Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Sermayenin Kaybı ve Borca Batık Olma Durumunda Şirketin Yükümlülükleri ve Güncel Düzenlemeler – Duygu Turgut

1. GİRİŞ

Sermaye şirketlerinde, ortakların her biri taahhüt etmiş oldukları sermaye borcu kadar sorumlu olup “sınırlı sorumluluk” esası gereği şirketin alacaklıları, şirketin borçları için doğrudan ortaklara başvuramaz. Bu nedenle şirket alacaklarının teminatı, şirketin esas sözleşmesinde öngörülen ve ortaklarca taahhüt edilen sermaye miktarı ile sınırlıdır. Dolayısıyla, sermaye miktarında meydana gelecek her türlü artma ve özellikle azalmalar, bu alacaklılar için önem arz eder.

Son dönemde Türk Lirası’nda yaşanan değer düşüklüğü, döviz cinsinden borcu olan çok sayıda şirkette sermaye miktarının azalmasına ve dolayısıyla sermaye kaybına veya borca batık duruma düşmelerine yol açmıştır. 15 Eylül 2018 tarihli 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376’ncı Maddesinde Öngörülen Sermayenin Kaybı ve Borca Batık Olma Durumlarına İlişkin Tebliğ’de (“Tebliğ”) sermayenin kaybı ile borca batıklık durumlarına ilişkin şirketin alması gereken önlemler detaylandırılmış, usul ve esaslar belirlenmiştir. Ayrıca Tebliğ’de, şirketlerin henüz ödenmemiş yabancı para cinsi borçlarına ilişkin kur farkı zararlarının, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun (“TTK”) 376. maddesi kapsamında sermaye kaybı ve borca batık olma durumunun hesaplanmasında dikkate alınmayabileceği de öngörülmüştür. 1 Ocak 2023 tarihine kadar yürürlükte kalacak bu geçici düzenleme ile son zamanlarda yaşanan kur çalkalanmalarından dolayı şirketlerin sermayesinde meydana gelen azalmaların finansal tablolar üzerindeki olumsuz etkinin önüne geçmek amaçlanmıştır. Tebliğ ayrıca, sermaye kaybı ve borca batık olma durumlarında genel kurulun toplanması, şirket tarafından alınması gereken tedbirler, bu tedbirlerin alınamaması gibi halleri detaylı olarak düzenlemektedir.

Bu yazımızda şirketlerin sıklıkla yüz yüze geldiği teknik iflas durumunun TTK hükümleri ve yapılan son düzenlemeler uyarınca ne olduğunu ve şirketlerin teknik iflas halini tespit etmeleri halinde, mevzuat açısından ne tür yükümlülükleri olduğunu kısaca açıklıyor olacağız.

2. SERMAYENİN KAYBI

Sermayenin kaybı, şirketin son yıllık bilançosunda, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının ya da üçte ikisinin karşılıksız kaldığı durumlarda ortaya çıkmaktadır. Bu durumun tespit edilmesini takiben yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırmalı ve bu sermaye kaybını önleyebilmek için uygun gördüğü önlemleri genel kurula sunmalıdır. Tebliğ’deki yeni düzenleme uyarınca artık sermaye kaybına ilişkin hususun toplantı gündeminde yer almasa dahi herhangi bir olağan veya olağanüstü genel kurul toplantısında da görüşülebileceği kabul edilmiştir. Böylelikle şirket genel kurulu farklı bir gündem ile toplanmış olsa dahi sermaye kaybını görüşüp bir karara bağlayabileceklerdir.

2.1 Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması halinde:

Öncelikle yönetim kurulu zaman kaybetmeden genel kurulu toplantıya çağırmalıdır. Toplanan genel kurulda, yönetim kurulunun uygun gördüğü iyileştirici önlemler ile beraber son bilançoyu sunması ve şirketin finansal yönden bulunduğu durumu bütün açıklığıyla anlatması beklenmektedir. Tebliğ’de şirketin mali durumundaki kötüleşmeyi ortadan kaldırmak veya en azından etkilerini hafifletmek amacıyla, yönetim kurulu tarafından belirlenebilecek önlemler (a) sermayenin tamamlanması, (b) sermaye artırımı, (c) bazı üretim birimlerinin veya bölümlerinin kapatılması ya da küçültülmesi, (d) iştiraklerin satışı, (e) pazarlama sisteminin değiştirilmesi olmak üzere örnek kabilinde sayılmıştır. Yönetim kurulu bu alternatiflerden uygun gördüklerini karşılaştırmalı olarak aynı genel kurula sunmalı ve açıklamalıdır. Genel kurul, sunulan iyileştirici önlemleri aynen veya değiştirerek kabul edebilir ya da sunulanlar dışında başka bir önlemin uygulanmasına da karar verebilir.

2.2 Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması halinde:

Yönetim kurulu zaman kaybetmeden genel kurulu toplantıya çağırmalıdır. Toplantıya çağırılan genel kurul şirketin sermaye kaybını önlemek için alternatifli olarak: (i) sermayenin tamamlanmasına veya (ii) Sermayenin üçte biri ile yetinilmesine, bunun için önce sermaye azaltımı yapılmasına ve sonrasında eş zamanlı sermayenin artırılmasına karar verebilir.

Sermayenin tamamlanmasına karar verilmesi halinde, sermaye tamamlanırken, kanuni yedek akçelerin yitirilen kısımlarının tamamlanmasına gerek yoktur. Her ortak zarar sebebiyle karşılıksız kalan tutarı kapatacak miktarda para vermek zorunda olup, verdiği miktarı da geri alamayacaktır. Tebliğ ile netleştirilen bir diğer konu ise yapılan bu ödemelerin gelecekte yapılacak sermaye artırımına mahsuben avans olarak nitelendirilemeyecek olduğudur. Sermayenin tamamlanmasına karar verilebilmesi için bu karar hem anonim hem de limited şirketlerde yapılacak kurullarda, sermayenin tümünü oluşturan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin oy birliği ile karar alınmalıdır.

Bunun dışında sermayenin zarar sonucu ortaya çıkan kayıp kadar azaltılması ile birlikte eş zamanlı olarak istenilen tutarda artırımına da karar verilebilir. Sermayenin azaltılması işlemi ile birlikte eş zamanlı sermaye artırımında artırılan sermayenin en az dörtte birinin ödenmesi şarttır. Tebliğ, bu ödeme şartı hususunda anonim ve limited şirketler arasında bir ayrım yapmadığı için, bu yükümlülük ile limited şirketler bakımından ödeme ile ilgili şartların ağırlaştığı görülmektedir. Çünkü TTK uyarınca nakden taahhüt edilen payların en az yüzde yirmi beşinin tescilden önce ödenmesi şartı limited şirketler bakımından uygulanmaz.

3. BORCA BATIKLIK DURUMU

Borca batıklık durumu, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının tamamının karşılıksız kalması durumudur. Diğer bir deyişle, şirketin aktiflerinin borçlarını karşılayamaması demektir. Bu durumunun işaretleri yıllık ve ara dönem finansal tablolardan ortaya çıkabilir. Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartacaktır. Bu ara bilânço üzerinden aktiflerin şirket alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması halinde, Tebliğ altında getirilen düzenleme uyarınca öncelikle yönetim kurulu genel kurulu toplantıya çağırarak yukarıda sayılan önlemlerden birinin alınmasını sağlar. Bu tedbirlerden birinin alınmaması halinde ise, yönetim kurulu şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurarak şirketin iflasını isteyebilir. Tebliğ öncesinde, borca batıklık durumunun tespiti halinde yönetim kurulunun doğrudan şirketin iflası için mahkemeye başvuracağı düzenlenmişti. Yeni düzenleme ile şirketin devamlılığına yönelik önlemler alınması için yönetim kurulu teşvik edilmiş, mahkemeye gitmeden önce başvurulacak yollar belirlenmiştir.

4. SONUÇ

Tebliğ ile TTK’nın 376. maddesinde öngörülen teknik iflas durumuna ilişkin önemli düzenlemeler yapılmıştır. Getirilen düzenlemelerin özünde şirketlerin teknik iflas durumunu görmezden gelerek faaliyetlerine devam etmesini engellemek ve bir an önce bu durumdan çıkabilmesi için gerekli önlemlerin genel kurulda alınmasını sağlamak yatmaktadır. Özetle, (i) yönetim kuruluna gerekli önlemlerin hemen alınmasını sağlamak gibi yükümlülükler getirilerek teknik iflas halinde daha aktif bir görev yüklenmiş, (ii) teknik iflas halinde sermaye artırımına karar verilmesi durumunda tescil öncesinde ödenecek asgari sermaye oranları belirlenmiş ve (iii) döviz kurlarındaki ani çalkalanmaların şirketleri teknik iflasa sürüklemesinin önüne geçilmek istenmiştir. Mutlaka Anonim ve limited şirketler ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler Tebliğ’de yer alan gereklilikleri gözden geçirmeli, izlenmesi gereken usul ve esaslara uygun hareket etmelidir.

Top