Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

2014 Yılında Türkiye Ekonomisi – Başar Yıldırım

Olası kur artışı operasyonel kiralama şirketleri açısından farklı etkileri olabilir. Bu bir yandan artan binek otomobil fiyatları filo kiralamaya olan talebi artırma potansiyeline sahip iken diğer yandan ikinci el otomobil fiyatlarındaki artış da şirketlerin gelirlerini yükseltebilir.

Türkiye ekonomisi, 2014’ün günümüze kadar olan sürecini gerek yurtiçi gerekse yurtdışı politik gelişmeler ışığında geçirdi. Yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin beklentiler bir yana, ülkenin ticaret partnerleri olması nedeniyle Irak’ta artan tansiyon ile Ukrayna-Rusya’da gözlenen hareketlilik de Türkiye’nin makro ekonomik dinamiklerini şekillendiren konular oldu. Bunun yanısıra, tıpkı diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi küresel Merkez Bankalarının (ABD, Avrupa ve İngiltere) aldığı kararlar da yakından izlenmeye devam etti. Önümüzdeki sürece ve bunun operasyonel kiralama üzerindeki olası etkilerine kısaca değinmeden önce kısaca son ekonomik gelişmelerden bahsetmekte fayda var. 2013 yılını beklentilere paralel %4 gibi bir ekonomik büyüme rakamı ile tamamlayan Türkiye
ekonomisi, tüketimi sınırlayıcı politikalar devreye girmeden artan tüketici harcamaları, yerel seçim harcamaları ve kurdaki değer kaybına bağlı gözlenen ticarette yeniden dengelenme süreci ile birlikte 2014’ün ilk çeyreğini tahmin edilenin üzerinde bir büyüme rakamı (4.3%) ile tamamladı. Enflasyon cephesinde ise bir önceki yıldan gelen
TL’deki değer kaybı, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki yükseliş ve bazı yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki zamlar nedeniyle yukarı yönlü seyir devam etti. 2014’ün ilk yarısını %9,2 seviyesinde bir tüketici enflasyonu ile tamamlayan Türkiye ekonomisinde, küresel merkez bankası para politikalarına dair gelişmeler ve sermaye hareketleri,
gıda fiyatları, seçim sonrası artması beklenen doğalgaz ve elektrik fiyatları nedeniyle enflasyona yönelik endişeler sürüyor. Diğer temel makro ekonomik değişkenlere bakıldığında ise yukarıda bahsettiğimiz ticarette
yeniden dengelenme sürecinin etkisiyle cari işlemler açığında toparlanma sürerken bütçe dengesi de yıl sonu hedefler doğrultusunda bir görünüm sergilemeye devam etti. TCMB’nin para politikası kararları 2014 ekonomisinde gerek yurtiçi gerekse yurtdışı yatırımcılarca izlenen diğer önemli bir diğer konu ise TCMB’nin para politikası
kararlarıydı. Öyle ki, 2013 yılının ikinci yarısından itibaren gelişmekte olan ülkeler içerisinde önemli oranda eğer kaybeden TL’nin enflasyon üzerindeki baskısını önlemek ve finansal istikrarı sağlamak adına kısa vadeli faizleri 425-500 baz puan aralığında artıran Merkez Bankası, yerel seçimlerin sonuçlanmasının ardından gözlenen
sermaye akımlarındaki artış ve enflasyon beklentilerindeki düşüş öngörüsüyle Mayıs ayı itibarıyla faiz indirimlerine gitmeye başladı. Peki 2014 yılı ve sonrasında ekonomide ve sektörde görülmesi muhtemel gelişmeler
neler olabilir? Öncelikle 2014 yılının 2. Çeyreği ve sonrasına ilişkin öncü göstergeler (sanayi üretim endeksi, satın alma yöneticileri endeksi- PMI, Irak’a olan ihracatımızdaki düşüş vb) ekonomik büyüme rakamının göreli olarak
daha düşük seviyelerde gerçekleşeceğini ve bu kapsamda orta vadeli programda belirlenen yıl sonu hedefi olan %4’e ulaşılmasının çok kolay olmayacağını gösteriyor. Bu durum operasyonel kiralama sektörünün ilk çeyrek rakamlarında çeyrek bazında miktar negatif bir görünüm olsa da yılın tamamını kapsayacak şekilde de önemli bir düşüş yaratacağını kesin bir biçimde söylemek doğru olmayabilir. Öyle ki, 2009-2013 yılları arasında yıllık ortalamam %18 oranınıda büyüyen filo kiralama sektörün, henüz gelişmeye açık (penetrasyon oranlarının düşük olması) sebebiyle büyümesini sürdüreceğini öngörebiliriz. Sektöre ilişkin önemle izlenmesi gereken konulardan biri ise faiz oranlarındaki gelişmeler olacaktır. Bilindiği üzere, BDDK’nın tüketici kredi ve kredi kartlarına yönelik aldığı tüketimi kısmaya yönelik politikalar ile TCMB faiz artışları kredi büyüme oranlarının gerilemesine neden olmuştu. Ancak TCMB’nin Mayıs ayında başlayan faiz indirimleriyle birlikte kredi artış oranlarında ufak da olsa bir hareketlenme görüyoruz. Bu durum taşıt kredileri vasıtasıyla binek araçlara olan talebi artırabilir gibi görünse de piyasa faizlerine yönelik belirsizlik şirketleri ve bireyleri operasyonel kiralamaya sevk edebilir. Öyle ki, gelişmiş ülkelerde gözlenen ekonomik toparlanma ile daha önceden uygulanan genişleyici politikalar yavaş yavaş sonlandırılmaya başladı. ABD ve İngiltere Merkez Bankaları’ndan 2015’in ilk çeyreğinden itibaren faiz artışları gelmeye başlayabilir. Bu durum tüm gelişmekte olan ülke piyasalarından olduğu gibi, Türkiye’den de sermaye
çıkışı anlamına gelebilecektir. Böyle bir ortamda önümüzdeki dönemde kurlarda yukarı yönlü risklerin mevcut olduğunu gözden kaçırmamak ve buna yönelik tedbirler almak (türev enstrüman kullanımı) sektörde faaliyet gösteren firmalar açısından önem arz etmektedir. Olası kur artışı operasyonel kiralama şirketleri açısından farklı etkileri olabilir. Bu bir yandan artan binek otomobil fiyatları filo kiralamaya olan talebi artırma potansiyeline sahip iken diğer yandan ikinci el otomobil fiyatlarındaki artış da şirketlerin gelirlerini yükseltebilir. Ancak, bu durumun şirketin maliyetlerini de yükselteceğini ayrıca belirtmek gerekir. Kurda öngörülenin üzerinde gözlenen olası kur artışlarının piyasa faizlerinde yükselişe neden olması da kredi maliyetlerini yükselten bir unsur olan ikincil etkide bulunabilir. Güven endeksleri Gerek ekonomi gerekse sektör için bir diğer önemli gösterge güven indekslerindeki değişimler olacaktır. Mevcut durumda 2 seçimi geride bırakan Türkiye ekonomisinde belirsizlikler bir miktar azalmış olsa da 2015 yılında yapılacak genel seçimler, tüketici harcamaları ve yabancı sermaye girişleri
üzerinde etkide bulunabilir. Bu durum ise ekonomi politikalarını şekillendirecek temel unsurlar olarak karşımıza çıkacaktır. Yüzde 4 ila 5 ekonomik büyüme potansiyeline sahip Türkiye’nin gerek küresel arenadaki konumunu korumak gerekse yatırımcılar açısından pozitif bir görünüm sağlamak adına, gerekli adımları atacağına (yeni bir sanayi
ve büyüme modeli ve buna yönelik politikalar) inanıyoruz. Bu durumda hali hazırda kayda değer bir potansiyeli olan filo kiralama sektörünün canlanan ekonomik aktivite ile büyümesini sürdürmesini öngörebiliriz.