2021 Uzun Yıllar Hafızalarda Kalacak… – Çınar NOYAN
Dünya ekonomisi ve otomotiv sektörü
Türkiye ekonomisi ve otomotiv sektörü
Otomotiv sektörünün içinde her kademedeki tecrübeli yönetici ve çalışanların söylemeyi alışkanlık haline getirdiği bir iddia vardır: “Türkiye’de hem de otomotiv sektöründe yeterince zaman harcadıysanız, artık görmediğiniz kriz, yaşamadığınız sorun kalmamıştır.”
Belki 2021 yılına kadar yaşananlar nedeniyle bu söz bir anlamda gerçeklik de ifade ediyordu ama 2021 hayatımıza öyle bir girdi ki daha önce deneyimlemediğimiz birçok sorun, birçok sıkıntı konsolide olarak hayatımızda yer almaya başladı.
Bugün hayatta olan hiç kimsenin daha önce deneyimlemediği küresel salgın nedeniyle, dünya üzerindeki hemen hemen bütün ülkeler ekonomik tedbirler alarak, gerektiğinde para basmak da dahil olmak üzere halkın salgın şartlarında kaybettiği kazancını yerine koymaya çalıştılar. Ekonomiye yapılan müdahaleler ve emisyon artışı ile birlikte tüm ülkelerde enflasyon hızlı bir şekilde yükselmeye başladı.
Enflasyon kaynaklı fiyat artışlarına bir de hammadde temininin yarattığı darlık eklenince bazı özel ürünlerde ciddi bir yokluk hissedilmeye başladı. Otomotiv sektörü açısından değerlendirirsek, üretimi sekteye uğratan en önemli yokluk, yarı iletken maddelerde baş gösterdi ve elektronik devreler ve beyin ile donatılan araçlar yarı iletkenlerin azlığı nedeniyle bantlardan indirilemez hale geldi.
Kısaca hepimizin “çip krizi” adıyla tanıdığımız bu yokluk nedeniyle yine küresel olarak otomotiv ürünlerinde talebe göre yetersiz bir arz doğdu. Ekonominin temel dengesini oluşturan arz-talep dengesi, arzın kısılmasıyla bozuldu ve pandeminin insanları bireysel araç kullanımına mecbur bırakması nedeniyle yükselen talep de karşılıksız kalmış oldu.
Hem yüksek enflasyon hem de arz-talep dengesindeki bozulma nedeniyle özellikle ülkemizde araç fiyatlarında hem yeni araç satışında hem de kullanılmış araç satışında beklentinin çok üzerinde bir artışa neden oldu.
Bütün bu global sorunların yanına bir de lojistik maliyelerindeki artış ve konteyner krizi eklenince otomotiv sektörü içinden çıkılması çok zor, dengelerini neredeyse tamamen kaybetmiş bir hale geldi.
Türkiye de bu olumsuz global sıkıntılardan payını çokça aldı elbette ama bizim kendimize özel sorunlarımız da 2021’i unutulmaz hale getirecek gelişmelerle doluydu.
Yıl içerisinde Türk Lirasının çok fazla değer kaybetmesi, enflasyonun gelişmiş ülkelerde görülenden çok daha yüksek oranlara çıkması, gösterge faiz ile kredi/ mevduat faizlerinin açılması gibi hem ekonomiyi hem de reel sektörleri temelden etkileyen faktörler nedeniyle Türkiye otomotiv pazarı global etkileri daha da derinden yaşadı.
2021’in ilk yarısı çok olumlu beklentiler ve rekor kırılma hevesi ile tamamlanırken, ikinci yarıda yaşanan tüm olumsuz etkiler sebebiyle 2020’nin dahi altına düşerek kapandı. Türk tüketicisinin her yıl olağan talebinin 1 milyon civarında bir satış olduğu düşünülürse, yine potansiyelinin yüzde 25 civarında altında kalan bir yıl tamamlanmış oldu.
Sonuç olarak yıllar sonra 2021 yılına dönüp baktığımızda, son derece kendine özgün sorunları içeren, yüz yılda bir olacak sıkıntıların hepsinin arka arkaya dizildiği ve hepsinin birden tüm dünyayı etkilediği bir yıl olarak hatırlayacağız.
Bu durumda hepimizin çocukluğumuzdan beri bildiğimiz bir özdeyiş ile bitirmek uygun olacaktır: “Öldürmeyen her zorluk, güçlendirir”
İnşallah 2022 herkese sağlık, mutluluk ve huzur getirir.