Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü – Veysel SUNMAN Röportajı

2023 yılının kalan bölümü için dünya ve Türkiye ekonomisine ilişkin beklentileriniz neler? Kısa ve orta vadede bankacılık / finans sektörüne dair öngörüleriniz nelerdir?

Pandemi sonrası dönemde ekonomik toparlanma başlasa da dünya ekonomisi geçtiğimiz yıldan bu yana zor bir dönemden geçiyor. Tüm sektörlerde kalıcı izler bırakan bu dönem, 2023 yılında da etkisini hissettirmeye devam ediyor. Küresel ekonomideki yavaşlama, küresel enflasyon beklentisini de beraberinde getiriyor. Bu yılın ilk çeyreğinde ABD’de birkaç bankanın iflas açıklaması ve İsviçre’nin en büyük bankası Credit Suisse’in de sıkıntılı bir süreçten geçmesi, finans sektöründe hareketlilik yaşanmasına neden oldu. Ülkemizde ise, bankacılık ve finans sektörünün istikrarlı ve güçlü görünümü devam ediyor.

Geçtiğimiz Şubat ayında yaşanan ve 11 ili etkileyen deprem felaketi ülkemizi derinden sarsarken, ekonomik anlamda da etkileri sanayi başta olmak üzere birçok alanda belirli bir süre yavaşlamayı beraberinde getirdi. Kamu ve özel sektör temsilcileri ile birlikte sivil toplum kuruluşları bölgedeki aktif faaliyetleriyle kalıcı yöntemler oluşturarak bölgeyi yeniden yapılandırmak ve kalkındırmak üzere çalışmalarına ara vermeden devam ediyor.

Oluşan şartlar ve küresel dalgalanmalardan birçok sektör etkilense de yılın devamında bankacılık ve finans sektörünün güçlü görünümünü koruyacağını ve sürdüreceğini düşünüyorum. Sektörümüzdeki bu olumlu etkinin de ülkemiz ekonomik aktivitelerine önemli kaynak ve güç sağlayacağı kanısındayım.

Yaşanan depremler risk yönetiminin önemini bize bir kez daha hatırlattı. Her ölçekte işletmenin risklerini tespit etmesi ve bunların etkin şekilde yönetimi için politikalar geliştirmesi önem taşıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Ülke olarak geniş bir coğrafyaya yayılan fay hatları üzerinde konumlanıyoruz. Bu durum pek çok bölgemizi etkisi altına alabilecek nitelikte olumsuzlukların ve risklerin yaşanma olasılığını da beraberinde getiriyor. Geçtiğimiz aylarda büyük bir felaket yaşadık, tarihimizin en acı olaylarından biriydi. Türkiye’yi yasa boğan, 11 ilde büyük bir yıkıma neden olan ve hepimizi derinden etkileyen deprem, risk yönetim mekanizmalarının önemini bizlere bir kez daha hatırlattı.

Risk yönetim unsurları yalnız deprem değil, pek çok doğa olayını da kapsıyor. 2019 yılının son günlerinde ortaya çıkan ve geçtiğimiz 3 yıl boyunca pandemi dönemi olarak geçirdiğimiz dönem küresel çapta bir kriz yönetimi ile tüm dünyayı karşı kaşıya getirdi. Bu dönem krizlere karşı hazırlıklı olmanın önemi konusunda farkındalığımızı pekiştirirken olası risk yönetim metotlarını değerlendirmek ve her alanda uygulayabilmek için bizleri geliştirdi. Doğal afetler her ne kadar öngörülebilen riskler olsa da yönetmenin bir o kadar zor olduğu krizlerdir. İş dünyası olarak her sektörün krizler karşısında hazırlıklı olması ve gerekli tedbirleri alması gerekiyor.

Finans sektörünün önemli bir oyuncusu olarak biz de deprem felaketi karşısında, kriz afet senaryoları ve olası riskleri değerlendiriyoruz. Bu anlayış ile farklı lokasyonlarda hizmet merkezi konumlandırılabilmesi ve gerek fiziksel gerek ekonomik koşulların yönetilebilmesi adına risk yönetim araçlarının ve yöntemlerinin belirlenmesinin son derece kritik olduğunu söyleyebiliriz. İş sürekliliğimizi ve hizmetlerimizi aksatmamak üzere ana hizmet lokasyonumuzun yanı sıra “Olağanüstü Durum Merkezi” yapılanmamızla birlikte kendi faaliyetlerimizin sürekliliğini sağlarken, bu hizmeti bankacılık sektörüne de sunarak sektörel riskleri kontrol altına almak konusunda önlemlerimizi alıyoruz.

Bankalar, KKB tarafından sağlanan “verilerinin Türkiye sınırları içerisinde tutulduğu” bulut hizmeti üzerinden sunulacak uygulama ve hizmetlerden de faydalanabilecekler. Bu sayede paylaşımlı ortamlardan altyapı hizmetleri sunarken aynı zamanda KKB tarafından sağlanacak olan SaaS tabanlı uygulamalarla üçüncü partilerin ürün ve hizmetlerinin mevzuata uygun olarak bankaların kullanımına sunulması mümkün hale gelmiş olacak.

Değişen müşteri alışkanlıkları ile birlikte dijitalleşme hayatımızın her alanında daha fazla yer almaya başladı. Dijitalleşme konusunda kurumunuzun ne tür çalışmaları var?

Küresel alanda olduğu gibi, pandemi süreci ülkemizde de dijitalleşmenin hızlanmasına sebep oldu. Alışveriş deneyiminin online kanallarına yönlendiğini, bankacılık ve finans sektörünün bu alanda çok hızlı adaptasyon sağlayarak bu sürecin öncüleri arasında yer aldığını gözlemledik. Bir yandan, dijital dünyayla iç içe olan genç jenerasyonun tüketim tercihlerini ortaya koymaları, diğer yandan pandemi dönemiyle birlikte her yaştan tüketicinin dijitalleşmenin gönüllü ya da zorunlu olarak bir parçası olması, şüphesiz dijital dönüşümü tahminlerin ötesinde hızlandırdı.

Tüketici davranışı yaş faktörü ve mevcut alışkanlıklardan bağımsız bir şekilde evrildi. Artık ileri yaştaki bireyler de dahil olmak üzere herkes mobil cihazlarını kullanarak dakikalar içinde finansal yatırımlarını yönlendirebiliyor, market siparişi verebiliyor, tatil rezervasyonu yapıp, doktor randevusu oluşturabiliyor. 2021-2022 yıllarına baktığımızda, dünya nüfusu yüzde 1 seviyesinde artış gösterirken, internet kullanan kişi sayısındaki yıllık artışın yüzde 4 seviyesinde olduğu görülüyor. Sosyal medya kullanıcılarının artış oranıysa yüzde 10’u geçmiş durumda.

Ürün ve hizmetlerin de dijitalleşme sürecinde evrilişi ticari hayatın dinamiklerini dünden çok daha farklı bir konuma taşıdı. Erişim kolaylığı ve hızı artık standart haline geldi ve dijital dünya yeni normalimiz oldu. Özetle, müşteri ve piyasa alışkanlıklarının değiştiği, beklentilerin yükseldiği günümüzde, arzını bu değişime uygun şekilde gerçekleştiremeyen şirketler zorluklarla karşılaştı ve karşılaşmaya devam edecek. Tedarik ve talepteki değişimlere ayak uydurabilmek için dijital dönüşümü yakalamak hatta dönüşümün bir parçası olmak kaçınılmaz hale geldi.

Kurulduğu 1995 yılından bugüne kadar Kredi Kayıt Bürosu (KKB), dijital dönüşümün global anlamda sektöründeki öncülerinden oldu. Tüm hizmet ve süreçlerini dijital platformlardan sunmaya odaklanmış olan KKB, yalnızca dijital bir hizmet sağlayıcısı değil, aynı zamanda katma değerli hizmetlerini teknolojik gelişmelerle uyumlu şekilde her geçen gün çeşitlendirmeyi de başarmış bir kurum.

KKB’nin sahip olduğu teknolojik altyapı ve zengin bilgi hazinesi sayesinde, kullanıma sunduğu ürünler dijitalleşmeyi kolay adapte edilebilir hale getiriyor. Bireylerin ve reel sektörün bilgiye erişim süreçlerinin hızlı, kolay ve güvenli olmasının arkasında bu bilgi ve tecrübe yer alıyor. Bu doğrultuda dijitalleşmeye yönelik tasarladığı ürün ve hizmetlerin yanı sıra attığı öncü teknolojik adımlar ile KKB, başta kamu ve özel kuruluşlar olmak üzere sürdürülebilir alt yapı ve operasyonel hizmetler sunmaya devam ediyor. Findeks finansal hizmet platformu üzerinden sunduğumuz elektronik teminat mektubu, karekodlu çek sistemi gibi uygulamalar dijitalleşmede üstlendiğimiz misyonu göstermektedir.

Operasyonel araç kiralama, günlük araç kiralama ve araç paylaşım şirketlerine nasıl yaklaşıyorsunuz? Bu şirketlere sunduğunuz hizmetler hakkında bilgi verir misiniz?

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de araç kiralama faaliyetlerinin ve müşteri alışkanlıklarının şekil değiştirdiğini gözlemliyoruz. Bu alanda araç kiralamanın yanı sıra araç paylaşımı gibi inovatif faaliyet alanları da oluşmaya başlarken, tüketicilere sunulan araç alternatiflerine karavandan, elektrikli araçlara kadar her geçen gün yenisi ekleniyor. Tüketicilerin bu araçlara erişim için kullandığı yöntemler de artık günümüze uygun olarak dijital kanallara yöneliyor. Bununla birlikte tüketicinin talep ettiği hizmete kolay ve hızlı ulaşma arzusu sektörü daha rekabetçi bir noktaya da taşıyor. Tüm bu gelişmeler sektörün geleceği ve büyümesi anlamında değerli fırsatlar sunmakla birlikte, mevcut risklerin de çeşitlendiğini gösteriyor.

KKB olarak araç kiralama alanında yaşanan değişimi de yakından takip ediyor ve Findeks ile araç kiralama sektörüne uzun yıllardır hizmet sunuyoruz. Sektörün yaşadığı değişimle birlikte çeşitlenen risklerinin yanı sıra fırsatların da olduğunu görüyor ve bu alanda izlenecek yol haritalarını oluşturuyoruz. Findeks platformuyla araç kiralama sektöründe yer alan oyuncuların, müşterileri hakkında doğru karar verebilmelerini; müşterilerinin finansal durumlarını daha kolay ve etkili bir şekilde yorumlamalarını ve böylelikle finansal risklerini yönetmelerini sağlamayı amaçlıyoruz.

Araç kiralama sektöründe firmadan müşteriye uzanan sürecin neredeyse her kademesinde Findeks’ten yararlanılıyor. Elektronik Teminat Mektubu, Kredi Notu ve Risk Raporu hizmetlerimiz sektörde en çok kullanılan ürünlerimiz arasında yer alıyor. Örneğin günlük araç kiralama sektöründe talep gören Findeks Risk Raporu sayesinde kiralama yapan şirketler, müşterilerinin Findeks Kredi Notu ile birlikte kredi kullanım geçmişlerine ve kredi kullanım durumlarına ulaşabiliyor. Böylece tüketicilerin mevcut finansal durumlarını göz önünde bulundurarak doğru müşteriye doğru aracı tahsis edebiliyor. Sektörün maruz kaldığı çeşitli riskleri de bu bilgiler sayesinde en aza indirebiliyor. Operasyonel araç kiralama tarafında ise kiralama yapacakları şirketlerin Risk Raporlarını ve Çek Raporlarını talep ederek tahsilat risklerini verimli şekilde yönetebiliyor.

Araç kiralama sektörüne Findeks ile sunduğumuz tüm bu dijital ürün ve hizmetler, sektörün finansal risk yönetiminde önemli rol oynuyor ve günlük ticari faaliyetlerin etkin ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlıyor.