Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Küresel Ticaret Savaşları Başladı -Öykü Erdil & Özlem Başıböyük

Küresel ticaret savaşları, bir ülkenin gümrük ve gümrük dışı engeller koyarak diğer ülkelerden yaptığı ithalatı kısıtlaması ve bunun sonucunda kendisine karşı tedbir uygulanan ülkelerin de benzer tedbirlere başvurması olarak tanımlanabilecektir. Bu noktada ekonomi kulislerinde söz konusu ticaret savaşlarının nasıl başladığı, ülkelerin ardı ardına gelen misillemeler karşısında nasıl bir tavır takınacağı ve ticaret savaşlarının devam etmesi durumunda uzun vadede ortaya çıkması muhtemel problemler konuşulmaya başlamıştır.

Amerika Birleşik Devletleri’nden ithal çelik ve alüminyuma ek gümrük vergisi getirilmesine ilişkin düzenleme

Son dönemde Amerika Birleşik Devletleri (“ABD”), ithalata karşı aşırı korumacı bir tavır sergilenmeye başlamıştır. Çelik ithalatının ulusal güvenliğine zarar verip vermediğine ilişkin dokuz ay süre ile yürütülen soruşturma neticesinde ABD, çelik ve alüminyum endüstrilerinin ekonomideki payının düşüklüğünü vurgulayarak ilgili endüstrilerin güçlenmesinin ulusal güvenlik için son derece önemli olduğunu ve bu bağlamda yeni gümrük tarifelerinin gerekli olduğu sonucuna ulaşmıştır. Söz konusu soruşturmanın tamamlanması ile birlikte, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birtakım ülkelerden ithal edilen çelik ve alüminyum ürünlere ek gümrük vergisi getirilmesine ilişkin düzenleme yürürlüğe konmuştur. Ek olarak, 1 Haziran 2018’den itibaren Avrupa Birliği, Kanada ve Meksika’dan ithal edilen çelik ve alüminyum ürünlere de yeni gümrük tarifelerinin uygulanacağını açıklanmıştır. İlgili düzenleme kapsamında birçok ülkeden ABD’ye gerçekleştirilen çelik ihracatında yüzde 25, alüminyum ihracatında ise yüzde 10 oranında gümrük vergisi uygulanmaya başlamıştır.

ABD’de çelik endüstrisi, 100’den fazla ülkeden, ihraç edilenin yaklaşık dört katı oranında çelik ithalatı gerçekleştirmektedir. Söz konusu düzenleme ile ilgili sektörde dışa bağımlılık azaltılarak ABD’li işçilerin korunması ve çelik ve alüminyum endüstrilerinin yeniden inşa edilmesi amaçlanmaktadır. Ancak bu noktada diğer ülkelerin ABD tarafından kendi çıkarları doğrultusunda alınan korumacı tedbirlere karşı alacakları tedbirler göz ardı edilmiştir. Nitekim ABD’nin bu tutumu Dünya Ticaret Örgütü’nün (“DTÖ”) kurullarıyla örtüşmediği gerekçesiyle birçok ülke tarafından eleştirilmiş ve Çin, Kanada, Meksika, Hindistan ve Türkiye başta olmak üzere birçok ülke karşı tedbirler uygulamaya başlamıştır.

Avrupa Birliği’nden ABD’ye geçici koruma niteliğinde gümrük vergisi

Ek gümrük vergilerinden kalıcı olarak muaf tutulmayı talep etmiş olan Avrupa Birliği’ne (“AB”) ABD tarafından herhangi bir muafiyet tanınmamış ve bu kapsamda AB’den yapılan çelik ve alüminyum ithalatına da yeni gümrük tarifeleri uygulanmaya başlanmıştır. ABD’nin izlemiş olduğu bu korumacı politikaya karşılık olarak AB tarafı da korumacı bir politika izlemeye yönelik hazırlıklarına başlamıştır. Nitekim AB, ABD Ticaret Bakanlığı’na otomotiv sektörüne ilişkin gönderdiği mektupta ABD tarafından AB’den ithal edilen otomobillere yüzde 25 oranında ilave gümrük vergisi uygulanması durumunda AB tarafından 294 milyar dolarlık misilleme yapılabileceği uyarısında bulunarak ABD’ye bir nevi gözdağı vermiştir. İlaveten Avrupa Komisyonu, 28 farklı çelik türüne yönelik soruşturma başlatmıştır. Bu doğrultuda, gümrük vergisi ile karşı karşıya kalacak çelik ürünün ithalatındaki artışın önüne geçilmesi için kota ve gümrük vergisi uygulamasının hayata geçirilmesi önerilmiştir. Avrupa Komisyonu’nun uygulanmasını önerdiği bu tedbirler, 5 Haziran 2018 tarihinde AB üye ülkeleri tarafından görüşülmüş ve 25 üye ülke geçici önlemlerin uygulanması yönünde oy kullanmıştır. Bu bağlamda, AB tarafından kalıcı bir misilleme yapılmamış olmakla birlikte, geçici koruma niteliğindeki gümrük vergileri uygulamaya konulmuştur.

Türkiye’den ABD’e 266,5 milyon dolar değerinde misilleme

Türkiye ABD’nin çelik ve alüminyuma koyduğu ek gümrük vergiler karşısında sessiz kalmamış, 27 Nisan 2018 tarihinde İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin 2018/3 sayılı Tebliğ ile tüm dünyadan Türkiye’ye ihraç edilen demir-çelik ürünlerine ilişkin bir korunma önlemi soruşturması başlatmıştır. Bu kapsamda Türkiye’nin, çelik ve alüminyum ithalatına yönelik ABD tarafından uygulanan önlemlere karşı önlemler uygulayacağına ilişkin bildiri 22 Mayıs 2018 tarihinde Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) gönderilmiştir. Bu bildiride, ABD tarafından herhangi bir adım atılmaması durumunda ABD menşeli 22 adet ürüne 21 Haziran 2018 tarihinden itibaren bahsi geçen tedbir kararlarının uygulanacağı bilgisine yer verilmiştir. Bahsi geçen bildiride değinilen bir diğer konu ise Türkiye tarafından uygulanacak tedbirlerin, ABD’nin uyguladığı tedbirler sebebiyle, çelik ihracatında meydana gelen 266,5 milyon ABD Dolarlık zarar ile eş değer olacağı yönünde olmuştur. 21 Haziran tarihine kadar ABD tarafından herhangi bir adım atılmamış ve bu kapsamda ilgili tedbir uygulaması 21 Haziran 2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 26 Haziran 2018 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan “ABD Menşeli Bazı Ürünlerin İthalatında Ek Mali Yükümlülük Uygulanmasına Dair Karar” ile, ilgili ürünlere uygulanacak vergilerin oranları netlik kazanmıştır. DTÖ’ye sunulan tarifede viskiye uygulanacak verginin yüzde 40 olarak belirtilmesine rağmen, ilgili karar neticesinde uygulanacak ek vergi oranı yüzde 70’e çıkarılmıştır. Bunun yanı sıra, otomobillere getirilen ek vergi ise DTÖ’ye bildirilen tarifede yüzde 35 iken, ilgili karar uyarınca yüzde 60’a çıkarılmıştır. Karar kapsamında, ek vergi uygulanacak 22 üründen beşinin ek vergi oranında artış gözlemlenirken, altı üründe ise indirime gidilmiştir.

2017 verileri ışığında, ABD’nin getirdiği ek vergiler neticesinde, Türkiye’den ABD’ye ihraç edilen 1 milyar 42 milyon ABD Doları değerindeki çelik ile 60 milyon ABD Doları değerindeki alüminyumdan, 266,5 milyon ABD Doları tutarında bir kaybın ortaya çıkacağı düşünülmektedir. Dolayısıyla, Türkiye’nin yaptığı misilleme sonucu ABD menşeli kömür, kağıt, ceviz-badem, tütün, pirinç, viski, otomobil, kozmetik, makine teçhizat ve petrokimya ürünlerine uygulanacak ek verginin, bahsi geçen 266.5 milyon dolarlık açığı kapatmak amacıyla yürürlüğe konulduğu belirtilmiştir.

Otomotiv Pazarına Yönelik Çıkarımlar

ABD’nin tedbir uygulamaları üzerine başlayan ticaret savaşlarından en çok etkilenen sektörlerden biri de otomobil endüstrisi olmuştur. 21 Haziran itibariyle, ABD’de satış fiyatı 55 bin ABD Doları (254 bin TL) olan Ford’un Mustang modeli otomobilinin Türkiye satış fiyatı, ek vergilerle beraber 420 bin TL zamlanarak 1 milyon 120 bin TL’ye ulaşmıştır. Misillemeden sadece ABD markalı araçlar değil, ABD’den ithal edilen Alman markalı otomobiller de etkilenecektir. Örneğin Alman otomobil markası BMW, X3, X4 X5 ve X6 model araçların üretimini Amerika’da yaparak, diğer ülkelere satışlarını buradan gerçekleştirmektedir. Benzer olarak, bir diğer Alman otomotiv üreticisi Mercedes, GLE ve GLS model SUV araçlarının üretimini Amerika’da gerçekleştirmekte ve diğer ülkelere Amerika’dan satış yapmaktadır. Bu da demek oluyor ki, halihazırda uygulanan ÖTV ve KDV oranları sebebiyle fazlasıyla yüksek olan otomotiv fiyatları, uygulanacak ek vergiler ile daha da artacaktır.

Misillemelerden en çok etkilenecek Amerikan otomotiv markaları ise şimdilik Jeep ve Ford olarak tahmin edilmektedir.

Jeep’in Grand Cherokee, Cherokee ve Wrangler modelleri, Ford’un ise Mustang modeli, Türkiye’ye ABD’den ithal edilmektedir. Dolayısıyla ilgili modeller, 21 Haziran’da uygulamaya giren yüzde 60’lık ek vergi dilimine dahil olmaktadır.

BMW ve Jeep, misillemeden olabildiğince az etkilenmek adına ek vergiye tabi otomobillerin 2-3 aylık stokunu 21 Haziran öncesinde ithal etse bile, 21 Haziran’dan sonra Türkiye’ye ithal edeceği her otomobil için yüzde 60 ek vergi yükümlülüğü ile karşı karşıya kalacaktır. Dolayısıyla, önümüzdeki üç ay süresince Jeep Grand Cherokee, Wrangler ve BMW X3 ve X5 model araçların satışına ek vergi zammı uygulanmadan devam edileceği düşünülse de uzun vadede ilgili modellerin fiyatlarına vergi zammının uygulanacağı öngörülmektedir.

Sonuç

ABD tarafından çelik ve alüminyuma getirilen ithalat kısıtlamaları ile başlayan ticaret savaşları, birçok ülke tarafından ardı ardına yapılan misillemeler ile iyice şiddetlenmiştir. Nitekim, gümrük vergilerinin karşılıklı olarak artırılmasıyla beslenen bir savaştan kimsenin kazançlı çıkması beklenemeyecektir.

Ticaret savaşlarının sonuçlarını önceden analiz etmek oldukça zordur. ABD, bu yaklaşımıyla birlikte tüm dünyada korumacılığı meşrulaştıran adımlardan birini atmıştır. Belirtmek gerekir ki, bu tip korumacı davranışların sonucunda siyasi yansımalar doğabilecek ve akabinde istenmeyen sonuçlar oluşabilecektir.

Ayrıca, ticaret savaşları yerli sanayilerin güç kaybetmesine de sebep olabilecektir. Şöyle ki, yabancı rekabet olmadan sektördeki yerel şirketler gelişmeye ihtiyaç duymayabilecek ve bu bağlamda yerli sanayide üretilen ürünlerin kalitesinde, yabancı ürünlere kıyasen, düşüş meydana gelebilecektir. Sonuç olarak, aşırı korumacı bir politika izlemenin uzun vadede dünya ekonomisi ile ülkelerin refah seviyeleri üzerinde olumsuz etkileri olacağı aşikardır. Ülkelerin bu husus karşısında nasıl bir tavır takınacağını ve ticaret savaşlarının daha da alevlenmemesi adına gerekli çabayı gösterip göstermeyecekleri ise herkes tarafından merak edilmekle birlikte, bunu ilerleyen zaman gösterecektir.

Top