Groupe PSA Türkiye Başkanı – Olivier Cornuaille Röportajı
Önümüzdeki dönemde dünyayı ve Türkiye’yi neler bekliyor? Bu konudaki öngörüleriniz nelerdir?
Otomotiv endüstrisi büyük bir dönüşüm içerisinde. Bu dönüşümü teknoloji, rekabet, pazar ve müşteri olmak üzere dört farklı başlık altında inceleyebiliriz. Teknolojiye baktığımızda bugün itibarıyla benzinli ve dizel motorlu otomobil üretimi ağırlıkta olsa da kısa vadede hibrit, uzun vadede de tamamen elektrik motorlu otomobillerin endüstriye yön vermesi bekleniyor. Yollardaki güvenliği artırmak amacıyla otonom sürüş teknolojilerine ciddi yatırımlar yapılıyor. Bağlanabilirlik ve dijitalleşme de otomotiv endüstrisinin en önemli trendleri arasında yer alıyor.
Sektörümüzde çok ciddi bir rekabet hakim. Dünya çapında, otomobil üreticisi olmak için büyük yatırımlar yapan birçok start-up bulunuyor. Öte yandan endüstrinin geleneksel oyuncuları ise Ar-Ge ihtiyaçlarını finanse edebilmek ve gelişmelere adapte olabilmek için kaynak bulma baskısı altındalar.
Avrupa ya da Çin gibi pazarlar emisyon konusunda çok cesur düzenlemeler hayata geçirirken, bizler farklı bir yola girmeye hazırız. Her ülkenin, mobilitedeki yeni tüketici beklentilerine göre, elektrikli otomobil altyapısına hazırlanma yolunda olduğunu görüyoruz.
Bizler enerji geçişinin elektrifikasyon ile birlikte sektörümüz üzerinde büyük bir etkisi olacağının farkındayız. Bütün markalarımızın stratejilerinin merkezinde elektrifikasyon yer alıyor. Ancak bizler, Türkiye gibi bir ülkenin, şarj altyapılarının gelişimini hangi hızda desteklemek istediğine dış kısıtlamalardan bağımsız bir şekilde karar verme hakkına sahip olması gerektiğini ve tüketicinin de mevcut teknolojiler arasında beklentilerine ve bütçesine uygun nihai seçimi yapacak olduğunu düşündüğümüz için stratejimiz; her modelimiz için tamamen elektrikli, hibrit, benzinli veya dizel seçeneklerini sunabilmektir. Bu strateji, tüm bu motor alternatifleri ile sunulacak olan Yeni Opel Corsa’nın, Yeni Peugeot 208’in ve 2008’in lansmanlarıyla başlayacak.
Markanız ve 2019-2020 yılı için planlarından bahseder misiniz?
Groupe PSA Türkiye olarak, 2019 yılı sonuna kadar altı yeni modeli pazara sunmuş olacağız. 2020 yılında ise daha fazla sayıda modeli tüketiciler ile buluşturmayı hedefliyoruz.
Groupe PSA’nın tutkusu mükemmel otomobiller üretmek ve Türkiye gibi pazarlardaki konumunu güçlendirmeye devam etmek olacak. Dolayısıyla pazardaki konumumuzu yeni modellerle pekiştireceğiz. Tüm Groupe PSA Türkiye ekibinin yakın zamanda piyasaya süreceğimiz yeni modeler ve yeni teknolojiler ile ilgili çok heyecanlı olduğunu söyleyebilirim. Groupe PSA otomobil üreticisi olmanın yanı sıra aynı zamanda mobilite sağlayıcısı olma hedefine sahip bir grup. Bu hedefe ulaşmak için müşterilerimizle ömür boyu sürecek bir ilişki kurmamız, dolayısıyla iş kapsamımızı genişletmemiz gerekiyor. Bu anlamda Grubumuzun ve bayilerimizin önünde çok geniş ve heyecan uyandırıcı fırsatlar bulunuyor.
Eurorepar Car Service ve Distrigo hizmetlerimizi geliştirmeye devam edeceğiz. Groupe PSA Finans ile de finans alanındaki hizmet çeşitliliğimizi geliştirmek üzere çalışacağız.
Groupe PSA Türkiye çatısı altında yer alan DS, Peugeot, Citroën ve Opel markaları için en son teknolojilerin kullanılarak eğitimlerin verildiği bir merkez olarak faaliyet gösteren Groupe PSA Türkiye Akademi ile de bütün potansiyelimizi kullanacağız.
Operasyonel kiralama şirketlerinin beklentilerini marka olarak karşılayabiliyor musunuz?
Operasyonel kiralama firmaları ile yakın ilişkiler içerisindeyiz. Bu firmalar aracılığı ile hem yerli hem yabancı pek çok ortak müşterimiz var. Operasyonel kiralama firmalarını bu müşterilerimize en iyi hizmeti götüreceğimiz uzun vadeli iş ortaklarımız olarak görüyoruz. Grup markalarımızın tamamının ürün gamına baktığımızda müşterilerimize, hatchback’ten SUV’a uzanan her türlü ihtiyaca uygun çok geniş bir yelpazede alternatif ürünler sunabiliyoruz ve bu sayede pek çok projeyi birlikte hayata geçirebiliyoruz. Ürünlerimizin toplam kullanım maliyetinde, özellikle yakıt tüketiminde rakiplere göre avantajlı olması, satış ve satış sonrasında geniş hizmet ağımızın bulunması, müşteri odaklı ve ulaşılabilir olma politikamız sayesinde ihtiyaç anlarında yanlarında olmamız ve finansal çözüm ortağımız ile alternatif hizmetler sunabilmemiz operasyonel kiralama firmaları ile ilişkilerimizi sürdürülebilir kılıyor.
Günlük kiralama şirketlerinin beklentilerini marka olarak karşılayabiliyor musunuz?
Günlük kiralama son dönemde hava yolu taşımacılığının ve turizmin yükselmesiyle büyüyen ve ciddi potansiyeli olan sektörlerden biri. Bizim de günlük kiralamada giderek artan sayıda müşterimiz ve büyüyen bir iş hacmimiz var. Bu sektörde tabii çok oyuncu var. Ancak biz iş birliği yaptığımız firmaları özenle seçiyoruz. Markalarımızın ikinci el değerlemelerine ya da marka imajlarına pozitif katkısı olacak, uzun vadede birlikte büyüyebileceğimiz firmalar ile çalışmaya gayret ediyoruz. Özenle seçtiğimiz bu firmalar için özel hizmet koşullarımız oluyor. Doğru noktada doğru koşullarla kiralanan her aracın perakende müşterilerimiz için de iyi bir test sürüşü olanağı olduğunu düşündüğümüz için iş birliklerimizi bu müşterilerimizle artırmak istiyoruz. Bu firmalar için özelleştirilmiş satış, teslimat, satış sonrası ve araçların ikinci el olarak satışı konularını içeren hizmetlerimiz var. Kendileri için özelleştirilmiş bu hizmetler ile ilgili müşterilerimizin duyduğu memnuniyeti görmek bizleri çok mutlu ediyor.
Operasyonel kiralama şirketlerinden beklentileriniz nelerdir?
Her zaman iş birliği içinde olmak istiyoruz. Birlikte uzun vadeli, sürdürülebilir işler yapmak istiyoruz. Grup markalarımız ile sunduğumuz toplam ürün gamımızla, satış, satış sonrası ve finansman hizmetlerinin tamamını içeren çalışmalar yapabileceğimizi düşünüyoruz.
Markalarınızın ikinci el araç pazarını güçlü kılmak için uyguladığınız politikalar nelerdir?
Türkiye’de otomobil bir yatırım aracı olarak görülüyor. Distribütör firma olarak bizlerin de sorumluluğu bizim markalarımızı tercih eden müşterilerimizin yatırımlarını korumak. Bu nedenle çok seçici davranıyoruz ve ürün satış mix’imizi bu doğrultuda yönetiyoruz. Önceliğimiz perakende kanalının yüzdesini artırmak.
Kiralama sektörünün olmazsa olması ikinci el değerleri (RV) ile ilgili, çalışacağımız iş ortaklarını seçerken oldukça hassas davranıyoruz. Araçlarımızın ikinci el değerlerini korumak ve yükseltmek için hem perakende kampanyalarımızı bu perspektif ile değerlendiriyoruz, hem de iş ortaklarımız ile filolarındaki kiradan dönen araçların ikinci el olarak satılması ve firmaların nakde dönmesi (de-fleet) zamanlamasına ortaklaşa karar verip, optimum ikinci el değeri almaları için onları yönlendiriyoruz. Değerlerini kısa ve uzun dönem olarak aylık bazda takip ediyoruz. Ayrıca yeni model lansmanlarında son kullanıcılara sunduğumuz reel takas destekleri ile hem müşteri sadakatini sağlıyor hem de kendilerine verdiğimiz takas fiyatlarında standart oluşturuyoruz.
2019’un son çeyreğinde bayilerimize gelen müşterilerimizden takasa alma oranımızı artırmayı hedefliyoruz. Bayilerimizin sattıkları her marka ve model ikinci el araçlar kontrollerden geçirildikten sonra, uzatılmış garanti seçenekleri ile müşterilerimize sunulmaya devam edecek. İsteyen müşterilerimiz, yeni araç satışlarında olduğu gibi kullanılmış araçlarda da avantajlı finansman seçeneklerinden faydalanabilecekler.
Satış sonrası hizmetlerde operasyonel kiralama şirketlerine ne gibi avantajlar sağlıyorsunuz?
Groupe PSA markaları olan DS, Peugeot, Citroën ve Opel’in ülke genelindeki tüm yetkili servislerinde, araç parkı yüksek operasyonel kiralama şirketlerine, hizmet kalitesi açısından aynı standartların sunulmasını amaçlayan bir yaklaşım benimsemiş bulunmaktayız. Bu kapsamda, marka bazında bazı farklılıklar olmakla birlikte genel anlamda bu firmalara özel olarak belirlenmiş servis koşulları ve avantajlar sunuyoruz. Özenle seçtiğimiz firmalar ile iş birliği içinde çalışıyoruz. Yaptığımız işi sadece otomobil satışı ile sınırlamıyor aynı zamanda satış sonrasında parça ve hizmetler kanalında ihtiyaç ve beklentilerine cevap vermeyi garanti ediyoruz.