Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Türkiye ve Dünya Ekonomisinin Görünümü – Erkin ŞAHİNÖZ

Dünya ekonomisinde son durum nedir?

Ekonomik aktivitenin en önemli göstergesi PMI verileridir. Dünya ekonomisine bir bütün olarak bakıldığında, PMI verisinin Temmuz ayında da eşik değer 50,0’ın üzerinde olduğu görülüyor.

PMI verisinin işaret ettiği gibi dünya büyüyor, ancak bu büyüme yeknesak değil. Büyümenin başta Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere Orta Doğu’da güçlü, gelişmiş ülkelerde ise yavaş seyrettiğine şahit oluyoruz. Avrupa’da ise birkaç ay önce başlayan daralma son dönemde biraz daha güçlendi. Sektörel olarak bakıldığında ise hizmetler sektörü ile imalat sektörü arasında belirgin bir ayrışma olduğu gözleniyor. İmalat sektörü dünya genelinde daralırken hizmetler sektörü ise belirgin bir büyüme trendi yakalamış durumda.

Dünya ekonomisine yönelik beklentileriniz nelerdir?

Üç büyüklere bakarak başlayalım. ABD ve Çin’de yavaş düzeyde büyüme, Avrupa’da ise daralma yaşanıyor. Bankacılık sektörü kredi hacmi ve daha da önemlisi yeni siparişler gibi ileriye dönük bilgi veren göstergeleri göz önüne aldığımızda Avrupa’nın Kasım ayında yeniden büyümeye başlamasını, ABD ve Çin’de ise ılımlı düzeyde büyümenin devam etmesini bekliyoruz. Çok güçlü olmasa da büyümenin dünya genelinde daha yeknesak bir hale gelecek olması Türkiye’nin ihracat görünümü için iyi haber. Küresel ekonomiye yönelik bir resesyon beklentimiz bulunmuyor. Bilakis, önümüzdeki 12 aylık dönemin teması “ılımlı düzeyde büyüme” olacaktır.

ABD Merkez Bankası Fed’e yönelik öngörünüz nedir?

Fed’in oldukça agresif bir faiz artırımı sürecinden geçtiğini herkes biliyor. ABD hiç alışık olmadığı bir faiz düzeyine mahkum olmuş durumda. Fed’in faiz artırımlarını doğru bulmakla birlikte, bu derece agresif hareket etmiş olmasının yanlış olduğunu düşünüyoruz. Maliyet enflasyonunu talebi boğarak düşürmenin maliyeti çok yüksektir ki o maliyeti tüm dünya ödedi. Ancak Fed’in faiz artırımı sürecinin bittiğini düşünüyoruz. Düşüş eğilimini sürdüren enflasyon ABD Merkez Bankası’nı 2024 yılının ilk aylarında “faiz indirimi” yönünde cesaretlendirecektir. Beklentimiz, Fed’in yeni yılın ilk aylarında ilk faiz indirimini yapması yönünde. ABD’de faizlerin önümüzdeki iki yıl boyunca düşüş eğilimi göstereceğini öngörüyoruz.

Bir başka ifadeyle, Fed’in önümüzdeki iki yıl boyunca piyasa ve aktivite dostu olması beklenmeli. Fed’in önümüzdeki iki yıl göreli olarak daha az sıkı politikaları benimseyecek olması hem küresel piyasalar hem de başta Türkiye olmak üzere gelişen ekonomiler üzerinde olumlu etki yaratacaktır.

Küresel piyasalar, borsalar ve altının yönü nedir?

Yılın geri kalan kısmında küresel piyasalardaki havanın olumlu olacağını öngörüyoruz. Başta korku endeksi olmak üzere birçok gösterge küresel borsalarda genel seyrin ılımlı bir şekilde yukarı yönlü olacağına işaret ediyor. Altında, borsalarda ve imalat sektörünün ana ham maddelerindeki seyrin hafif çaplı yukarı yönlü olması beklenebilir.

Türkiye’de ekonomik aktivitede son durum nedir?

Seçim belirsizliği, deprem, Avrupa imalat sektöründeki resesyon ve kredi koşullarındaki zorluklara rağmen Türkiye ekonomisi yılın ilk yarısında yüzde 4 düzeylerinde reel büyüme gerçekleştirebildi. Potansiyel büyüme hızının altında da olsa mevcut şartlar göz önüne alındığında yılın ilk yarısında aktivitede kaydedilen performansı olumlu değerlendiriyoruz. Ancak Temmuz ve Ağustos ayları göreli olarak daha zorlu geçti. Temmuz ayındaki yatay seyrin ardından ekonomik aktivite Ağustos ayında hafif çaplı bir daralma yaşadı. Kredi kanallarının tıkanmış olması son dönemdeki bozulmada etkili oldu. Başta KKM hamlesi olmak üzere son dönemde devreye sokulan önlemler kredi hacminin önümüzdeki haftalarda genişlemeye başlamasını sağlayacaktır. Bu bağlamda Türkiye ekonomisinin yılın geri kalan kısmında “yavaş büyüme” gerçekleştirmesini bekliyoruz.

Kur, faiz ve borsa öngörüleriniz nelerdir?

2021 yılının sonlarında devreye sokulan “düşük politika faizi-yüksek kur” politikasının yeni dönemde de devam etmesini bekliyoruz. Yüzde 25 düzeyinde olan politika faizini mevcut enflasyon seviyesi göz önüne alındığında “düşük” olarak değerlendirebiliriz. Haliyle kurda düşüş beklentimiz bulunmamaktadır. Yüksek kur, maaş ve vergi artışları enflasyondaki yüksek eğilimin devam etmesine yol açacaktır.

Belediye seçimleri öncesinde kemer sıkma politikaları beklemediğimiz için biraz önce sıraladığımız faktörlerin enflasyon üzerinde etkili olmaya devam etmesini bekliyoruz. Enflasyonun 2024 yılında ortalama yüzde 40-45 düzeyinde olacağını öngörüyoruz. Yüksek enflasyon ortamı ve miktarsal büyüme beklentimize bağlı olarak borsadaki yükseliş devam edebilir. Kur cephesinde ise yukarı yönlü eğilimin devam edeceğini tahmin ediyoruz. Ancak kurdaki yükselişin aylık bazda 80-85 kuruş (iki para birimi arasındaki faiz makasının ima ettiği seviye) düzeyini aşmasını da beklemiyoruz.