Kredi Kayıt Bürosu – Genel Müdür V. Veysel SUNMAN Röportajı
Kurumunuz ve faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Dokuz bankanın ortaklığı ile 1995 yılında kurulan Kredi Kayıt Bürosu (KKB) olarak; kredi riskinin etkin yönetimine ilişkin ürünler ile maliyet azaltıcı çözümler ve dijital güvenlik konularında hizmet veriyoruz.
25 yılı aşkın süredir faaliyetlerini sürdüren bir kurum olarak 2012 yılına kadar yalnızca bankacılık ve finans sektörüne hizmet sunarken gerçekleştirdiğimiz bir strateji değişikliği ile reel sektörü de destekleyen katma değerli ürün ve hizmetler sunmaya başladık. Bu süreçte ayrıca bireylerin de finansal okuryazarlığının artırılması konusunda hizmetler sunmaya başladık.
Bu strateji değişikliğinin arkasındaki en önemli gerekçe ise reel sektörün alacak riskini daha etkin yönetmesinin ve bireylerin finansal okuryazarlığının artırılmasının ülke ekonomisi açısından önemiydi. Bu ihtiyaçtan hareketle hem reel sektörün hem de bireylerin yararlanabileceği ürün ve hizmetler ile bunların etkin ve güvenli paylaşılabileceği kanallar yarattık. Ocak 2013’te hizmete sunmaya başladığımız Çek Raporu, Risk Raporu ve Elektronik Rapor Sistemi ile bireylere ve reel sektöre yönelik hizmetleri de hayata geçirdik.
Eylül 2014 tarihi itibarıyla kullanıma sunduğumuz Findeks finansal hizmet platformu ile bireyler ve reel sektöre yönelik ürünleri tek bir çatı altında topladık. Bunun yanı sıra 2015 yılında hayata geçirdiğimiz, 2016 yılında yasa ile kullanımı zorunlu hale gelen ve 1 Ocak 2017 itibarıyla yürürlüğe giren Karekodlu Çek Sistemi ile reel sektörün alacak riskini yönetebilme yeteneğini yeni bir seviyeye taşıdık. Böylece daha şeffaf ve daha güvenli bir ticari hayat için önemli bir adım atmış olduk.
2016 Aralık ayında ise başta bankacılık ve finans sektörü olmak üzere tüm sektörlere yönelik olarak veri merkezi, olağanüstü durum merkezi ve bulut hizmetlerinin yanı sıra kurumlara özel yapılandırılmış merkezi ürün ve teknolojik altyapı hizmetleri sunmak üzere KKB Anadolu Veri Merkezi’ni faaliyete geçirdik.
Covid – 19 salgını ile birlikte risk yönetiminin önemi arttı mı? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Covid -19 salgını ile birlikte aniden değişen koşullar, sektörlerin risk yönetimi bakış açılarını değiştirirken risk yönetimi araçlarına olan ihtiyacını hızlandırdı. Çeşitli sektörlerden birçok firma ticari ilişkide oldukları müşteriler, bayiler ve tedarikçiler gibi iş ortaklarının finansal durumlarını görme ve izlemenin yanı sıra önceden önlem alabilmek veya iş ortaklıklarını güçlendirebilmek için finansal risk envanterine ihtiyaç duydu. Bu ihtiyaçtan hareketle finansal riskleri görerek analiz edebilmek için risk yönetimi yapmak kurumların önceliği haline geldi. Kurum olarak biz de özellikle içerisinde bulunduğumuz bu zorlu dönemde, doğru müşteriyi seçerek satış yapabilmenin, satışları doğru bir müşteri portföyüyle artırmanın, risk yönetimini fırsat yönetimine çevirmek anlamında reel sektöre fayda sağlayacağını her fırsatta vurguluyoruz.
Covid – 19 salgını ezberlerimizi bozdu. Bu dönemde müşteri alışkanlıkları değişime uğradı. Dijitalleşme hayatımızın her alanında daha fazla yer almaya başladı. Dijitalleşme konusunda kurumunuzun ne tür çalışmaları var?
İçinde bulunduğumuz dönemde dijitalleşme artık bir tercih değil, bir zorunluluk haline geldi. Dijitalleşmeyi konuşmak yerine dijitalleşememenin ortaya çıkardığı rekabet kayıplarına odaklanmak daha doğru olur. Dijitalleşme trendlerini yakalayamayan firmaların, ticari faaliyetlerinde rakiplerinin gerisinde kalabildiği gözlemleniyor. Pandemi dönemi, dijitalleşme konusunda rakiplerine ve sektörel standartlara göre önde olan şirketlere fırsat sundu diyebiliriz. Uzaktan erişilebilen, uzaktan iletişime geçilebilen şirketler aslında bu dönemde tüketicilerine en yakın olan şirketler.
Günümüzün değişen trendlerine uyumlu ve dijitalleşme temelleri üzerinde faaliyet gösteren bir kurum olarak KKB’nin tüm ürün ve hizmetlerde dünyadaki ürün ve hizmet standartlarını belirleyebilecek kapasitede teknolojik altyapıya sahip. Sunduğumuz yenilikçi ürün ve hizmetler ile dijitalleşme kavramının risk yönetiminde kullanılmasına olanak sağlarken kurumsal ve bireysel düzeyde farkındalığın artırılması ve faydanın aktarılmasını da önemsiyoruz. Karekodlu Çek Rapor’larının yanı sıra elektronik ortama taşıdığımız teminat mektubu gibi katma değerli hizmetler ile fiziki yürütülen birçok süreci dijital ortama taşıyarak süreçlerin daha sağlıklı, güvenilir ve hızlı ilerlemesini sağladık.
Operasyonel kiralama ve günlük kiralama şirketlerine nasıl yaklaşıyorsunuz? Operasyonel kiralama ve günlük kiralama şirketlerine sunduğunuz hizmetler hakkında bilgi verir misiniz?
Araç kiralama sektörü, Findeks finansal hizmet platformumuzu hayata geçirmeden de önce iş birliği içerisinde olduğumuz, ortak çalışma geliştirmek ve yeni hizmetler tasarlamak için gayret gösterdiğimiz bir sektör. Aynı zamanda nihai tüketiciyle buluşan bir sektör olması nedeniyle bireylerde finansal okuryazarlığın artırılmasına destek olması adına bizim için önemli bir konuma sahip. Hem günlük hem operasyonel kiralama alanında, Findeks Kredi Notu, Risk Raporu ve Çek Raporu hizmetlerimizin gün geçtikçe daha verimli şekilde kullanıldığını ve fayda sağladığını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Eletronik Teminat Mektubu platformu da sektör tarafından kullanılmaya başlanan bir diğer hizmetimiz oldu. 2021 itibarıyla da sektöre verebileceğimiz yeni hizmetleri, TOKKDER bünyesinde sektör temsilcileriyle görüşüyoruz.
Operasyonel kiralama ve günlük kiralama ülkemizde gelişme potansiyeli yüksek sektörler olarak görülüyor. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir? Bu gelişime uygun çalışmalarınız nelerdir?
Ülkemizde, araç kiralama sektörünün ürün gamını genişlettiğini görüyoruz. Sektörün dijitalleşme kabiliyetinin ve bu alandaki motivasyonunun da yüksek olduğu göze çarpan bir diğer unsur. Bu sayede, dijital platformlarla, tüketicilerin bu araçlara erişimi de giderek hızlanıyor ve kolaylaşıyor. Ayrıca, platformlar da çeşitlenerek artış gösteriyor. Dünyada ve ülkemizde otomobile olan ilgi ve ihtiyaç bu kadar yüksekken, ayrıca turizm ülkesi olduğumuzu göz önünde bulundurursak ve bir de buna kiralama eğilimdeki artışı da eklersek sektörün gelişimi ve pozitif büyümesi kaçınılmazdır. Tabii ki bu kadar hızlı ve güçlü büyüyen bir sektör aynı zamanda risklere de açık hale gelmektedir. Biz de KKB olarak, entegre sistemlerle bu süreci destekleme motivasyonu ve gayretindeyiz.