Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indiriminde dikkat edilecek konular – Recep Bıyık

Vergi sisteminin ve uygulamanın vergiye uyumlu mükellefleri cezalandırdığı eleştirileri öteden beri sıklıkla yapılageliyor. Özellikle af kanunlarının çıkartıldığı dönemlerde bu eleştiriler artıyor, afların adaletsiz yapıları gereği haklılık da kazanıyor. Eleştiriler bir noktada karşılık da buldu ve son af kanunlarının matrah artırımı düzenlemelerinde, vergiye uyumlu mükelleflere daha düşük bir oran öngörüldü. Vergi aflarının adaletsiz yapısı bu uygulamayla değişmedi ama az da olsa uyumlu mükellefleri de dikkate alan düzenleme olumlu psikolojik bir etki de yapmış oldu.

2017 başlarında yapılan bir düzenlemeyle, vergiye uyumlu mükelleflere, bu defa kalıcı olarak, yeni bir avantaj getirildi. Getirilen kriterler çerçevesinde, vergiye uyumlu olarak tanımlanan bazı mükelleflere, beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin yüzde 5’i kadar bir tutarın ödenecek vergiden indirimi olanağı sağlandı. Eksik veya fazlaları, eleştirilecek yönleri var ama özünde övgüyü hak eden bir düzenleme.

Düzenleme yeni, uygulamanın da henüz başındayız. Bu nedenle, bu makalede düzenleme daha iyi nasıl olurdu, uygulamada nelere dikkat etmeli, hangi riskleri veya fırsatları sunuyor, bu konularda düşüncelerimi paylaşmak istedim.

Vergi indiriminden yararlanabilenler

Vergi indiriminden; ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile finans ve sigortacılık gibi bazı sektörlerde faaliyet gösterenler hariç kurumlar vergisi mükellefleri yararlanabiliyor.

Bazı gelir sahiplerinin, örneğin kira gelirini yıllardır zamanında ve doğru olarak beyan eden ve vergisini ödeyenlerin kapsam dışında bırakılması düzenlemenin en önemli eksiği. Umarım ilk fırsatta bu eksiklik giderilir.

İndirimden yararlanma koşulları

Vergi indiriminden yararlanabilmek için aşağıda kısaca özetlenecek dört koşulun gerçekleşmiş olması gerekiyor.

Bu koşulların bir kısmı vergiye uyumu ölçmekte kullanılabilecek iyi kriterler, bir kısmı iyi kriterler ama içerisinde yeterli esneklik payı içermeyen kriterler, bir kısmı ise belki de hiçbir mükellefin uyamayacağı kriterler. Belli bir uygulama süresi sonunda bu kriterleri yeniden gözden geçirmekte yarar olabilir.

Beyannamelerin zamanında verilmesi, vergilerin zamanında ödenmesi

Vergi indiriminden yararlanabilmek için;

• İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu beyannamenin ait olduğu yıldan önceki son iki yıla ilişkin olarak verilmesi gereken gelir veya kurumlar vergisi, katma değer vergisi, muhtasar gibi tüm vergi beyannamelerinin kanuni süresi içerisinde verilmiş ve

• Bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin de kanuni süresi içerisinde ödenmiş olması, gerekiyor.

Koşul beyannamelerin verilmesi konusunda hiçbir esneklik içermiyor. Ödeme konusunda ise on liralık bir esneklik payı var. On liraya kadar olan eksik ödemeler koşulu ihlal olarak görülmüyor. On lira zannediyorum çok küçük bir tutar. En azından bir beyannamenin damga vergisi kadar esneklik olmalı. Beyanname konusunda da bir esneklik olsaydı, örneğin bir veya iki beyannamenin yasal süresinden sonra belli bir süre içinde verilmesi kabul edilseydi, zannediyorum daha makul bir düzenleme olurdu.

İkmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması

İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıl içerisinde haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması gerekiyor.

Belli bir büyüklüğün üstündeki kurumlar için zannediyorum gerçekleşmesi son derece düşük olasılık. Bir incelemenin tarhiyatla sonuçlanmaması nadir görülen bir durum. Bu nedenle muhtemelen indirimden sadece inceleme görmeyenler yararlanabilecekler.

Yapılan tarhiyatların indirimin hesaplanacağı gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken süreden önce kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması halinde vergi indiriminden yararlanılması mümkün. Bu düzenleme de fiilen uygulanabilir değil. Tarhiyatın uzlaşmada tamamen kaldırılması karşılaşılan bir durum değil, kesinleşmiş yargı kararıyla tarhiyat kaldırılabilir ama yıllar sonra olduğu için anlamlı değil.

Vadesi geçmiş borç bulunmaması

İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dahil) 1.000 liranın üzerinde vadesi geçmiş borçlarının bulunmaması gerekiyor.

Vergi borcu bulunmaması kabul edilebilir bir ölçüt ancak hem bin lira küçük bir tutar hem de kural esnek değil.

Özellikle mahsup taleplerinin tam olarak kabul edilmemesinden kaynaklanan borçlar ve mahsup taleplerinin zamanında yapılmaması önemli bir sorun. Borcun ödenmemesinin alışkanlık haline getirilmesini ölçü olarak almak daha adil olabilirdi.

Kaçakçılık fiillerinin işlenmemiş olması

Vergi indiriminin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki dört takvim yılında Vergi Usul Kanunu’nun kaçakçılık suçlarını düzenleyen 359. maddesinde sayılan fiilleri işlediği tespit edilen mükellefler vergi indiriminden yararlanamıyor.

Söz konusu maddede sayılan fiilleri işleyenlerin kapsamda olması söz konusu olmaz. Son derece yerinde bir kriter. Ancak tespit kapsam dışına atmak için yeterli olmamalı. Fiilin işlendiğinin kesinleşmesine bırakmak daha uygun olabilirdi.

İnceleme, uzlaşma ve dava süreçleri şimdi daha önemli

İnceleme, uzlaşma ve dava takip süreci başlı başına önemli, iyi yönetilmesi gereken süreçler. Ancak vergi indirimiyle bu süreçler bir parça daha önemli hale geldi.

Öncelikle inceleme sürecinde ortaya çıkan tartışmalı konularda, konunun parasal boyutu, vergi indirimi tutarı kadar büyümüş oldu. İnceleme sonucu yapılacak bir liralık bir ek tarhiyat, üç milyon liralık bir maliyet yaratabilir.

Benzer şekilde uzlaşma süreci de aynı maliyeti çıkartabilir. Sembolik bir tutarla yapılan bir uzlaşma, vergi indirim hakkını ortadan kaldırabilir. Dolayısıyla, bu süreçlerin tek başına değil, vergi indirimiyle birlikte değerlendirilmesi ve yönetilmesi gerekecek.