Zor bir yıl oldu 2017. Türk Lirası’nın yıl boyunca hiç ara vermeden Euro karşısında yüzde 27 değer kaybetmesi, ikinci el araç fiyatlarının benzer bir artışı göstermemesi, bankaların azalan kredi iştahı, sektörün büyüme hızının yavaşlaması, yükselen enflasyon ve faizler zorlukları oluşturan ana etkenler. Bu zorluklara ilave olarak yaşadığımız coğrafyadaki jeopolitik riskler de azalmadan devam ediyor.

2018 de 2017 kadar zor olmasa da gene zor geçmeye aday bir yıl gibi gözüküyor. Kurdaki hareketlilik devam ederken Silahlı Kuvvetlerimizin Afrin’deki operasyonu jeopolitik riskleri yüksek tutuyor. Yönetici anketlerinde temkinli iyimserlik hakimken, tüketiciler gelecek konusunda daha karamsar bir tablo çiziyor. Böyle bir ortamda sektörümüzün yüksek bir tempoda büyüme göstermesi mümkün gözükmüyor.

Büyüme temposunun düşük olduğu yılları iç verimliliklerimizi artırmak için değerlendirebiliriz. Verimli büyümek, maliyetleri yönetmek ülkemizde her şirketin stratejik ajandasında yer alan konular, ancak bazen hızlı büyümek bu konuların önceliklerini aşağılara itebiliyor.

Çift haneli enflasyon ortamında maliyetlerimiz sürekli artıyor, bu artışları öngörmek ve fiyatlamalara yansıtmak da bazen gecikmeli olabiliyor. Ayrıca MTV, Trafik sigortası gibi öngördüğümüzden yüksek artışlar gösteren maliyet kalemlerimiz olabiliyor. Dolayısıyla verimliliklerimizi artırmak maliyetlerimizi yönetmenin en etkin yolu, 2018 de bunun için en doğru bir yıl olabilir.

Sağlıkla kalın.