Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

ODD Yönetim Kurulu Başkanı – Ali BİLALOĞLU Röportajı

Koronavirüs salgını sürecinde birçok ülkede yeniden normalleşme süreci başladı. Koronavirüs salgınının dünya ve Türkiye ekonomisine etkileri hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Bundan sonraki süreçte bizleri neler bekliyor?

Covid-19 tüm dünyada sektörleri ciddi anlamda etkiledi. Dolayısıyla da süreç sonrasında, yaşanan ekonomik hasarın toparlanması, şirketlerin öz sermayelerindeki kayıpların restorasyonu öncelik arz edecektir.

Durumu otomotiv sektörü özeline indirgeyecek olursak, otomotiv üretiminin daha kompleks olmasından dolayı tedarik zincirinin dolması bir miktar vakit alacaktır. Eski üretim kapasitelerine ulaşabilmek, taleplere cevap verecek adetlerde üretim yapabilmek bir süre daha beklemeyi gerektirecektir.

Diğer yandan, tüm sektörler için geçerli olmak üzere, ekonominin en temel bileşenlerinden biri pandemi sürecinde çok defa karşımıza çıktı ve çıkmaya da devam ediyor: arz ve talep… Kendi sektörümüz için konuşursak, birçok marka üretimsel anlamda yaşadığı sıkıntılardan ötürü planlamalarında revizeler yapmak durumunda kaldı. Gerek üretime verilen aralar, gerekse yan sanayi tedarikinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle, ülkelerin taleplerinde ötelemeler yaşanıyor.

Şu an için üretime kontrollü olarak dönüş başladı. Birçok marka da gelen talepler doğrultusunda, üretim merkezlerinden olan ihtiyaçlarını revize etmiştir. Ancak yine de bu üretimin kapasitesiyle doğru orantılı. Burada önemli olan üretim stratejisiyle, pazarlama ve satış stratejisinin aynı doğrultuda yürütülebilmesi. Üreticiye, kendisine gelen taleplere ilişkin doğru bilgiyi ve öngörüyü, zamanında aktaran pazarların talepleri karşılama konusunda sıkıntı yaşayacaklarını sanmıyorum.

Tabii burada etkili faktörlerden biri de sınırların açılması, yani üretilen ürünlerin ülkeler arasındaki dolaşımında bir sorun yaşanmaması…

Türkiye ekonomisine baktığımızda ise, geçmişte yaşadığı tecrübelerden dolayı krize karşı diğer ülkelere göre daha dayanıklı. Hükümetimizin hızla attığı sosyal ve ekonomik adımlar bu olağanüstü dönemi daha az hasarla atlatmamızı sağlıyor. ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ paketi gerek reel sektörü ve gerekse vatandaşlarımızı rahatlatacak koruyucu bir etki yarattı. Bu ve benzeri tedbir paketleri ülke ekonomimizin toparlanma sürecini hızlandıracaktır.

Türkiye otomotiv sektörü Korona virüs salgınından nasıl etkilendi? Sektörün 2020 ve 2021 yılı hedefleri hakkında bilgi verir misiniz?

Eğer içerisinde bulunduğumuz süreç, ilk yarıyıldaki göstergelerle devam ederse ve ikinci dalga yaşanmaz ise sektör olarak hali hazırda mevcut arz-talep dengesizliğinin Eylül ayında normale döneceğini tahmin ediyoruz. Ancak tabii olarak, ikinci dalga yaşanması durumunda birçok ekonomik faktöre etkisi olacağı gibi bu dengeye de etkisi olması beklenir.

Korona virüs sonrası fırsatlar ve tehditler size göre neler olabilir?

Otomotiv sektörü bu yaşananlardan sonra tedarik zincirlerindeki hassasiyeti ve kırılganlığı azaltmak için harekete geçecektir. Pandemi aslında dünyaya üretime sadece maliyet odaklı bakmamak gerektiğini gösterdi. Dünyadaki üretim üslerinin yerlerinde değişiklikler olmasını bekliyorum. Pandemi sonrası şirketler artık üretim yaptıkları ülkelerde önemli sağlık riski olup olmadığını da araştıracaktır. Sadece sağlık açısından baktığımız zaman bile Türkiye’nin diğer ülkelerden pozitif ayrıştığını görüyoruz. Türkiye’nin üretim açısından da ciddi avantajları var. Otomotiv, beyaz eşya, tekstil ve daha birçok üründe köklü bir sanayiye sahip eğitimli iş gücü, jeopolitik konumumuz, iş yapış tarzımız, kültürümüz Avrupa’ya daha yakın. Orta vadede Türkiye’nin sanayi ve üretim yönünden, dünyada ağırlığının daha artacağına inanıyorum.

Salgın ile günümüzün ezberleri bozuldu. Rutinler, seçimler, öncelikler ve endişeler değişti. Salgın sonrası otomotiv sektörü müşterilerinin tutum ve davranışlarında ne tür değişiklikler oldu? Otomotiv sektörü bu değişime uyum sağlamak için ne tür stratejiler geliştiriyor?

Bundan sonraki süreçte tüketici hassasiyeti ve beklentileri de değişecektir. “Yeni normal” düzende, konunun uzmanları insanların temel talep ve ihtiyaçlarının çok değişim göstermeyeceğinde hem fikir. Ancak, belirttiğim gibi iş yapış modelleri ve süreçleri büyük değişim kaydediyor, kaydetmeye de devam edecek. Sektörümüze yansımasına bakacak olursak, satıştan servise giderek artan dijital hizmet çeşitliliği, bireysel mobilite isteğiyle birlikte artan araç sahipliği, buna ters oranda azalması beklenen araç paylaşım uygulamaları ve yatırım maliyeti nedeniyle ötelenecek elektrifikasyonun yaygınlaşması diyebiliriz.

Salgın sonrası iş dünyasının çalışma modellerinde de değişiklikler oldu. Uzaktan çalışma modelleri, dijital ortamda gerçekleştirilen toplantılar iş dünyasının hayatına girdi. Otomotiv sektörünün çalışma modellerinde ne tür değişiklikler yaşanıyor?

Sektördeki her şirket kendi yapısına göre bu süreci şekillendirdi. Ancak genele baktığımızda, sahada fiziki olarak yapılması gereken işler haricinde pek çok işin dijital ortama taşındığını, uzaktan çalışma yönteminin benimsendiğini söyleyebiliriz. Otomotiv sektörü, pandemi öncesinde de dijital dönüşüm konusunda hızla adapte olan sektörler arasındaydı. Pandemi bu süreci hızlandırmış oldu.