Yüce Auto – ŠKODA Genel Müdürü – Zafer BAŞAR Röportajı
2022 yılının kalan bölümü ve 2023 yılı için dünya ve Türkiye ekonomisine ilişkin beklentileriniz neler? Kısa ve orta vadede otomotiv sektörüne dair öngörüleriniz nelerdir?
2022 yılı, pandemi koşullarının kontrol altına alınması ile birlikte başta kapanma sürecinden olumsuz etkilenen turizm ve hizmet sektörlerinin güçlü toparlanma beklentisi ile ekonomik durağanlığın sonlanacağı bir dönemin başlangıcını temsil ediyordu. Ancak Şubat ayı sonunda başlayan Ukrayna Savaşı, dünyada özellikle Uzakdoğu menşeili ürünlerde başlamış olan tedarik darboğazına yeni bir boyut daha eklerken aynı zamanda özellikle emtia fiyatlarında baş gösteren ani artışlar ile birlikte küresel anlamda enflasyonist bir ortamla baş başa kalmamıza sebep oldu.
Türkiye’de bu dönemin yansıması olarak düşük finansman maliyeti ve artan enflasyonun etkisiyle özellikle yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde konut ve otomobile yoğun bir talep ortamı ile karşılaştık ve yaz dönemini tamamladık. Bu dönem koşullarında özellikle otomotiv arzındaki kısıtlarla birlikte sektör olarak hareketli bir dönem geçirdik.
Normal tedarik koşullarında Türkiye binek oto pazarında yılın son çeyreği en hareketli dönem olarak dikkat çeken bir satış hacmine sahiptir. Önümüzdeki dönemde başta çip krizi olmak üzere diğer tedarik darboğazlarının olumsuz etkilerinin daha sınırlı olacağına ve dolayısıyla tedarik performansının son dönemlere göre iyileşerek istikrar kazanacağına dair olumlu sinyaller almaya başladık. Yıl sonunda pazarın 2021 yılı seviyesinin üzerinde bir kapanış sonucuna ulaşacağını ve binek otomobil satışlarının 600 bin adet seviyesine ulaşacağını öngörüyoruz.
2023 yılı özellikle kış döneminde Avrupa’da enerji yönetimi ve dolayısıyla üretim konusundaki kısıtların dikkat çekeceği bir başlangıca sahne olma ihtimalini barındırıyor. Özellikle ülkelerin enerji tüketimi konusunda daha verimli ve tasarruf odaklı bir politika sergileyerek üretim kapasitelerini koruma adına tedbirler alması ve enerji fiyatlarının artışı gibi unsurlarla beraber enflasyonist etkilerin yılın ilk yarısında da etkili olacağı öngörülmektedir.
2023 yılı Türkiye için pek çok açıdan önemli bir yıl olacak. Öncelikle Haziran ayında gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve arkasından kutlayacağımız Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı gibi önemli dönüm noktalarını barındıracak. Türkiye, bulunduğu konum ve enerji tedarik gücü açısından bu dönemde kendine avantaj yaratabilecek bir noktada yer alıyor. Özellikle doğal gaz ve üretim potansiyeli açısından kayıp riski en düşük seviyede olması ihracat gelirlerini çeşitlendirme adına bir fırsat teşkil ediyor. Bu durum özellikle cari açık ve döviz ihtiyacının dengelenmesi gibi etkenleri tetikleyerek fiyat istikrarı ve dolayısıyla enflasyon gelişimini yavaşlatan bir etki oluşturabilir.
2023, otomobil piyasasının dinamikleri yine birçok etkene bağlı olarak değişkenlik gösterebilecek potansiyele sahip. Özellikle enflasyonist ortamın etkisiyle araç net bedelleri son bir yıl içinde yüzde yüzün üzerinde artış gösterdi bunun içinde hem döviz kurlarında ve aynı zamanda OEM’lerin yükselen girdi maliyetlerini döviz cinsinden de yansıtmalarının birleşiminden etkilendiğini göz önüne aldığımızda mevcut ÖTV matrahlarının yeni yılda gözden geçirilmesinin ve uyarlanmasının sektöre ivme katabileceği kanaatindeyiz. Bu etkenin devreye girmesi özellikle giriş seviyesi araçlarda ÖTV iyileşmesi bakımından yüzde 20’ye varan bir fiyat avantajı getirebilir. Bu da sektöre büyüme adına fırsat getirebilir. ODD verilerine göre özellikle 2020 yılından itibaren filo pazarının tedarik ve diğer etkenlerden dolayı pazardan aldığı payın geçmiş döneme göre azaldığını gözlemliyoruz. Bu da dolayısıyla tedarik gücünün daha düzene girmiş olacağını öngördüğümüz 2023 yılı için özellikle pazardaki kurumsal müşterilerin talebinin de canlı olacağı bir dönem karşımızda olacak. Bununla birlikte yine turizm sektörünün tam yıl kapasiteyle çalışacak olması gibi faktörleri göz önüne aldığımızda toplam binek otomobil pazarının 2022 yılının üzerinde 650.000 adetlik bir potansiyele sahip olduğunu öngörüyoruz.
Otomotiv sektöründe, yarı iletken çip ve diğer bazı malzemelerin tedarikinde yaşanan sıkıntıya bağlı, araç tedariki sorunu yaşanıyor. Bu konudaki değerlendirmelerinizi öğrenebilir miyiz?
2021 yılının ikinci yarısında baş gösteren yarı iletken tedarik krizi ve başta Çin olmak üzere kapanma önlemleri ile pandemi sürecini yöneten Uzakdoğu ülkelerinin üretim aksamaları gibi etkenler özellikle tedarik zincirinin kusursuz çalışması gereken tam zamanında üretim felsefesinin hâkim olduğu otomotiv endüstrisi için yeni zorlukları beraberinde getirdi. Bununla birlikte Ukrayna ve Rusya’daki alt tedarikçilerden gelmesi gereken ve otomobillerin temel bileşenlerinden biri olan kablo demetlerinin tedarik akışının durması bu coğrafyaya yakın üretim tesislerinin kısıtlarına özellikle yılın ikinci çeyreğinde yeni bir boyut daha getirdi.
Üreticiler üretim programlarını yüksek ölçek ekonomisine göre planladıkları için tedarik zincirindeki kesintileri alternatif kanallarla telafi etmek için belli bir geçiş sürecine bağlı olarak düzeltmeye başladılar. Özellikle yaz dönemindeki fabrika duruşlarından sonra düzene girmeye başlayan üretim planlarında eski döneme göre öngörülebilirlik tekrardan yüksek bir orana doğru ilerlemeye başladı. Bu noktada özellikle 2022 son çeyrekten itibaren piyasadaki arz talep dengesinin oturacağını ve arz probleminin 2023 başından itibaren son bulmasını öngörüyoruz.
Sürdürülebilirlik günümüzün önemli konularının başında geliyor. Bu bağlamda, fosil yakıtlı araçların yerini yakın zamanda elektrikli araçlar alacak gibi görünüyor. Markanızın elektrikli araçlar konusundaki çalışmalarından bahseder misiniz?
ŠKODA markası olarak yakın zamanda elektrikli modellerimizin dünya prömiyerini yaparak bu konudaki gelecek vizyonumuzu da göstermiş olduk. Bununla birlikte halihazırda ENYAQ iV ve ENYAQ Coupe iV olmak üzere tam elektrikli modellerimiz bulunuyor.
Aynı zamanda 2030 stratejisinin bir parçası olarak yeni tasarım dilini gösteren ŠKODA, elektrikli atağını daha da hızlandırıyor. 2026’ya kadar mevcut elektrikli araçların yanına üç yeni tam elektrikli daha katacağız.
Yeni modellerle birlikte ŠKODA’nın Avrupa satışlarında tam elektrikli araçların payı 2030’da yüzde 70’in üzerine çıkacak. Bunu desteklemek adına e-mobiliteye gelecek beş yılda 5.6 milyar euro ve dijitalleşmeye 700 milyon euro daha yatırım yapılacak. Elektro mobiliteye geçiş sürecinde tüm ürün gamı güçlenecek ve elektriklilerin yanı sıra yüksek verimliliğe sahip içten yanmalı motorlu araçlar da gelecek. Bunlar arasında gelecek yılın ikinci yarısında gösterilecek yeni nesil SUPERB ve KODIAQ olacak. 2024’te ise bu modelleri yenilenmiş OCTAVIA modeli izleyecek.
Türkiye’de ise biz de 2024 yılı ilk çeyreğinden itibaren müşterilerimize elektrikli modellerimizi sunmaya başlayacağız. İlk etapta Türkiye pazarında ENYAQ ve ENYAQ Coupe elektrikli SUV modelimizin satışına başlamayı planlıyoruz. Ülke olarak elektrikli otomobiller için gerekli altyapı hazır olduğunda ŠKODA markası olarak bizler de hazır olacağız.
Covid – 19 salgını ezberlerimizi bozdu. Bu dönemde müşteri alışkanlıkları değişime uğradı. Dijitalleşme hayatımızın her alanında daha fazla yer almaya başladı. Dijitalleşme konusunda markanızın ne tür çalışmaları var?
ŠKODA üretimden yönetim süreci ve otomobillerine kadar her alanda hayatı kolaylaştıracak adımlar atıyor. Bir yandan dijitalleşme trendi durdurulamaz bir şekilde hayatımıza girerken ŠKODA bunu hayatı kolaylaştıracak şekilde tüm hizmetlerine uyarlıyor.
Bunların başında ise showroomlar geliyor. Yeni özellikler ve hizmetlerle birlikte sürecin hem müşteri hem de bayi tarafından daha kolay, daha verimli olması sağlanıyor.
Modern teknolojiler sayesinde otomobillere daha yakından bakabiliyor, donanımlarını daha detaylı inceleyebiliyorsunuz ve sözlü olarak anlatılabilecek tüm yardımcı sistemleri yaşayarak deneyimleyebiliyorsunuz. Hem de daha büyük ve yüksek çözünürlüklü ekranlarla. Böylece satın almayı planladığınız her aracı renk, donanım, döşemeler ve jantlarla gerçeğe en yakın haliyle görmeniz mümkün oluyor.
ŠKODA yeni nesil showroomlarla birlikte her müşterinin beklentisini karşılayacak şekilde bir tasarım ortaya koydu. İster sürece en baştan başlayan bir müşteri olsun, isterse de tüm araştırmasını yapmış ve satın alacağı araca odaklanmış bir müşteri olsun, tüm beklentileri karşılayacak bir düzen oluşturuldu.
Kademeli olarak her showroomu dijitalleştiriyoruz ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını onların hayatlarını kolaylaştırarak karşılıyoruz. Müşteriler yeni dijital ekranlarla araçların görsellerini içeriden ve dışarıdan 360 derece inceleyebilecek. 4K çözünürlükle birlikte istediği yeri yakınlaştırabilecek. Aynı zamanda hayalindeki aracı, istediği renk ve donanımla oluşturup fiyat teklifi alması mümkün olacak.