Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin Mali Hakları – Av. Duygu TURGUT
1. Giriş
Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) uyarınca anonim şirketler kural olarak yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur ve yönetim kurulu ve yönetim, kanun ve esas sözleşme uyarınca genel kurulun yetkisinde bırakılmış bulunanlar dışında şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkilidir. Bu bakımdan, kar sağlama amacı güden anonim şirketlerin varlık amaçlarını sürdürebilmelerinde iyi bir yönetimin payı yadsınamaz. Halihazırda yönetim kurulu toplantılarına katılmak ve oy kullanmak gibi kişisel hakları bulunan yönetim kurulunun en iyi şekilde ve nitelikli kimselerden oluşturulması ise yönetim kuruluna yeterli mali haklar sağlamakla mümkün olabilecektir. Zira şirketin pay sahipleri, alacaklıları ve çalışanları için en doğru kararları almak suretiyle şirketi başarılı bir şekilde yöneten bir kurul oluşturulması için bu kimselerin teşvik edilmeye ihtiyacı vardır; bu teşvik ise mali haklar yoluyla sağlanabilir.
Öte yandan yönetim kurulu ile şirket arasındaki ilişki sözleşmesel bir ilişki olduğundan ve doktrindeki çoğunluk görüşe göre ilgili ilişki vekalet sözleşmesinin özelliklerini haiz olduğundan hareketle, yönetim kurulu üyelerine mali menfaatler sağlamanın anonim şirketler için bir zorunluluktan ziyade şirket politikası olduğunun kabulü gerekir zira vekalet sözleşmelerinde vekile bir ücret ödenmesi zorunlu değildir. TTK 394’ün lafzı da yine bu görüşü desteklemektedir. Bu hüküm uyarınca yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay “ödenebilir”. Lafzi bir yorum yapıldığında yönetim kurulu üyelerine sayılan mali hakların sağlanması şirketin takdirine bırakılmıştır. Bu nedenle bu hakların sağlanıp sağlanmaması, miktarlarının belirlenmesi veya düşürülmesi şirket politikasının bir parçası olarak görülmelidir.
Mali hakların belirlenmesi kanunen pay sahiplerinin kararına bırakılmıştır. Yönetim kuruluna sağlanacak mali hakların yönetim kurulunun menfaatini gözetmekle yükümlü olduğu pay sahiplerince belirlenmesinin ardında esasen yönetim ve pay sahipleri arasında bir denge yaratma fikri yatmaktadır. Kanun koyucu böylelikle yönetim kuruluna fahiş miktarlarda veya üyelerin görevi kabul etmemelerine yol açacak derecede az mali haklar kazandırılmasının önüne geçmeye ve şirketin, pay sahiplerinin, şirket alacaklılarının menfaatini gözetirken aynı zamanda yönetim kurulunun da görevine devam edebileceği koşulların oluşturulmasını sağlamaya çalışmıştır. Bu dengenin sağlanması kapsamında özellikle aynı zamanda pay sahibi olan yönetim kurulu üyelerinin durumunun değerlendirilmesi gerekmektedir. “Oydan yoksunluk” başlığı taşıyan TTK 436/1 uyarınca, pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz. Mali hakların pay sahipliği ile ilgili olmaması nedeniyle kişisel nitelikte işlerden sayılacağını ve bu nedenle aynı zamanda pay sahibi olan yönetim kurulu üyesinin mali hakların belirlenmesine ilişkin genel kurul kararının alınmasında oy kullanamayacağını belirtmek gerekir.
2. Mali Hakların Belirlenmesi
TTK 394 uyarınca yönetim kurulunun mali haklarının esas sözleşme ile veya genel kurul kararıyla belirlenmesi gerekmektedir. Hükmün emredici niteliği nedeniyle, bu hakların genel kurul kararı dışında belirlenebileceğine ilişkin kararların batıl olduğunu söylemek gerekir.
Şirketin büyüme hızı, başarısı, yöneticilerin tecrübeleri, şirketi yönetmek için ayırdıkları emek ve mesai gibi pek çok faktör mali hakların belirlenmesinde göz önünde tutulmaktadır.. Farklı üyelere farklı mali hakların sağlanması konusunda doktrinde ayrılıklar bulunmaktadır. Kimi yazarlar yönetim kurulu üyelerine haklı bir sebep olmaksızın farklı mali haklar sağlamanın eşitlik ilkesine ve dürüstlük kuralına aykırılık yaratacağını belirtmekte; kimi yazarlar ise mali hakların esasen üyelerin tecrübe ve yetkinlikleri baz alınarak belirlendiğini belirterek aslında farklı performanslar sergileyen üyelere aynı mali hakların sağlanmasının dürüstlük kuralına uygun düşmeyeceğini savunmaktadır. Başarılı bir yönetimin oluşturulması bakımından uzmanlık seviyeleri ve tecrübeleri, ortaya koydukları emekleri farklı olan üyeler arasındaki rekabetin önemi düşünüldüğünde, her bir üyeye farklı mali haklar sağlanabileceği kabul edilebilir zira ilgili haklardan memnun olmayan yönetim kurulu üyelerinin her daim yönetim kurulu üyeliği görevini kabul etmeme imkanı bulunmaktadır.
a. Mali Hakların Esas Sözleşme ile Belirlenmesi
Bu hakların esas sözleşme ile belirlenmesi ihtimalinde, hangi mali hakların sağlanacağı ve bunların miktarları detaylı olarak esas sözleşmede belirlenebileceği gibi, esas sözleşmede yalnızca mali hakların sağlanmasına ilişkin genel prensiplere yer verilmesi ve tutarlar gibi detayların genel kurul kararına bırakılması da mümkündür. Esas sözleşmenin değiştirilmesi kanunen nitelikli nisaplara tabi tutulduğundan pratikte daha çok tercih edilen yöntem esas sözleşmenin sık sık değiştirilmesinin gerekmeyeceği şekilde genel prensipleri içermesi ve mali haklara ilişkin detayların genel kurul kararı ile belirlenmesidir.
b. Mali Hakların Genel Kurul Kararı ile Belirlenmesi
Yukarıda söz edildiği üzere, yönetim kurulunun mali haklarının genel prensiplerine esas sözleşmede yer verilip detayları genel kurul kararı ile belirlenebilir. Bununla birlikte, şirket esas sözleşmesinde mali haklara ilişkin hiçbir hüküm bulunmaması yönetim kurulu üyelerinin bu haklardan mahrum bırakıldığı anlamına gelmez. Üyelere sağlanacak mali hakların türlerinin ve tutarlarının genel kurul kararı ile de belirlenmesi mümkündür. Bu durumun tek istisnasını kazanç payı oluşturmaktadır. TTK 339/2(f) hükmü uyarınca esas sözleşmede belirtilecek hususlar arasında kurucularla yönetim kurulu üyelerine ve diğer kimselere şirket karından sağlanacak menfaatler yer almaktadır. Bu nedenle yönetim kurulu üyelerine kazanç payı sağlanabilmesi, bu konunun esas sözleşme ile düzenlenmiş olmasına bağlıdır ve düzenlenmediği durumda, diğer mali haklardan farklı olarak, yalnızca genel kurul kararı ile belirlenmesi mümkün değildir.
Mali hakların genel kurul kararı ile belirlenmesi pratikte yönetim kurulunun bu haklara ilişkin bir teklif hazırlaması ve genel kurulun onayına sunması ile gerçekleşmektedir. Genel kurul bu teklifle bağlı değildir zira yönetim kurulu üyelerinin kendi menfaatlerini gözetmek suretiyle şirket pay sahipleri, alacaklıları bakımından zarar doğurabilecek teklifler sunma ihtimalleri de göz önünde bulundurulmalıdır.
3. Yönetim Kurulu Üyelerinin Mali Hakları
TTK 394 yönetim kurulu üyelerine sağlanacak mali haklar arasında huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay verilmesini saymıştır ancak yönetim kurulu üyelerine tanınabilecek mali haklar bunlarla sınırlı değildir ve esas sözleşmede veya genel kurul kararı ile şirket aracı, tatil imkanı gibi TTK 394’te sayılmamış olan mali hakların tanınması da mümkündür. Aşağıda TTK 394’te örnekleme yoluyla sayılmış olan mali hak türlerinin genel özelliklerine yer verilmiştir.
a. Huzur Hakkı
Huzur hakkı yönetim kurulu üyelerine katıldıkları yönetim kurulu toplantıları için verilir, bu nedenle üyelerin huzur hakkı talep edebilmeleri için bu toplantılara katılmış olmaları gerekmektedir. Yönetim kurulunun elektronik olarak yapılması, huzur hakkı tanınmasına engel değildir. Huzur hakkı ödenmesi, şirketin kar etmesinden bağımsızdır.
b. Ücret
Ücret, geniş anlamda yönetim kurulu üyelerine tanınan huzur hakkı, ikramiye gibi mali hakları ifade etmekle birlikte dar anlamda ücret, yönetim kurulu üyelerine kanun ve esas sözleşmeden kaynaklanan görevlerini yerine getirdikleri için ödenen bir karşılıktır. Ücretin ödenmesi, şirketin kar etmesinden ve ilgili üyenin gösterdiği performanstan bağımsızdır.
c. İkramiye ve Prim
İkramiye, yönetim kurulu üyelerine şirkete olan katkılarından dolayı tanınan bir mali haktır ve esasen ilgili üyeyi motive etmeyi amaçlar. İkramiye ile çok benzer olan prim ödemesinde ise yönetim kurulu üyesinin başarısı önemlidir ve ilgili üyenin performansına dayalı olarak belirlenip ödenmektedir. İkramiye ödemesi ve prim tıpkı ücret gibi şirketin kar etmesinden ve ilgili üyenin gösterdiği performanstan bağımsızdır.
d. Kazanç Payı
Yönetim kurulu üyelerine, şirketi daha çok kar elde edecek şekilde yönetmeye teşvik etmek bakımından, yıllık kardan belirli oranlarda bir karşılık ödenir. Yukarıda söz edildiği üzere, kazanç payının yönetim kurulu üyelerine tanınabilmesi için, diğer mali haklardan farklı olarak mutlaka esas sözleşmede öngörülmüş olması gerekmektedir. Ayrıca, TTK 511 uyarınca kazanç payı tanınabilmesi için şirketin kar elde etmiş olması, net kardan kanuni yedek akçelerin ayrılması, genel kurulun kar payı dağıtılmasına karar vermesi ve pay sahiplerine kar payı dağıtmış olması gerekmektedir.
4. Sonuç
Yönetim kuruluna hangi tür mali hakların hangi miktarlarda tanınacağı şirket politikasının bir parçasıdır ve bu nedenle de şirketin büyüme hızı, hedefleri kadar yönetim kurulu üyelerinin niteliği, tecrübesi ve çabaları ekseninde değerlendirilerek karar verilmelidir. Mali hakların somutlaştırılması noktasında her halükarda piyasa koşullarının ve şirketin mali durumunun da gözetilmesi, şirket pay sahiplerinin özellikle kar payı haklarına halel getirmeyecek bir politika belirlenmesi gerekmektedir.