Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Operasyonel kiralama şirketlerinin vergi uygulamalarından önemli noktalar – Hakan Güzeloğlu

Çeşitli araştırmaların gösterdiğine göre Türkiye’de 2020 yılına gelindiğinde yollarda tahminen 16 milyona yakın binek ve hafif ticari araç olacağı ve bu rakamın 3 milyona yakınının ise şirket aracı olacağı tahmin edilmekte.

TOKKDER’in geçen sene sonu verilerine göre Türkiye’deki sektör araç parkı 300 bin araç sayısını geçmekte. Bu hali ile 2020 yılında pazar potansiyelinin 3 milyon araca yakın olacağı kıyaslanınca filo kiralama sektöründe büyük bir büyüme potansiyeli bulunmakta.

Maliye Bakanlığı Gelir İdaresince 2018 yılında yapılacak vergi reform konularından bir tanesi İstanbul Finans Merkezi ve finans maliyetlerinin düşürülmesi. Her türlü kiralama faaliyeti ile finans sektörünün bir paydaşı olarak kabul edilmesi gereken operasyonel araç kiralama sektörü de önümüzdeki yıllarda sahip olduğu büyüme potansiyel ile bu vergi reformlarından yararlanmalıdır.

Bu yazımızda filo araç kiralama şirketlerinin karşılaştığı vergisel sorunlara ve sektörü desteleyecek bazı önerilerimize yer vermek istedik.

Örtülü Sermaye Uygulaması ve Çözüm Önerisi

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkı ve benzeri giderlerin kurum kazancının tespitinde gider yazılamayacağı hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Kanun’un 12. maddesinin birinci fıkrasında; “Kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmının ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılacağı” hükmü yer almaktadır.

Basit bir anlatım ile eğer bir araç kiralama şirketi finansman ihtiyacını, ki bu filo kiralama şirketlerinin en vazgeçilmez yönetilmesi gereken fonksiyonudur, ortağından sağlayacak olursa ve bu finansman tutarı öz sermayesinin 3 katını (Ortağı banka ise 6 katını) aşıyor ise aşan kısma isabet eden faiz ve kur farklarının kurumlar vergisi matrahının hesaplanmasında indirimi mümkün olmayacağı gibi isabet eden faiz tutarları dönem sonunda kar dağıtımı olarak kabul edilecektir. Eğer kar payı stopajı ilave bir vergi ödemesi gerektiriyor ise söz konusu stopajın ilgili yılın aralık ayı muhtasar beyannamesine dahil edilmesi ve süresinde ödenmesi de zorunlu olacaktır.

Çözüm önerisi nedir?

Örtülü sermaye uygulamasında finansal kiralama, finansman ve faktoring şirketlerinin faaliyetleriyle ilgili olarak ortak veya ortakla ilişkili kişi sayılan bankalardan yaptıkları borçlanmalar örtülü sermaye olarak nitelendirilmemektedir.

Hatta bir adım öteye gidecek olursak kendi kanunu gereği operasyonel kiralama da yapabilen bir leasing şirketinin borçlanması örtülü sermaye sayılmıyorken, aynı faaliyeti yapan bir filo kiralama şirketinin örtülü sermaye uygulamasına tabi olması iki kurum arasında haksız rekabet olarak değerlendirilecektir.

Bu noktada bir kredi kuruluşu sayılması gereken filo kiralama şirketlerinin de benzer borçlanmalarının örtülü sermaye sayılmaması için kurumlar vergisi kanununda bir düzenleme yapılması bu sorunun çözümünü sağlayacaktır.

Filo/Araç Kiralama Şirketlerinde Amortisman Uygulaması

Filo/araç kiralama şirketleri kendileri için büyük önem taşıyan amortisman uygulamasında vergi usul kanunu gereği iktisadi kıymetlerin faydalı ömürlerini dikkate almaktadır.

Vergi usul kanununda amortismanın herhangi bir yıl yapılmamasından veya ilk uygulanan nispetten düşük bir hadle yapılmasından dolayı amortisman süresinin uzatılamayacağı, herhangi bir sebeple kanuni süresinde amortisman ayrılmayan iktisadi kıymetlere ilişkin amortisman tutarlarının daha sonradan amortisman ayırma süresinin uzatılarak gider olarak kaydedilemeyeceği ifade edilmiştir.

Kanunun bir diğer maddesinde ise amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde alınan bedel ile bunların envanter defterinde kayıtlı değerleri arasındaki farkın kar ve zarar hesabına geçirileceği ve amortisman ayrılmış olanların değerinin ayrılmış amortismanlar düşüldükten sonra kalan meblağ olacağı hükmü yer almaktadır.

Bu kapsamda, gerek kanun gerekse ilgili tebliğlere bakılınca sabit kıymetler için tebliğde öngörülen orandan daha düşük bir oranda amortisman ayrılmasının mümkün olduğu görülmektedir. Burada cevap verilmesi gereken soru ise eksik ayrılan amortisman tutarlarının, sabit kıymetlerin satışı halinde nasıl dikkate alınacağıdır.

Bu konuda ilgili yılda amortisman yoluyla gider yazılmayan tutarın satış esnasında gider kaydedilip kaydedilmeyeceğine ilişkin iki farklı görüş bulunmaktadır. Bu görüşler;

1) İlgili yılda ayrılmayan amortismanın satış esnasında VUK 328 nci maddesi uyarınca gider kaydedilebileceği ile

2) Birinci görüşün aksine böyle bir gider kaydının ilgili yılda ayrılmayan amortismanın satış esnasında gider kaydedilmesi sonucunu doğurduğu ve bu sebeple bu tutarın gider kaydedilemeyeceğine ilişkin görüştür.

Kanaatimizce satış esnasında aracın net aktif değerinin gider kaydedilmesi uygulaması bir amortisman ayrılma uygulaması değil aracın aktiften çıkartılması için yapılan satış işlemidir. Nitekim, amortisman uygulamasına tabi tutulmayan bir sabit kıymetin satışında ortaya çıkan net aktif değeri maliyet bedeli olacak ve bu tutarın da gider olarak dikkate alınamayacağından bahsetmenin zorlama bir yorum ile doğru olmayacağı görüşündeyiz. Bu konudaki yargı kararlarının da görüşümüzü destekler nitelikte olduğunu söyleyebiliriz.

Sektör Gelişimine Olumlu Katkı Sağlayacak Diğer Öneriler Ticari Araç Kiralamadaki Engellerin Aşılması

İşletmelerin finansmanı açısından onlara sermaye desteği sağlayan özellikle KOBİ’lere finansman çözümleri getiren filo kiralama şirketleri için önemli anlamı olan ticari araçların da kiralanabilmesini sağlayacak Karayolları Yönetmeliği’nin bakanlıklar nezdinde yeniden gözden geçirilerek talep edilen değişikliğin yapılması ile ticari araçların da kiralanabilmesinin önünün açılmasıdır.

Filo/Araç Kiralama Sözleşmelerine Damga Vergisi İstisnası

Damga vergisi kanununda istisna maddelerine baktığımızda, bankalar, finansman, faktoring ve aynı faaliyeti gerçekleştiren leasing şirketleri özelinde bir damga vergisi istisnası mevcuttur.

Bunların yanında araç kiralama şirketleri de bir kredi hizmeti veren finansal kuruluş olarak sayılabileceğinden bu şirketlerin de müşterileri ile imzaladığı sözleşmelere ilişkin bir istisna maddesi düzenlenmelidir.

Nitekim, bu düzenlemenin son dönemde Gelir İdaresi’nin yeni vergi kanunları hareketi çerçevesinde finansal işlemler piyasasındaki maliyetleri düşürme yaklaşımını da destekleyeceği düşüncesindeyiz.

Finansal ve Operasyonel Kiralama ile Farklarının Başta Vergi ve Diğer Kanunlarda Yeniden Tanımlanması

Basit bir örnekle anlatacak olursak bir operasyonel kiralama işlemi olsun ve bu işleme ilişkin bir araç kiralama sözleşmesi imzalansın. Sizce bu sözleşme kapsamında sadece salt bir kiralama mı yapılmaktadır.
Hayır!

Sözleşme ile kullanıma tahsis edilen araçlara ilişkin birçok hizmetler de (servis, bakım ve onarım, sigorta, araç muayenesi, aracın kaza yapmasına ilişkin riskler, vale servisi, taşıtmatik ve OGS vb.) kiracıya sağlanmaktadır.

Bu hali ile verilen hizmet, özünde salt bir kiralama hizmetinden ibaret değildir. Gerekli görülen durumlarda da kiracının kullanımına verilen araçlar aynı ya da benzer özelliklere sahip başka araçlar ile de değiştirilebilmektedir. Verilen hizmette araçlara ilişkin tüm fayda kiracıya geçmemektedir.

Bu kapsamda vurgulamak istediğimiz en önemli nokta, vergisel değerlendirmenin, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 290’ıncı maddede yer alan finansal kiralama tanımının “operasyonel kiralamalar hariç” şeklinde yapılmasıdır.

Diğer bir ifade ile kanunda dediği gibi “bir iktisadî kıymetin mülkiyetine sahip olmaktan kaynaklanan tüm riskler ile yararların kiracıya bırakılması sonucunu doğuran kiralamalar” finansal kiralama sayıldığından ancak bu risk ve faydaların bırakılmadığı tamamen farklı bir içeriğe sahip bir hizmet olan operasyonel kiralaman finansal kiralama olarak değerlendirilmemelidir.

Bu kapsamda, Gelir İdaresi tarafından 2017 yılı başında resmi internet sitesinde yayımlanan özelgedeki filo kiralama hizmeti kapsamında yapılan kiralama işleminin kiralama süresi itibarı ile finansal kiralama olarak değerlendirilebileceği görüşünün değiştirilmesi, aksi takdirde yanlış bir yorumda bulunulacağını belirtmek isteriz.

Yazımızda yer verilen konularda ek bir husus olursa bizimle her zaman iletişime geçebileceğinizi bilginize sunarım.