Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Avrupa Birliği’nden Google’a Rekor Ceza – Dr. M. Fevzi Toksoy & Ayberk Kurt

Avrupa Birliği’nin rekabet otoritesi AB Komisyonu Rekabet Genel Müdürlüğü son dönemlerde ABD teknoloji devi şirketlere karşı aldığı rekabet ihlali kararlarına bir yenisini ekledi. Bu son kararın diğer kararlardan daha fazla ses getirdiği çok açık. Bunun nedeni ise cezanın tarafının dünyanın en değerli şirketlerinden olan teknoloji devi Google olmasıydı. Avrupa Komisyonu, Google’ın kendi karşılaştırmalı alışveriş hizmeti uygulaması için arama motoru pazarındaki hâkimiyetini kullanarak yasadışı şekilde avantaj sağladığını ve AB rekabet kurallarını bu şekilde 8 yıl boyunca ihlal ettiğini belirterek, Google’a bu güne kadar bir şirkete verilen en büyük ceza olan 2,42 milyar Euro para cezası verdi.

Şöyle bir geçmişe dönüp hatırlayalım, Komisyon geçtiğimiz sene kamyon üreticilerine 14 yıl boyunca süren kartel nedeniyle 2,93 milyar Euro para cezası vermişti. Bu ceza hem toplam ceza miktarı olarak hem de Daimler’e verilen 1,08 milyar Euro ceza ile rekor anlamına gelmekteydi. Google’ın aldığı 2,42 milyar Euro ise Daimler’in aldığı rekor para cezasının iki katından bile fazla olmasıyla Komisyon’un bir şirkete verdiği en yüksek ceza olarak kayıtlarda yerini almış oldu.

Velhasıl, her ne kadar henüz gerekçeli kararı yayınlanmamış olsa da, bu karar AB rekabet kurallarının sorgulanmasına yol açmaya kadar gidecek farklı görüşlerin de su yüzüne çıkmasına vesile oldu. Gelin isterseniz Google’a bu cezanın verilmesi sürecinde kısa bir gezinti yapalım.

İhlalin oluşumu

En önemli ürünü olan arama motoru hizmeti ile Avrupa Birliği’nde %90’ı aşan pazar payı ile internet arama hizmetleri pazarında hâkim durumda bulunan Google, ilk olarak 2004 yılında şu an “Google Shopping” olarak bilinen “Froogle” isimli uygulaması ile fiyat karşılaştırma hizmeti vermeye başlamıştı. Bu uygulama ile Google, tüketicilerin ürün ve fiyatları online olarak karşılaştırabilmelerini ve bu ürünleri satan üreticiler, platformlar (Amazon ve eBay gibi) ve diğer yeniden satıcılar da dahil olmak üzere her tür online perakendecinin ürünlerini bulmasını amaçlamaktaydı.

2004 yılında fiyat karşılaştırma pazarına giren Google, ilk yıllarda pazara hızlı bir giriş yapamamış ve rakiplerinin gerisinde kalmıştı. Nitekim, Komisyon yaptığı basın açıklamasında Google’ın pazardaki durumundan memnun olmadığını ve bunu değiştirmek amacında olduğunu gösteren belgeleri soruşturma kapsamında elde edildiğini açıkça ortaya koyuyor. Bu belgelerden en önemlisi ise Komisyon’un Google’dan elde ettiği “Açıkça söylemek gerekirse, Froogle işe yaramıyor” ifadelerini içeren 2006 tarihli bir iç yazışma.

2008 yılında ise Google, Almanya ve İngiltere’de arama sonuçlarında kendi karşılaştırma hizmetini öne çıkararak daha fazla tıklama almasını sağlayacak ve benzer biçimde ürün/fiyat karşılaştırma hizmeti veren rakiplerin sonuçlarını geride bırakacak şekilde çalışan bir algoritma kullanmaya başlayarak söz konusu rekabet karşıtı uygulamanın adımlarını atmış oldu.

Algoritmanın sonucu olarak, Google üzerinden yapılan arama sonuçlarında Google’ın kendi karşılaştırma hizmeti, rakiplerinkine göre öne çıkarıldı ve kullanıcılar tarafından daha çok tıklandı. Böylece, Google arama hizmetleri pazarındaki hâkim durumunu, karşılaştırma hizmetleri pazarında kötüye kullanarak rakipleri karşısında haksız avantaj elde etti. Google, bu uygulamasını sırasıyla 2010 yılında Fransa’da, 2011 yılında İtalya, Hollanda, İspanya ve 2013’te Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Belçika, Danimarka, Polonya ve İsveç’te uygulamaya başlayarak, toplam 13 Avrupa ülkesinde kullandı.

2014’te göreve geldiğinden beri büyük şirketlere adeta savaş açan ve rekor cezalarda önemli rol oynayan Avrupa Komisyonu’nun rekabetten sorumlu komiseri Margrethe VESTAGER Google’a verilen rekor cezayı “Google, hayatımızda fark yaratan pek çok yenilikçi ürün ve hizmetle karşımıza çıkıyor. Bu iyi bir şey. Fakat Google’ın karşılaştırmalı alışveriş hizmeti stratejisi, ürününü rakiplerinden daha iyi hale getirmek yoluyla müşterileri cezbetmekti. Ancak Google’ın alışveriş hizmetlerini ilişkilendirirken gözettiği stratejisi sadece kendi ürünlerini rakiplerinkinden daha iyi hâle getirmek değil. Bunun yerine, Google kendi hizmetlerini arama sonuçlarında öne çıkararak pazar hâkimiyetini açıkça kötüye kullanmış ve rakiplerinin görünürlüklerini alt sıralara indirmiştir. Bu kapsamda, Google’ın yaptığı şey, Avrupa Birliği rekabet kurallarına aykırıdır. Google, diğer şirketlerin rekabet edebilme ve yenilik yapma şansını ellerinden almaktadır ve en önemlisi, Avrupalı tüketicileri, gerçek bir hizmet seçeneği ve yeniliğin getireceği avantajlardan mahrum bırakmaktadır” açıklamasıyla değerlendirdi.

Arama Motoru Pazarının Dinamikleri

AB Komisyonu soruşturma kapsamında yaptığı araştırma ile internet arama motoru pazarının da bir röntgenini çıkartır. Bu araştırmaya göre, tüketiciler, daha üstte bulunan daha görünür sonuçlara daha sık tıklamaktadır. Bir masaüstü bilgisayarında bile tüketicinin karşısına en üstte çıkan 10 sonuç tüm tıklamaların %95’ini almaktayken, en üstteki sonuç ise tıklamaların %35’ini almaktadır. Diğer taraftan ise, Google’ın genel arama sonuçlarının ikinci sayfasındaki ilk sonucun, tüm tıklamaların yalnızca %1’ini aldığı görülmektedir. Bu durumun üstte çıkan sonuçların arama konusu ile daha alakalı olmasıyla açıklanabileceği düşünülse de, Komisyon yaptığı araştırma çerçevesinde, ilk sırada yer alan sonucun üçüncü sıraya alınmasının ardından tıklanma sayısının %50 düştüğünü gözlemlemiştir. Telefon ekranlarının masaüstü bilgisayarlara göre daha küçük boyutu dikkate alındığında ise, mobil cihazlar üzerinde bu etkinin daha fazla olduğu yadsınamaz.

Bu araştırma sonucunda, arama motorunda yer alan sonuçların yerinin ne kadar büyük bir önem taşıdığını belirten Avrupa Komisyonu, Google’ın kendi fiyat karşılaştırma ürününü diğer rakiplerinden öne çıkartan algoritmasıyla rakiplerine karşı çok önemli bir avantaj sağladığını belirtmekte.

Rekor Ceza

İncelemelerinin ardından, Avrupa Komisyonu, Google’ın hâkim durumunu kötüye kullanmasını konu eden soruşturmasını tarihte bir şirkete verilen en yüksek ceza olan 2,42 milyar Euro ile sonuçlandırdı. Bununla da kalmayan Avrupa Komisyonu, Google’ın söz konusu eylemlerini 90 gün içinde sonuçlandırması gerektiğini kararında belirtti ve aksi takdirde, ihlalin sürdüğü her gün için Google’ın ana şirketi olan Alphabet’in dünyadaki günlük cirosunun %5’i oranında ceza ödemesi gerektiğine hükmetti.

Google’dan yapılan açıklamalar doğrultusunda Google’ın bu kararı temyiz yoluna götürmesi bekleniyor. Bu da bizlere bu konunun gündemi ilerleyen günlerde yine meşgul edeceğini gösteriyor.

Öte yandan, bu Google’ın Avrupa Komisyonu nezdindeki tek rekabet ihlali soruşturması değil. Google’ın şu anda hala devam eden iki ayrı soruşturması daha bulunuyor. Bu soruşturmaların ikisi için de Avrupa Komisyonu ilk incelemelerinde Google’ın hâkim durumunu kötüye kullandığı sonucuna ulaşmıştı. Bu soruşturmaların ilkinde Google’ın Android cihaz üreticilerine ve mobil şebeke operatörlerine kısıtlamalar getirmesi incelenirken, diğer soruşturmada ise Google’ın üçüncü taraf internet sitelerinde rakiplerinin arama bazlı reklamlarını kısıtladığı iddiası soruşturmanın konusu oluşturmakta.

Dünya’da Rekabet Otoritelerinin Odakları Değişiyor

Globalleşmenin dijital boyutu ile beraber teknoloji şirketleri sadece Avrupa Birliği’nde değil tüm dünyada rekabet otoritelerinin ilgi alanına girmeye başladı. Nitekim, ülkemizde de şu an Google bünyesindeki Google Inc., Google International LLC ve Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti. yönelik olarak mobil işletim sistemi ve mobil uygulama ve hizmetlerin sunumuna ilişkin davranışlarının ve Google ile orijinal ekipman üreticileri arasında imzalanan sözleşmelerin rekabet hukukuna aykırı olduğuna ilişkin soruşturma yürütülmekte. Soruşturmaya konu olan şikâyet (Yandex) daha önce Kurul’un önüne gelmiş ancak Kurul soruşturma açılmamasına karar vermişti. Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından Kurul tarafından soruşturmanın açılmasına gerek olmadığına ilişkin verilen kararın yürütmesinin durdurulmasının ardından Kurul konu üzerinde kararını yeniden değerlendirerek soruşturma başlatılmasına karar verdi.

Rekabet otoriteleri için diğer bir yükselen trend ise hakim durumun kötüye kullanılması iddiaları. Nitekim, Avrupa Birliği’ne benzer şekilde son yıllarda Türkiye’de Rekabet Kurumu da hâkim durumun kötüye kullanılması konusu üzerinde yoğunlaşmış durumda. Nitekim son bir yıl içinde Mey İçki, Yemeksepeti, Booking.com ve Luxottica gibi sektörlerinde hâkim durumda bulunan dev şirketler yüksek cezalar ile karşı karşıya kaldı.

Sonuç olarak Avrupa Komisyonu’nun yöneldiği sektörler ve ceza yaklaşımının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de rekabet otoritesi tarafından takip edilmesinin beklendiğini söyleyebiliriz.

Top