Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Garanti Bankası Tüketici Finansmanı Birim Müdürü – Demet Yavuz Röportajı

Bankanız ve faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz?

Sektörde 70 seneyi aşkın köklü geçmişe sahip Garanti Bankası, 31 Aralık 2018 tarihi itibarıyla 325 milyar Türk Lirası’na ulaşan konsolide aktif büyüklüğüyle Türkiye’nin en büyük ikinci özel bankasıdır.

Bankacılık sektörünün tüm iş kollarını kapsayacak şekilde faaliyet gösteren Garanti; Hollanda ve Romanya’daki uluslararası iştiraklerine ek olarak hayat sigortası ve bireysel emeklilik, finansal kiralama, faktoring, yatırım ve portföy yönetimi alanlarında önde gelen finansal iştirakleriyle bütünleşik bir finansal hizmetler grubudur.

Garanti Bankası’nın 31 Aralık 2018 itibarıyla yurt içinde 945 şubesi; yurt dışında ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 7 ve Malta’da 1 olmak üzere toplam 8 şubesi bulunuyor. Ayrıca Londra, Düsseldorf ve Şangay’da birer temsilciliği faaliyet gösteriyor. Teknoloji alanında her zaman sektöre öncülük etmiş Garanti, 6.1 milyon dijital müşteri, 5.2 milyon mobil müşteri ve 5.007 ATM ile sektörün dönüşümünde önemli bir rol üstleniyor. Garanti, ödüllü çağrı merkezi, mobil, internet ve sosyal bankacılık platformlarından oluşan çok kanallı dağıtım ağı ve 20 bine yakın çalışanıyla 15 milyonu aşan müşterisinin her türlü finansal ihtiyacına cevap veriyor.

Tüketici Finansmanı Birimimiz, otomotiv sektöründe faaliyet gösteren distribütör, kiralama şirketleri ve bayileri odağına alarak sektöre özel finansman çözümleri sunmak üzere Eylül 2013’te kuruldu. Bu amaç doğrultusunda banka genelinde taşıt ve bayi finansmanının uçtan uca tek elden yönetilmesini sağlayacak bir yapılanmayı hayata geçirdik. Birim olarak hedefimizi; ürün ve süreçlerimizi tasarlarken sadece iş ortaklarımızın ve nihai müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak değil, aynı zamanda müşteri deneyimini de teknolojinin tüm olanaklarından faydalanarak en üst seviyeye taşımak olarak ortaya koyduk.

Dünya ve Türkiye ekonomisinin 2018 yılı ile ilgili öngörüleriniz nelerdir?

Global gelişmelere baktığımızda, 2017 yılında genele yayılarak hızlanan küresel büyümenin 2018 – 2019 dönemi için güçlenerek devam etmesi öngörülüyor. IMF ve Dünya Bankası, küresel ekonomiye dair beklentilerini gelişmiş ülkeler öncülüğünde yukarı yönlü revize etti. Ayrıca, 2018 başında açıklanan ilk ekonomik veriler de beklenen olumlu görünümü destekler nitelikte. ABD’de güçlü büyüme, vergi reformuyla desteklenmeye devam edecek; Euro bölgesinde ise genişlemeci para politikası ve güçlü küresel ekonomik aktivite büyümeyi olumlu etkileyecek. Bu nedenle, Amerikan Merkez Bankası başta olmak üzere, gelişmiş ülke merkez bankalarından para politikalarında normalleşmeye yönelik adımların hızlanabilme olasılığı ortaya çıkıyor. Amerikan Merkez Bankası’nın 2017 yılında üç kez faiz artırdıktan sonra, 2018 yılında da üç faiz artırımı gerçekleştireceği ve bilançosunu küçültmeye devam edeceği öngörülüyor. Avrupa Merkez Bankası’nın ise Eylül 2018 itibarıyla aylık tahvil alımlarına son vermesini ve ilk faiz artırımını 2019 yılı Haziran ayında yapmasını bekliyoruz. Buna bağlı olarak da gelişen piyasalara yönelik küresel likidite kaynaklı risklerin 2019 yılına yoğunlaşabileceğini düşünüyoruz.

Ülkemiz açısından ise, 2018 yılında ekonomik büyümenin bir miktar yavaşlayacak olmasına rağmen destekleyici politikaların süreceği öngörümüzle güçlü görünümünü koruyarak yüzde 4.5 olarak gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Bu açıdan, KGF kredilerinin yeniden yapılandırılması ve özellikle KOBİ’lere yönelik hazırlanan teşviklerin iç talebin güçlü kalmasını sağlayarak büyümeyi artıracağını bekliyoruz. İhracatımız ise özellikle en büyük paya sahip olan Avrupa Birliği’nde güçlü ve genele yayılan büyüme sayesinde desteklenecek. Dolayısıyla, güçlü iç talep nedeniyle ithalatımız artsa da, net ihracatın büyümeye pozitif katkısının 2018’de hız kaybedecek olmasına rağmen devam etmesini bekliyoruz. Enflasyon tarafında ise, Aralık 2017’de başlayan gerileme trendinin devam edeceği öngörümüze karşın, yılın son çeyreğine kadar çift haneye yakın seviyelerin süreceğini öngörüyoruz. Küresel finansal piyasalardaki gelişmeler ve Merkez Bankası’nın alacağı aksiyonlar enflasyonun seyrinde etkili olacak. Bu açıdan, Merkez Bankası’nın sıkı duruşunu devam ettirdiğini ve bunun diğer gelişen ekonomilere kıyasla pozitif ayrışma yaratacağını düşünüyoruz. Bu anlamda, bu yıl parasal aktarım mekanizmasının daha etkin olmasını, maliye politikasının ise açıklanan teşvikler nedeniyle destekleyici kalmaya devam etmesini bekliyoruz.

2017’de beklentilerden daha iyi gerçekleşen bütçe performansı hükümete daha fazla harcama için alan yaratsa da; genişlemeci politikaların bütçe açığı/milli gelir oranını yüzde 2’ye yakın tutacağını düşünüyoruz. Dış denge tarafında ise, artan enerji fiyatları, güçlü altın ithalatı ve yükselen iç talep nedeniyle cari işlemler dengesi milli gelire oranla yüzde 5.5 açık vererek, 2016 yıl sonundaki yüzde 3.8’lik orana kıyasla kötüleşme kaydetti. Bu yıl altın ithalatında beklediğimiz normalleşmeyle artan enerji faturasında bir telafi beklesek de, ekonomik aktivitedeki güçlü momentumun cari açıkta sınırlı da olsa bir bozulma yaratabileceğini öngörüyoruz.

Finansal piyasalardaki gelişmeler, özellikle kurun seyri, döviz açığı bulunan reel sektör için kritik konulardan biri olmaya devam edecek. Küresel likiditeye yönelik risklerin muhtemelen 2019’da yoğunlaşacak olması nedeniyle, gelişen piyasalara risk iştahının bu yıl da ılımlı şekilde devam edeceğini öngörüyoruz. Yine de, enflasyonun geldiği seviyeleri ele aldığımızda, reel anlamda herhangi bir değer kaybı öngörmememize rağmen kademeli olarak TL’de değer kaybı sürebilir. Bu açıdan, Merkez Bankası’nın başlattığı Türk Lirası uzlaşmalı vadeli döviz sözleşmelerini, TL’deki oynaklığı azaltmaya yönelik oldukça yerinde bir adım olarak değerlendiriyoruz. Piyasa derinliğine olan güveni artırma yoluyla, kurdaki hareketliliği ve aşırı değer kayıplarını sınırlayarak orta – uzun vadede istikrar sağlanmasına katkı sağlayabileceğini düşünüyoruz. Ayrıca, döviz kredileri özelindeki düzenlemelerin, gerek finansal istikrarı iyileştirme yönünde gerek hedge uygulamalarının artırılmasıyla TL’deki hareketliliği azaltma konusunda önemli olabileceğini değerlendiriyoruz.

Tüm bu gelişmeler çerçevesinde otomotiv sektörüne ilişkin 2018 yılı beklentimiz; otomobil satışlarının geçen yıla paralel seyredeceği, ticari araç satışlarında ise artış olacağı yönünde diyebilirim.

Operasyonel kiralama ve günlük kiralama şirketlerine nasıl yaklaşıyorsunuz? Operasyonel Kiralama ve günlük kiralama şirketlerine sunduğunuz finansman paketleri hakkında bilgi verir misiniz?

Türkiye’de 2017 yıl sonu verilerine göre her 5 yeni otomobilden biri kiralama firmalarınca satın alındı. Yine aynı dönemde sektörün aktif büyüklüğü 26 milyar TL’yi aştı. Otomotiv sektöründe, 2018 için sınırlı bir daralma öngörülürken, kiralama sektörünün yüzde 10 büyümesi bekleniyor. Son dönemi düşündüğümüzde, araç parkını kesintisiz büyütmeye devam eden kiralama sektörünün, otomotiv sektörü içindeki payını sürekli artırdığını görüyoruz.

Dikkatle takip ettiğimiz göstergelerden biri de raporunuzda açıkladığınız müşteri başına düşen araç sayısı verileri. 2010 yılında müşteri başına 11,1 adet araç düşerken, 2017 yılı sonunda bu sayı 5,2 adede kadar gerilemiş durumda. Bu veriler özellikle küçük ve orta boy işletmelerin, tercihlerini her geçen yıl daha fazla kiralamadan yana kullandıklarını gösteriyor.

Sektör yeni kanallar ve iş alanları yaratmak konusunda da oldukça hevesli… Bu yaklaşım, pazardan aldıkları payın artmaya devam edeceğinin de bir göstergesi. ÖTV artışına ek olarak MTV’ye getirilen zammın da araç kiralamaya olan talebi pozitif yönde etkileyeceğini düşünüyoruz. Otomotiv sektörüne özel yapılanmamız sayesinde bayilerin stok finansmanından, bireysel ve ticari müşterilerin araç alımlarına kadar her alanda finansal çözümler sunmaya devam ediyoruz. Bu bağlamda da sektörün en önemli ve hızlı büyüyen oyuncularından olan operasyonel kiralama ve günlük kiralama şirketlerinin ihtiyaçlarına çözüm olmaya ve sektörden gelecek talepleri karşılamaya hazırız.

Bu doğrultuda, Garanti Bankası olarak, sektörde faaliyet gösteren şirketlerin finansman ihtiyaçlarına en iyi çözümler ve en pratik süreçlerle destek olarak, finansman ihtiyacı ortaya çıktığında akla gelen ilk finans ortağı olmayı amaçlıyoruz.

Organizasyon yapımız da bu amaca ulaşmamızı sağlayacak nitelikte. Sektörün dinamiklerini bilen ve sektörün ihtiyaçlarına hakim kredi değerlendirme ekibimizin yanı sıra, sektörde uzmanlaşmış ve Türkiye genelinde hizmet veren saha ekibimiz desteğiyle müşterilerimizin ihtiyaçlarını hızlıca analiz ediyor ve her müşterimizin ihtiyacına en uygun finansman çözümünü sunuyoruz. Garanti, güçlü finansman yapısı sayesinde her ölçekteki şirketin ihtiyacını karşılayabilecek finansal gücü bize veriyor. Böylece, müşterilerimizin finansman ihtiyaçlarına, nakit akışlarına uygun ödeme planı paketi sunarak çözüm üretebiliyoruz.

Operasyonel kiralama ve günlük kiralama firmalarına finansman sağlarken nelere dikkat ediyorsunuz?

Operasyonel kiralama ve günlük kiralama şirketlerinin faaliyetlerine konu araçların satın alımlarını finanse ederken, araçlardan elde edilecek kiralama gelirlerini ve araçların ikinci el satış değerlerini öncelikli geri ödeme kaynağı olarak görüyoruz.

Operasyonel kiralama firmalarına finansman sağlarken sözleşme tutarının kredinin ne kadarını karşıladığını, kredi ve kira sözleşmesinin para birimi ve vade uyumunu, müşteri (sektör, vb.) ve filo (adetsel büyüklük, marka, segment, yaş) dağılımını göz önünde bulunduruyoruz. Günlük kiralama şirketleri içinse, şirketin dağıtım ağının yaygınlığı ve marka değeri de önemli faktörlerden biri. Bunların yanı sıra, firmaların risk yönetimi (operasyonel, piyasa, müşteri, vb.) yaklaşımı da önem arz ediyor. Araçlar teminat niteliği taşıdığı için sigortalanmış olması ve sigortaların kapsamı da önemli etkenlerden biri.

Operasyonel kiralama ve günlük kiralama ülkemizde gelişme potansiyeli yüksek sektörler olarak görülüyor. Bu gelişime uygun çalışmalarınız nelerdir?

Garanti Bankası olarak biz de şirket araçlarımızı kiralıyoruz. Operasyonel kiralama farklı ölçeklerde faaliyet gösteren birçok şirket için tercih edilen bir yöntem. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için operasyonel kiralama önemli bir maliyet yönetimi aracı. Bu işletmeler için operasyonel kiralama; faaliyetlerini yürütürken ihtiyaç duydukları araçlara sermaye ayırmaya gerek olmaksızın, daha pratik ve hesaplı bir çözümle erişebilmelerine olanak sağlayan bir çözüm olarak ortaya çıkıyor. Operasyonel kiralamanın sunduğu çözümler sayesinde firmalar hem aracın vergileri, sigortaları, muayenesi ve bakımı gibi ek maliyetleri üstlenmiyorlar, hem de aracın ikinci el değerinin düşmesi gibi bir riskle karşılaşmıyorlar.

Öte yandan, ÖTV zammı ve kurlardaki yükseliş, elbette ki araç fiyatlarında artışa sebep oldu. Bu durum karşısında, müşteri davranışının satın alma yerine araç kiralamaya doğru evrilebileceği öngörüsündeyiz. Araç fiyatlarındaki artışın devam etmesi, değişen tüketici davranışları, günden güne hayatımıza daha çok giren paylaşım ekonomisi gibi etkenlerin operasyonel ve günlük kiralamaya talebi artıracağını bekliyoruz.

Orta ve uzun vadede operasyonel ve günlük kiralamanın yalnızca KOBİ ve ticari işletmeler için değil, bireysel müşteriler için de çözüm alternatiflerinden biri olacağını düşünüyoruz. Günlük kiralama uzun zamandır turizm sektörünün bütünleyici unsuru olarak karşımıza çıksa da, tüm bu gelişmeler doğrultusunda turizm dışında çeşitli alanlarda da kullanıcısının artacağını beklemek yanlış olmaz. Tüm bu bilgiler ışığında araç kiralama sektörüne talebin devam edeceğini ve sektörün daha da büyüyeceğini düşünüyoruz.

Daha önce de belirttiğim gibi, sektördeki müşterilerimizle sürekli iletişim halinde kalarak ve değişen ihtiyaçlarını yakından takip ederek her türlü finansman ihtiyaçlarını karşılamaya gayret ediyoruz. Dijital dönüşümlerimiz sayesinde nihai müşterileri kiralama şirketleri ile dijital kanallar üzerinde buluşturan iş modelleri üretiyoruz. Örneğin, kiralama şirketlerinin web siteleri aracılığıyla satışa sundukları araçların nihai tüketiciye satışında dijital finansman çözümleri sunuyoruz. Böylece yalnızca araç yenileme süreçlerinde değil, satışa sundukları araçların da satışında sunduğumuz finansman çözümlerimizle sektöre destek olmaya devam ediyoruz.