Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Toplantıları, Kararların Batıl Olması Durumu – Av. Duygu TURGUT

  1. Giriş

6 102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) madde 359/1 uyarınca, yönetim kurulu anonim şirketin zorunlu, varoluşunun kaynağını kanundan alan organlarından biridir. Yönetim kurulu, şirketin faaliyetlerinin kanunlara ve şirket esas sözleşmesine uygun olarak yürütülmesini sağlayan bir yürütme organı olmanın yanı sıra, şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar alma yetkisini haiz olan bir karar organıdır. Sahip olduğu karar organı sıfatının bir gereği olarak TTK, yönetim kurulu kararlarının geçerli olması amacıyla asgari toplantı ve karar usullerini düzenlemiş, batıl olmamaları için düzenlemeler ihtiva etmiştir.

  1. Yönetim Kurulu Toplantıları

Yönetim kurulunun toplantılarını belirli aralıklarda yapması, şirketin faaliyetlerinin ve karar alma süreçlerinin efektif bir şekilde yürütülebilmesi ile yönetim kurulu üyelerinin görev ve sorumluluklarını yerine getirebilmeleri için önem taşımaktadır. Ancak TTK genel kurul toplantılarından farklı olarak yönetim kurulu toplantılarının yapılmasına ilişkin anonim şirketlere toplanma sıklığı ya da yıllık toplanma sayısı benzeri nicel bir yükümlülük getirmemiş, yalnızca yönetim kurulu toplantılarının işleyişi hakkında toplanma nisapları ve karar alma süreçlerine yönelik düzenlemelerde bulunmuştur. Bu düzenlemelerin yapıldığı TTK madde 390 hükmüne göre, şirketin esas sözleşmesinde ağırlaştırıcı bir hükmün bulunmaması şartıyla yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve hazır bulunanların çoğunluğu ile kararlarını alır. Uygulamada, anonim şirketlerin toplantı ve karar nisaplarını şirket esas sözleşmesi ile düzenledikleri görülmektedir. Örneğin TTK madde 390 kapsamında beş kişiden oluşan bir yönetim kurulunun üç kişi ile toplanması ve katılan üç kişinin ikisinin olumlu oyu ile karar alabilmesi mümkünken esas sözleşme ile yönetim kurulu toplantılarının üye tam sayısı ile toplanacağı ve yönetim kurulunun kararlarını oy birliği ile alacağı düzenlenebilmektedir. Esas sözleşme ile bir düzenleme yapılması halinde, yönetim kurulu kararlarının belirlenen nisaplara uygun olarak alınması bir geçerlilik şartı haline gelecektir.

Geçerlilik şartlarından bir diğeri de toplantı katılım nisaplarının sağlandığı durumlarda yönetim kurulu kararının alındığı toplantının fiziksel ya da elektronik ortamlarda olmasına ve toplantıların mevzuatta gösterilen koşulların varlığına ilişkindir. TTK madde 390 uyarınca yönetim kurulu toplantılarının gerekli nisapların sağlanması halinde fiziksel olarak gerçekleştirilmesi mümkün olduğu gibi elektronik olarak da gerçekleştirilmesi mümkündür. Ancak uygulamada yönetim kurulu toplantılarının elektronik ortamda yapılabilmesine yönelik bir esas sözleşme düzenlenmesinin mevcudiyeti yeterli olmamaktadır. Mevzuat, şirketin elektronik ortamda yapılacak yönetim kurulu toplantılarını desteklemek için kapsamlı ve güvenilir bilişim teknolojileri altyapısını mevcut standartlara uygun olarak kurmasını ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu da dahil olmak üzere çeşitli makamlardan onay almasını zorunlu kılmaktadır. Onayın alınmasının ardından şirket bağlı bulunduğu ticaret sicilinden onay raporunun tescil ve ilanını talep etmeli ve katılımcılar, Türk Posta Hizmetleri gibi hizmet sağlayıcılardan USB şeklinde temin edilebilen güvenli bir elektronik imzaları ile yönetim kurullarına katılım sağlamalıdırlar. Öngörülen bu düzenlemelerden dolayı uygulamada zorluklarla karşılaşılmakta ve elektronik ortamda yönetim kurulu toplantıları şirketler tarafından tercih edilmemektedir.

Yönetim kurulunun, üyelerinden birinin karar formunda hazırladığı önerisini diğer bütün yönetim kurulu üyelerine elden dolaştırarak sunması ile karar alınması da TTK madde 390 uyarınca mümkündür. Düzenlemeye göre (i) üyelerden hiçbirinin toplantı talebinde bulunmamış olması, (ii) önerinin tüm üyelere yapılmış olması, ve (iii) üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayının alınması ile elden dolaştırma usulüne göre karar alınabilir. Bu noktada, ticaret sicilleri uygulamasında olumlu oy kullanan üyelerin imzalarının ve olumsuz oy kullanan üyelerin muhalefet gerekçelerinin mutlaka kararda yer almasının arandığını ve kararın tescilinin gerçekleşebilmesi için yalnızca usulüne uygun olarak her üyeye sunulmuş olmasının yeterli olmadığını belirtmekte fayda olacaktır.

  1. Yönetim Kurulu Kararlarının Batıl Olması

TTK madde 391 uyarınca yönetim kurulu kararlarının batıl addedilmemesi için uyulması gereken koşullar; kararların (1) eşit işlem ilkesine aykırı, (2) sermayenin korunması prensibine aykırı, (3) pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki yetkilerini kısıtlayıcı veya (4) yönetim kurulunun devredilemez yetkilerini devretmeye ilişkin olmaması şeklinde örneklendirilmiştir. Buna göre, yönetim kurulu eşit işlem ilkesi uyarınca aldığı kararlarda bütün pay sahipleri arasındaki eşitliği sağlamakla yükümlüdür. Örneğin, mutlak bir eşit işlem örneği olarak pay sahipleri arasında şirket hakkında bilgi edinme hakkı açısından ayrım yapılmamalıdır. Aksi takdirde, pay sahipliği oranına veya sahip olunan payın grubuna göre bilgi edinme hakkının farklı ölçüde kullanılması sonucunu doğuracak yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun tespiti istenebilecektir.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da bir sermaye şirketi olarak yalnızca mal varlığı miktarı ile sorumlu olan anonim şirketin sermayenin korunması prensibine aykırı yönetim kurulu kararları almıyor olmasıdır. Aksi takdirde örneğin sermayenin azalması sonucunu ortaya çıkarabilecek itibari değerin altında pay çıkarılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti gündeme gelebilecektir.

Yönetim kurulu kararlarının mahkemenin tespiti ile batıl olmasına yol açabilecek olan bir diğer durum ise pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki haklarının kısıtlandığı, güçleştirildiği veya bunlara aykırı niteliklerin düzenlendiği yönetim kurulu kararlarıdır. Bu kapsamda, örneğin; pay sahibinin genel kurula vekil tayin ederek oy kullanamayacağına veya pay sahibinin haklarını kullanabilmesi için iktisap tarihinden sonra belirli bir süre geçmesi gerektiğine dair alınan yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun tespiti mümkündür.

TTK madde 391 uyarınca, yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespit edilebileceği açıkça öngörüldüğü son durum, yönetim kurulu kararı ile şirketin diğer organlarının kanunen devredilemez olarak düzenlenen yetkilerinin devrine ilişkin alınan kararlardır. Örneğin, TTK madde 408 altında genel kurulun devredilemeyecek yetkilerinden biri esas sözleşme değişikliği yapılmasına yönelik karar alınmasıdır. Eğer ki yönetim kurulu, alacağı bir karar ile esas sözleşmede yer alan şirketin unvanı maddesinin değiştirilmesine karar verir ise bu kararın batıl olduğunun tespiti istenebilecektir.

Anonim şirkete karşı menfi tespit niteliğindeki yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti davası, mahkemeler veya tahkim önüne yalnızca yönetim kurulu üyeleri tarafından değil menfaati olan herkes tarafından götürülebilecek niteliktedir ve defi olarak ileri sürülebilir. Menfi tespit davasının davacı lehine sonuçlanması durumunda batıl olduğu tespit edilen karar geriye etkili olarak ve herkes için etkisini doğuracaktır.

  1. Sonuç

Yönetim kurulu kararlarının hukuka uygunluğu, anonim şirketlerin sağlıklı işleyişi açısından kritiktir. Bu sebeple yönetim kurulu TTK madde 390 ile öngörüldüğü şekilde esas sözleşmeye uygun nisap ve usullerde toplantılarını gerçekleştirerek kararlarını almalı ve bu kararlar TTK madde 391 uyarınca eşit işlem ilkesine, sermayenin korunmasına, pay sahiplerinin vazgeçilemez ve yönetim kurulunun devredilemez yetkilerine aykırı olmamalıdır. Aksi takdirde menfaati olan herkes tarafından ilgili yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitinin istenmesi mümkündür.