Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Girişim Sermayesi Fonu Uygulamaları – Hakan GÜZELOĞLU

Girişim sermayesi fonları son dönemde birçok vergi planlama yapılarında karşımıza çıkmaktadır. Hatta Ar-Ge İndirimi ve Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kazanç İstisnasında da kullanılan bu fonlar Kurumlar Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanunu düzenlemelerinde yer bulan düzenlemeler ile kurumlar vergisi mükellefini ilgilendiren vergi planlama yapılarına ateş etmektedir.

Bu yazımızda Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarının (GSYF) kurumlar vergisi mükelleflerince dikkate alınması gereken iki farklı vergi uygulamasını paylaşmak istedik. Bunlar;

1) Girişim Sermayesi Fonunun Alımının Teşviki Uygulaması
2) Girişim Sermayesi Fonundan Elde Edilen Kazançların Kurumlar Vergisinden İstisna Edilmesidir.

1) Girişim Sermeyesi Fonunun Alımının Teşviki

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun İndirimler Başlıklı 10’uncu maddesinin g bendi ile Vergi Usul Kanunu’nun 325/A maddesinde ilişkili olarak yapılan düzenleme ile kurumlar vergisi mükelleflerine, girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması veya girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla, ilgili dönemkazancından girişim sermayesi fonu ayırabilme imkanı getirilmiştir. Bu düzenleme GSYF alımını teşvik eden daha satın alma aşamasına gelmeden kurumların kurumlar vergisi beyannamesinde indirim konusu yapabilecekleri bir indirim mekanizmasıdır. Bu haliyle bir vergi öteleme müessesesidir.

6322 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10’uncu maddesine eklenen (g) bendi ile de Vergi Usul Kanunu’nun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirim konusu yapılabilmektedir.

İndirimin Şartları Nelerdir?

Kurumlar Vergisi Kanunu 1 Sayılı Genel Tebliği’nde bahse konu girişim sermayesi fonunun alımının teşvikini düzenleyen bölümdeki açıklamalarda bahse konu indirimin yapılabilmesi için;

– İlgili yılda ayrılan fon tutarının beyan edilen gelirin yüzde 10’unu, toplam fon tutarının ise öz sermayenin yüzde 20’sini aşmaması (İki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.),
– Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar Türkiye’de kurulmuş veya kurulacak olan ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun düzenleme ve denetimine tabi girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması,
– Ayrılan fon tutarının ilgili yılın kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmesi gerekmektedir.

İndirim Tutarının Hesaplanması Nasıldır?

İndirim tutarının tespitinde beyan edilen gelir olarak ticari bilanço kâr veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler eklenmek ve geçmiş yıl zararları ile varsa tüm indirim ve istisnalar düşülmek suretiyle bulunan tutar;

[Ticari bilanço kârı (zararı) + kanunen kabul edilmeyen giderler – geçmiş yıl zararları – tüm indirim ve istisnalar]

şeklinde dikkate alınacaktır.

Vergi Usul Kanunu’nun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu ilgili dönem kazancından ayrılacağından, pasifte özel bir fon hesabına alınacak tutar hesap dönemi sonu itibarıyla tespit edilebilecektir. Bu çerçevede, fon hesabına alınma işleminin, izleyen hesap döneminin başından itibaren kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerekmektedir. Bu şekilde, indirim konusu yapılacak olan kazanç tutarı, ilgili dönemin genel sonuç hesaplarına yansıyacak olup kurumlar vergisi beyannamesinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle de indirimden yararlanılabilmektedir.

Dolayısıyla geçici vergilendirme dönemlerinde fon ayrılması ve indirim uygulamasından yararlanılması mümkün değildir.

Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların mükelleflerce pasifte geçici bir hesapta tutulması, fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması gerekmektedir. Söz konusu yatırımın yapılmaması halinde, indirim konusu yapılan tutar nedeniyle tahakkuk ettirilecek vergi gecikme faizi ile birlikte mükelleften tahsil edilecektir.

Aynı Tebliğde yer verilen örnekte;

Hesap dönemi takvim yılı olan (A) A.Ş.’nin 2012 yılı dönem sonu öz sermayesi 800.000 TL olup, şirket 2012 yılında 170.000 TL kazanç elde etmiştir. Şirketin ayrıca, 30.000 TL kanunen kabul edilmeyen gideri, 50.000 TL istisna kapsamında serbest bölge kazancı, 20.000 TL yatırım indirimi tutarı ve 2011 yılından 30.000 TL geçmiş yıl zararı bulunmaktadır.

Şirket beyan edilen gelirin [170.000+30.000-50.000-30.000-20.000=100.000] yüzde10’u olan 10.000 TL’yi girişim sermayesi fonu olarak ayırarak özel bir fon hesabına almıştır.

Bu durumda (A) A.Ş., beyan edilen gelirin yüzde 10’unu ve dönem sonu öz sermayesinin yüzde 20’sini aşmayacak şekilde ayırdığı girişim sermayesi fonunu, 25/4/2013 tarihine kadar vereceği 2012 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde indirim konusu yapabilecektir. (A) A.Ş.’nin 2013 yılı sonuna kadar, ayırmış olduğu 10.000 TL fon tutarıyla girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapmaması halinde, indirim konusu yaptığı 10.000 TL fon tutarı nedeniyle eksik tahakkuk ettirilen (10.000 x yüzde 20) 2.000 TL vergi, gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.

İndirim konusu yapılacak tutarın tespitinde, her yıl girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar ayrı ayrı dikkate alınacak, önceki yıllarda ayrılan fon tutarları için tekrar indirim uygulanmayacaktır. Ancak, ayrılan toplam fon tutarı hiçbir suretle öz sermayenin yüzde 20’sini aşamayacaktır.

Fona Ayrılan Tutarın Vergilendirilmesi Hangi Durumlarda Olur?

Fon tutarının vergilendirilmesi halleri aşağıdaki işlemlerin vuku bulması halinde söz konusu olacaktır.

Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılmakla birlikte, girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların;

– Amacı dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledilmesi,
– İşletmeden çekilmesi,
– Ortaklara dağıtılması,
– Dar mükelleflerce ana merkeze aktarılması,
– Mükelleflerce işin terki,
– İşletmenin tasfiyesi, devredilmesi veya bölünmesi,
– Girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinin veya girişim sermayesi yatırım fonu katılma paylarının elden çıkarılmasından itibaren altı ay içinde aynı amaçla yeniden kullanılmaması

hallerinde, bu işlemlerin yapıldığı veya sürenin dolduğu dönemde diğer kazançlarla ilişkilendirilmeksizin vergiye tabi tutulması gerekmektedir. Dolayısıyla, bu fon tutarları, beyan edildiği döneme ilişkin dönem zararı, geçmiş yıl zararları, indirim ve istisnalar ile ilişkilendirilmeksizin vergilendirilecektir.

Yukarıda sayılan hallerde sadece girişim sermayesi fonu hesabında tutulan ve önceki yıllarda indirim konusu yapılan tutarlar vergiye tabi tutulacak olup daha önce beyannamede indirim konusu yapılan tutarlar bakımından ise herhangi bir işlem yapılmayacaktır.

2) Girişim Sermayesi Fonundan Elde Edilen Kazançların Kurumlar Vergisinden İstisnası

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasının a-3 bendi hükmü uyarınca;

Kurumların tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları (7456 sayılı Kanunun 19’uncu maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 15.07.2023’ten itibaren iktisap edilen yatırım fonu katılma payları için uygulanmak üzere 15.07.2023) ve katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler ile bu fonların katılma paylarının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 279’uncu maddesi kapsamında değerlenmesinden kaynaklanan değer artış kazançları kurumlar vergisinden müstesnadır.

Buna göre kurumların, tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma paylarından elde ettikleri kâr payları iştirak kazancı istisnası kapsamında kurumlar vergisinden istisnadır.

Aynı maddede yapılan değişiklikle de, 15.07.2023’ten itibaren iktisap edilen yatırım fonu katılma payları için uygulanmak üzere, katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler ile bu fonların katılma paylarının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 279’uncu maddesi kapsamında değerlenmesinden kaynaklanan değer artış kazançları da kurumlar vergisinden müstesnadır.

Sonuç olarak, yazımızın birinci kısmında belirtilen GSYF alımı teşviki yukarıda yer vermiş olduğumuz şartlar çerçevesinde kurumlar vergisi matrahından yapılan direkt indirim yoluyla yapılan bir vergi öteleme müessesesidir. 31.12 tarihi itibarıyla yukarıda belirtmiş olduğumuz şartları sağlayarak kardan hesaplanan ve takip eden yılın 1 Ocak ile 30 Nisan sonuna kadar fon hesabına ayrılması gereken ve fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar da girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması gereken bir müessesedir. İkinci kısımdaki istisna ise kabaca kurumların bu fonların katılma paylarını iktisap etmeleri sebebiyle girişim sermayesi yatırım fonu katılma paylarından elde ettiği kar paylarının kurumlar vergisinden istisna edilmesidir. İki farklı uygulamanın birbiri ile karıştırılmaması gerekir.