Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Dijital Hizmet Vergisi ve Transfer Fiyatlandırmasına İlişkin Gelişmeler – Hakan GÜZELOĞLU

Bu yazımızda son dönemde vergi mevzuatımıza yeni giren uygulamalardan biri olan Dijital Hizmet Vergisi ile Transfer Fiyatlandırması Uygulamasına yönelik yayımlanan 2151 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile getirilen yeni düzenlemeleri ana başlıkları ile sizlerle paylaşmak istedik.

Dijital Hizmet Vergisi

7194 sayılı Kanun ile 01.03.2020 tarihinden itibaren yürürlüğe giren yeni bir vergi olan “Dijital Hizmet Vergisi” hayatımıza girmiş bulunmaktadır. Bu kapsamda, Türkiye’de sunulan aşağıdaki hizmetlerden elde edilen hasılat yüzde 7,5 oranında dijital hizmet vergisine tabi olacaktır.

  • Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri (reklam kontrol ve performans ölçüm hizmetleri, kullanıcılarla ilgili veri iletimi ve yönetimi gibi hizmetler ile reklamın sunulmasına ilişkin teknik hizmetler dâhil)
  • Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dâhil) dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetler,
  • Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleri (kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik sunulan hizmetler dâhil)

Bununla birlikte, yukarıda sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat da dijital hizmet vergisine tabi bulunmaktadır.

Ayrıca, bir hesap döneminden önceki hesap döneminde, yukarıda sayılan hizmetlere ilişkin, Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon Türk lirasından veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon avrodan veya muadili yabancı para karşılığı Türk lirasından az olanlar dijital hizmet vergisinden muaf bulunmaktadır. Bu kapsamda, her iki şartı sağlayanlar verginin kapsama alanına girecektir. Mükellefin, finansal muhasebe açısından konsolide bir grubun üyesi olması hâlinde, bu hadlerin uygulanmasında grubun verginin konusuna giren hizmetlere ilişkin elde ettiği toplam hasılat dikkate alınacaktır.

Kanun içerisinde istisnalara da yer verilmekte olup, dijital ortamda yapılan aşağıdaki hizmetlerden elde edilen hasılat dijital hizmet vergisinden istisna olacaktır. Bunlar;

  • 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun ek 37. maddesi kapsamında üzerinden Hazine payı ödenen hizmetler
  • 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 39. maddesi kapsamında üzerinden özel iletişim vergisi alınan hizmetler
  • 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 4. maddesi kapsamındaki hizmetler
  • 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’un 2. maddesinde tanımlanan Ar-Ge merkezlerinde Ar- Ge faaliyetleri neticesinde oluşturulan ürünlerin satışı ile münhasıran bu ürünler üzerinden sunulan hizmetler
  • 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’un 12. maddesi kapsamında yer alan ödeme hizmetleridir.

Bununla birlikte, Dijital Hizmet Vergisi Uygulama Genel Tebliğ’i taslak olarak yayınlanmış olup, tebliğ taslağı içerisinde de detaylı açıklamalara yer verilmiştir.

Tebliğ’in “Kullanıcıların Birbirleriyle Etkileşime Geçebilecekleri Dijital Ortamların Sağlanması ve İşletilmesi Hizmetleri” başlıklı bölümde;

  • Kullanıcılar tarafından yazılı, görsel veya işitsel içerik paylaşılabilen ya da paylaşılan içeriklere ilişkin yorum yapılabilen ya da kullanıcıların birbirleriyle sair suretle etkileşime geçebildiği her türlü dijital ortamların sağlanmasından veya işletilmesinden,
  • Dijital ortamda, mal veya hizmet alım veya satımına; ödemenin, teslimatın veya iadenin garanti edilmesi ya da bunlara aracılık edilmesi gibi fonksiyonlar üstlenilmek suretiyle aracılık edilmesi ya da herhangi bir fonksiyon üstlenilmeksizin sadece mal veya hizmetin alım satımının kolaylaştırılması ya da satışa konu mal veya hizmetin bu ortamda ilan edilmesi veya bu ilana erişilebilmesi gibi hizmetlerden elde edilen hasılatın dijital hizmet vergisine tabi olduğu ifade edilmiştir.

Dijital ortamda yayımlanan arama motoru reklamları, dijital ortamda yayımlanan her türlü işitsel, görsel veya yazılı reklamlar, açılır pencere reklamları (popup) , bant reklamlar (banner) gibi reklam hizmetlerinin sunulmasından elde edilecek hasılat bu verginin konusuna girecektir.

Operasyonel Kiralama Şirketlerinin internet sitelerinden yaptıkları satışlar ne olacak?

Söz konusu Kanun ve tebliğ taslağında operasyonel kiralama faaliyetlerine yönelik bir istisna maddesine ve ilgili herhangi bir açıklamaya yer verilmediği görülmektedir.

Burada dikkat edilecek önemli husus dijital ortamda mal veya hizmet satışları dolayısıyla malı satan veya hizmeti ifa eden tarafından elde edilen hasılat bu verginin konusuna girmeyecektir.

Diğer bir ifade ile işlemin mal ve hizmet satışı olarak değerlendirilmesi için mal veya hizmet satışından kaynaklı edimlerin bu kişilerce yerine getirilmesi ile tüketici haklarının korunmasına ilişkin ilgili mevzuattan kaynaklanabilecek sorumlulukların bu kişilerde olması gerekmektedir.

Örneğin, bir operasyonel kiralama şirketi eğer kendi internet sitesinden operasyonel kiralama satışı yapıyor ise bu kiralama işleminden doğan hasılat dijital verginin konusuna girmeyecektir. Ancak aynı kiralama şirketi bir market place olarak adlandırılan aracı bir internetten satış hizmeti sağlayıcısını kullanırsa o zaman elde edilen hasılat bu verginin konusuna girecektir.

Aynı şekilde bir sigorta şirketi poliçesini kendi internet sitesinden düzenleyerek satıyor ise bu verginin konusunda girmeyecek ancak dijital ortam sağlayan bir aracıyı kullanıyorsa elde edilen hasılat bu verginin konusuna girecektir.

2151 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı

Bilindiği üzere, 2006 yılında yürürlüğe giren son kurumlar vergisi kanunu çerçevesinde o dönemde yeni sayılacak transfer fiyatlandırması uygulaması da 2007 yılından başlamak üzere yürürlüğe girmiş ve bazı kurumlarca bunlar büyük mükellefler vergi dairesi mükellefleri ile yurt dışı ilişkili kişilerle işlemleri olan kurumların yıllık transfer fiyatlandırması raporu hazırlanmaya başlanmıştır.

Operasyonel kiralama şirketlerinden de büyük mükellefler vergi dairesi mükellefi olanlar ile yurt dışı ilişkili kişi işlemleri gerçekleştiren mükellefler o günden bugüne kadar transfer fiyatlandırması raporlarını hazırlamaya devam etmektedir.

25 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan “2151 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı” ile bu düzenlemeye ilişkin yeni uygulamalar getirilmiştir. Bunların başında yıllık transfer fiyatlandırması raporu hazırlayacak olan mükelleflerin kapsamı genişletilmiştir. Son durum itibarıyla halihazırda Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığına kayıtlı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde ilişkili kişilerle yaptığı yurt içi ve yurt dışı işlemler ve diğer kurumlar vergisi mükelleflerinin bir hesap dönemi içinde ilişkili kişilerle yaptığı yurt dışı işlemleri yıllık transfer fiyatlandırması raporuna dahil olurken yapılan düzenleme ile bunlara ilaveten;

1) Serbest bölgelerde faaliyette bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin ilişkili kişilerle yaptığı yurt içi işlemler ve

2) Tüm kurumlar vergisi mükelleflerinin yurt dışı şubeleri ve serbest bölgelerde bulunan ilişkili kişilerle yaptığı işlemler de yıllık transfer fiyatlandırması raporu kapsamına alınmıştır.

Diğer bir yeni uygulama mükelleflere OECD Matrah Aşındırma ve Kar Aktarımı (BEPS) projesi, 13. Eylem Planı kapsamında “Ülke Bazlı Raporlama (CBCR)” ve “Genel Rapor (Master file)” adı altında iki yeni yükümlülük getirilmiştir.

İlk ülke bazlı rapor, bir önceki hesap döneminin konsolide edilmiş finansal tablolarına göre toplam konsolide grup geliri 750 milyon Euro ve üzerinde olan çok uluslu işletmeler grubunun Türkiye’de mukim nihaî ana işletmesi için 2019 hesap dönemi için 2020 Aralık sonuna kadar beyan edilecektir.

İlk genel rapor ise çok uluslu işletmeler grubu kapsamında bulunan ve bir önceki hesap dönemi sonu bilançosundaki aktif büyüklüğü ve gelir tablosundaki net satış hasılat tutarı 500 milyon TL ve üzerinde olan kurumlar vergisi mükellefleri 2019 hesap dönemi için yine 2020 Aralık sonuna kadar yapılacaktır.

Söz konusu belgelendirme ile ilgili yükümlülüklerin özellikle yurt dışı dar mükellef ortağı olan operasyonel kiralama şirketlerince takip edilmesinin olası risklerin yönetilebilmesi ve yürürlüğe giren düzenlemelere uygun aksiyon planlarının hazırlanarak hareket edilmesi açısından doğru olacağı düşüncesindeyiz. Bu konuda, ilave sorularınız ve detay bilgilendirme için bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz.

Top