Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Mürşit Unat – TOKKDER Yönetim Kurulu Üyesi Röportajı

Dünyadaki mobilite trendinin otomotive ve Türkiye’deki taksi sektörüne etkisini TOKKDER Yönetim Kurulu Üyesi Mürşit UNAT ile konuştuk.

Otomotiv sektörü ve bağlı hizmetlerde müthiş bir değişim yaşıyoruz. Bunun hayatımıza etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Özellikle bilgi sistemlerindeki baş döndürücü gelişim hayat tarzımızı da otomotiv sektörünü de çok değiştirdi ve değiştirmeye devam ediyor. Artık “Mobilite” her dile girmiş çok önemli bir kavram.

Akıllı telefonlar sayesinde insanlar mobil yani hareketli hale geldi. Telefonunuza her türlü e-maili alıyorsunuz. Görüntülü görüşme, alışveriş, para transferi yapıyorsunuz. Kısacası ofisinizde çok daha kısa süre kalıp, her türlü işinizi dışarıdan halledebiliyorsunuz. Bunun yanında ülkeler arasında sınırların kalkması, artan ve ucuzlayan uçak seferleri sayesinde insanlar çok daha fazla seyahat ediyor. Bunun doğal sonucu olarak firmalar mobil insanların ihtiyaçlarını karşılayacak yeni ürünler keşfetmek ve fark yaratmak için birbirleri ile yarışıyorlar. İşte otomotiv sektörü de insanların bu yeni gereksinimlerini karşılamak için çağdaş yeni çözümler sunmak zorunda. Örneğin, bırakın İstanbul’u Türkiye’deki veya dünyadaki herhangi bir şehre gelen yıllık ziyaretçi sayılarına bakınca son 10 yıldaki müthiş artışı görürsünüz. İşte mobil olan iş insanları veya turistler misafir oldukları şehirlerde ulaşım ihtiyaçlarını karşılamak için iki temel şeye önem veriyorlar: Pratiklik ve güvenlik.

Bu noktada insanların yardımına akıllı telefonları koşuyor. Kullanıcılar gitmek istedikleri adresi navigasyon cihazına girip, yabancı oldukları şehirde gidecekleri adresi hem kolayca hem de en az trafik olan rotadan bulabiliyorlar. Artık rent a car şirketleri yerine Yoyo gibi Zipcar gibi araç paylaşım şirketlerinden araç kiralayıp, telefonundaki aplikasyondan bu şirketlerin anlaşmalı otoparklarını bulup, yabancı oldukları şehirde otopark yeri aramakla vakit kaybetmiyorlar. Bu hizmet sadece aracı kullandıkları süre kadar ücretlendiriliyor. Alternatif olarak temizliğinden ve güvenliğinden emin olduğu “Uber” tarzı şirketlerden şoförlü araç hizmetini tercih ediyorlar.

O zaman klasik rent a car ve taksi sektörlerinin önümüzdeki yıllarda zorlanacağını düşünüyorsunuz.

Özellikle Türkiye’de taksiciliğin kendini yenileyemediği gibi bilakis geriye giderek kendini sabote ettiğini düşünüyorum.

Hatırlatma açısından 1960-1970‘lerin Türk filmlerini seyrederseniz taksilerin lüks Amerikan otomobilleri, taksicilerin de şık giyimli, temiz, güvenilir her muhitte tanınan kişiler olduğunu göreceksiniz.

Şimdiki durum ise ortada. Nasıl bir sektör kendini sabote eder gerçekten çok enteresan… Bunun sebebini şöyle izah edeyim. Mesela İstanbul da taksi plakası 1.650.000 TL ve plakanın takılı olduğu aracın değeri ise maksimum 35 bin TL Plaka başkasının, araç başkasının ve şoförler ise üçüncü şahıslar. Kısacası plaka sahibi ile otomobilin ve/veya şoförün hiç alakası yok. Bu durum nedeniyle plaka sahipleri veya plakayı kiralayan şahıslar en ucuz otomobil ve en az yevmiye ile şoför çalıştırma yoluna gidiyorlar. Sonuç ortada taksicilik diye bir meslek kalmadı. Müşteriler kanuni boşluklarla çalışan “Uber” ve rakiplerini tercih etmeye başladı.

Esasen devlet kaliteyi artırabilmek adına bazı önlemler aldı. Örneğin araçlar yenilensin diye ÖTV muafiyeti geldi. Yeni UKOME kararları taksicilik mesleğini teşvik etmeye yönelik ancak sistem değişmediği için orta vadede Uber ve benzeri şirketlerin mutlak galibiyeti gözüküyor.

Pekiyi taksi sektörü ne yapmalı?

İvedilikle çok geç olmadan şirketleşmek gerekiyor. Örneğin İstanbul’da 18.700 taksi plakası var.

Her bir plakanın bir hisse sahibi olduğu anonim bir şirket kurulmalıdır. Bu şirketin çağrı merkezi ve akıllı telefonlara hizmet veren aplikasyonlara ihtiyacı olacaktır. Bu yöntemle hizmet talep eden kişiye en yakın taksi en kısa sürede ulaşacaktır. Araç kalitesi günümüz standartlarına uygun olmalı, şoförler özenle seçip eğitimden geçirilmelidir. Yani Uber ne yapıyor ise aynısı yapılmalıdır. Yoksa yakın zamanda plaka fiyatlarında çöküşe tanık olacağız. Bu bir kazan kazan olayıdır. Bu sayede taksilerin verimliliği oldukça artacaktır. Taksiler aynı ciroyu yaparken müşteri bulmak için boş boş turlamayacaklar, daha az yol kat edip hem trafik yükünü, hem yakıt sarfiyatını, hem de hava kirliliğini büyük ölçüde azaltacaklardır. En önemlisi vatandaşlar ulaşım için farklı çözümler arama ihtiyacı duymayacaktır.

Top