Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Enflasyon Muhasebesi ve Son Gelişmeler – Hakan Güzeloğlu

2004 yılında ilk tanıştığımız ve bir yıl uyguladıktan sonra vedalaştığımız enflasyon muhasebesi 2021 Aralık ayı enflasyon rakamlarının açıklanması ile (aksi bir düzenleme olmadığı takdirde !) tekrar hayatımıza girdi.

2021 Aralık ayı enflasyon verilerine göre enflasyon oranı son üç hesap döneminde yüzde 100’ün ve içinde bulunduğumuz hesap döneminde de yüzde 10 oranının üzerine çıktığı için tekrar uygulanacak. Amma ve lakin şimdi çok hızlı gelişmeleri sizler için özetlemeye çalışalım.

Öncelikle çok kısa 2003 yılı sonunda gerçekleştirdiğimiz enflasyon düzeltmesi işleminde ve 2004 yılında uyguladığımız enflasyon muhasebesi işlemlerinde ne yapmıştık hatırlatarak başlayalım.

2004 yılının ilk yarısına geldiğimizde enflasyon oranlarının bahse konu yüzde 100 ve yüzde 10 oranlarını aşması sebebiyle önce VUK Geçici 25. Maddesi gereği mali tablolardaki tüm parasal olmayan yani enflasyon düzeltmesine tabi tutulup bugünkü değerine getirilmesi gereken kıymetleri ayrıştırıp değerlemiş ve bilançonun aktif ve pasifindeki bu parasal olmayan kıymetlerden oluşan olumlu ve olumsuz farkları özkaynaklarda pasif bir enflasyon düzeltme hesabında göstermiş ve kurumlar vergisine tabi tutmamıştık. Ta ki bu değerleri sermayeye ilave dışında bu hesaplardan çekmemek kaydıyla.

Sonra da şu an yürürlükte olan VUK Mükerrer 298. Madde kapsamında da 2004 yılına mahsus bir defa enflasyon düzeltmesi yapılmış bu parasal olmayan kıymetleri oluşturduğumuz geçmiş yıl kar ve zararı da dahil düzeltme katsayısı olan yüzde 1,0813 katsayısı ile değerleyip ilk enflasyon muhasebesini uygulayıp oluşan + veya – farkı gelir tablosu ile ilişkilendirmiş kurumlar vergisi matrahına dahil etmiştik.

Şimdi geldiğimiz Aralık ayı sonu itibarıyla önümüzde 3 seçenek belirmişti.

1) İlk seçenek enflasyon muhasebesine ilişkin hadlerin kanun düzenlemesi ile yükseltilmesi veya başka bir düzenleme ile uygulamanın ertelenmesi,

2) İkincisi 31.12.2021 tarihi itibarıyla enflasyon muhasebesi şartlarının sağlanarak VUK Mükerrer 298 maddesi olan mevcut enflasyon muhasebesi maddesinin aktive olması ve önce 31.12.2020 mali tablolarının düzeltilmesi ve sonra 31.12.2021 mali tablolarında enflasyon muhasebesinin uygulanarak vergilendirilmesi ,

3) Ve son üçüncü seçenek ise 31.12.2021 tarihi itibarıyla enflasyon muhasebesi şartlarının sağlanarak VUK Mükerrer 298 maddesi olan mevcut enflasyon muhasebesi maddesinin aktive olması ancak bu sefer 31.12.2021 mali tablolarının enflasyon düzeltmesine tabi tutulması ve 01.01. 2022 tarihinden itibaren enflasyon muhasebesine geçiş senaryosu idi.

2022 yılındaki ilk gelişme 3 Ocak tarihinde Aralık ayı enflasyonunun açıklanması oldu. Aralık ayı enflasyonu Kasım 2021 enflasyon oranının üzerinde bir değer çıkınca VUK Mükerrer 298 inci madde yani enflasyon muhasebesi uygulaması tekrar aktive oldu.

Sonrasındaki ikinci bir gelişme ise 6 Ocak 2022 tarihi itibarıyla Gelir İdaresi Başkanlığı’nca enflasyon muhasebesine ilişkin Genel Tebliğ Taslağı yayımlandı. Söz konusu Taslak, yazımızı kaleme aldığımız esnada yayımlandı. Taslağa bakıp ilk değerlendirmemize göre sizlere yukarıda bahsetmiş olduğum senaryolardan üçüncü senaryonun GİB tarafından benimsenerek uygulanacağını söylemek isterken başka bir gelişme yaşandı.

13 Ocak 2022’de enflasyon muhasebesi uygulamasının 2023 yılı sonuna kadar yapılmamasını sağlayan bir kanun teklifi Meclis Başkanlığına gönderildi. Bu seçenek bire dönüldüğü anlamına gelmekte.

Buna göre, yazımızı okuduğunuzda bir aksilik olmaz ise teklif yasalaştığında 2021,2022 ve 2023 geçici vergi dönemlerinde enflasyon muhasebesi yapılmayıp 2023 sene sonunda ise enflasyon şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmaksızın her halükarda yapılacak. Enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan geçmiş yıl karı vergiye tabi tutulmayacağı gibi oluşacak geçmiş yıl zararı da zarar olarak kabul edilmeyecek.

Aksi halde eğer seçenek 3 gerçekleşir ise Tebliğ taslağı ve ilave yayımlanacak düzenlemeler ile enflasyon muhasebesi uygulamasına geçilebilir.

Kanaatimiz, bu noktadan sonra uygulamanın erteleneceği yönünde. Sadece 2023 yılı hesap dönemi sonunda olur da enflasyon şartları oluşmaz ise düzeltmenin yapılıp yapılmayacağı hususu ise tam bir soru işareti şimdiden aklımızda!

VUK Geçici 31. Madde kapsamında bir seferlik yeniden değerleme yapanların durumu ne olacak?

İşte operasyonel kiralama şirketleri için en önemli noktaya ateş eden bu hususta erteleme de gelse tebliğ taslağındaki ifadelere de baksak Geçici 31. Madde kapsamında yeniden değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetler için yeniden değerleme sonrası değerlerin dikkate alınacağı ve Geçici 31 inci madde kapsamında oluşturulan yeniden değerleme değer artış fonunun bakiyesinin geçmiş yıl kar veya zararına aktarılarak kapatılacağı ifade edilmekte.

Bu ifade esasen şu anlama gelmektedir. Birincisi Geçici 31. Madde kapsamında yeniden değerleme yapan mükellefler için 31.12.2021 tarihinde amortismana tabi kıymetlerin yeniden değerlenmiş değerleri üzerinden amortisman ayrılmasına olanak sağlanmış olacak (halbuki enflasyon düzeltmesi yapan kurumlar için bu mümkün değil). İkinci olarak ise fon hesabındaki tutar vergilendirilmeden geçmiş yıl kar veya zararına aktarılacak.

Ertelemenin ağır bastığı durumda operasyonel kiralama şirketleri gibi aktifini belli bir süreçte yenileyen kurumlar için hem yaratılacak fon tutarı, hem kurumlar vergisi etkisi sebebiyle Geçici 31. Madde uygulaması ödenecek yüzde ikilik tutar ve bunun KKEG yapılmasına rağmen halihazırda vergi avantajını korumaya devam etmekte.

Son yazılarımızda vurgulamakta fayda gördüğümüz ve başta sizler operasyonel kiralama şirketlerinin aktifindeki binek otomobillerin kayıtlı değerlerini yukarı çekecek olan VUK Geçici 31. Maddeye göre yapılacak ve oluşacak fon üzerinden yüzde 2 ödenmesi gereken enflasyon düzeltmesi için 2022 Ocak ayının sonuna kadar beyanname verme ve yapılan düzeltmeyi de 2021 Aralık ayına kaydetmek için fırsatınız bulunmaktadır.

Bu sayede oluşturulacak fon tutarı vergi dışı kalacak, değerlenmiş değerlerinden 2021 yılında amortisman ayrılabilecek ve binek otomobillerin satışlarında oluşturulan fon geri çekilmeden yeniden değerlenmiş değerler maliyet kabul edilecektir. Bu uygulamanın özellikle amortismana tabi kıymetlerini belli bir rutinde satış işlemine tabi tutan başta sizler gibi sektörler için avantaj sağladığını hatırlatmak isteriz.

Kanun Teklifindeki Diğer Önemli Düzenleme Kurumlar için TL Korumalı Hesap

Enflasyon düzeltmesine ilişkin kanun önergesinde gözümüze çarpan çok önemli bir düzenleme daha var. O da yabancı paralarını TL’ye çeviren kurumlar vergisi mükelleflerinin dönüşüm esnasında oluşan kur farkları kazançları dahil olmak üzere bu kapsamda açılan vadeli TL mevduat ve katılma hesaplarından elde edecekleri faiz ve kar paylarının vergiden istisna edilmesi öngörülüyor.

Kısaca şöyle özetlemek gerekirse 31.12.2021 tarihindeki bilançonuzda yer alan yabancı paranızı (henüz net bir açıklama yok hangi döviz girer veya yurt içi mi yurt dışı mı diye) 17 Şubat 2022 tarihi olan dördüncü geçici vergi beyanname verme tarihine kadar TL ye çevirip en az 3 ay vadeli TL mevduat ve katılma hesabında değerlendirirseniz;

1) Söz konusu paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarının 1.10.2021- 31.12.2021 tarihleri arasındaki döneme isabet eden kısmı kurumlar vergisinden istisna ve

2) 17 Şubat 2022 tarihine kadar TL ye çevrilen hesaplarla ilgili oluşan kur farkı kazancı ile söz konusu hesaplardan dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dahil olmak üzere vade sonunda elde edilecek faiz ve kar payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden istisna olacak.

Hatta kurumlar 17 Şubat 2022 tarihinden sonra da 31.12.2021 tarihli bilançolarındaki yabancı paraları 2022 yılı sonuna kadar TL mevduat ve katılma hesabına dönüştürürse ve üç ay vadeli TL olarak bağlarsa oluşan kur farkı ve geçici vergi dönemi sonu değerlemesi ile TL’ye çevrildiği tarih arasına isabet eden kısmı ile dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan da dahil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kar payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden istisna olacak.

Aynı düzenlemede altın cinsi hesaplardaki varlıkların da TL’ye dönüşümü ile elde edilen TL tutarın da asgari vadede değerlendirilmesi şartıyla TL’ye çevrilmede oluşan kurum kazancı ile dönem sonu değerleme kazançları ve vade sonunda elde edilen faiz ve kar payları ile diğer kazançlar da kurumlar vergisinden istisna tutulacak. Tabi ki ortak şart olan vadeden önce çekim yapılmaması gerekecek.

Bu yeni düzenleme ile ilgili yayımlanacak Tebliğ ile yabancı para kavramının ne olduğu, Türkiye dışında da bulunan yabancı para mevcudunun yararlanıp yararlanamayacağı ile birçok uygulamaya açıklık getirilecek.

Yazıyı hazırladığımız esnada kanun teklifi olarak Meclise gelen bu düzenlemelerle ilgili kanunun yayımı sonrası ilave sorularınız olduğu takdirde sizlere memnuniyetle yardımcı olmak isteriz.

Top