2017 dünya ve Türkiye için nasıl geçiyor? Görüş ve öngörülerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Yılın ilk 6 ayındaki verilere baktığımızda Türkiye otomotiv pazarında bir daralma yaşandığını görüyoruz. Yılsonu için beklentimiz ise toplam pazarda %10’luk bir daralma olacağı yönünde. Filo hariç perakende pazardaki daralma bundan daha yüksek olacaktır.

Toyota olarak baktığımızda ise yılın ilk aylarında yüksek kur etkisiyle bizim de satışlarımızda daralmalar meydana geldi. Fiyatların dengeye oturmasıyla birlikte hızlı bir toparlanma sürecine girdik. Yıl sonu için öncelikli hedefimiz; daralan pazarda Türkiye’de üretilen Toyota C-HR ve Corolla başta olmak üzere, yenilenen Yaris ve pazara yeni sunduğumuz Auris Hybrid gibi modellerimizle birlikte geçtiğimiz sene gerçekleştirdiğimiz satış adetinden en az 1 adet fazla satış yaparak yılı tamamlamak olacaktır.

2017 yılında otomotiv sektörünün ajandasında neler var? Yeni trendler nelerdir?

Otomotiv sektörü Türkiye’de lokomotif sektörlerin başında geliyor. İhracatı, sağladığı katma değer ve istihdam ile birlikte büyük bir ekonomik potansiyel yaratan otomotiv sektörü, aynı zamanda birçok sektöre de doğrudan etki ediyor.

Yoğun rekabetin de yaşandığı sektörümüzde, bu rekabetin etkisiyle insan hayatını kolaylaştıracak en mükemmel otomobil için markalar birbirleriyle yarışıyor. Özellikle alternatif yakıt teknolojileri üzerinde daha fazla durulmaya başlandı.

Tüm dünyada otomotivin gelecek 15-20 yıllık döneminde hibrit teknolojiler üzerine kurgulandığı artık kabul edilmekte. Bizim en büyük avantajımız, Toyota’nın 40 yıldan uzun bir zamandır hibrit teknolojisini geliştirmesinde ve yıllardır ticari olarak satışına devam etmesinde yatıyor. Şu anda dünyada 10 milyon adedin üzerinde Toyota hibrit araç trafikte seyretmekte. Ve her sene yaklaşık 1,5 milyon adet Toyota hibrit satışı gerçekleşiyor. Biz tüm markaların hibrit çalışmalarına başladığını biliyoruz, bu da Toyota’nın 40 sene önceden bugünü görebildiğini gösteriyor.

Ne kadar çok marka hibrit araç geliştirirse, bu teknolojinin yaygınlaşmasına katkısı olacaktır. Çünkü dünyada dizellerle ilgili birçok önlem alınmaya başlandı. Tüketiciler de daha bilinçli davranmaya başladılar. Yılda 30-40 bin km yapmayan bir müşterinin dizel araç alması zaten anlamsız, bunu farketmeye başladılar. Farklı markalar, farklı ülkelerin aldığı bu kararlara paralel olarak önümüzdeki 3-5 sene içerisinde dizel motor geliştirmeyeceklerini anons ettiler. Benim görüşüm, 2020 sonrasında dizel otomobil satışlarında ciddi bir düşüş yaşanacaktır ve hibrit araçların satışı artacaktır.

Ayrıca, dijitalleşme anlamında otomotiv sektöründe büyük bir değişim olacağını düşünüyorum. Günümüzde iOT yani “Internet Of Things” kavramı gitgide önem kazanmaktadır. iOT kapsamında da şu an akla gelen tablet, LCD Panellerin ötesinde daha fazla sensörlerin olacağı ve daha fazla akıllı cihazların/nesnelerin olacağı bir dünyanın bizleri beklemekte olduğunu düşünüyoruz.

Bu dijitalleşme süreci kapsamında, yapılan araştırmalar otomobil satın alma eğiliminde olanların büyük çoğunluğunun ilk olarak dijital kaynakları kullandığını ortaya koyuyor. Biz de bu bağlamda sektörde ilk olacak yeni bir uygulamayı devreye aldık. Bulundukları yerde Toyota bayisi olmayanlara ya da zamanı efektif kullanmak isteyenlere kendilerini showroom’da hissettirecek uygulamamız İnteraktif Showroom ile müşterilerimizi bir anlamda sanal ve gerçek dünyada buluşturarak sektörümüzde yeni bir dönemin kapısını açtık. Bu uygulama ile Toyota’nın uzman danışmanları gelen talepleri üzerinde sensör ve kameraların olduğu dijital bir gözlük ile müşterilerle canlı olarak sesli ve görüntülü iletişime geçiyor ve onların ev rahatlığında showroomu gezmelerini sağlıyorlar.

Markanız ve 2017 yılı için planlarından bahseder misiniz?

2017 yılı bizim için de hibrit için farklı stratejiler geliştirerek uyguladığımız ve uygulamaya devam edeceğimiz bir yıl olacak. Bu amaçla 2017’yi “Toyota Hybrid Yılı” olarak ilan ettik ve bir dizi etkinlik düzenleyerek hibrit teknolojisini halkımıza anlatmayı sürdürüyoruz.

Türkiye’de üretilen Toyota C-HR’ın belirlediğimiz hedefimize büyük katkısı olacaktır. 2017 yılında Toyota C-HR modelimiz için 10 bin bandında bir satış hedefimiz vardır. Toyota C-HR’ın, en çok satan modelimiz Corolla’dan sonra Türkiye’de üretilmesiyle birlikte, 2017 yılında Toyota’nın Türkiye satışlarının yüzde 72’si yerli üretim olarak gerçekleşecektir.

Toyota, global stratejisinde 2020 yılından itibaren tüm modellerinin hibrit versiyonunu üreteceğini açıklamıştı. Bu hedefe ulaşılacak gibi görünüyor. Biz de Avrupa için üretilen hibrit versiyonların tamamını ürün gamımızda bulundurmayı hedeflemekteyiz. Şu an için hibrit ürün gamımızda Toyota C-HR, Auris, RAV4, Yaris ve Prius modellerimiz mevcut.

Operasyonel kiralama firmalarına yaklaşımınız ne şekildedir? Sunduğunuz hizmetlerden bahseder misiniz?

Son 10 yıldır sürekli yükselen satış adetleri ve gelişen farklı kanalları ile birlikte filo satışlarının otomotiv pazarındaki önemi daha da artmaktadır. Biz de markamızın özellikle son 5 senelik satış performansına baktığımızda toplam satışlarımızın içinde filo payımızın hızla arttığını görebiliyoruz. Filo stratejilerimizin ana gelişiminin temelleri 2013 yılının ikinci yarısında efsane Corolla modelimizin Adapazarı’nda üretime başlamasıyla atılmış olup, 2016 yılında da Toyota C-HR modelimizin üretiminin yine Adapazarı fabrikamızda başlamasıyla sağlamlaşmıştır. Bu çerçevede filo satış stratejilerimizin merkezine de kendilerini çözüm ortaklarımız olarak nitelendirdiğimiz operasyonel kiralama firmalarını konumlandırdık. Son beş yıl içinde yüzde yüz bir büyüme oranı yakalamış olan ve çok hızlı bir şekilde sektörel kurumsallaşmasını tamamlayan kiralama firmaları ile birlikte satış hacmimizi büyütmeye devam etmeyi arzuluyoruz.

Operasyonel kiralama firmaları ile ilgili uzun dönemli stratejilerimizi oluştururken ana hedefimiz, kurmuş olduğumuz kuvvetli ilişkileri devam ettirmek ve hem satış hem de satış sonrası kanadından gelen talepler karşısında mutlak çözümler üretmektir.

Bildiğiniz gibi bu yıldan itibaren markamızın ana stratejisini hibrit ürünlerimiz üzerinden oluşturmaya başladık. Büyük bir gururla da belirtmek isterim ki hibrit modellerimiz çevre dostu teknolojisi ve düşük yakıt tüketim özellikleri ile uluslararası kurumsal firmaların tercihi olmaya başladı, bu noktada da operasyonel kiralama şirketleri ile birlikte hibrit modellerimizin satış hacmini artırmak ve pazarda yaygınlaştırmak için özel stratejiler geliştirmeye başladık.

Ayrıca yeni dönemde, geçen sene satış operasyonlarına başladığımız Lexus markamızla da premium segmentte fark yaratmayı planlıyoruz.

Markamızın hem ülkemizdeki hem de global pazardaki tüketici nezdinde uzun yıllar içerisinde oluşturduğu pozitif ve güçlü imaj operasyonel kiralama şirketlerinin de markamıza olan bakış açısını ve satın alma kararlarını olumlu bir şekilde etkilemeye devam etmektedir. Toyota satışlardaki başarısının yanında aynı zamanda müşteri memnuniyeti konusunu kendisine birincil başarı kriteri olarak belirlemiş yegane markadır. Bu başarı kriteri doğrultusunda da perakende ya da filo müşterisi olarak ayırt etmeksizin tarafımızdan çözüm beklenen her konuya aynı özveriyle eğilmekteyiz.

Özellikle son birkaç yıldır operasyonel kiralama firmaları uzun dönemli yatırım planladıkları markaları çok kapsamlı bir şekilde değerlendirmektedirler. Satın alma fiyatı elbette önemli bir kriter olmaya devam etmektedir ancak özellikle bir markanın ikinci el pazarındaki konumu, satış sonrasında yaratmış olduğu avantajlar, tedarik sıkıntısı yaşatmaması, güçlü bayi teşkilatı ve de müşteri memnuniyetine verdiği önem şirketlerin tercihlerini belirlemektedir. Toyota Türkiye olarak, ilgili tüm kriterleri eksiksiz karşılayabilmiş ve kendisine yatırım yapan firmaların tümünden pozitif geri bildirimler almayı başarabilmiş bir şekilde bu pazarda büyümeyi ve büyürken de aynı şekilde beklentileri karşılamayı hedeflemekteyiz. Ayrıca hem Toyota hem de ALJ Grubu yatırımları ile ülkemize katma değer yaratmaya devam edeceğiz.

Günlük kiralama şirketlerinin beklentilerini marka olarak karşılayabiliyor musunuz?

Kiralama sektörünü incelediğimizde günlük kiralama firmalarının oldukça dinamik bir şekilde ve çok hızlı büyüyerek özellikle son birkaç yıl içerisinde kendi pazarlarını oluşturduklarını rahatça söyleyebiliriz. Bu büyümede turizmin gelişmesi, havaalanlarının sayısındaki hızlı artış ve tüketici ihtiyaçlarının gelişmesinin yanı sıra uluslararası birçok günlük kiralama markasının Türkiye ofislerini açmaları etkili oldu. Biz de bu gelişim sürecinde en başından itibaren günlük kiralama firmaları ile yakın temas içinde olmaya gayret ettik. Birçok markanın günlük kiralama firmalarından uzak durduğu dönemde tam tersi bir stratejiyle araçlarımızı kullanıcıyla buluşturma noktasında günlük kiralama firmalarını bir fırsat olarak değerlendirdik ve onları yaratmış oldukları pazarlama değerleriyle de filoda büyüme stratejilerimiz çerçevesinde önemli bir yere konumlandırdık.

Ayrıca lansman dönemlerinde yeni ürünlerimizin tanıtımında, Hybrid gibi stratejik ürünlerimizin yaygınlaşmasında günlük kiralama firmalarıyla işbirliği yapmaya devam ediyoruz.

Bu doğrultuda hem araç tedariği, hem de satış sonrasında yapmış olduğumuz kampanyalar ve sağladığımız avantajlarla günlük kiralama firmalarını Toyota markası olarak destekliyor, büyümesinin ve gelişmesinin tüm otomotiv sektörüne büyük faydalar getireceğine inanıyoruz.

Bir diğer önemli husus da günlük kiralamanın yanında özellikle son dönemde gelişimi hızlanan araç paylaşım sistemi ve saatlik araç kiralama hizmeti sunan firmaların artışının sektöre büyük bir dinamizm katması olmuştur.

Farklı segmentlerdeki modellerimizle günlük kiralama şirketlerinden olumlu tepkiler alıyoruz. Özellikle Toyota C-HR Hybrid modelimizin prestijli iç ve dış dizaynı, yüksek standartlardaki donanım seviyesi, üstün performans ve düşük yakıt tüketim özelliğiyle Toyota markasını günlük kiralama firmaları tarafından yeniden tercih edilen bir konuma getirdi. Ayrıca hem satış hem de satış sonrası hizmetleriyle tüm Türkiye’ye yayılmış olan güçlü bayi teşkilatımız günlük kiralama firmalarının ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına yüksek standartlarda hizmet vermeye devam etmektedirler.

Operasyonel ve günlük kiralama şirketlerinden beklentileriniz nelerdir?

Öncelikle şu gerçeğin altını çizmek istiyorum, 5 yıl önceki müşteri algısı ve beklentisiyle günümüzdeki müşterilerin beklentileri çok farklılaştı, gelişmeler göstermektedir ki bundan 5 yıl sonra çok daha farklılaşacak. Teknolojik gelişmelerin hızla arttığı dijitalleşen dünyada hem markaların hem de nihai kullanıcıya hizmet veren kiralama firmaların sunduğu çözümler de farklılaşmalıdır. Örneğin biz marka olarak yukarıda bahsettiğim interaktif showroom hizmetini devreye soktuk. Müşterilerimizin herhangi bir bayimize giderek aldıkları hizmeti evlerinden erişimlerini sağladık. Bu çerçevede gelişen ve artan müşteri ihtiyaçlarına göre kiralama firmaları ile ortak stratejiler geliştirmek ana hedeflerimizden biri olmuştur.

Ayrıca yükselen hedeflerimiz ve artan satış adetlerimizle birlikte hem operasyonel hem de günlük kiralama firmaları ile yakın ilişkiler içerisinde olmaya devam edecek, onlar için değer yaratmayı sürdüreceğiz. Bu noktada özellikle altını çizmeyi istediğim bir diğer husus, değerli sektör temsilcilerinin araç yatırım kararlarında uzun vadeli düşünmeleri, araç alım süreçlerinde ve maliyet hesaplarında araçların ikinci el değerleri, bakım maliyetleri, yakıt giderleri, çevre dostu olması gibi önemli noktaları ön planda tutmaları olacaktır. Özellikle ürün gamımızda bulunan hibrit araçlarımıza bu gözlükle bakmalarının uzun vadede kendilerine büyük fayda sağlayacağına inanıyorum.

Yeni dönemde de Toyota ve Lexus markalarımızla güçlü işbirlikleri yaratmaya devam etmeyi arzuluyoruz.

Markanızın ikinci el araç politikaları hakkında bilgi verebilir misiniz?

Toyota Türkiye olarak 2017 yılında bütün bayilerimizi kapsayacak şekilde ikinci el konusunda yeni bir yapılanmaya gittik. Bayilerimizin ikinci el operasyonlarında istediğimiz seviyeye gelebilmeleri hem bayilerimize gelen müşterilerimizde mutlak memnuniyeti sağlayabilmek hem de yeni kanallar yaratabilmek açısından büyük önem arz etmektedir.

Bu noktada çalışmalarımıza ‘Xchange By Toyota’ markası altında devam ediyoruz ve de müşterilerimize ikinci el hizmetini bu markamız altında veriyoruz. Markamızın çıkış noktası ikinci elde kurumsal, şeffaf, güvenilir, hızlı ve prosedürüne uygun bir ortamda alım ve satış işlemlerini yapmaktır. Bunun için Xchange By Toyota’yı seçen müşterilerimizin bölgelerindeki en yakın Toyota Plaza’ya gitmeleri yeterli olacaktır.

Markadan bağımsız her araç için teklif verilen, takas işlemi gerçekleştirilen yapısıyla rahatlıkla bayi teşkilatımızın başarılı bir takas alım operasyonu yürüttüğünü söyleyebiliriz.

Öte yandan ikinci el operasyonlarımızda kullandığımız gelişmiş sistemlerle ve özel yazılımlarla operasyonel kiralama firmaları için de bu çatı altında bütün bayilerimizin katkılarıyla hizmet veriyoruz. Ayrıca yıllardan beri büyük bir titizlikle araçlarımızın ikinci el piyasa değerlerini korumak adına gerçekleşen filo satışlarımızın takibini ve kontrolünü büyük bir özveriyle gerçekleştiriyoruz.

Satış sonrası hizmetlerde operasyonel kiralama şirketlerine ne gibi avantajlar sağlıyorsunuz?

Türkiye’nin her bölgesinde mevcut 55 bayimiz ile aynı standartlarda ve yüksek kalitede hizmet vermeye devam ediyoruz. Müşteri memnuniyeti araştırmalarında sahip olduğumuz birincilikler ve aldığımız ödüller de markamızın başarısını tescil etmektedir. Operasyonel ve günlük kiralama firmaları için satış sonrası süreçlerimizle ilgili kapsamlı bir satış sonrası avantajlar paketi oluşturduk, çözüm ortaklarımızdan oldukça olumlu geri bildirimler aldığımız bu özel uygulamamızı başarıyla devam ettirmekteyiz ve önümüzdeki dönemde de bu uygulamamız devam edecektir. Ayrıca bayilerimiz özellikle operasyonel ve günlük kiralama firmalarının iş akışlarında bir aksama yaşamamaları adına imkanları çerçevesinde ikame araç, yerinden araç alma ve teslim etme, servislerde öncelik gibi hizmetler vermektedirler.

Büyük bir mutlulukla söylemek isterim ki Toyota markası bütün organizasyonuyla her zaman operasyonel ve günlük kiralama firmalarının yanında olmaya, birlikte büyümeye ve onlara A’dan Z’ye çözüm ortaklığı sunmaya devam edecektir.