Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Anonim Şirketlerde Önemli Miktardaki Şirket Varlığı Üzerindeki Tasarruflar – Av. Duygu TURGUT

Anonim şirketlerde önemli miktarda mal varlığı üzerinde işlemler hukuki niteliği itibarıyla Türk Borçlar Kanunu genel hükümleri kapsamında bir hukuki işlemdir. Şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkili organ olarak yönetim kurulu, bu işlemleri yapmaya yetkilidir. Her ne kadar kural, yönetim kurulunun şirket nam ve hesabına işlemler yapmaya yetkili organ niteliğinde olması yönünde olsa da belirli bir miktara varan şirket varlıkları, şirketin işleyişi ve devamlılığı bakımından önem arz edebileceğinden, bu miktara varan işlemler Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) istisnai bir düzenlemeye tabi tutulmuştur. TTK m. 408/2-f uyarınca “önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı”nı konu alan işlemler genel kurulun devredilemez görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Bir başka ifadeyle, kural olarak şirket varlıkları üzerinde tasarrufta bulunarak işlemler yapmaya yetkili organ olan yönetim kurulunun yetkisine istisnai bir sınır konularak, şirket bakımından önemli miktarda addedilebilecek varlıklar üzerindeki tasarruflar ve işlemler genel kurulun münhasır yetkileri arasında sayılarak genel kurulun onayına tabi kılınmıştır. Bu istisna hali TTK’da detaylı olarak düzenlenmediğinden, hangi işlemlerin bu fıkra kapsamında sayılarak toptan satış olarak değerlendirileceği, önemli miktar ifadesinden ne anlaşılması gerektiği, genel kurula verilen bu yetkinin ne biçimde ve zaman kullanılacağı ve genel kurulun onaylamadığı bu tip hukuki işlemlerin akıbetinin ne olacağı hususlarını açıklamaya çalışacağız.

Toptan satış sayılacak hukuki işlemler

Toptan satış kavramı kanunda yahut ikincil düzenlemelerde açıkça düzenlenmemiştir. Mevzuattaki bu boşluk karşısında, anonim şirketlerde genel kurulun münhasır yetki alanına giren bu işlemlerden ne anlaşılması gerektiği sorusu karşımıza çıkmaktadır. Bu yetki, TTK’daki düzenlemenin lafzına uygun yorum yapılarak şirket varlıklarının yalnızca tek bir seferde toptan satışları için mi mevcut olacak yoksa düzenlemenin amacı göz önünde bulundurularak devir borcu doğuran yahut doğurabilecek başkaca işlem ve işlemler silsilesi de mi bu fıkra kapsamında değerlendirilecektir? Her ne kadar TTK toptan satış ifadesini kullanmış olsa da bu ifadenin amaca uygun yorum yöntemiyle değerlendirilmesi gerektiğini ve genel kurulun münhasır yetkisine giren işlemlerden kastın, yalnızca satış işlemleri olmadığını düşünüyoruz. Aksinin kabulü durumunda -bir diğer deyişle toptan satış ifadesinden yalnızca satış işleminin anlaşılması durumunda-, satış işlemi gibi her iki işlem tarafına borç yükleyerek karşılığında bir bedel temin edilen bir hukuki işlemin geçerliliği, genel kurulun münhasır yetkilerinden sayılarak, genel kurul onayına ihtiyaç duyacak fakat bunun karşısında tek tarafa borç yükleyen (şirketin karşılığında bir bedel temin etmediği) önemli miktardaki şirket varlık devrini konu alan bağış sözleşmesinin genel kurulun münhasır yetki alanına girmemesi gibi bir sonuç ortaya çıkacaktır. Böyle bir yorum, düzenlemenin şirketin işleyişi ve devamlılığı amacını tümüyle göz ardı etmek anlamına geleceğinden; toptan satış ifadesinden, yalnızca satış değil bağış, trampa, rehin kefalet, garanti, takas gibi mülkiyeti devir borcu doğuran yahut doğurabilecek her türlü hukuki işlemi anlamalıyız.

Toptan ifadesini ele almamız gerekirse, bu ifade lafzi olarak tek bir işlemi ifade etse de bir dizi hukuki işlem yapmak suretiyle önemli miktarda şirket varlığının devri sonucunu doğuran yahut doğuracak işlemlerin de genel kurulun münhasır yetki alanına girdiğinin kabul edilmesi gerektiğini belirtmeliyiz. Çünkü kanunun lafzına sıkı sıkıya bağlı kalarak, değerlendirmeyi tek bir işlem bazında yapmak düzenlemenin şirket işleyişi ve devamlılığını sağlama amacıyla bağdaşmayacağı gibi şirket yönetim kuruluna bir dizi işlem silsilesi ile aynı sonuca varma imkanı sağlayarak kanunun etrafından dolanma imkanı tanımak anlamına gelecektir.

Önemli Miktar

Her ne kadar halka açık anonim şirketlerin önemli nitelikteki mal varlığı devirleri bakımından ikincil düzenlemelerde(1) bazı ölçütler ortaya konmuş olsa da halka açık olmayan anonim şirketler bakımından önemli miktar ölçütü haricinde bir belirleme yapılmamıştır. Kanundaki bu boşluğun doldurularak önemli miktardan ne anlaşılması gerektiği hakimin takdir yetkisini kullanması suretiyle belirlenecektir. Herhangi bir nicel yahut nitel bir ölçüt getirmeyerek kanun koyucunun böyle bir boşluk bırakmış olması, her bir şirket bakımından önemli miktarın ne olduğu belirlemesinin nicel yahut nitel ölçütlerden bağımsız olabileceği gerçeğinin bir yansıması olarak görülebilirse de TTK’da hangi ölçüte itibar edilmesi gerektiği düzenlenmediğinden, uygulamada herhangi bir ölçüte göre önemli sayılabilecek varlıklar üzerindeki işlemler için hukuki işlemin geçerliliği adına genel kurul onayına gidildiği görülmektedir. Sonuç olarak, önemli miktar nitelendirmesini yapmak işlem esnasında şirket yönetim kurulunca yapılması gereken, işlem sonrasında bir uyuşmazlık doğması halinde ise hakimin takdir yetkisi kapsamında hakimce yapılacak bir değerlendirmedir.

Genel Kurulun münhasır yetkisini kullanma biçimi, zamanı ve işlemin akıbeti

Anonim şirketlerde önemli miktara denk gelen şirket varlığının devrini konu alan ve devir borcu doğuran yahut doğuracak olan işlemler bakımından genel kurulun münhasır yetkisini kullanması, bu işleme genel kurulun muvafakat ettiğini gösteren genel kurul kararının alınması suretiyle kullanılır. Bu kararın alınabilmesi için gerekli nisaplar TTK’da düzenlenmemiştir. Her ne kadar hukuk tekniği ve normlar hiyerarşisi ile bağdaşmasa da Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’in 22. maddesinin 12. fıkrasında genel kurulun bu kararının, şirket sermayesinin yüzde 75’ini oluşturan pay sahiplerinin olumlu oyunun arandığı bir nitelikli çoğunluk ile alınabileceği düzenlenmiştir.(2)

Genel kurulun vereceği muvafakat, hukuki işlem yapılmadan evvel izin vermek suretiyle olabileceği gibi işlem yapıldıktan sonra icazet vermek yoluyla da somutlaşabilir. Önemli olan husus, genel kurulun somut olaydaki hukuki işlemin esaslı noktalarına vakıf olarak işleme muvafakat etmesidir. Dolayısıyla icazet yoluyla muvafakat edilmesi durumları için değilse de işlem henüz yapılmadan evvel genel kuruldan alınan izin bakımından hukuki işlemin genel kurulun muvafakat ettiği hüküm ve şartlar altında tamamlanmasına dikkat edilmelidir. Zira, genel kurulun izin verdiği işlemden farklı hüküm ve şartlardaki önemli miktardaki şirket varlığını konu alan işlemler bakımından tekrar genel kurul muvafakati gerekebilecektir.

Genel kurulun iznini takiben yapılan önemli miktardaki şirket varlığını konu alan hukuki işlem doğrudan hüküm ve sonuçlarını doğurur. Bununla birlikte, genel kurulun izni olmaksızın yönetim kurulunca yapılan bu tip hukuki işlemler icazet gelene kadar askıda hükümsüzdür. İcazetin verilmesi ile birlikte hukuki işlem hüküm ve sonuç doğurur hale gelecektir. Genel kurulun izin yoluyla muvafakat etmediği ve de icazet ile de muvafakat etmeyeceğinin kesinleştiği durumlarda ise mutlak ve münhasıran genel kurulunun yetki alanına giren hal mevcut olduğundan TTK m. 391/1-d uyarınca yönetim kurulunun almış olduğu önemli miktardaki şirket varlığını konu alan kararı batıl olacak ve yapılan işlem de kesin hükümsüzlük yaptırımı ile karşılaşacaktır.

Özetle, her ne kadar TTK’da detaylı olarak düzenlenmemiş olsa da anonim şirketlerde önemli miktardaki şirket varlıkları üzerindeki işlemler genel kurulun münhasır yetki alanındaki işlemlerdendir ve bu yetkinin genel kurulca ilgili işleme muvafakat edilmesini konu alan kararı ile kullanılması gerekir. Ek olarak, TTK’nın lafzı “toptan satış” şeklinde olsa da Türk Borçlar Kanunu kapsamında satış niteliğinde olmayan ancak mülkiyeti devir borcu doğuran yahut doğurabilecek olan işlem ve işlem dizilerinin de -amaca uygun yorum yöntemiyle- TTK m.408/2-f kapsamında değerlendirilebileceği; önemli miktar ölçütünün somut parametrelere dayanmadığı ve dolayısıyla her somut olay özelinde yoruma açık olduğu; son olarak ise, genel kurulun muvafakatinin ilgili hukuki işlemin ve buna yönelik alınan yönetim kurulu kararının geçerliliğini etkilediği göz ardı edilmemelidir.

Kaynakça:
(1) Bknz. II.23.3 Önemli Nitelikteki İşlemler Tebliği m.4/1-c ve m.6
(2)Oysa kanunda düzenlenenden daha ağır nisabın yönetmelik ile değil yine kanun ile getirilmesi gerekirdi.