Türk Hukukunda Oy Sözleşmeleri – Av. Duygu TURGUT
1. Giriş
Türk hukukunda şirket pay sahiplerinin ticaret hukuku anlamında şirket ile olan temel ilişkisi, esasen şirketin ana ilkelerini belirleyen şirket esas sözleşmesi altında düzenlenir. Bununla birlikte, pay sahipleri gerek esas sözleşmeye dahil edilemeyecek nitelikteki hak ve yükümlülükleri düzenlemek gerekse anlaşılan hususların kamu ile paylaşılmasından kaçınmak amacıyla, pay sahipleri sözleşmeleri ile pay sahiplerinin birbirlerine veya şirkete karşı hak ve yükümlülüklerini düzenleyebilirler. Pay sahipleri sözleşmeleri, birçok başka konunun yanı sıra, şirketin genel kurulunda karar alınması esnasında kullanılacak oyların hangi yönde veya ne şartlar altında kullanılabileceğini de düzenleyebilir. Pay sahipleri sözleşmesinin bir parçası olarak veya başlı başına bir sözleşme niteliğinde ortaya çıkabilen bu sözleşmelere Türk hukukunda “oy sözleşmeleri” denilmektedir. Bu makalemizde, Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) ve Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) çerçevesinde özellikle anonim şirketler bakımından pay sahiplerinin aralarında akdettikleri oy sözleşmelerinin hukuki niteliği, özellikleri ve hükümleri incelenecektir.
2. Oy Sözleşmesinin Hukuki Niteliği
TTK 480/1 uyarınca pay sahiplerine esas sözleşme yoluyla şirkete karşı taahhüt ettiği pay bedelinden veya payın itibari değerini aşan priminden başka bir borç yüklenemez. Bu “tek borç” ilkesine göre sınırlı sorumluluk ihtiva eden bir hukuki yapı olan anonim şirketlerde pay sahibi ancak sahip olduğu payların bedelini ödemekle sorumludur. Bu sebeple pay sahiplerine başka yükümlülükler getiren sözleşmelerin esas sözleşmeye dahil edilmesi ve TTK kapsamında ticaret hukukuna özgü hukuki korumalardan yararlanılmasının önü kapatılmaktadır. Nitekim oy sözleşmeleri, pay sahiplerinin oylarını belirli bir yönde kullanma veya belirli bir yönde kullanmaktan kaçınma ya da hiçbir şekilde kullanmama gibi taahhütler altına girdikleri sözleşmelerdir.
Bunun yanı sıra TTK 340 uyarınca kanun kapsamında belirtilen esas sözleşme hükümlerinden ancak kanunda açıkça izin verilen hallerde sapılabileceğinden bahsedilmektedir. Dolayısıyla oy sözleşmeleri, esas sözleşmeye dahil edilebilecek veya esas sözleşme benzeri bir ticaret hukuku kurumu olarak değil, sözleşme serbestisi ilkesi doğrultusunda TBK hükümleri altında incelenmesi gereken kendine özgü bir sözleşme türüdür.
3. Oy Sözleşmesinin Özellikleri ve Hükmü
Geçerlilik halleri açısından oy sözleşmelerinin diğer sözleşmelerin tabi olduğu genel geçerlilik şartlarına tabi olduğu söylenebilir. Nitekim oy sözleşmeleri için esas sözleşmeye uygulanan daha özel nitelikteki şekil ve içerik şartları öngören hükümler gibi düzenlemeler bulunmamaktadır. Bu halde kanuna, ahlaka veya kamu düzenine aykırılık gibi kesin hükümsüzlük sebepleri oy sözleşmeleri için de uygulama alanı bulacaktır. Bunun yanı sıra, oy haklarının pay sahibinin ekonomik özgürlüğünü tamamen ortadan kaldıracak nitelikte sınırlandığı oy sözleşmelerinin ayrıca kişilik haklarına aykırılık teşkil edebileceğini belirtmek gerekir.
Oy sözleşmesi bir ticaret hukuku kurumu olmadığından, oy sözleşmesinin hükümleri ancak sözleşmeye taraf pay sahipleri açısından bağlayıcıdır. Benzer şekilde, oy sözleşmesinin hükümlerine aykırı davranışlar TTK altında öngörülen ortaklığa ilişkin korumalardan yoksundur; oy sözleşmesinin ihlali halinde genel kurul kararının iptali davası açılamaz, organların sorumluluğuna gidilemez veya pay sahiplerinin ıskatı söz konusu olmaz. Oy sözleşmesi ancak sözleşmeye taraf pay sahiplerine haklar tanıdığından, esas sözleşmenin aksine, şirkete yeni katılan pay sahipleri için kendiliğinden bağlayıcı olmaz; yeni pay sahiplerinin sözleşmeye ayrıca taraf olması gerekir.
Bununla birlikte, oy sözleşmesinde öngörülen yükümlülüklerine aykırı davranan bir pay sahibine karşı aynı sözleşme tahtında kararlaştırılan veya TBK çerçevesinde genel hükümlere göre yaptırımlar uygulanabilir. Örneğin yönetim kurulu üyelerinin seçimi konusunda diğer pay sahiplerinin adayları için olumlu oy kullanmak taahhüdüne girmiş bir pay sahibi, taahhüdüne aykırı davranarak olumsuz oy kullanırsa ve ilgili yönetim kurulu üyesi seçilemezse, her ne kadar ilgili genel kurul kararı sırf bu sebeple iptal edilemeyecek olsa da, sözleşme kapsamında öngörülmüşse cezai şart ya da sözleşme veya genel borçlar hukuku ilkeleri çerçevesinde tazminat talep edilmesi gündeme gelebilir.
Oy sözleşmesine aykırılık iptal davası gibi yaptırımlara yol açmadığından, ihlallere karşı caydırıcılığın artırılması adına cezai koşulun yanı sıra oy verme taahhüdüne aykırı davranışta bulunan pay sahiplerinin payları üzerinde diğer pay sahipleri lehine bir alım hakkı verilmesi gibi mekanizmalar da kurgulanabilir.
4. Oy Sözleşmesinin Sona Ermesi
Oy sözleşmelerinin sona ermesi TBK uyarınca belirtilen ve genel nitelikte olan sona erme sebeplerine ve oy sözleşmesinde pay sahipleri arasında kararlaştırılmış hallere tabidir. Bu sebeple oy sözleşmeleri belirlenen sürenin dolması, taraflardan birinin sözleşmeyi feshetmesi veya tarafların kararlaştırdıkları ve sözleşmede belirtilen özel şartlar halinde (örneğin taraflardan birinin pay oranının, şirket sermayesinin belirli bir oranının altına düşmesi) son bulabilir.
5. Sonuç
Türk hukukunda oy sözleşmeleri, pay sahipleri arasında gerçekleştirilen ve pay sahiplerinin oylarını belirli bir yönde kullanma veya belirli bir yönde kullanmaktan kaçınma taahhüdüne girdikleri sözleşmelerdir. Oy sözleşmeleri, esas sözleşmeden farklı olarak, iptal davası gibi ticaret hukuku korumalarına sahip değildir, hükümleri şirkete veya organlarına karşı ileri sürülemez ve ancak tarafları açısından hak ve yükümlülük ifade eder. Bu sözleşmelerde belirlenen yükümlülüklerin ihlali halinde pay sahiplerinin cezai şart veya tazminat gibi sorumlulukları gündeme gelebilir. Borçlar hukuku kurumlarına tabi olan bir sözleşme olarak oy sözleşmeleri, genel sona erme sebepleri veya özel olarak pay sahipleri arasında kararlaştırılmış şartlara bağlı olarak ortadan kaldırılabilirler.