Daha Alınacak Çok Yol Var
Türkiye’de günlük kiralamada işin şekli çok değişti. Sektöre ilk başladığım dönemlerde müşteri profilinin yüzde 75’i yabancıydı. Bugün gelmiş olduğumuz noktaya bakacak olursak, durum bunun tam tersi. Şu an yapılan işin yüzde 75’i yerli, yüzde 25’i yabancı kaynaklı. Günlük otomobil kiralama sektörünün öncü markalarından Hertz’in Genel Müdürü Nur Hidayetoğlu, çalışma hayatına Çukurova Üniversitesi’nde okurken aile işi olan araç kiralama ile başlamış. Profesyonel iş yaşamına okuldan sonra Hertz’le devam eden Hidayetoğlu, acentelikten Türkiye temsilciliğine uzanan süreçte Hertz’in bugünkü durumuna gelmesinde büyük paya sahip. Biz de kendisiyle işin mutfağından bu noktalara gelirken edindiği tecrübeleri, kiralama sektörünün durumunu ve Hertz Türkiye’nin dünü ve bugününü konuştuk.
Çalışmaya başladığınız yıllarda firmanızın yapısı nasıldı? O dönemde Adana’da Hertz’in bölgesel acenteliğini yapıyorduk. İki sene içinde Antlaya ve İzmir bayiliklerini aldık. Daha sonra Türkiye’deki ana “franchise” firmayla Hertz’in sözleşmesi feshedilince, bizimle anlaşma yaptılar ve böylece 2002 yılında Türkiye temsilcisi olduk.
Türkiye temsilciliği isteği sizden mi geldi yoksa bu Hertz’in teklifi miydi?
Zaten Hertz Europe bünyesindeki bazı yöneticilerle tanışıklığımız vardı. Ana temsilciyle yollarını ayırdıklarında yeni bir firma arayışına girdiler ve o dönemde bizimle irtibata geçtiler. Her konuda anlaşınca 2002 Kasım ayında beraber çalışmaya başladık.
Günlük kiralamanın gelişimine bakarsak, sekiz yıllık süreçte Türkiye nereye geldi? Türkiye’de günlük kiralamada işin şekli çok değişti. Sektöre ilk başladığım dönemlerde müşteri profilinin yüzde 75’i yabancıydı. Araç kiralama iç piyasada çok fazla bilinen, yaygın olarak kullanılan bir sistem değildi ve bu işi ağırlıklı olarak uluslararası firmalar yürütüyordu. Bugün gelmiş olduğumuz noktaya bakacak olursak, durum bunun tam tersi. Şu an yapılan işin yüzde 75’i yerli, yüzde 25’i yabancı kaynaklı. Bu da bize şunu gösteriyor: Geçen süre zarfında iç piyasada “rent a car”ın bilinirliği, kullanılırlığı ve yaygınlığı çok ciddi oranda artış göstermiş. Çünkü yabancı kaynaklı işlerde bir düşüş olmadı ama bunun beraberi iş hacmi büyüdü ve bu tamamen yerli talepten kaynaklanan bir büyüme oldu. Bizim de kendi içimizde bir takım faaliyetlerimiz oldu: Pazarlama çalışmaları, promosyon çalışmaları gibi… Aynı zamanda bunu etkileyen en önemli faktörlerden biri de biliyorsunuz hava yolu şirketlerindeki gelişmeler. Sivil havacılıktaki gelişmeler, özellikle yolcu sayısını önemli oranda artırdı. Bilet fiyatlarının düşmesi uçakla seyahati teşvik etti. Bununla beraber uçak yolcu sayısı artınca o yolcuların içerisinden “rent a car” kullanan kişiler doğal olarak artış gösterdi. Açıkçası bu iş tamamen uçak yolcusuna endeksli bir iş. Şöyle söyleyeyim: Yaptığımız işin yüzde 80’ini hava limanı ofislerimizden yürütüyoruz.
Bu çok büyük bir oran… Evet. Yüzde 20’si şehir ofislerinde gerçekleştiriliyor. Araç kiralama, uçak yolcusunun çok tercih ettiği bir sistem, çünkü seyahati çok kolaylaştırıyor. İş seyahatlerinde olsun, tatil amaçlı seyahatlerde olsun ciddi oranda bu bize yansıdı. Böylelikle yerli piyasada belli bir noktaya geldik ama bence daha alınacak çok yol var. Halen bizim kendi yerli uçak yolcumuz istenilen oranda “rent a car” kullanmıyor. Ya çok lüks ya da bürokrasisinin fazla olduğu düşünülüyor.
Türkiye’de faaliyet gösteren diğer firmalarla ve yurt dışındaki fiyatlarla karşılaştırırsak Hertz Türkiye’nin kiralama ücretleri ne seviyede? Şöyle söyleyeyim: Bu sekiz sene içerisinde bu konuda da çok ciddi bir takım değişiklikler oldu. Mesela firma yurt dışına bağlıyken, yurt dışı rezervasyonlarla beslenirken fiyatlar hep döviz cinsindendi; tarifeler döviz cinsinden tespit edilirdi ve iç piyasaya da aynı fiyatlar sunulurdu. Şu anda çok rahatlıkla kiralanabilecek fiyatlar var. Hertz bugün, 150 ülkede operasyon yürütüyor ve bize hemen hemen yakın fiyatlar uyguluyor diyebiliriz. Çok esnek fiyatlandırmalar var yurt dışında ama Avrupa ülkeleriyle kıyasladığımız zaman hemen hemen aynı seviyelerdeyiz diyebilirim.
Kaç adet araca sahipsiniz ve araçlarınız ağırlıklı olarak hangi markalardan oluşuyor? Şu an 1.500 adet aracımız var. Ağırlıklı Ford grubu araçlar kullanıyoruz. Ekonomi sınıfına Fiat, Renault, Hyundai, orta segmentte Focus tercih ediyoruz. Daha üst sınıflarda Ford Mondeo ve Volkswagen gibi muadil araçlar var. Mercedes EClass, BMW, Grand Cherokee gibi özel sınıfta araçlar da var, bunları şoförle birlikte kiraya verebiliyoruz.
Araçlarınız ortalama kaç yaşında?Araç yenileme süreniz nedir? Biz araçlarımızı ortalama senede bir değiştiriyoruz ve maksimum 50 bin km’ye kadar kullanıyoruz.
Kaç şubeyle faaliyet gösteriyorsunuz? Şubelerinizin tamamı size mi ait? Şu anda 20 şubeyle faaliyet gösteriyoruz. Biz ana distribütör olduğumuz için lisans verebiliyoruz, böyle bir hakkımız var ama prensip olarak kendi ofislerimizi açıyoruz. Kayseri ofisimiz hariç, tümünü kendimiz işletiyoruz.
Günlük kiralamacılar yaz dönemlerinde yüksek sezon yaşıyor, kış dönemlerinde kiralamalar azalıyor. Sezonlar arasında uygulamalarınızda ne gibi farklılıklar var? Biz araç alımlarını şöyle yapıyoruz: Sezona doğru alım yapıyoruz, sezon sonunda satış operasyonumuz başlıyor. Çünkü bizim yazdan kışa geçişimizde iş hacmindeki artış yaklaşık yüzde 70 – 80’leri buluyor. Dolayısıyla Mart – Nisan gibi alım yapılıp, sezon bitimiyle beraber artık elden çıkması gereken araçların ikinci el satışları başlıyor. Filo şirketlerine ikame araç konusuna gelince de, tabi ki orada ikame araç kiralayacak olan firmalar en düşük maliyetli olan seçenekleri tercih ediyorlar. Sadece fiyat gözettiğiniz zaman biz o noktada çok avantajlı değiliz.
Hertz dünyanın en büyük kiralama firmalarından biri. Bunun avantajını tüketici üzerinde yaşıyor musunuz?Sizi tercih ederlerken bu ismin ne kadar faydasını görüyorsunuz? Biz arkamızda o gücü tabi ki hissediyoruz ve birçok büyük kuruma sunum yaptığınızda firmanızı anlatmanıza gerek kalmıyor, marka olarak zaten bilinirliği yüksek. Günlük kiralamalardan daha önce hiç araç kiralamamamış birinin, Hertz ismini duyması zaten mümkün değil. Ne kadar büyük bir marka olursanız olun sürekli olarak kendinizi hatırlatmanız ve daha fazla kendinizi tanıtmanız gerekiyor.
Az önce “Bütün hava limanlarında varız.” dediniz. Bu Hertz’le olan anlaşmanızdan doğan bir zorunluluk mu? Kontratlarımızda “Hava limanlarında bulunmanız gerekir.” diye bir ibare yok. Hatta Hertz’in “Ticari olarak size fayda sağlamayacak bir bölgede ofis bile açmayın.” diyen bir politikası var ama hava limanlarında olmak, belli başlı hava limanları için bir bakıma operasyonel anlamda bize rahatlık sağlıyor. Çünkü işin büyük bir yoğunluğunun hava limanında gerçekleştiğ ini düşünürseniz orada ofisiniz olmadan operasyonu yürütmek çok zor.
1.500 aracımız var dediniz, doluluk oranları ne düzeyde? Yazın yüzde 85’lere varan bir doluluk yakalayabiliyorsunuz. Zaten bu konuda yüzde yüz bir doluluk yakalamanız mümkün değil. Neden derseniz, belli bir araç sayınızı gelecek araç talepleri için otoparkta bekletmeniz gerekiyor. Onun için yüzde yüz doluluk oranı, gerçekçi bir oran değil. Maksimumu yüzde 85 civarındadır. Yıllık ortalaması yüzde 65’tir, 65’in altı tehlikelidir.
Genel olarak bakarsak günlük kiralama olarak yaşadığınız en büyük sorun nedir? Bizim yaşadığımız en büyük sorun trafik cezalarından kaynaklı diyebilirim. Başka sıkıntılarımız da vardı ama zaman içerisinde kendi çözümlerimizi üretebildik. Birçoğunu aştık ama sektör için en büyük sorun teşkil eden konu, trafik cezaları. Bence burada yasal bir düzenlemeye de gidilmesi gerekiyor. Şu an mevcut sistemde trafik cezaları araç sahibine tebliğ edilip, araç sahibinden tahsil ediliyor. Siz dönüp müşteriden bunu tahsil edebiliyorsunuz, ödenmesiyle ilgili müteselsil sorumluluğunuz var ama Avrupa’daki sistem böyle değil. Orada yine “rent a car” firmasına trafik cezası tebliğ ediliyor ama firma bu aracı kiraladığına dair evraklarını ilgili kuruma ibraz ettikten sonra o trafik cezasının sorumluluğundan kurtuluyor ve artık ceza o şahsa yönlendiriliyor. Bunu Türkiye’de yapmak için henüz yeterli şartlar oluşmuş değil ama biz bununla ilgili bir takım girişimlerde bulunmayı düşünüyoruz.
Son olarak Hertz’in dünya genelindeki konumundan biraz bahsedebilir misiniz? Hertz, araç kiralama sistemini ilk başlatan şirket. Şu anda dünya üzerinde en geniş ağa sahip firma. 150 ülkede 7 bin’den fazla ofiste faaliyet gösteriyor. Sürekli kendisini yenileyen özellikle teknolojik açıdan yenilikçi bir firma. Biz de Türkiye’de benzer bir yönetim politikasıyla faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.