Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Doğru Atılan Geleceğe Dönük Adımlar Sektörü Canlandıracak – Çınar NOYAN

Dünyada ve Türkiye’de Otomotiv Sektörünün Etkileri

Otomotiv sektörü, insanlığın en temel ihtiyaçlarından biri olan hareketliliği sağlayan en önemli sektör olduğu için tekerleğin icadından beri insanoğlunun ilgisini çekmeye devam ediyor. Dünya üzerinde insan egemen bir yaşam devam ettiği sürece de ilgi çekmeye ve üzerine düşünülmeye değer bir sektör olarak kalacak gibi görünüyor.

Tüm dünyada – pandemi ile geçen 2020 hariç – her yıl ortalama 100 milyon yeni araç üretilerek yollara çıkıyor. Bu rakam, insanların otomotive olan taleplerinin nüfus ile bağlantılı olarak her geçen yıl arttığını ve sektörün ekonominin temelini oluşturan başlıca sektörlerden biri olduğunu kanıtlar nitelikte.

Büyük kitlelerin ilgi ve talebiyle oluşan bu ihtişamlı sektör, elbette pek çok soru, sorun ve çözümü de dinamik bir şekilde yaşayıp sonuca ulaştırmak zorunda kalıyor. Özellikle son 10 yıldır, dünyanın en önemli sorunlarından biri olan “geri döndürülemez çevre sorunları” hususunda da hem sorunun kaynağı hem de çözüm noktası olarak büyük bir değişimin öncüsü rolünü üstlenmiş durumda.

Dünya üzerinde en çok tartışılan konuların başında gelen karbon salımı konusunda motorlu kara taşıtlarının payının yüzde 70’ler seviyesinde olduğunun açıklanması motorlu kara taşıtlarını açık hedef haline getirirken, otomotiv üreticilerinin hızlı ve esnek üretim kabiliyetleri sayesinde elektrikli araçlara dönüşüm projeleri ile çözümün de en büyük umudu haline gelmiş bulunuyor.

Önümüzdeki 10 yılın, bugünkü araç kullanım alışkanlıklarımızın, araç donanımlarının ve enerji kaynaklarının bugünün araçlarına göre çok büyük değişimler göstereceği, adeta sektörün kurallarının baştan yazılacağı bir dönem olarak kayıtlara geçeceği kesin gibi görünüyor. Bu denli büyük bir sektörün bu kadar hızlı bir dönüşümü konuşabiliyor olması bile sektörün üstün üretim yeteneklerinin en değerli göstergesi olarak kabul edilebilir.

Otomotivdeki enerji kaynağının yakın zamanda elektriğe dönüşmesinin ekonomik anlamda da büyük etkilerinin olması kaçınılmaz gözükmektedir.

Fosil yakıtlara olan talebin zaman içerisinde dramatik olarak azalması, ekonomileri bu tip enerji kaynağına bağımlı olan ülkelerde olumsuz etki yaratması kaçınılmaz olacaktır. Amerika, Rusya, Türki Cumhuriyetler ve Arap ülkelerindeki fosil yakıt üretimlerine dayalı ekonomik güç, lityum, iyon ve benzeri madenlere sahip ülkelere doğru kayış gösterme eğilimine girecektir.

İşte tam bu noktada, gelişmekte olan ülkeler için de önemli bir fırsat ortaya çıkmaktadır. Otomotiv sektöründe – tabiri caizse – kartlar yeniden dağıtılırken, Türkiye gibi hem üretim becerisi yüksek hem de doğal zenginliği henüz işlenmemiş ülkeler için ekonomik anlamda uzun vadeli yükseliş ihtimali doğmaktadır.

Türkiye’nin bu değişimin aktif oyuncularından biri olma talebi, TOGG Projesi ile net bir şekilde tüm dünyaya ilan edilmiş ve yatırımlar yeni dünya düzenine uygun ürünler üretecek şekilde tasarlanmıştır. TOGG Projesinin hayata geçmesi ile birlikte Türkiye de elektrikli araç pazarında kendi markası ile rekabete katılmış ve dönüşümün aktif oyuncularından biri olarak irade göstermiş olacaktır.

Bugünkü durumda dahi otomotiv sektörümüz ülke ekonomimizin en önemli lokomotiflerinden biri durumundadır. Gerek dış ticaret dengesine sağladığı pozitif katkı gerek yarattığı yüzbinlerce istihdam ve gerekse de ihracat hacmi ile otomotiv sektörü, Türkiye ekonomisinin can damarı konumundadır.

Doğru atılacak geleceğe dönük adımlar ve daha da kuvvetlendirilecek tedarik sanayi ile otomotiv sektörümüz önümüzdeki yıllarda çok daha sağlam ve çok daha kalıcı temellere oturacaktır. İç pazar satışlarında yakalanacak istikrarlı büyüme ve stabilizasyon, yeni yatırımları ülkeye çekmeye yardımcı olacak ve hem kendi yatırımlarımızla hem yabancı yatırımlarla ekonomimizi bir üst seviyeye çıkartacaktır.

Otomotiv sektörü her ülke için ekonomik olarak değerli bir sektördür. Ülkemiz özelinde bakıldığında yeni teknolojik gelişmelere ne kadar hızlı adapte olabilir ve ne kadar katma değerli hizmet üretmekte başarılı olabilirsek o kadar büyük bir etki yaratabilme potansiyeli taşımaktadır.

El birliği ile bu güzide sektörü yüceltmeye ve yarattığı değeri yükseltmeye çaba sarf etmemiz, geleceğimiz için o kadar büyük önem taşımaktadır.