Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Yeşil Dönüşüm Hepimiz İçin Bir Sorumluluk – İnan EKİCİ

İklim krizinin ekonomik ve sosyal düzen üzerindeki olumsuz etkilerini direkt olarak tecrübe ediyoruz ve bu durumun gezegenimiz için varoluşsal bir tehdit olduğunun farkındayız. Buna paralel olarak son yıllarda yaşanan olumsuz jeopolitik gelişmeler ve artan kutuplaşma sebebiyle enerji krizinin küresel gündemin en üst sıralarında yer aldığı bir dönemdeyiz.

Bugün şirketlerin sürdürülebilirlik alanındaki faaliyetleri, finansmandan yatırıma ve tüketici beklentisine kadar birçok alanda başarı için belirleyici bir rol oynuyor. Dolayısıyla sektör fark etmeksizin tüm şirketlerin hızla net sıfır hedeflerini belirleyerek emisyonlarını azaltması ve yeşil dönüşümünü hızlandırması oldukça kritik.

Tüm dünya ülkelerinin iklim değişikliği ve karbon salınımı ile mücadeleye kararlılıkla katılması, sürdürülebilirlik hedefleri açısından zorunluluk haline gelmiş durumda. Gelecek nesillere yaşanır bir dünya bırakmak için, doğaya rağmen değil doğayla uyum içinde yaşamayı benimsemenin ve bunu bir amaç haline getirmenin hepimiz için bir sorumluluk olduğu görüşündeyim.

Avrupa Birliği, izlediği politikalar ile iklim değişikliğiyle mücadelede öncü rol üstleniyor ve çalışmalarını, “Avrupa’yı 2050 yılına kadar dünyanın ilk iklim nötr kıtası yapma” hedefi doğrultusunda sürdürüyor. Bu doğrultuda somut adımlar üst üste atılıyor. Yeşil Mutabakat yolculuğu kapsamında, Avrupa Birliği üyesi ülkelerde 2035 yılından itibaren satılacak tüm yeni otomobil ve hafif ticari araçlar sıfır emisyonlu olacak. Bir diğer deyişle, o gün geldiğinde bu ülkelerde benzinli ve dizel motora sahip yeni otomobil satışı yapılamayacak.

Türkiye mobilite ekosistemi, artan altyapısı ve yeni ürünler ile elektrifikasyona hızla hazırlanıyor. Yerli elektrikli otomobilimiz TOGG’un yollara çıkması, lityum iyon pil üretimi için yapılan yatırımlar ve şarj istasyonu bulunan konumların sayısının günden güne yaygınlaşması bu yolda atılan önemli adımlar. Ülkemizde elektrikli otomobillerin kullanımının yaygınlaşmasında TOGG’un önemli bir rolü olacağı yadsınamaz bir gerçek. Ülkemizin ekomobilite alanında en fazla büyüme gösteren sektörlerinden birisi de şarj istasyonları; teşvik mekanizmaları ile bu sektördeki oyuncuların kullanıcılara uçtan uca müşteri deneyimi yaşatmasının önemli olduğu görüşündeyim.

İklim değişikliği ile mücadele ve enerji tasarrufu politikaları ile paralel olarak araç kiralama sektörünün filosundaki hibrit ve elektrikli araç sayısının ise günden güne artmasını bekliyoruz. TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu verileri de bu öngörüyü teyit eder nitelikte. Raporumuza göre, operasyonel araç kiralama sektörünün araç parkında yer alan hibrit ve elektrikli araçların payındaki artış oldukça dikkat çekici. 2021 yılı sonunda operasyonel araç kiralama sektörünün filosundaki hibrit ve elektrikli araçların payı yüzde 6,5 iken, bu payın 2022 yılının sonunda yüzde 8,2’ye eriştiğini görüyoruz. Kiralama yöntemi sayesinde tüketiciler, elektrikli araçları, başlangıç maliyeti ve ikinci el fiyat belirsizlik riski olmaksızın, makul aylık kira ödemeleri ile edinme imkânına kavuşacak.

Günlük araç kiralama sektörü özelinde konuşmak gerekirse, içinde bulunduğumuz aylar sektör oyuncularının yoğun olarak yeni araç alımı yaptığı dönemi işaret ediyor. Elbette bu noktada araç bulunurluğu ve finansmana erişim büyük rol oynuyor. Yabancı turistlerin ülkemize bu sene de ilgisi oldukça yüksek. İç turizmin yaratacağı iş hacmini ise genel seçimler sonrası oluşacak ortamın belirleyeceğini düşünüyorum. Bu yıl turizmde arzu edilen hareketlilik gerçekleşirse günlük araç kiralamaya olan talep de bundan olumlu etkilenecek. Böyle bir durumda, araç bulmanın zorlaştığı bir dönemde, günlük araç kiralamanın yüksek sezonunda geçen yıla göre yüzde 10-15’e yakın büyüme göstereceğini öngörüyoruz.

Okulların kapanması ve yaz tatili döneminin başlaması ile birlikte birçok vatandaşımız tatil beldelerine akın etmeye başlayacak. Karavan kiralamanın da bu yılın yükselen trendlerinden olacağını belirtmek isterim. Mekanla sınırlı kalmadan özgürce tatil yapmak isteyen tatilcilere, en üst düzey hijyen ve güvenli ortam ile otel konforunda hizmet sunulan motokaravan, çekme karavan, offroad karavan gibi tüm karavan gruplarının bu yıl da yoğun talep göreceğini tahmin ediyoruz. Sayıları gün geçtikçe artan karavan yaşam alanları için de yatırımlar hızla devam ediyor.

Seyahat ve tatil dönemlerinde araç kiralamaya artan talep ile birlikte bazı kötü niyetli kişiler; sosyal medya mecralarında ya da kurdukları sahte web siteleri ile müşterilerimizi dolandırmak amacıyla tanınmış araç kiralama kuruluşlarının taklidini yaparak, bu tanınmış araç kiralama kuruluşları ile ilgisi bulunmayan telefon ve çevrimiçi platformlar üzerinden yaptıkları görüşmeler ile tüketicilerden araç kiralama vaadiyle avans topluyor. Ödeme sonrasında tüketicilerin bu kötü niyetli kişilere ulaşması mümkün olmuyor ve tüketiciler bu yöntemle sistematik bir şekilde dolandırılıyor. Söz konusu dolandırıcılık vakalarından, taklidi yapılan ve konuyla hiçbir ilgisi bulunmayan araç kiralama kuruluşlarının durumdan haberdar olması ise mağdurların çeşitli platformlarda kendini ifade etmesiyle oluyor. TOKKDER olarak tüm araç kiralama sektörünün ve mağdur olan tüketicilerin olumsuz etkilendiği bu durumu İçişleri Bakanlığımıza ve Ticaret Bakanlığımıza aktararak önlemler alınmasını talep ettik. Hukuksal sürecin yanı sıra, bu tür dolandırıcılık faaliyetlerine karşı dikkatli olunmasının ve güvenilir araç kiralama kuruluşlarının tercih edilmesinin önemini vurgulayan sosyal medya paylaşımlarını periyodik şekilde yapıyor; basın demeçlerimizde bu konuya özellikle dikkat çekerek farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Tüketicilerde bilinç seviyesinin artırılmasında tüm paydaşlara görev düştüğünü de içtenlikle belirtmek isterim. Araç kiralamak isteyenlere, TOKKDER üyesi, yaygın ofis ağı bulunan, müşterilerine uzun vadeli değer yaratan, teslimat sonrası destek sunan ve sürdürülebilir hizmetler sağlayan kurumsal şirketleri tercih etmelerini öneriyorum.

Ülke ekonomimiz ve sektörümüz adına verimli bir yaz dönemi olmasını diliyor, bu vesileyle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı ve Kurban Bayramımızı en içten duygularımla kutluyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.