Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Yatırım Süreçlerinde Primli Pay İhracı Yöntemi ile Pay Edinimi – Av. N. Can IŞIKTAÇ

Yatırımcının bir şirkette pay edinmek istemesi, ancak pay edinim bedelini paydaşlara değil de, şirkete yatırım olarak koymayı tercih etmesi, özellikle start-up yatırımlarında sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Nitekim, start-up’larda (start-up’ın içinde bulunduğu sürece bağlı olarak) ya tasarlanan işi başlatmak ya da büyütmek (scale-up) için dış kaynaklardan sağlanacak yatırıma ihtiyaç bulunmaktadır. Yatırımcı ise bu noktada şirkete finansman sağlayıp, ileride şirketin paylarının değerlenmesi halinde bundan getiri elde etmek ister.

Start-up’lar açısından uygulamada en çok gördüğümüz yatırım türü SAFE olarak anılan, ABD menşeili bir mekanizmadır. SAFE, yatırımcının sağladığı finansman karşılığında elde ettiği alacağı belli tetikleyici olaylar üzerinden paya dönüştüren (convertible loan) bir pay senedi finansman sistemidir (Equity Financing). Bu sistem ABD hukukuna göre tasarlandığından, Türkiye’deki yatırımlar için Türk Ticaret Kanunu ve ilgili mevzuattaki sınırlamalar nedeniyle tam olarak uygulanamamaktadır. Bu nedenle SAFE mekanizmasına alternatif olabilecek (veya aynı amaca hizmet edebilecek) bir mekanizma oluşturulmuştur. Türkiye uygulamasında, primli pay ihracı ile SAFE mekanizmasına alternatif olabilecek bir yapı kullanılabilmektedir.

Konuyu daha iyi izah edebilmek için primli pay ihracına ilişkin mekanizmayı örnek bir olay üzerinden inceleyelim:

Start-up A.Ş., Kurucu-1 (yüzde 50) ve Kurucu-2 (yüzde 50) adlı iki ortak tarafından 100.000,-TL sermaye ile kurulmuştur. Şirketin amacı, elektrikli oto kiralaması ve şarj yönetimi için kullanılabilecek online bir platform oluşturulması ve bunun ilk aşamada Türkiye’deki kiralama şirketlerine daha sonra ise yurt dışında pazarlanmasıdır. Start-up A.Ş.’nin sermayesi ve kurucularının mal varlıkları, şirket için planladıkları işi gerçekleştirmek için yeterli seviyede değildir ve kısa vadede gerekli yazılım sürecinin tamamlanması ve pazarlama faaliyetleri için 1.000.000,-TL, orta vadede ise yurt dışına açılmak için 10.000.000,-TL yatırıma ihtiyaç bulunmaktadır. Yatırımcı ise otomotiv sektöründeki yeni girişimlere pay karşılığı finansman sağlamak ve kendi kişisel tecrübeleri ile bu şirketlerin gelişimine destek sağlamak arzusundadır.

Yatırımcı ve kurucular bir araya gelerek Start-up A.Ş.’nin yüzde 20 payının, Yatırımcının şirkete koyacağı 1.000.000,- TL (“yatırım bedeli”) karşılığında Yatırımcıya devredilmesi konusunda anlaşmışlardır. Ancak yatırım bedelinin ne şekilde şirkete ödeneceği konusunda taraflar Türk Hukukuna uygun bir çözüm bulamamıştır. Nitekim, Yatırımcının doğrudan kuruculardan pay alması halinde yatırım bedeli şirkete değil doğrudan kuruculara gidecektir. Paranın şirket yerine kuruculara ödenmesi, taraflar arasındaki asıl anlaşmaya uygun değildir. Bu yapıda istenen sürecin sağlanması için birtakım güven işlemleri yapılması gerekecektir, bu gibi izahı zor süreçler ilerideki yatırım turlarında şirketin müstakbel yatırımcıları açısından soru işaretleri yaratabilecektir.

Yatırım bedelinin (primsiz) sermaye artırımı ile şirkete konulması halinde ise şirket sermayesi 1.100.000,-TL’ye çıkacaktır ve bu durumda sermaye artırım bedelini Yatırımcı ödeyeceği için Yatırımcının pay oranı tarafların anlaşmasındaki gibi yüzde 20 değil, yüzde 90 civarında olacaktır. Buradaki paydaşlık yapısını istenen düzeyde tutmak için Yatırımcının, yatırım bedelinin bir kısmını şirkete sermaye artırımında koymak için yatırımcılara ödemesi söz konusu olabilecektir. Ancak bu da bir güven işlemidir. Hem ilerideki yatırım süreçlerinde bazı soru işaretleri doğuracak hem de -özellikle de taraf sayısı arttıkça- bu işlemlerde sorunlar yaşanabilecektir.

Uygulamada, hem yatırımın şirkete sermaye olarak girişini sağlamak hem de giren sermaye tutarına karşılık tarafların anlaştığı pay oranının yatırımcıya devrini sağlamak için Türk Ticaret Kanunu’nun 347.maddesi uyarınca primli pay ihraç edilmektedir.

Primli pay çıkarılabilmesi için şirket ana sözleşmesinin buna müsaade etmesi gerekmektedir. Ana sözleşmedeki düzeltmenin pay ihraç edilecek genel kurulda yapılması ve böylece sürecin daha pratik yürütülmesi mümkünüdür. Primli pay çıkarılmadan önce yatırım şartlarını ve müstakbel ortakların ortaklık ilişkilerini düzenleyen bir ortaklar sözleşmesi hazırlanmalı ve müzakere edilmelidir. Süreç öncesi yatırımcıya kısmi pay devri yapılıp, yatırım bedelinin ortaklar cari üzerinden ödenmesi ve böylece yatırım bedelinin daha erken bir tarihte şirkete ödenmesi de sağlanabilmektedir. Bu yöntemlerden hangisinin tercih edildiğine göre, ortaklar sözleşmesi imzalanacaktır.

Ortaklar sözleşmesinin imzalanmasından sonra düzenlenecek bir genel kurul toplantısı ile yatırımın gerekleri doğrultusunda şirketin sermayesi primli paylar ihraç edilmek suretiyle artırılacaktır. Çıkarılan paylar primli olacağı için şirketin sermayesi yatırım bedeli kadar değil, tarafların istedikleri pay oranını sağlayacak şekilde ortaklar sözleşmesinde belirtilen miktar kadar artırılmış olacaktır.

Yukarıdaki örnek üzerinden ilerleyecek olursak, bu durumda Yatırımcı yüzde 20 hisse alacağı için şirket sermayesi 22.948,-TL artırılarak 122.948,-TL’ye çıkarılacaktır. Sermayenin artırılan kısmının tamamı yatırımcıya ait olacaktır (22.948, 122.948’in yaklaşık yüzde 20’sine karşılık gelmektedir). Yatırımcının yatırdığı her 1,-TL sermaye tutarı için prim kat sayısı 42,5 olarak hesap edilmiştir. Böylece yatırımcı 22.948,-TL sermaye ve (22.948 x 42,5 =) 975,290,-TL emisyon primi olmak üzere toplamda yaklaşık 1.000.000,-TL karşılığında yüzde 20 pay edinmiş olacak ve yatırım tutarı şirkete ödenmiş olacaktır. Pay adetlerinin ve beher pay için gereken sermayenin tam sayı olması gerektiğinden hesaplamalarda çok ufak sapmalar olabilmektedir. Bunun haricinde, yatırım süreçlerinin primli pay ihracı ile yapılması hukuken güvenli bir şekilde tarafların isteklerini sağlamaktadır. Benzer bir yöntemin ileriki yatırım süreçlerinde de uygulanması mümkündür.

Primli pay artışı ile yatırım süreçlerine ilişkin hem kurucuların hem de yatırımcıların beklentilerinin karşılanması sağlanabilmektedir. Bu yönüyle primli pay ihracı oldukça etkin bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Uygulama genellikle start-up’lar üzerinde yoğunlaşsa da bu mekanizma (en azından kısmen) her türlü hisse devri ve pay senedi finansmanı için uygulanabilecek niteliktedir. Primli pay artışı, özellikle de kısmi pay devri yapılarak ortaklar cari alacağının sermayeye dönüştürülmesi halinde yatırım tutarlarının çok hızlı şekilde şirkete kaynak olarak girişine imkan sağlamaktadır. Bu açıdan da hızlı bir finansman yöntemi olarak dikkat çekmektedir.