Aile Anayasası Oluşturmada Yaşanan Süreçler – Mehmet Fuat Ekmekçioğlu
Aile şirketlerinden kurumsallaşma adına atılan en önemli adımlardan biri Aile Anayasası oluşturulması. Aile Anayasası oluşturmaya karar veren aile şirketleri çeşitli zorluklar yaşayarak bu süreci tamamlıyorlar. TKYD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Fuat EKMEKÇİOĞLU Aile Anayasası hazırlık sürecinde öne çıkan konuları, bir aile şirketi yöneticisi olarak edindiği tecrübe ve gözlemleri ile bizlere aktarıyor. Kıtalararası, uzak mesafeleri yıllık döngülerine göre aşan ve uzak diyarlara ulaşan kuşların göçünde dikkat çeken en önemli konu, uzun yolları nasıl fiziksel zorluklara dayanarak kat edebildikleridir. Nasıl oluyor da kuşlar yorulmuyorlar? Bilim adamlarının incelemeleri, bunun cevabının kuşların göç sırasındaki uçuş yapılarında saklı olduğunu göstermiş. V şeklinde uçan kuşlar bir oku andıracak şekilde yapılanarak uçuyorlar. V’nin sivri kısmında uçan kuşlar havanın basıncını en çok hisseden daha güçlü olan kuşlardan oluşuyor. Onlar basıncın direncini kırarak V’nin diğer kısımlarındaki kuşlara daha rahat bir uçuş sağlıyorlar. Yani önde uçan kuşlar havanın basıncını daha çok hissediyorlar ancak arkada uçan kuşlar içinse basıncı kırıyorlar. Peki, öndeki kuşlar yorulmuyor mu? Yoruluyorlar. Yoruldukça da, diğer güçlü olan kuşlarla belli bir düzen içinde yer değiştiriyorlar. Yorulan daha az basınç alan bölgelere geçiyor. Böylece nihai hedefe hep birlikte uçmayı başarıyorlar. Yaşam dediğimiz döngüde hemen hemen her şeyin cevabı doğada saklı. Göçmen kuşların uzak mesafeleri aşarak, hedeflerine ulaşabilmelerindeki bu basit, ama önemli detayı öğrenmekte beni şaşırttı ve düşündürdü. Takım olmak, takım ruhu ile bir hedef için hareket etmeye güzel bir örnek olan göçmen kuşlar, esasında belirlenmiş bir vizyon ile şirket sahibi ailenin ve aile bireylerinin ortak menfaatlerini korumak ve devamlılığını sağlamak için yapılan çalışmalara da iyi bir örnek teşkil ediyor. Uzaktaki hedeflerine ulaşmak için yapmaları gereken her şey ve her bilgi göçmen kuşların genlerinde varken, şirket sahibi aileler, ailenin bütünlüğünü koruyarak, aileyi ve sahip olunan şirketleri nesiller boyunca ileriye taşımak için kurallar koymak, bir Aile Anayasası yapmak mecburiyetindedirler. İşlerinde, sürdürülebilir büyümeyi hedefleyen, bunu da ancak kişilerden bağımsız, kurumsal bir sistemle oluşturabileceğini idrak etmiş aile şirketleri, aynı kurumsallaşmayı aile içinde de oluşturmak durumundalar. Şirket ve aile içi kurumsallaşma çalışmalarının birbirlerini destekleyecek şekilde yapılması da bu sürecin başarıyla sürdürülebilmesi için büyük önem taşımaktadır. Daha önemlisi ise, şirket içi kurumsallaşma tüm dinamiklerin gerekliliğine göre nasıl sürekli geliştirilmek durumundaysa, aile anayasası da mutlaka yaşayan bir anayasa olmalı, tecrübeler ve yaşananlarla güncellenmelidir. Bu noktada, aile anayasası oluşturmaya karar vermiş şirket sahibi aile fertlerinin yaşayacağı süreçteki bazı öne çıkan konuları, fazla detaya inmeden de olsa sizlerle paylaşmak isterim.
- Öncelikle ortak olan aile fertleri ve ortak olmasa da şirketlerde aktif olan aile fertlerinin tamamının aile anayasasına ihtiyaç olduğu konusunda inançları oluşmuşsa böyle bir çalışma karara bağlanmalı, aksi görüşte olanlar da varsa, mutlaka ikna edilmeli.
- İşin dışındaki tüm aile fertleri de, aile anayasası ve gerekliliği konusunda iyi bilgilendirilmeli.
- Mutlaka doğru bir danışmanla çalışılmalı.
- Geçici ilk Aile Konseyi oluşturulmalı. Aile anayasasının danışman tarafından değil, ailenin değerlerine, önceliklerine ve hedeflerine göre danışmanın “yol göstericiliğinde”, geçici Aile Konseyi tarafından karara bağlanan kurallarla oluşturulacağı unutulmamalı.
- Aile Konseyi’nin ilk işi toplantı ve karar prensiplerini oluşturmak olmalı.
- “Şirketin menfaatleri mi öncelikli olmalı, ailenin menfaatleri mi öncelikli?” sorusu, karara bağlanarak, aile anayasasının maddelerinin oluşturulması için gerekli ana prensip oluşturulmalı. Bu ana prensip, iyi anlaşılarak ve iyi tartışılarak karara bağlanmalı.
- Tüm çalışmalara, mümkünse 1. kuşağın katılması sağlanmalı.
- Aile Konseyi’nde herkesin, her şeyi açıkça konuşması gerektiği ve konuşulabileceği de, herkes tarafından içe sindirilmeli ve öncelikle bu konu tartışılmalı. Kan bağı olan ve/veya duygusal hassasiyetlerle birbirlerine bağlı kişilerin “ölüm, miras veya buna benzer” konuları da konuşmak mecburiyetinde olacakları unutulmamalı.
- Bu toplantılarda herkesin birbirini dinlemesi, anlaması, karşı fikirlere de önem vererek tartışabilmesi, sonuçta da uzlaşarak mutabakat sağlanmasının, işle ilgili önemli bir konudaki mutabakattan çok daha önemli olduğu unutulmamalı.
- Tüm kararlarda çekirdek ailelerin ve bireylerin haklarıyla, ailenin işlerinin gelişerek sürekliğini sağlamanın mecburiyetleri arasındaki çizgilerin hassasiyetle çizilmesine özen gösterilmeli.
- Aile anayasası çalışmalarına paralel olarak, diğer aile fertleri arasında, sonra da devam edecek olan aile içi iletişim ve güveni pekiştirecek aktiviteler önemsenmeli.
- Mümkünse, daha önce aile anayasası tecrübesi olan ailelerle irtibat kurulmalı.
- Aile anayasası taslağı oluştuğunda, diğer aile fertleriyle paylaşılmalı, tartışılmalı, gerekli ve uygunsa değişiklikler yapılarak, aile anayasasının tüm aile fertleri tarafından kabulü sağlanmalı.
Bir aile anayasası, ciddi bir emek ve çalışma sonucunda hayat buluyor. Yaşayan bir anayasa ise, bu emek ve çalışmanın üzerine, yerine göre fedakarlık yerine göre hoşgörü ama mutlaka paylaşarak sahip çıkmak anlamına geliyor. Aile fertleri tarafından altına imza atılmış dahi olsa, aile anayasasındaki kuralların, hukuki olarak yeteri kadar bağlayıcı olmadığını unutmamak gerekir. Uygun olan bazı kural ve prensipler şirketlerin “ana sözleşmelerine” ve “ortaklar sözleşmelerine” taşınabilir. Ancak yazılan ve tatbik edilen bütün kuralların temelinde ve sürdürülebilirliğinde tek önemli bir kural var: O da “iyi niyet”. Mühim olan, aile fertlerinin bütün konulara yaklaşımlarında, karşılıklı olarak bu “iyi niyet”e sahip çıkmaları… Aile anayasası hazırlanırken, birçok konu da olduğu gibi, olası riskler de tartışılarak kurallar konuyor. Bu kuralların bir kısmı “şirket ana sözleşmelerine” ve “ortaklar sözleşmelerine” taşınabiliyor. Ama yine de esas olan ailelerin değerlerini koruyarak, gelecek kuşakları iyi yetiştirmek, sevgi ve saygıyı kaybetmeden, menfaat birliğinin hakkaniyetle devamını sağlamaktır.