretiyle hukukun güvenilirliğine ve bilinirliğine önemli katkılar sağlamaktadır. Aynı şekilde, etik kuralların da kamu tarafından uygulanmasında şeffaflık sağlanması da bu kuralların herkes tarafından saygı ile benimsenmesini mümkün kılmaktadır. Düzenleyici kurallar ne kadar aleniyetle tartışılır, açık, net ve şeffaf olur ve ilgililer tarafından bizatihi uygulandığında saygı görüp özümsenecektir.

Oysa karar alma süreçlerinin aksine, Rekabet Kurumu’nun etik uygulamalarına ilişkin kanımızca yeterli bilgiye erişim bulunmamaktadır. Yönerge hazırlamak, denetim gerçekleştirmek, periyodik raporlama yapmak, düzeltici işlem veya tavsiyelerde bulunmak gibi görevleri bulunan Rekabet Kurumu iç denetim biriminin uygulamalarına ilişkin açıklayıcı belgeler kamuya açık değildir. Yani Rekabet Kurumu’nun etik kuralları nasıl uyguladığı, kararı alırken rekabet kurallarını nasıl uyguladığı konusu kadar açık ve şeffaf değildir. Bu sebeple, uygulamada “gri alan” olarak tanımladığımız ve mevzuat ile düzenlenmemiş herhangi bir sorun doğduğunda Rekabet Kurumu’nun konuya ilişkin etik yaklaşımı hakkında önceden bilgi sahibi olmak ve bir öngörüde bulunabilmek mümkün olmamaktadır.

Kamu kurumlarının hakkaniyete uygun olmayan bir olay doğduğunda konuya ilişkin mevzuatta açık bir düzenleme olsa da olmasa da ilgili olayı derhal sonlandırmaları ve kanuni düzenleme beklemeksizin etik kodlar ile şeffaf, adil, anlaşılabilir ve halkın devlete ve kamu görevlilerine güvenini artıracak şekilde aksiyon almaları gerekir. Etik kodların ve ilgili uygulama ve prosedürlerinin kamuya açık olması halindeyse bunların hem kamu görevlileri hem de toplum tarafından benimsenmesi güçlenecektir.

Nitekim her alanın yasalarla düzenlenmesi de ne teorik ne de pratik açıdan uygundur. Bunun yerine bazı temel ilkelerin esas alınması, benimsenmesi ve buna göre uygulamaların şekillenmesi daha etkin olacaktır. 5. Uluslararası Etik Zirvesi’nde Monty Rafael QC tarafından da belirtildiği üzere, az sayıda temel ilkenin belirlenmesi bazı hallerde çok sayıda detaylı kurallar bütününden daha faydalı olmaktadır. Dolayısıyla, her sorunun çözümünü kanuni düzenlemede aramak da pratik bir fayda doğurmamaktadır.

Bir başka açıdan bakıldığındaysa, aslında etik kurallar olmadığında kanunların da ister istemez yetersiz kalacağı gerçeğidir. Zira her bir boşluğun doldurulması, her gri alanın siyaha ve beyaza ayrılması mümkün değildir ve hayatın doğal akışına aykırıdır. Bunun yerine prensiplerin oluşması, prensipli olunması birçok gereksiz yasakların ve kuralların önüne geçecek ve sorunların doğmadan çözümüne yol açacaktır. Bu durum hem kamu açısından hem de özel sektör açısından geçerlidir. Aslında toplumun en büyüğünden en küçüğüne kadar her bir birimi için geçerlidir.

Bu bakış açısı da, uygulamada yaşanan birçok sorunun sebebinin temel bazı etik kuralları oluşturup benimsemeden sürekli yeni kurallar koymaya çalışmakta yattığını göstermektedir. Saydamlık, tarafsızlık, dürüstlük, kamu yararını gözetmek, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik olmadıktan sonra her bir kural amacına ulaşmakta eksik kalacaktır.

Top