Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

TOKKDER – Sigorta Şirketleri Buluşması

TOKKDER yöneticileri, araç kiralama sektörü için büyük öneme sahip olan sigorta sektörünün temsilcileriyle 1 Temmuz 2010 tarihinde Marsh Sigorta ve Reasürans Brokerliği’nin ev sahipliğindeki toplantıya katıldı. TOKKDER tarafından, 1 Temmuz 2010 tarihinde sigorta sektörünün önemli temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda sigorta ve araç kiralama sektörlerinin birlikte yaptıkları çalışmalar, sorunlar ve çözümleri görüşülürken, her iki sektörün birlikte yapabileceği çalışmalarıgeliştirmeleri için gerekenlere ilişkin görüş alış verişinde bulunuldu. Marsh Sigorta ve Reasürans Brokerliği’nin Mecidiyeköy’deki merkezinde gerçekleşen toplantıya TOKKDER yöneticileri ve sigorta şirketleri temsilcileri katıldı.

Katılımcılar: 

  • HDI Sigorta : Enis Talaşman ve Emre Kolcakaya 
  • Anadolu Sigorta : Levent Sönmez ve Zafer Uçar 
  • Mapfre Genel Sigorta: Serdar Gül ve İlker Sırtıkırmızı
  • Zurich Sigorta : Nihal Asker ve Orkun Gücük 
  • Marsh Sigorta : Mehmet Atay, Burçin Bayrakgil, Aytek Gürkan ve Ebru Yüksekbilgili 
  • Hedef Filo : Önder Erdem 
  • Trio Car Rental : İlhan Yılmaz 
  • Europcar : Murat Akanlar
Toplantıda açılış konuşmasını yapan Önder Erdem, Türk araçkiralama sektörünün bugünkü durumu hakkında bilgiler verdi. Günlük kiralamanın yaklaşık 20 bin ve operasyonel kiralamanın da yaklaşık 110 bin araçta olduğunu, 3-4 yıl içinde bu rakamın toplamda 180 bin olması beklendiğine dikkat çeken Erdem, günlük kiralama oranlarının düşük olduğunu ancak artma potansiyelinin çok yüksek olduğunu belirtti. Turizm sektörünün gelişmesi ve uçak kullanımının da artmasıyla günlük kiralamanın adetlerini arttırdığına değinen Erdem, sektörün hızla büyümesi doğrultusunda araç kiralama şirketlerinin araçlarını sigortalatmakta yeterince iş ortağı bulamadıklarından yakındı. Toplantıda konuşulanlar arasında öne çıkan konu başlıkları şöyleydi:
Sigorta şirketleri temsilcileri, kiralık araçların sigortalanmasına ilişkin aşağıda belirtilen görüş ve yaklaşımları ifade ettiler:
  • Son on yılda sigorta şirketlerinin araç  kiralama sektöründe faaliyet gösteren şirketlerle birtakım sorunlar yaşadığı,
  • 8-10 yıl önce bugünkü fiyatın dörtte birine kasko teminatının bulunabildiği, ancak o dönemin sona erdiği, geçmişte ucuz fiyat veren sigorta şirketlerinin piyasadan silindiği belirtildi ve bu yaşananların günümüzde sigorta şirketlerinin araç kiralama firmalarına daha temkinli yaklaşmalarına neden olduğu,
  • Geçmişte yaşanan gelişmelerden dolayı sigorta şirketlerinin kasko ve trafik sigortası alanında önemli deneyim kazandıkları,
  • Yedek parça ve diğer tüm maliyetler konusunda, otomotiv ile ilgili tüm konularda sigorta şirketlerinin de artık daha bilinçli ve önce yaşadıkları olumsuz tecrübeler nedeniyle günümüzde daha temkinli hareket ettikleri,
  • Faizlerin düşük olması nedeniyle primi 3-4 ayda alıp uzun vadede geri vererek para kazanma yolunun kapandığı,
  • araç kiralama şirketlerinde, sigorta şirketlerinin kendilerine sıcak bakmadıklarına yönelik bir kanının olduğu, bunun sigorta şirketlerinin geçmişte yaşadıkları acı deneyimler nedeniyle kasko ve trafik sigortası konusunda daha temkinli davranmalarının bir sonucu olduğu, Türkiye’deki enflasyon ve faiz oranlarının sigorta şirketlerinin faaliyetlerinde zorluklara yol açmasına neden olduğu, • Sigorta şirketlerinin müşterisini seçen, sabit ve tutarlı bir yönetim ve verimli hasar yönetimi olan filocuları görmek istediği belirtilerek kötü yönetilen filo şirketlerinin sigorta şirketleri açısından riskli bulunduğu ve 1-2 yıldan sonra teminat bulmakta zorlanacakları, • Sigorta şirketlerinin, risklerini, hasarlarını iyi takip eden, hasarlarını kontrol altına alan kiralama şirketleri ile daha rahat ve verimli çalıştıkları, 
  • Sigorta şirketlerinin, araç kiralama şirketleriyle aynı söyleme sahip oldukları, iki sektörün de söyleminin hasar frekansını düşürmek, yedek parça, işçilik maliyetlerini azaltmak olduğuna dikkat çekildi. Bu toplantıda sigorta sektörü şirketlerinin, uzun süreli kiralama şirketleri ile ortak olarak neler yapması gerektiği üzerinde durulmasının önemi vurgulandı.
  • Sigorta şirketlerinin son 5 yılda öz kaynaklarının küçüldüğü, ciddi zararlar yaptıkları ve zararlı portföye toleranslarının kalmadığı ifade edildi. Sigorta şirketlerinin bu nedenlerle özellikle de yeni bir şirket olduğunda veya geniş filoya sahip şirketlere karşı ürkek davrandığı,
  • Geçmişte de sigorta şirketlerinin, araç kiralama sektörüyle birtakım sıkıntılar yaşadığı, bu sıkıntılara ortak hareket ederek çözüm yolu bulunduğu ve bundan sonrası için de özellikle hasar yönetimi konusunda ortak karar alıp, ortak hareket etmelerinin gerekliğine dikkat çekildi,
  • araç kiralama şirketlerinin, GPRS kullanımının indirim konusu yapılması talebi üzerine sigorta şirketlerinin yöneticileri kendi görüşlerini ortaya koydular. Buna göre birtakım düzenlemelerle GPRS indiriminin uygulanabileceği ifade edildi,
  • araç kiralama şirketlerinin, sigorta şirketleriyle kasko alanında önemli ölçüde yol kat ettikleri, belli bir noktaya geldikleri ve belli bir düzenin sağlandığı belirtildi. Bundan sonrası için neler yapılabileceği, iki sektörün birbirine nasıl ve ne şekilde destek sağlayabileceği, operasyonları nasıl yoğunlaştırılabileceğinin üzerinde duruldu,
  • İki sektörün de hasarların düşürülmesi ve ek kazanç elde etme yolları için ortak ne yapılabileceğini değerlendirmesi konusunda 
  • Ortak yedek parça dağıtımı, tamirhane vs, alanlarında nasıl kâr edilmesi mümkün olabileceği yönünde çalışmaların bazı sigorta şirketleri ile bir araya gelerek ilerleme sağlanabileceği ortak görüş olarak oluşturuldu. TOKKDER yönetim kurulundan temsilciler ise, sigorta şirketleri ile çalışmalarında beklentilerinin neler olduğu ve yapılabilecekler konusunda aşağıda belirtilen görüşleri ifade ettiler:
TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Önder Erdem, günümüzde sigorta şirketlerinin araç kiralama şirketlerine temkinli yaklaşmalarının gereksiz olduğunu, 2002 ve 2003 yıllarındaki şartlarla bugünkü şartların farklı olduğu,
  • Günümüzde uzun dönem filo kiralama şirketlerinin geliştiğine, hasar yönetimi konusunda önemli mesafe aldıklarına dikkat çekildi ve sigorta şirketlerinin uzun dönem filo kiralama şirketlerine yönelik bakışlarını revize etmeleri gerektiği, • Hasar yönetimleri için filo şirketlerinin iyi bir altyapı desteği oluşturdukları, eskiden temin edilemeyen hasar verilerine ulaşılabildiği, sigorta şirketlerinin %50-55’i oto branşında olduğ u ve filo portföyünün kendileri için iyi bir laboratuar ortamı oluşturduğu,
  • Sigorta ile ilgili konularda verilerin, rakamların araç kiralama şirketleri için büyük önem ifade ettiği dile getirildi. Kaskoda bu verilerin elde edilebildiğini belirten Önder Erdem bu bilgilerin trafik sigortası alanında da TRAMER üzerinden elde edilip, edilemeyeceğini sordu. Sigorta şirketi yetkilileri bu verilerin online olarak değil ama aylık olarak TRAMER’e aktarıldığını, belki ileride bu sistemin online hale dönüştürülebileceğ ini ifade ettiler.
  • Kiralanan araçlarda GPRS kullanımının sigorta sözleşmelerinde indirim konusu haline gelmesi gerektiği, GPRS kullanımıyla kiralanan arabaların çalınmasının önüne geçileceğine dikkat çekildi ve küçük ölçekli kiralama şirketlerinin yaşadığı; araçlarının çalınması ve kaybolması sorununun büyük oranda kontrol altına alınacağı ifade edildi. Uzun dönem kiralamalarda da GPRS’in yakıt tasarrufu ve personel takibi için talep edilir bir hale geldiği vurgulandı. GPRS kullanımında sigorta ve kasko yapılırken yeni uygulamalara gidilmesi gerektiği üzerinde duruldu. 
  • Yurt dışında araç kiralama fiyatının dışında çok çeşitli ek sigorta fiyatları da olabildiği, farklı sigorta ürünlerinin de müşteriye sunulmasıyla her iki sektörün de kazabileceği,
  • Sigorta şirketlerinin risk iştahı düşük ve konservatif olabildiği,
  • Sigorta şirketlerinin çapraz satışı, hasar maliyetlerinin düşürülmesinde hasar kontrol yönetimi olarak kullanması gerektiği,
  • Uzun sureli kiralamacıların sigorta sektörü tarafından göz ardı edilmemesi gerektiği,
  • Kamuda günümüzde 19 bin aracın kira yoluyla tedarik edildiğ i, yakın bir gelecekte 180 bin aracın daha kamuda kiralamaya geçebileceğinin düşünülmesi gerektiği ve bireysel kiralamalarda da artışın söz konusu olabileceği,
  • araç kiralama şirketi yöneticileri devletin ilgili organlarıyla ve ilgili yöneticilerle görüşmelerde bulunduklarını ifade ederek, İçişleri Bakanlığı ile kiralık araçlarla işlenen yasadışı suçların önüne geçilmesi için ortak bir proje yürüttüklerini ve bunda son aşamaya geldiklerini belirttiler. Bu çalışmalarla suistimallerin önüne geçip, yeni çözüm önerileri oluşturduklarını ve bunların sigorta şirketlerine de katkıda bulunacağı,
Toplantıda bir diğer önemli konu olarak da trafik sigortası konusu gündeme geldi. Bu konuda görüşler şu şekilde ifade edildi:
  • Toplantının genelinde kasko ile ilgili konuların daha çok ön plana çıktığı fakat araç kiralama sektörünün uzun vadede asıl maliyet unsuru olarak göreceği sigorta türünün, trafik sigortası olacağına dikkat çekildi.
  • Trafik sigortası konusunda sigorta şirketinin hiçbir kontrol mekanizmasının olamadığı, hasarı kontrol etme işleminin tamamen kiralama firmasında kaldığı,
  • Gelişmiş ülkelerdeki trafik sigortası uygulamalarının bir an önce Türkiye’de de uygulanmaya konması gerektiği,
  • Mevcut trafik sigortası uygulamalarının devam etmesi halinde araç kiralama şirketlerinin ödeyeceği trafik sigortası primlerinin ivmeli bir şekilde yükselmesine neden olacağına dikkat çekildi. Kaskodaki başarının trafik sigortası alanında gösterilemediği, bunun için ortak bir çözüm yolu bulunması gerektiği belirtildi.
  • Trafik sigortası alanında çözüm için araç kiralama şirketi müşterilerinin kazayı yaptığı anda kiralama şirketlerini arama oranını %100’lere çıkarmak gerektiği ifade edildi. Bu sistemin oturtulması halinde kiralama şirketlerinin trafik sigortası maliyetlerinin stabil bir hal alacağı ve düşük seviyelere çekilebileceği vurgulandı.
  • Trafik sigortasının kiralama firmaları için artık en büyük risk olduğu önemle belirtildi. • Gerekli önlemler alınmaz ise trafik maliyetlerinin kiralama firmaları için karşılanamaz noktaya gelebileceği belirtildi,
  • Trafikte hasar kontrolünün yapılamaması, 3. şahsın istediği yerde tamir yaptırabilmesi ve suistimallerin çokluğu, beyan sistemi ana sebepler olarak gösterildi. Trafik branşından oluşan yaklaşık %5 park halinde çarpma hasarlarının %90 oranda suiistimal olduğuna inanıldığı belirtildi. Diğer yandan kaskosu olmayan araçlarda trafik üzerinden değişmemesi gereken parçaların dahi değiştirebildiğinin gözlemlendiği aktarıldı,

– Yeni olarak eskiden yaralanma hasarlarında talep gelmediği sürece hasar ödemesi yapılmaz iken, devletin tüm trafik sebebiyle oluşan yaralanma hasarlarını sigorta şirketine mahsup ettiği belirtilerek bu durumun sektöre yaklaşık 100 trilyon TL’lik ek yük getirdiği ve doğal olarak maliyetlere yansıyacağı ifade edildi.

  • Bu durumun kontrolünün sadece kiralama firmalarında olabileceğini, avantajlı bazı hususların sunularak hasar anında ilk aşamada müdahale edilmesiyle ve istenilen servise yönlendirilebilmesiyle giderlerin kontrol edilmesinin mümkün olabileceği tartışıldı.
  • Diğer yandan trafik maliyetlerini kontrol edebilmek için yurt dışında örnekleri görüldüğü üzere müşteri bazlı muafiyet uygulamalarının kiralama firmaları tarafından müşterilere iletilmesinin büyük fayda sağlayacağı ifade edildi.
  • TOKKDER yöneticileri tarafından trafik sigortası konusunda İspanya’daki uygulamalara dikkat çekildi. Sigorta şirketlerinin yöneticileri İspanya ve Yunanistan örneklerini incelediklerini, bu sistemlerin Türkiye’de bire bir uygulanamayacağını, bu ülkelerdeki sistemlerin Türkiye gerçeklerine uyarlanarak yeni bir trafik sigortası sisteminin oluşturulması gerektiğini belirttiler.
  • Trafik sigortalarında özel kontratlarla şirketlerle yapılan kira sözleşmeleriyle, sigorta şirketleri, araç kiralama şirketleri ve müşteri arasında iyi bir ağ kurulup hasarların daha iyi yönetilmesiyle ilgili bir sistem kurulup, hasar maliyetlerinde, suistimallerin bertaraf edilmesiyle ve daha ileri uygulamalar yapılarak çözüme kavuşturulabileceği ifade edildi.
  • Hazineye TOKKDER olarak başvurularak trafik konusundaki hasar işleyişinden filo kiralama sektörü olarak olumsuz etkilenildiğinin beyan edilmesinin fayda sağlayabileceği görüşüne varıldı.