Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

FED’in Para Politikası Yaklaşımında Büyük Değişiklik – Erkin ŞAHİNÖZ

Geçen hafta küresel piyasalar üzerinde uzun vadeli etkileri olacak bir gelişme gerçekleşti. Fed Başkanı Jerome Powell her yıl yapılan geleneksel Jackson Hole sempozyumunda yaptığı konuşmada Fed’in para politikasına yönelik yeni yaklaşımlarını açıkladı. Konuşmadaki tarihi cümleyi dikkatinize sunalım: “Enflasyonun uzun süre yüzde 2’nin altında seyrettiği dönemlerin ardından uygun para politikası enflasyonun belli bir süre ılımlı ölçüde yüzde 2’nin üzerine çıkmasını hedefleyecektir.” Bu tarihi cümle, Fed’in para politikasında “ortalama” enflasyon hedeflemesine geçtiğini müjdeliyor. Peki, ne anlama geliyor? Eğer önceki dönemlerde enflasyon yüzde 2’nin altında kalmışsa Fed faiz artırımlarına enflasyon yüzde 2’ye ulaşınca değil, yüzde 2’yi belli bir süre aşınca başlayacak. Bu yeni “esnek” hedefleme yaklaşımı, süre muğlak olmakla birlikte, Fed’in faiz artırımlarına eskiye nazaran daha geç başlayacağı, düşük faiz dönemlerinin de daha uzun süreceği anlamına geliyor. Bu yeni yaklaşımın hisse senedi piyasaları, altın ve gelişen ekonomiler için pozitif olduğunu söylemeliyiz, etkileri de uzun süreli hissedilecektir. Yeni yaklaşım doların değer kaybetmesine, paritedeki yükseliş eğiliminin güçlenmesine yol açabilecektir.

Fed’in para politikasındaki yaklaşım değişikliği sadece enflasyon ile sınırlı değildi. İstihdam tarafında bundan sonra sadece sayısal hedeflerin peşinden gidilmeyecek. Fed, istihdamdaki yapısal sorunlara daha fazla odaklanacak. İşsizlik oranı düşük olsa bile yapısal sorunların tespit edilmesi halinde faiz artırımında acele edilmeyecek. Bu da Fed’in yeni dönemde faiz artırma konusunda çok daha temkinli (piyasa pozitif anlamda) davranacağına işaret ediyor.

Ons Altın

Aşağıdaki grafikte dolar endeksi bulunuyor. Dolar endeksi, ABD dolarının altı gelişmiş ülke (Japon Yeni, Euro, İngiliz Sterlini, Kanada Doları, İsviçre Frangı ve İsveç Kronu) para biriminden oluşan döviz sepeti karşısındaki değerini gösterir. Endeksin düşmesi doların değer kaybettiği, yükselmesi de değer kazandığı anlamına gelir. Mart sonunda 103 düzeylerinde bulunan dolar endeksi son birkaç ayda 92’lere kadar geriledi. Doların gelişmiş ülke para birimleri karşısında ciddi değer kaybı oldu.

Doların gelişmiş ülke para birimleri karşısındaki değer kaybı, merkez bankalarının yarattığı emsali görülmemiş likidite, COVID-19’da ikinci dalganın başlamış olması ve ABD-Çin arasındaki gerginliğin askeri boyut kazanması ons altının önceki haftalarda 2089 dolar düzeyine kadar yükselmesini sağlamıştı. Güçlü yükselişin düzeltmesini yapan altın haftayı çok kritik eşik olan 1970 doların hafif üzerinde kapadı. Fed’in para politikası yaklaşımındaki büyük değişikliğin altını desteklemesi kuvvetle muhtemel. 1970 dolar düzeyinin yakından takip edilmesinde yarar var. Aşıya yönelik güçlü bir beklenti oluşmadığı sürece ons altındaki yukarı yönlü baskı devam edebilir.

Küresel piyasalardaki oynaklığın ve risk alma iştahının en önemli göstergelerinden biri olan korku endeksi VIX son günlerde 25,0’ın da altına geriledi. Küresel piyasaların ABD’deki seçim belirsizliğine rağmen huzurlu olduğu söylenebilir.

Fonlama faizindeki yükseliş devam ediyor

Merkez Bankası önceki hafta yapılan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini yüzde 8,25 düzeyinde sabit tutmuştu. Ancak, Fed sürprizi ve küresel piyasalardaki iyimserliğe rağmen bir türlü 7,27-7,28 bölgesindeki desteğinin altına gerilemeyen kur nedeniyle Merkez Bankası bankaları fonlama faizini yükseltmeye devam etti. Temmuz ortalarında yüzde 7,34’e kadar gerilemiş olan fonlama faizi haftayı çift haneye çıkarak yüzde 10,02’den kapadı.

Fonlama faizindeki artış hafta boyunca piyasa faizlerine yansımaya devam etti. Bankaların TL mevduat için uyguladıkları ortalama faiz oranı (3 aya kadar vadeli) 30 Temmuz haftasındaki yüzde 8,16 düzeyinden 21 Ağustos haftasında yüzde 10,93’e çıktı. TL bacağında mevduat faizi ile kredi faizi arasındaki makası koruyan bankacılık sistemi mevduat maliyetlerindeki artışı kredilere yansıttı.

Türk lirası cinsinden açılan ticari kredilerin ortalama faiz oranı bir önceki haftaya kıyasla da yükseldi ve yüzde 13,70 olarak gerçekleşti. Böylelikle ticari kredi faizlerinde son 5 haftada 4,40 puan yükseliş oldu. 21 Ağustos haftasında taşıt kredisi faizleri yüzde 15,38’e konut kredisi faizleri de yüzde 11,66’ya yükseldi. Kurun 7,27-7,28 bölgesindeki desteğinin altına gerilememesi halinde Merkez’in fonlama faizindeki artışın devam etmesi beklenebilir. Bu durumda, kredi faizlerinde 3-4 puanlık daha yükseliş görebiliriz.

Kredi Büyümesi ve Ekonomik Aktivite

Kurdaki oynaklık ile kredi maliyetlerindeki artışın ekonomik aktiviteyi olumsuz etkilemesi kaçınılmaz. Mart, Nisan ve Mayıs aylarındaki sert ekonomik daralmanın ardından PMI endeksi Haziran’da büyüme bölgesine geçmiş, Temmuz’da da 56,9’a yükselmişti. Eylül ayının 1’inde PMI endeksinin Ağustos verisi açıklanacak. Muhtemelen gerileme göreceğiz ama endeksin 50,0’ın üzerinde kalması gerekir.

Bankacılık sektöründeki mevduat ve kredi büyümesinin yüksek hızda devam ediyor olması ekonomik aktivitedeki bozulmanın sınırlı düzeyde kalmasını sağlayacaktır.

TÜİK’in açıkladığı Ekonomik Güven Endeksi de aktivitedeki bozulmanın sınırlı kalacağı yönündeki beklentimizi destekliyor. Endeks üst üste dördüncü ay yükselerek Ağustos’ta 85,9 düzeyinde gerçekleşti. Güven endeksindeki toparlanmaya rağmen COVID-19 öncesindeki düzeyinin belirgin bir şekilde altında olduğunu gözlemliyoruz.

Dolar kurundaki yükseliş ile birlikte yurt içi yerleşik gerçek kişiler (vatandaş) son iki haftadır döviz bozduruyor. Mayıs ortasından beri 8,2 milyar dolar büyüklüğünde döviz alımı yapan vatandaş son 2 haftada 1,5 milyar dolar büyüklüğünde döviz satışı yaptı. Son iki haftadaki eğilimi kar realizasyonu olarak değerlendirmek lazım.

Yabancı Satışı Devam Etti

Yabancı yatırımcının Türkiye risk algısında çok sınırlı bir iyileşme gerçekleşti. CDS göstergesi hafif çapta gerileyerek haftayı 532 düzeyinde kapadı ama yüksek düzeyde kalmaya devam etti. Yabancı yatırımcılar hisse tarafında net satıcı, DİBS tarafında ise net alıcı konumdaydı. 14-21 haftasında hisse senedi piyasasından 86 milyon dolar çıkış olurken DİBS piyasasına 71 milyon dolar büyüklüğünde yabancı girişi gerçekleşti.

52 haftalık toplam olarak değerlendirdiğimizde kümülatif çıkışın hisse senedinde 5,5 milyar dolar, DİBS’te de 8,6 milyar dolar olduğunu hesaplıyoruz.

Her hafta düzenli olarak Merkez Bankası’nın swap hariç (4 aya kadar) net rezervlerini hesaplıyoruz. Swap hariç net rezervler eksi bölgede seyretmeye devam ediyor.

İkinci Dalga

Cuma günü itibarıyla dünya genelinde toplam COVID-19 vaka sayısı 24 milyon 900 bini geçti. Ölenlerin sayısı da 843 bine yaklaştı. Aşağıda görüldüğü gibi, yeni vaka sayısının 7-günlük hareketli ortalaması salgının yayılma hızında çok hafif bir azalma olduğunu gösteriyor.

Türkiye’de tanı konan hasta sayısı iyileşen hasta sayısının uzun süredir üzerinde seyrediyor ve makas açılıyor. Aşağıdaki grafikte görüldüğü gibi 7-günlük hareketli ortalama artış eğilimini sürdürüyor. Aktif hasta sayısı ile ağır hasta sayısındaki yükseliş de endişe veriyor. Dünya Sağlık Örgütü’nden onay gelmediği sürece aşıya yönelik beklentileri iyimser buluyoruz. İkinci dalganın kuvvetlenmesi halinde ekonomik verilerin beklentimizin ötesinde bozulmasına yol açabileceği gerçeğini göz önünde bulundurmalıyız.

Dolar Kuru

Dolar kuru, fonlama faizindeki yükseliş ve Fed sürprizine rağmen 7,27-7,28 bandının üzerinde seyrediyor. İlk direnç olarak 7,40 izlenmeli. Genel bir çözülme olmazsa aşağıdaki grafikte görülen 7,64 seviyesindeki Fibonacci direncini hedefleyebilir. Merkez Bankası’nın fonlama faizindeki değişimler günlük bazda takip edilmeli.

USDTRY Teknik Yorum: Dolar kurunda güçlü bir düşüş eğiliminin başlaması için 7,20’nin aşağı yönde kırılması gerekiyor. Yukarıda ise 7,40 güçlü direnç işlevi görüyor. Merkez, fonlama faizini artırmaya devam ederse 7,27 kırılabilir. Aksi halde 7,27-7,40 arasındaki sıkışma devam eder.

EURUSD Teknik Yorum: Fed’in para politikasındaki yaklaşımını değiştirmesi dolar negatif bir gelişme olarak değerlendirilmeli. Seçim belirsizliği de parite üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturuyor. 1,1915 ve 1,1965 dirençleri aşılırsa Euro lehine hareketin kuvvetlendiğini görebiliriz.

BIST-100 Teknik Yorum: Endeks haftayı 1.100 düzeyinde kapadı. 1.125 aşılmadığı sürece endekste yükseliş trendi beklenmemeli.