Elektrikli Araçlar İçin Şarj Hizmetinin Detayları Elektrik Piyasası Kanunu Çerçevesinde Yasalaştı – Mustafa AYNA & Burak Buğrahan SEZER & Selim TURAN
Elektrikli araçların satışının ve kullanımının hem küresel hem de yerel piyasalarda gitgide yaygınlaşması ile birlikte, elektrikli araçların tamamlayıcı bir uzantısı niteliğinde olan şarj istasyonlarına ilişkin ilk düzenlemeler geçtiğimiz yılın Aralık ayında gerçekleşti. 25.12.2021 tarihli ve 31700 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un[1] 30-34. maddeleri ile Elektrik Piyasası Kanunu’nun (“Kanun”)[2] çeşitli maddelerinde değişiklikler yapıldı ve Kanun’a, Ek Madde 5 ile Geçici Madde 30 eklendi.
Bahsi geçen Kanun değişikliğinin, bir süredir Avrupa Birliği ve Türkiye’de yasa koyucuların ve sektör bileşenlerinin gündeminde olan “elektrikli araçların şarj edilebileceği istasyonları” düzenlediğini ve elektrikli araç sahiplerinin elektrik ihtiyacının karşılanacağı dağıtım ve ulaştırma mekanizmasına ışık tuttuğunu söylemek mümkün. Bu bağlamda Kanun’daki yeniliklerin işaret ettiği ve dikkat çekici olduğunu düşündüğümüz hususlara dair değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmaktayız.
Kanun Değişikliği Yapılması İhtiyacını Doğuran Sektörel Gelişmeler Nelerdir?
Günümüzde karbon emisyonu probleminin riskli seviyelere ulaşması ve bu duruma neden olan fosil yakıt rezervlerinin pek uzak olmayan bir gelecekte tükenme ihtimali, ve belki en önemlisi batarya maliyetlerinde yaşanan düşüş, elektrikli araç piyasası üzerindeki ilgiyi artırmıştır. Bu doğrultuda yapılan çalışmalara devletlerin teşvik edici uygulamalarının da eklenmesiyle birçok önde gelen otomobil firması elektrikli araç üretim takvimlerini ve sektöre ilişkin orta ve uzun vadeli hedeflerini açıklamıştır.
Öte yandan meselenin araç satışı ve tüketici ile elektrikli araçların buluşması boyutlarına bakılacak olursa da son yıllarda özellikle Avrupa pazarında elektrikli araçlara rağbetin dikkate değer ölçüde arttığı görülecektir. Nitekim Ağustos 2021’de, yakıt tipine göre aylık satış rakamları bakımından Avrupa pazarında elektrikli araçların ilk defa dizel araçları yakaladığı tespit edilmiştir. Söz konusu ay içerisinde gerçekleşen otomotiv satışlarının yaklaşık yüzde 20’sinin konusunu elektrikli araçlar oluşturmuştur.[3]
Türkiye pazarında ise 2021 yılının ilk 6 ayında 894 adet elektrikli araç ve 11.851 adet hibrit araç satılmıştır. Söz konusu satış sayılarının 2020 yılının ilk 6 ayı bakımından elektrikli araçlar için 173 ve hibrit araçlar için 4.698 adetten ibaret olduğu düşünüldüğünde aradaki bir yıllık süre içerisinde elektrikli araçlara gösterilen rağbetin ciddi oranda arttığı söylenebilecektir.[4]
İstatistiklere bakıldığında, son yıllarda gerek Avrupa gerekse de Türkiye pazarında elektrikli araç üretim ve ticaretinde kayda değer atılımlar yaşandığını ve özellikle 2030 yılına kadar elektrikli araç pazarındaki büyümenin ivme kazanacağını değerlendirmek mümkün. Bu bağlamda, Türk yasa koyucusu tarafından da elektrikli araç kullanıcılarına sunulacak şarj hizmeti konusunun düzenlenmesi kaçınılmaz bir gereklilik halini almıştı.
Kanunda Yapılan Değişikliklere Kısa Bir Bakış
Kanun’da yapılan değişiklikler ile öncelikle bugüne kadar piyasada kullanılmakta olan ancak hukuk gözünde henüz bir belirsizlik içerisinde bulunan çeşitli terimler netliğe kavuşmuştur. Bu çerçevede, Kanun’un “Tanımlar ve Kısaltmalar” başlıklı 3. maddesine yapılan eklemeler ile “elektrikli araç”, “şarj ağı işletmecisi”, “şarj hizmeti”, “şarj istasyonu işletmecisi” ve “birlikte çalışabilirlik” gibi elektrikli araçların şarj edilmesine ilişkin daha önce mevzuatta yer almayan bazı kavramların tanımları yapılmıştır. Bunun yanı sıra “Şarj hizmeti” kenar başlıklı Ek madde 5 ile “şarj hizmetinin” ne olduğu, kimler tarafından hangi şartlarla sağlanabileceği düzenlenmiştir.
Son olarak Geçici Madde 30 ile Enerji Piyasaları Denetleme Kurulu’nun (“EPDK”) bu kanundaki değişikliklerin uygulamasına ilişkin ikincil mevzuatı, EK Madde 5’in yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içerisinde yürürlüğe koyacağı, şarj hizmeti sağlayıcılarının ise bu sürenin dolmasından itibaren dört aylık süre zarfında durumlarını Kanun’a uygun hale getirmeleri gerektiği ifade edilmiştir.
Şarj İstasyonları Üzerinden Elektrik Dağıtım Mekanizması Nasıl İşler?
Yeni bir pazar niteliğinde olan elektrikli araç pazarı ve ilişkili pazarlar kendileriyle birlikte çeşitli yabancı kavram ve süreçleri de hayatımıza getirmektedir. Bu kapsamda, yasa koyucu tarafından kullanılan yeni tanımlar, Kanun’un kişi ve konu düzlemindeki uygulamasının tespiti bakımından pusula işlevi görmektedir.
Kanun’da Yer Alan Yeni Tanımlar
Değişikliğin merkezindeki kavram olan “elektrikli araç” tanımı dahilinde, gerek hareket için yalnızca elektrikli motora gereksinim duyan gerekse de hareket etmek için diğer unsurlara destekleyici olarak elektrikli motor kullanan ve elektrik enerjisi ile şarj edilebilen motorlu kara yolu taşıtları yer almaktadır. Kısacası elektrikli araç kavramı hem tamamen elektrikli hem de hibrit araçları bünyesinde birleştirmektedir.
Söz konusu elektrikli araçların akü, pil, kondansatör vb. enerji depolayan ekipmanlarını doldurmak üzere bu araçlara, ticari amaçla ve bir bedel karşılığında kablolu veya kablosuz olarak enerji aktarılması ise “şarj hizmeti” olarak tanımlanmıştır.
Şarj hizmetinin elektrikli araçlarla buluştuğu tesis “şarj istasyonu” olarak ve kapsamında birden çok olacak şarj istasyonu bulunduran ve şarj hizmeti sağlamak amacıyla oluşturulan sistem “şarj ağı” olarak ifade edilmiştir. Söz konusu ağı işleten ve EPDK tarafından verilen lisans sahibi tüzel kişi “şarj ağı istasyonu işletmecisi” olarak tanımlanırken; “şarj istasyonu işletmecisi” ise şarj ağı işletmecisinden aldığı sertifika doğrultusunda şarj istasyonlarını yerinde işleten ve üçüncü taraflara bu istasyonlarda şarj hizmeti sağlayan gerçek veya tüzel kişiler olarak ifade edilmiştir.
Kanun kapsamında şarj ağı ile şarj istasyonu arasındaki ilişkiyi ortaya koyan önemli bir kavram olarak “sertifika” tanımı da yapılmıştır. Bu tanıma göre, şarj istasyonları, şarj ağı bünyesinde ve şarj ağı işletmecisi adına kurulabilmekte; şarj ağı işletmecisi, EPDK’nın belirlediği usul ve esaslar çerçevesinde şarj istasyonu işletmecisi gerçek ya da tüzel kişiye yetki belgesi niteliğinde bir sertifika vermektedir.
“Sadakat Sözleşmesi” kavramı ile Kanun, elektrikli araç kullanıcısının şarj hizmetini belli avantajlar dahilinde edinebilmesi için şarj ağı işletmecisi ile kullanıcı arasında yapılan bir sözleşmeye de yer vermiştir. Bu hususun ise uygulamaya, şarj ağı işletmecilerinin belirli şarj istasyon ve ağlarını kullanan kullanıcılara sağlayacağı kolaylıklar olarak yansıyacağı tahmin edilmektedir.
Kanun ayrıca, “birlikte çalışabilirlik” kavramı ile şarj istasyonlarının halihazırda mevcut olan elektrik iletim veya dağıtım şebekeleri ve bunları destekleyen yazılım sistemleri ile uyumlu olmasını da öngörmektedir.
Şarj Hizmeti Yürütülmesi ve Yürütücü Aktörler
Kanun’da yapılan tanımlar göz önüne alınarak şarj hizmetinin yürütülüş şekli incelenecek olursa; şarj hizmetinin temel sağlayıcılarının EPDK tarafından lisans verilen bir şarj ağı işletmecisi ve şarj ağı işletmecisi tarafından sertifikalandırılan şarj istasyonu işletmecisi olduğunu söylemek mümkündür.
Bu kapsamda, elektrikli araçların ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisi ile kullanıcıları buluşturan dağıtım ve iletim sistemini kuranlar şarj ağı işletmecileridir. Kanun’da yapılan değişiklikler ile şarj ağı işletmecilerine, kendilerine EPDK tarafından verilen lisans kapsamında, lisansında belirlenen bölgede veya ülke genelinde;
- şarj istasyonlarının kurulması veya işletilmesi,
- yahut sertifika vermek yolu ile şarj istasyonu kurdurulması veya işlettirilmesi ve
- elektrikli araç sahipleri ile sadakat sözleşmesi yapılabilmesi hak ve yetkileri tanınmıştır.
Dahası şarj ağı işletmecileri, şarj hizmetinin sağlanmasında asli sorumluluk sahibi kılınmış; şarj hizmetine ilişkin ilgili mevzuattan doğan yükümlülükler kapsamında, şarj istasyonu işletmecileri ile birlikte sorumlu tutulmuştur.
Şarj istasyonları ise basitçe, elektrik enerjisi ile tüketicinin buluştuğu nihai noktalardır. Bu noktada dikkat çekici bir husus ise, Kanun’da yapılan değişiklikler incelendiğinde; söz konusu istasyonların sunduğu hizmetin elektrik enerjisinin yeniden satışı olarak değerlendirilmediği, yalnızca şarj hizmetinin yürütülmesine aracılık hizmeti niteliğinde olduğu görülmektedir.
Şarj Ağı İşletmeci Lisansı Sahibine Yüklenen Görevler
Yapılan değişiklikler ile Kanun, şarj ağı işletmeci lisansı sahibi kişiye, şarj hizmetinin devamlılığını ve güvenliğini sağlamak adına belirli görevler yüklemiştir. Bu kapsamda, düzenlenen görevler arasında şarj ağı işletmecisinin;
- şarj hizmetini tüm elektrikli araçların hizmetine sunma ve
- istasyonların birlikte çalışabilirliğini sağlama
yükümlülükleri dikkat çekmektedir. Nitekim, düzenlemenin temel hedeflerinden biri de şarj ağlarının belirli marka ve cins araçlara özgülenmemesidir. Bu kapsamda, şarj ağı işletmecileri, sundukları şarj hizmetine yönelik tüm araçlara erişim sağlamakla ve hiçbir marka veya cins araca kısıtlı şarj hizmeti sunmamakla yükümlü kılınmıştır.
Bunun yanı sıra, şarj ağı işletmecileri; çeşitli ağlar arasında birlikte çalışabilirliğin sağlanması amacıyla gerekli yönetim, denetim ve kayıt sistemlerini kurmakla ve EPDK ile EPDK tarafından uygun bulunan kamu kurumlarının bu kayıtlara erişimini sağlamakla yükümlü tutulmuştur. Görüldüğü üzere düzenlemeler ile tüm elektrikli araçlar ve şarj istasyonları arasında bir uyumluluk sağlanması amaçlanmaktadır.
Şarj Hizmeti Fiyatının Belirlenmesi
Kanun’da, yukarıda bahsi geçen görevlerin yanı sıra şarj hizmetinin fiyatının belirlenmesine ilişkin de çeşitli düzenlemelere yer verilmiştir. Her ne kadar şarj hizmeti fiyatının konu edildiği madde fıkrasında fiyat belirlemesini kimin yapacağı ifade edilmiş değilse de aynı madde boyunca yer verilen, şarj ağı ve şarj ağı işletme lisansı sahibi hakkındaki düzenlemeler ile şarj istasyonu işletmecisinin yeniden satış mahiyetinde bir görevinin bulunmadığı birlikte değerlendirildiğine, satış fiyatını belirlemesi öngörülen aktörün şarj ağı işletme lisansı sahibi kişi olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Kanun’un ilgili hükümlerine bakıldığında EPDK tarafından hazırlanan usul ve esaslar dahilinde şarj hizmeti fiyatının serbestçe belirleneceği düzenlenmektedir. Bununla beraber, şarj hizmetinin fiyatının belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği öngörülen birçok unsura yer verilmiştir. Dolayısıyla gerçek anlamda bir serbestiden bahsetmenin zor olduğu değerlendirilmektedir.
Nitekim, Kanun kapsamında, şarj hizmetlerinin fiyatı belirlenirken göz önüne alınması gerektiği belirtilen unsurlar şöyle sıralanmaktadır:
- Şarj istasyonu kurulması ve şarj ağı oluşturulmasına esas yatırım ve işletme maliyetleri,
- Elektrik enerjisi alım maliyetleri ve benzer maliyetler,
- Vergi, fon, pay gibi yasal yükümlülükler ve
- Makul ölçüde karlılık
Ayrıca altı çizilmelidir ki; bu çerçevede yapılacak fiyat belirlemelerinin rekabeti bozucu veya kısıtlayıcı ya da şarj hizmetinin sağlanmasını bozucu veya aksatıcı olamayacağı ifade edilmiştir.
Yukarıda sayılan unsurlar incelendiğinde sınırları belirsiz ve geniş tanımlamalar yapıldığı görülmektedir. Zira, ilgili hükümde yer alan kalemlerin nasıl bir miktar atfedilebileceğine dair herhangi bir tespitin varlığı söz konusu değildir. Bu hususların akıbetinin EPDK tarafından yürürlüğe konulacak ikincil düzenlemelerle belirleneceğini öngörmekteyiz. Bu kapsamda, Kanun tarafından fiyatlara getirilen sınırları doğrudan etkileyecek bu kavramların içeriğinin yakın zamanda EPDK tarafından doldurulacağını ummakta aksi takdirde söz konusu belirsizliklerin potansiyel pazara girişler önünde engel teşkil etmesinden endişe etmekteyiz.
Sonuç
Elektrikli araçların Türkiye ve Dünya piyasasında her geçen gün daha fazla revaçta olması ve ağırlıklı görüşün bu ürünlere olan talebin katlanarak artacağı yönünde olması karşısında elektrikli araç kullanıcılarına şarj hizmeti sunulmasının yasal düzleme oturtulması ihtiyacı gitgide artmaktaydı.
Nitekim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa VARANK da, TOGG başta olmak üzere elektrikli araçların gelişimi için önem arz eden şarj altyapısına ilişkin olarak diğer bakanlıklar ile koordineli bir şekilde çalıştıklarını ve gerekli düzenlemelerin yolda olduğunu belirtmişti.[5]
Biz de bu bağlamda, elektrikli araçlara şarj hizmeti sunulmasına ilişkin olarak Kanun’da yapılan değişiklikleri, elektrikli araç piyasasındaki gelişimin çarpıcı hızı karşısında atıl kalınmaması adına alınan değerli bir inisiyatif olarak görmekteyiz.
Bununla birlikte, Kanun’da yapılan değişiklikler ile nasıl bir şarj hizmeti sunulacağı ana hatları ile tasvir edilmiş olsa da halihazırda, sunulacak hizmet bakımından, fiyat belirlemesine ilişkin olanlar başta olmak üzere yanıtlanmamış birçok sorunun olduğu da yadsınamaz bir gerçek. Bu aşamada yasamanın sessiz kaldığı hususlarda girişimcilerin ve potansiyel girişimcilerin endişelerini dindirecek bir uygulamanın tesisi için EPDK’nın önümüzdeki aylarda yayınlayacağı ikincil mevzuatları beklemek gerektiğini değerlendirmekteyiz.
Kaynakça
[1] 25.12.2021 tarihli ve 7346 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
[2] 14.03.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
[3] Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği, https:// www.tehad.org/2021/10/05/elektrikli-otomobil-satislari- ilk-kez-dizeli-yakaladi/, erişim 05.01.2022
[4] Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği, https://www. tehad.org/2021/07/10/2021-ilk-6-ayinda-satilan-elektrikli- ve-hibrid-arac-rakamlari-belli-oldu/, erişim 05.01.2022
[5] https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/bakan-varanktan- onemli-elektrikli-otomobil-aciklamasi-41813124, erişim 05.01.2022