Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Kimlik Bilgilerini Kayıt Etme ve Bildirme Yükümlülüğü – Osman Polat

Kimlik Bildirme Kanunu’nun adından da anlaşıldığı üzere, araç kiralama şirketleri bu kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 4 Nisan’dan itibaren araç kiralayan kişilerin kimlik bilgilerini kayıt altına almak ve ilgili devlet birimlerine bildirmek zorundalar.

Geçtiğimiz Nisan ayının başında yürürlüğe giren yasal düzenleme ile Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ve diğer bazı kanunlarda değişiklikler yapıldı. Diğer bazı kanunlar arasında Kimlik Bildirme Kanunu bulunmaktaydı ve bu kanunda yapılan değişiklikler doğrudan araç kiralama faaliyeti yürüten işletmeleri ilgilendiriyor. Artık araç kiralama faaliyeti yürüten her bir işletmenin uyması gereken önemli kanuni yükümlülükler bulunuyor.

Bahsedilen değişiklikler 4 Nisan 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bunları anlatmadan önce “araç kiralama faaliyeti sırasında kimlik bildirilmesine ne gerek var?” sorusunu yanıtlamanın faydalı olacağını düşünüyoruz. Zira, bu kanun ile öngörülen yükümlülüklerin ne işe yaradığını bilmek, bu yükümlülüklere uyma konusunda rahatlık sağlayacaktır.

Değişiklik kanununun gerekçesinde, son zamanlarda araç kiralama faaliyetleri ile doğrudan ya da dolaylı ilgili olan birtakım sorunların önüne geçilmesi amacıyla yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğu belirtilmiş. Yine aynı gerekçeye göre, kimlik bildirme uygulaması ile kiralanan araçların güvenlik zafiyeti oluşturan terör eylemleri, cinayet ve dolandırıcılık gibi adli vakalarda kullanılmasının ve dolayısıyla bu vakaların tekrar yaşanmasının önüne geçilmesi amaçlanmış. Ayrıca, kiralama faaliyetlerinin son yıllarda yaygınlaşmasına rağmen bir mevzuat altyapısına sahip olmadığı ve Kimlik Bildirme Kanunu ile getirilen yeni düzenlemeler sayesinde bu alana dair birtakım kuralların oluşturulması istendiği açıklanıyor.

Amacı yukarıdaki gibi kısaca ifade ettikten sonra düzenlemelere dair açıklamalara geçebiliriz. Genel olarak, içerikleri itibariyle hükümleri ikiye ayırabiliriz. Bunların ilki yükümlülükleri öngören hükümler, diğerleri de bahsedilen yükümlülüklere uyulmaması durumunda hangi yaptırımlar ile karşılaşılacağını ifade eden hükümlerdir.

Kimlik Bildirme Kanunu’nun adından da anlaşıldığı üzere, araç kiralama şirketleri bu kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 4 Nisan’dan itibaren araç kiralayan kişilerin kimlik bilgilerini kayıt altına almak ve ilgili devlet birimlerine bildirmek zorundalar.

Kanuna göre araç kiralama şirketlerinin ve yöneticilerinin:

  • usulüne uygun şekilde günü gününe (i) kiralanan araç bilgilerini, (ii) araç kiralayanların kimlik bilgilerini ve (iii) kira sözleşmesi kayıtlarını bilgisayar ortamında tutması,
  • bu kapsamda tutulan belge, bilgi ve kayıtları genel kolluk kuvvetlerinin incelemesine her an hazır bulundurması ve
  • kendi bilgisayar terminallerini genel kolluk kuvvetlerinin bilgisayar terminalleri ile bağlayacak elektronik sistemleri kurması gerekmektedir.

Bu safhada akla bir takım sorular geliyor. Acaba araç kiralayan kişiler derken sadece gerçek kişiler mi kastediliyor? Genel kolluk kuvveti nedir, sadece polis mi? Peki, jandarma bölgesi sınırları içerisinde bulunuluyorsa ne yapmalı? Bilgisayar ortamı olarak bahsedilen nedir? Bu bilgiler ne kadar süre boyunca saklanmalı?

Tüm bu soruların cevapları kanunda ve uygulama yönetmeliğinde verilmiş. Kanunun ilgili hükümlerinde “…araç kiralayan gerçek ve tüzel kişilerin…” ifadesine yer verilerek kimlik bilgilerinin tutulması sırasında gerçek ve tüzel kişiler için herhangi bir ayrım yapılmadığının altı çiziliyor. Uygulama yönetmeliğine göre ise kayıt altına alınan verilerin 5 yıl boyunca muhafaza edileceği açıkça ifade edilmiş.

Genel kolluk kuvvetleri ile kastedilen devlet teşkilatını anlamak için de kanuna bakıyoruz. Bu, Kimlik Bildirme Kanunu’nun 5. maddesine göre “en yakın yetkili genel kolluk örgütü” olarak ifade edilmiştir. Buna göre, araç kiralama faaliyeti yürüten işletmenin merkezinin bulunduğu yerin sürekli olarak genel güvenliğini sağlayan polis veya jandarma karakolları genel kolluk kuvvetleridir. Dolayısıyla, bağlı bulunulan bölgenin kolluk birimleri, işletmeler ile doğrudan muhatap olacaklardır.

Bildiğiniz gibi, hâlihazırda kimlik bildirme uygulamaları otelcilik faaliyeti yürüten işletmeler tarafından gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla, araç kiralama faaliyeti yürüten işletmeler zaten var olan ve işleyen bir sistemin parçası olacaklar. Bu bakımdan bilgilendirme işlemlerine kolaylıkla uyum sağlanacağını düşünüyoruz. Bilgilendirme işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi için işletmelerin yapmaları gereken tek şey, firma merkezinin bulunduğu yere en yakın yetkili kolluk birimine başvurarak kendilerine bir online hesap açılması talebinde bulunmak. Daha sonra kolluk kuvvetleri tarafından verilen hesap adı ve şifreleri ile kimlik bildirme işlemlerini yapabilecekler.

Ayrıca bu konuda 10 Haziran 2015 tarihli Resmi Gazete’de Kimlik Bilgilendirme Kanununun Uygulanması ile İlgili Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik yayınlandı. Bu yönetmeliğe eklenen Geçici Madde 1 ile araç kiralama şirketlerinin kayıt altına aldıkları tüm bilgileri İçişleri Bakanlığı’nın tespit edeceği bir bilgisayar programında tutmak ve bilgisayarlarını genel kolluk kuvvetlerinin 1774 sayılı Kanun uyarınca kurulmuş olan bilgisayar terminallerine bağlamak zorunda oldukları belirtiliyor. 4 Ekim 2015 tarihine kadar bu şartı yerine getirmeyen işletmelere 10.000 Türk Lirası idari para cezası kesileceği ve bilgisayarların bağlanmamasına devam edilmesi durumunda işletme ruhsatlarının iptal edileceği de ayrıca düzenleniyor. İçişleri Bakanlığı’nın yine ikincil bir mevzuat yayımlamak suretiyle işletmelerin kuracağı bilgisayar programı hakkında bilgi vermesini beklemekteyiz.

Şuan için araç kiralama faaliyeti yürüten firmaların öncelikle kiralanan araca ait bilgilerini, araç kiralayanın kimlik bilgilerini ve kira sözleşmesi kayıtlarını bilgisayar ortamında kayıt etmeleri gerekiyor. Bu gereklilik 4 Nisan 2015 tarihi itibariyle yürürlüktedir. Öte yandan en yakın kolluk biriminden online hesap açılması için ise altı aylık bir geçiş süreci öngörüldü. Yani 4 Nisan tarihini takip eden altı ay içerisinde, işletmelerin yukarıda bahsettiğimiz talep ile en yakın kolluk birimine başvurması gerekiyor.

Peki bu yükümlülüklere uyulmaz ise ne olur? En başta da söylediğimiz gibi yükümlülüklere uymamanın yaptırımları da kanun ile düzenlendi. Bu yaptırımlar, idari para cezası ve işletme ruhsatının iptali olarak karşımıza çıkıyor. Bunlara göre, kanunda belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edildiğinde 5.000 Türk Lirası, gerçeğe aykırı kayıt tutan ve kolluk kuvvetlerini yanlış bilgilendirenlere 10.000 Türk Lirası idari para cezası kesileceği öngörülüyor. Eğer işlenen bir suçun gizlenmesi amacıyla bilgilerin yok edilmesi söz konusu ise de işletme ruhsatının iptal edilmesi gibi ağır bir sonuçla karşılaşılacak.

Diğer yandan, işletmeler genel kolluk kuvvetlerinin bilgisayar sistemlerine bağlanmak için gerekli işlemleri altı aylık süre içerisinde gerçekleştirmezse işletmeye 10.000 Türk Lirası idari para cezası kesilecek. Söz konusu işlemleri yapmama konusunda ısrar edildiğinde de yine işletme ruhsatının iptal edilmesi söz konusu olacak.

Bunlara ek olarak, eğer yukarıda bahsedilen hukuki düzenlemelere aykırılık teşkil eden davranışlar aynı zamanda Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre de hukuka aykırı ise bu durumda tekrar ceza yargılaması yapılmasının önünde herhangi bir engel olmadığı da kanunda belirtiliyor.

Bu düzenlemeler ile araç kiralama faaliyetlerinin yasal olarak sınırlarının oluşmaya başladığını görmek oldukça mutluluk verici. Araç kiralama sektörü, bu alana yönelik yasal düzenlemeler arttıkça daha sağlıklı ve rekabetçi bir pazara doğru gelişmeye devam edecek. Sektöre özel, kiralama faaliyeti gösteren tüm işletmelerin ortak çıkar ve sorunlarını göz önünde bulunduran ve sağlıklı rekabet edilebilir bir piyasa oluşturan yasal düzenlemelerin doğru girişim ve talepler ile hızlıca yürürlüğe koyulacağını söylemek ise hiç de hayal değil.