sahibinden.com Hakkında Yeniden Karar Verildi – Damla ÇELEN & Nabi Can ACAR
Rekabet Kurulu, çevrim içi platform hizmeti üzerinden vasıta ve emlak satış/kiralama hizmetlerine yönelik pazarlarda hakim durumunu aşırı fiyatlandırma yoluyla kötüye kullandığı iddiasıyla başlatılan soruşturma sonucu, 2018 yılında Sahibinden Bilgi Teknolojileri Paz. Ve Tic. A.Ş. (“Sahibinden”) hakkında, Sahibinden ’in vasıta ve emlak satış/kiralama çevrim içi hizmet pazarlarında hakim durumda bulunduğuna, söz konusu pazarlarda aşırı fiyatlama yoluyla 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“Rekabet Kanunu”) 6. Maddesi bakımından hakim durumunu kötüye kullandığı tespitinde bulunmuş ve Sahibinden hakkında 01/10/2018 tarih ve 18-36/584-285 sayılı kararı ile 10.680.425,98 TL idari para cezası uygulanmasına hükmetmiştir.
Ne var ki Rekabet Kurulu’nun ilgili kararı Sahibinden tarafından temyiz edilmiş ve Ankara 6. İdare Mahkemesi (“Mahkeme”) tarafından bozulmuştur. Mahkeme, bozma kararında özetle Rekabet Hukuku’nda, “aşırı fiyatlama yoluyla hakim durumun kötüye kullanılması” yaklaşımı ve uygulamasının, son derece sınırlı ve istisnai olarak kabul gördüğü, istisnai bir durum olan ve ancak rekabet ortamını, dolayısıyla da tüketici refahını çok açık bir şekilde ihlal ettiği ispat edilemeyen fiyat artışlarına müdahalenin bu istisna kapsamına girdiği, fiyat artışına müdahalenin “istisnaen kabul edilen bir durum olması” sebebiyle, bu yöndeki tespit ve değerlendirmelerin de tereddüte yol açmayacak şekilde açık ve kesin nitelikte olması gerektiği ancak dava konusu Kurul kararının kesin ve tartışmasız olarak elde edilmiş somut delillere dayanılmamak suretiyle geçerli ispat standardını sağlamadığı, gerekçesiyle Kurul kararının iptaline karar vermiştir.
Mahkeme’nin iptal kararı üzerine Rekabet Kurumu tarafından Bölge İdare Mahkemesi’ne yapılan istinaf başvurusu ise Bölge İdare Mahkemesi tarafından reddedilmiştir. Bunun üzerine Kurul, 08.07.2021 tarihinde Sahibinden hakkında yeniden bir karar vermiş ve bu karar Rekabet Kurumu’nun sitesinde 23.05.2022 tarihinde yayımlanmıştır.
Yeni Kararda Rekabet Kurulu’nun Yaptığı Değerlendirmeler
1.Aşırı Fiyatlama Yoluyla Hâkim Durumun Kötüye Kullanılması
Aşırı fiyat uygulamaları pazar gücünün kötüye kullanımı sonucunda bir ürünün ekonomik değeri ile fiyatı arasında makul olmayan bir farklılığın bulunması şeklinde tanımlanmaktadır. Bu uygulamalar gerek Avrupa Birliği gerek Türk Rekabet Hukuku’nda hâkim durumun kötüye kullanılması çerçevesinde bir ihlal olarak değerlendirilmektedir.
Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (“ABAD”) “United Brands” kararında yapılan tespit “Ekonomik Değer Testi” olarak kullanılmaktadır. ABAD söz konusu kararında fiyattaki aşırılığın, incelemeye konu olan ürünün satış fiyatı ve üretim maliyetleri arasında kâr marjını ortaya koyan bir karşılaştırma yapılarak hesaplanabilmesi halinde objektif olarak tespit edilebileceğini belirtmiştir.
Bir aşırı fiyatlama davranışının kötüye kullanım olarak değerlendirilebilmesi için söz konusu teşebbüsün hâkim durumda olması yeterli değildir. Teşebbüs hâkim durumda bulunsa dahi pazarda giriş engellerinin bulunmaması durumunda aşırı fiyatlamaya müdahalenin pazara yeni girişler bakımından caydırıcılığı söz konusu olabilecektir. Dolayısıyla aşırı fiyatlamanın kötüye kullanma olarak kabul edilmesi için tekele ya da tekele yakın bir duruma yol açan yüksek ve geçici olmayan pazara giriş engellerinin varlığının ya da tekel veya tekele yakın durumun halihazırda mevcut olan ya da geçmişten gelen münhasır veya özel haklardan ileri gelen bir durum olmasının tespiti gerekmektedir[1].
AB Komisyonu, tüketiciyi korumanın başka yollarla mümkün olmadığı son derece sınırlı olan istisnai durumlarda, aşırı fiyatlamaya müdahale edilmesi gerektiğini, özellikle pazarın kısa ya da orta vadede kendisini düzeltmesinin beklendiği hallerde aşırı fiyatlamaya müdahale edilmemesi gerektiğini kabul etmektedir[2].
Rekabet Kurulu, Sahibinden hakkında vermiş olduğu ilk kararda fiyat kıyaslaması yaparken uygun olmayan farklı pazarlarda faaliyet gösteren teşebbüslerle karşılaştırma yapmıştır. Mahkeme tarafından da Kurul’un farklı coğrafyalarda ve özellikle global oyuncuların bulunduğu ülkeler ile fiyat kıyaslamasına gitmediği tespit edilmiştir.
Kurul, yeni kararında ise yakın coğrafi bölgelerdeki emlak ve vasıta satış/kiralama hizmetlerine yönelik çevrim içi platform hizmetleri sunan teşebbüslerin fiyatlarını analiz etmiş ve bunun sonucunda Sahibinden ve yurt dışı rakipleri arasında yapılan fiyat karşılaştırmasında paket içeriğindeki ilan sayısı düştükçe Sahibinden fiyatlarının yurt dışı rakip fiyat ortalaması düzeyinde seyrettiği, paket içeriğinde sunulan ilan sayısı arttıkça ise Sahibinden fiyatlarının yurt dışı rakip fiyatlarının ve ortalamaların üzerinde seyrettiği görülmüştür[3].
2. Sahibinden tarafından uygulanan fiyat artışının nihai tüketici bakımından bir zarara yol açıp açmadığına ilişkin değerlendirme
Diğer taraftan Mahkeme’nin iptal kararında fiyat artışına müdahalenin “istisnaen kabul edilen bir durum olması” sebebiyle tüketici refahını çok açık bir şekilde ihlal ettiği ispat edilemeyen fiyat artışlarına müdahalenin Rekabet Hukuku kapsamında kabul edilmediği ve Kurul’un ilk kararında yapılan tespitlerin somut delillere dayandırılmadığı belirtilmiştir.
Kurul yeni kararında Sahibinden tarafından uygulanan fiyat artışının nihai tüketici bakımından bir zarara yol açıp açmadığına ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yapmış her ne kadar Sahibinden aracılığıyla ürün satın alan nihai tüketiciler Sahibinden üzerinden aldıkları hizmete karşılık herhangi bir maliyete katlanmıyormuş gibi görünseler de esasında aldıkları ürünün fiyatının içerisinde gizlenmiş üyelik aidatı -ilan ücreti- artışına da katlanmak durumunda kalabileceklerini ve dolayısıyla nihai tüketicilerin aldıkları taşıt, emlak veya herhangi bir başka ürünün fiyatının içerisinde bu ücretleri de ödemelerinin olası olduğunu belirtmiştir[4].
Ne var ki Kurul, söz konusu ücretin fiyatlara yansıtılıp yansıtılmadığına veya ne ölçüde yansıtıldığına dönük olarak objektif, makul ve gerçekçi bir hesaplama yapmanın dosya kapsamında erişilebilen verilerle imkân dâhilinde olamayacağı değerlendirildiğinden, müşteriler bakımından somut bir zarar hesabı yapılmasının mümkün olmadığını değerlendirmiştir.
3. Sahibinden üzerinde oluşan rekabetçi baskıya ilişkin değerlendirme
Kurul, ilk kararında pazardaki giriş engellerinin varlığının da potansiyel anlamda rekabetçi baskı yaratılmasını engellemekte olduğu, dolayısıyla, her iki pazarın da kısa ve orta vadede kendini düzeltme yeteneğine sahip olmadığını belirtmiştir. Kurul daha da ileri giderek küresel oyuncuların Türkiye’de faaliyet göstermeye başlamasının, Sahibinden’in pazardaki konumunu ve gücünü etkilemediğini, Sahibinden’in sunduğu hizmet karşısında söz konusu teşebbüslerin sunduğu platform hizmetinin henüz yeni ve gelişmekte olduğunu ve ayrıca söz konusu teşebbüslerin Türkiye’de oldukça sınırlı pazar payının bulunduğunu değerlendirmiştir.
Mahkemece bu değerlendirmelerin bir gözlemden veya varsayımdan öteye geçmediği, bununla birlikte söz konusu küresel oyuncuların hızla büyüme kapasiteleri, halihazırda pazardaki bilinirlik düzeyleri, farklı coğrafyalardaki benzer pazarlarda izledikleri büyüme süreçleri üzerinde ciddi araştırmaların yapılmadığı ve kısa, orta ve uzun vadede pazarın durumunun ve buna bağlı davacı şirketin statüsünün saptanmasında eksik bir inceleme yapıldığı anlaşılmıştır[5].
Kurul yeni kararında ise potansiyel rekabete ilişkin yeniden bir inceleme yapmış ve Sahibinden’in faaliyet gösterdiği pazarın, teknolojiyi yoğun bir girdi olarak kullanan, inovasyona bağımlı bir pazar olması nedeniyle, geleneksel pazarların dağıtım ağı kurulması, satış kanalına yatırım yapılması, ürünlerin depolanması gibi yüksek ve fiziki maliyetler içermeyen ve dolayısıyla geleneksel pazarlardan ayrılan bir pazar olarak değerlendirmiştir.
Kurul yaptığı değerlendirmede, Sahibinden’in yüksek ancak tüketici zararına olan etkisinin net olarak tespit edilemediği fiyatlarını düşürmesine yönelik yapılacak bir müdahale durumunda, rakip teşebbüslerin Sahibinden ile rekabet etmesinin daha da güçleşmesi riskinin doğacağını belirtmiştir. Bununla birlikte Sahibinden tarafından fiyatların arttırılmasının ise potansiyel rakipler bakımından pazara girme niyetini arttırıcı bir etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşmıştır.
İlaveten Kurul, Sahibinden’in sunduğu hizmetlerle aynı pazarda olmadığı düşünülen Facebook, Instagram gibi sosyal medya platformlarının dahi ilerleyen yıllarda Sahibinden’e rekabetçi baskı oluşturmasının muhtemel olduğunu belirterek Sahibinden üzerinde yurt içi veya yurt dışı rakiplerden gelebilecek bir potansiyel rekabet baskısı olduğu kanaatine varmıştır.
Sonuç
Kurul yapılan bütün değerlendirmelerin ardından Sahibinden tarafından uygulanan yüksek fiyatların vasıta kategorisinde oto galericiler veya emlak kategorisinde emlakçıların kârlılığı üzerinde mevcut şartlar altında bir etkiye yol açmadığını ve Sahibinden tarafından uygulanan fiyat artışlarının nihai tüketiciye yansıtıldığına yönelik somut bir tespit yapılamadığını değrlendirmiştir.
Nihayet Kurul, Sahibinden’in kurumsal üyelerin emlak satış/ kiralama işlemlerine ilişkin ilan yeri sağlama hizmetlerine yönelik çevrim içi platform hizmeti” ve “kurumsal üyelerin vasıta satış işlemlerine ilişkin ilan yeri sağlama hizmetlerine yönelik çevrim içi platform hizmeti” pazarlarında hâkim durumda bulunduğuna ancak Sahibinden’in 6. Madde kapsamında bir ihlal gerçekleştirmediği ve dolayısıyla da para cezası uygulanmasına yer olmadığı sonucuna varmıştır.
Kaynakça:
[1] Ankara 6. İdare Mahkemesi Kararı E.2019/946, K.2019/2625.
[2] Ankara 6. İdare Mahkemesi Kararı E.2019/946, K.2019/2625, s.4.
[3] Rekabet Kurulu’nun 08.07.2021 Tarihli ve 21-34/475-237 sayılı kararı, para. 284.
[4] Rekabet Kurulu’nun 08.07.2021 tarihli ve 21-34/475-237 sayılı kararı, para. 343-344.
[5] Ankara 6. İdare Mahkemesi, E.2019/946, K. 2019/2625, s.6.