TEB Kurumsal Krediler Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Özdil Röportajı
Önümüzdeki dönemlerde ortaya çıkacak araç kiralama şirket birleşmeleri, şirket satın almaları ile konsolidasyonların gerçekleşmesi, bu şirketlerin sermaye yapılarının güçlenmesi, maliyet ekonomilerinin sağlanması, rasyonel rekabetin sürdürülmesi, sektörün daha sağlıklı büyümesini de hızlandıracaktır.
Bankanız ve faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Türk Ekonomi Bankası (TEB) olarak, bankacılık sektöründe Türkiye’nin en köklü ikinci özel bankasıyız. 2005 yılında BNP Paribas ile kurduğumuz stratejik ortaklığın ardından kurumsal, ticari ve özel bankacılık alanlarındaki uzmanlığımızı bireysel, işletme ve KOBİ bankacılığına da taşıdık. Bugün 10 binden fazla çalışanımız ve 552 şubemizle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Operasyonel kiralama ve günlük kiralama şirketlerine sunduğunuz finansman paketleri hakkında bilgi verir misiniz?
Banka olarak operasyonel araç kiralama şirketlerinin faaliyetlerini yoğunlaştırmaya başladığı 1990’lı yılların sonundan itibaren bu alanda çalışma yapıyoruz. Grubumuz bünyesinde TEB Arval’in faaliyet göstermesi, araç kiralama sektörü gelişimi ve ihtiyaçlarının belirlenmesinde bizlere yol gösterici yönde destek sağlıyor. Sektörün gelişimini, yasal ve vergisel mevzuatın muhtemel etkilerini, sektörün rekabetini, sektörün birlikte iş yaptığı müşteri portföyünü düzenli olarak takip etmek suretiyle bu alanda faaliyet gösteren 20’ye yakın firmayla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Araç kiralama firmalarıyla çalışma imkânlarımızı uzun vadeli kiralama amaçlı araçların finansmanı, kısa vadeli günlük kiralama amaçlı araçların finansmanı, ikinci el araçların satışında finansman imkânları, yasal vergi ve yükümlülük ödemelerine aracılık edilmesi ve kiralama alacaklarının tahsilatına aracılık sağlanması olmak üzere beş ana başlıkta sıralayabiliriz.
Operasyonel kiralama ve günlük kiralama firmalarına finansman sağlarken nelere dikkat ediyorsunuz? Firmaların sağlaması gereken standartlar nelerdir?
Her sektörde olduğu gibi araç kiralama firmaları arasında da yoğun bir rekabet söz konusu. Sektörde büyüme fırsatları devam ettiği sürece rekabeti sağlıklı ve akılcı yönetebilmek mümkün. Büyüme trendinin yavaşladığı veya terse döndüğü ortamlarda ise bu rekabetin getirdiği fiyatlama, maliyet, müşteri portföyü kalitesine yönelik risk alma iştihanın doğru yönetilebilmesi büyük önem taşıyor.
Biz banka olarak, sektörde yer alan firmaların değerlemesinde ve kredilendirme politikalarımızda birkaç temel noktayı göz önünde bulunduruyoruz. Değerlendirmelerimizde, araç kiralama şirketlerinin araçların finansmanında sağlamış olduğu özvarlık katkısına, sahip olduğu filonun yaşı, araç alımı avantajı, servis ağı, sigorta işlemleri yönünden yeterli ölçek ekonomisine sahip olup olmadığına ve araç kiralaması yapan müşteri portföyünün sürekliliğine ve ödeme performansına dikkat ediyoruz. Bununla birlikte, kira gelirlerinin operasyonel maliyetleri ve kredi taksiti geri ödemelerini karşılama oranının yanı sıra araçların o günkü ikinci el değerleri ile anapara kredi tutarlarını karşılama oranını ve kira gelirleri ile kredi tutarı para birimlerinin uygunluğunu da dikkate alarak analizler yapıyoruz.
Ayrıca, sektörün taşıdığı vergi mevzuatı yönünden meydana gelebilecek değişikliklerde oluşabilecek riskleri her zaman göz önünde bulunduruyoruz. Diğer bir ifadeyle, araç alımında ve ikinci el araç fiyatlarında en büyük etkiye sahip olabilecek ÖTV oranlarındaki özellikle aşağı yönlü bir inişin firmanın finansal gücünü nasıl etkileyebileceğini ve bu etkinin firma tarafından taşınıp taşınamayacağını her zaman dikkate alarak hareket ediyoruz.
Operasyonel kiralama ve günlük kiralama ülkemizde gelişme potansiyeli yüksek sektörler olarak görülüyor. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir? Bu gelişime uygun çalışmalarınız nelerdir?
Yapılan araştırmalara baktığımızda, sektörün son beş yılda hızlı bir büyüme performansı gösterdiği ve her yıl %20’ler civarında artışla 35 binin üzerinde müşteriye ve 250 binin üzerinde araç sayısına ulaştığı görülüyor. Yıllık 7 milyar TL üzerinde gerçekleştirdiği araç alımı tutarı ile hem otomotiv hem de bankacılık sektörünün önemli bir hedef kitlesi olan araç kiralama firmalarının önümüzdeki dönemde de konumunu koruyacağını düşünüyorum. Bununla birlikte, sektörün büyümesinin en temel nedenlerinden birinin de ölçek ekonomisinin sağlanması olduğunu görüyoruz. Araç kiralama şirketlerinin, kişilerin ve şirketlerin tekil olarak satın aldıkları araçlara göre sağladığı alım fiyatları; servis, bakım onarım maliyetleri; sigorta maliyetleri ve vergi avantajlarının ekonomik rasyoneli her zaman göreceli üstünlüğe sahip olacaktır.
Sektörün gelişimi, büyümesi ve ekonomik rasyonel içerisinde faaliyetlerini yerine getirmesinde; şirketlerin araç filo büyüklüğünün, ekonomik ölçeğinin optimal bir seviyede olmasının yanı sıra sermaye ve sermayedar yapılarının gerekli katkıyı sağlayacak güçte olması etkili rol oynuyor. Bununla birlikte, operasyonel giderlerini yönetebilecek karlılık ve beceri seviyelerini korumaları ve vergi/yasal mevzuat değişikliklerine uyumlu yapıda olmaları da önemli faktörler arasında yer alıyor.
Önümüzdeki dönemlerde ortaya çıkacak araç kiralama şirket birleşmeleri, şirket satın almaları ile konsolidasyonların gerçekleşmesi, bu şirketlerin sermaye yapılarının güçlenmesi, maliyet ekonomilerinin sağlanması, rasyonel rekabetin sürdürülmesi, sektörün daha sağlıklı büyümesini de hızlandıracaktır.
Bankaların da bu satın almalarda ve birleşmelerde rol alma imkânına sahip olması, mevcut kısa ve orta vadeli finansman olanaklarının güçlenen şirket yapılarında artırılarak sürdürülmesini sağlayacaktır. Ticari kuruluşların yanı sıra bireylerin de sistemde yer almasını sağlayacak mevzuat değişiklikleri ve teşvik edici düzenlemelerin, araç kiralama şirketlerine ve finansal kuruluşlara yeni imkânlar sağlayarak ülke ekonomimiz açısından da kaynakların ölçek ekonomisiyle verimli kullanılmasına ve tasarrufa katkıda bulunacağına da inanıyorum.
Sektör hakkında yayınlanan bilgilendirme, rapor, istatistik ve analizlerin sağlayacağı şeffaflık ve kolay değerlendirme imkânlarının ışığında, araç kiralama şirketleri, büyüyen ve gelişen bir sektör olarak, finansal kuruluşların ve bankaların daima hedefindeki ve işbirliğini sürdürdüğü sektörler arasındaki yerini ve önemini koruyacağına inanıyorum.
Sektörün gelişimi, büyümesi ve ekonomik rasyonel içerisinde faaliyetlerini yerine getirmesinde; şirketlerin araç filo büyüklüğünün, ekonomik ölçeğinin optimal bir seviyede olmasının yanı sıra sermaye ve sermayedar yapılarının gerekli katkıyı sağlayacak güçte olması etkili rol oynuyor.