Sıfır Emisyonlu Ürünler En Önemli Gündemimiz – Özlem GÜÇLÜER
Otomotiv sanayi açısından 2022 yılı, çevre odaklı politikalara ve teknolojik gelişmelere uyumun hızla devam ettiği, bunun yanı sıra küresel seviyede etki yaratan birçok zorlu gelişmenin eş zamanlı yaşandığı bir yıl oldu.
En önemli ihraç pazarımız olan AB’nin 2050’de karbon nötr kıta olma yolundaki büyüme stratejisi olan Avrupa Yeşil Mutabakatının sanayimizi etkileyen kritik hedefleri 2022 yılında daha da netlik kazandı. Avrupa Komisyonu’nun “Fit for 55” paketi ile sunmuş olduğu AB’de 2035 itibarıyla yeni hafif araç satışlarının tamamının sıfır emisyonlu olması önerisi için Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Ekim ayında anlaşmaya vardı. Bundan sonraki süreçte resmi olarak onay süreçlerinin tamamlanması ile düzenlemenin AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanması bekleniyor. AB’nin sektörlere göre emisyon dağılımına bakıldığında; ulaştırmanın AB’nin sera gazı emisyonlarının dörtte birini, karayolu taşımacılığının ise ulaştırmadaki sera gaz emisyonunun yüzde 95’ini oluşturduğu dikkate alındığında karbon nötr hedefine ulaşmak için ulaştırma alanındaki hedeflerin önemi ve sanayimizin bu hedeflere uyumlanması zorunluluğu somut olarak görülüyor.
Ülkemiz toplam otomotiv üretiminin kabaca yüzde 75’i ihraç ediliyor ve ihracatın kabaca yüzde 80’i Avrupa pazarına gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla, rekabetçiliğin korunması ve ekonomiye sağlanan katkının sürdürülebilmesi için AB’deki gelişmelere cevap verecek şekilde üretimin sürekliliğinin sağlanması sanayi için bir zorunluluk. OSD üyeleri elektrikli araçlarını üretmeye ve ihraç etmeye başladı. Küresel iklim politikaları doğrultusunda şekillenen yeni yatırımlar art arda hayata geçirilirken proje çalışmaları hızla devam ediyor. Sanayimizin sıfır emisyonlu ürünleri, çevre odaklı politikalar çerçevesinde rekabetçi şekilde üretmesi uzun süre en önemli gündem maddemiz olmaya devam edecek. Bu noktada ülkemizdeki otomotiv tedarik zincirinin ve lojistik altyapısının karbonsuzlaşması, döngüsel ekonomi için gerekli altyapı ve politikaların hayata geçirilmesi ülke rekabetçiliğimiz için büyük önem taşıyor.
Bu gelişmelerin yanı sıra küresel otomotiv sanayi 2022 yılında, pandeminin tetiklediği tedarik zinciri kırılganlığı ve jeopolitik gelişmelerin küresel ticarete olumsuz yansımalarını yönetmeye odaklandı. Mikroçip darboğazı etkileri başta olmak üzere tedarik zinciri sorunları devam ederken, küresel enflasyon ile birlikte ihraç pazarlarında talep daralması yaşandı. Ukrayna-Rusya savaşı enerji arzı ve güvenilirliği ile çeşitli ham maddelerin bulunurluğunu olumsuz etkiledi. Çin’de pandemi kaynaklı kapanmaların dönemsel olarak devam etmesi tedarik süreçlerinin kırılganlığını artırırken, konteyner bulunurluğu, şoför bulunurluğu gibi sorunlar devam etti. Temmuz ayının ortasında Euro-Dolar paritesinin eşitlenmesi ve sonrasında Euro’nun değer kaybı, ihracatının yüzde 75’den fazlasını Euro bazında yapan, buna karşılık demir, çelik ve kimya ürünleri gibi girdileri Dolar bazında olan sanayimizi olumsuz etkiledi.
2022 yılındaki tüm bu zorlu koşullar ve gelişmelere rağmen yıl başındaki üretim ve ihracat tahminlerimizi yıl içinde koruduk ve bugün geldiğimiz noktada 2022’yi yıl başındaki tahminlerimize çok yakın seviyede kabaca 1 milyon adet ihracat ve 1,36 milyon adet üretim ile kapatmayı öngörüyoruz.
2023 yılı da öngörülmesi zor, belirsizliklerle dolu bir yıl olacak. Ekim ayında açıklanan IMF Dünyanın Ekonomik Görünümü Raporu’nda 2023 yılı ekonomik büyüme beklentisini yüzde 2,9’dan yüzde 2,7’ye düşürdü. Rapora göre gelecek yıl yüksek enflasyon, ekonomik büyüme sorunları, Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü savaş ve Covid-19 salgınının ekonomi üzerindeki ağır baskısının devam edeceği tahmin ediliyor. Raporda küresel ekonominin, para politikasının başarılı bir şekilde yönetilmesine, Rusya-Ukrayna savaşının seyrine ve Çin’deki gibi salgınla ilgili arz yönlü daha fazla aksama olasılığına bağlı olduğu vurgulanıyor. Benzer şekilde Dünya Bankası’nın “Küresel Durgunluk Yakın mı?” başlıklı yeni raporunda da, arz kesintileri ve iş gücü piyasası baskıları azalmadıkça çekirdek enflasyonun 2023’te yüzde 5’e ulaşabileceğine ve dünyanın en büyük üç ekonomisi olan ABD, Çin ve Avro Bölgesi’nin keskin bir şekilde yavaşlayacağına dikkat çekiliyor. Haliyle küresel ticaret ortamında etki alanımız dışında olan birçok konu var. Her geçen gün daha da çetinleşen dünya ticaret ortamında kendi etki alanımız olan ülkemizde ekonomi ve dış ticaret politikalarının sanayi faaliyetlerini koruyacak yapıda şekillendirilmesi sanayi açısından büyük önem taşıyor.
Otomotiv sanayi yapısı gereği uzun vadeli planlama ile ve birçok farklı senaryoyu dikkate alarak faaliyetlerini sürdürmek zorunda olan bir sanayi kolu. Küresel raporlar önümüzdeki birkaç yılın da zorlu olacağını öngörürken, bu dönemi en iyi şekilde geçirmemiz için iç pazarın potansiyelini ortaya çıkaracak ortamın sağlanması, ihraç pazarlarının çeşitlendirilmesi, mevcut ihraç pazarlarında rekabetçiliğin korunmasına, yatırım ortamı çekiciliğinin korunmasına / kuvvetlendirilmesine özel özen gösterilmesi gerekiyor.
Gelecekten beklentimiz, değişen otomotiv eko-sisteminde ülkemizin mevcut rekabetçiliğinin korunmasını, geliştirilmesini hedefleyen uzun vadeli planlar üzerine kurulu bir yaklaşım ile ihracatımızı arttırmak, öngörülebilir ve büyüyen bir iç pazar oluşturmak ve tüm bunlarla birlikte ülkemize daha fazla yatırım gelmesi için gerekli ortamı oluşturmak. Ülkemiz ekonomisine en çok katma değer sağlayan sanayi kollarından biri olan otomotiv sanayiinin, korunmasına ve desteklenmesine yönelik kısa ve uzun vadeli politikalar her zamankinden daha da önemli.