Türkiye operasyonel kiralama sektörü istikrarlı büyümesini devam ettiriyor
TOKKDER’in, bağımsız araştırma şirketi TNS Global işbirliği ile yürütmekte olduğu pazar araştırmasının 2014 yılı sonuçlarını içeren “Türkiye Operasyonel Kiralama Sektör Raporu” yayınlandı.
Türkiye operasyonel kiralama sektörünün genel resmini çıkartmak, potansiyelini ve trendlerini tespit etmek ve kamuoyunu sektör trendleri konusunda bilgilendirmek amacıyla 3 aylık periyodlarda tekrarlanan pazar araştırmasının, 2014 yılı sonuçlarını içeren Türkiye Operasyonel Kiralama Sektör Raporu yayınlandı. Raporda yer alan veriler Türkiye operasyonel kiralama sektörünün istikrarlı büyüme trendini sürdürmekte olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Kur ve faiz oranlarında yaşanan yükselişler, otomobil ÖTV oranlarındaki artış, BDDK’nın kredi işlemlerine yönelik getirdiği sınırlamalar, büyümede ivme kaybı ve özel sektör yatırımlarındaki yavaşlama gibi faktörlere rağmen Türkiye operasyonel kiralama sektörü 2014 yılında da büyüme trendini korudu.
Türkiye yeni otomobil satışlarının bir önceki yıla göre %11,6 oranında azaldığı (Kaynak: ODD) 2014 yılında operasyonel kiralama sektörü Türkiye’de satılan yeni otomobillerin %17,6’sı olan yaklaşık 103 bin adet yeni aracı filosuna kattı.
2013 yılına göre %14,3’lük bir büyüme kay
deden sektör, parkındaki araç sayısını 236 bin 900 adede çıkardı.
2014 yılında yapmış olduğu yaklaşık 7 milyar TL’lik yeni araç yatırımı ile Türkiye operasyonel kiralama sektörünün aktif büyüklüğü 13,7 milyar TL’ye ulaştı.
Raporda yer alan bir diğer çarpıcı veri ise sektörün müşteri sayısı ve müşteri başına düşen araç sayısındaki değişim oldu. Sektörün müşteri sayısı 2013 yılına göre %26,5 oranında artarak 33.116’ya ulaştı. 2013 yılı sonunda sektörün müşteri başına düşen araç sayısı 7,3 iken 2014 yılı sonunda bu rakam 6,6’ya düştü. Bu veri ülkemizde artık çok uluslu ve büyük yerel şirketlerin yanı sıra küçük ve orta ölçekli işletmelerin de araç filolarını operasyonel kiralama yönetimini tercih ederek oluşturduklarını işaret etmekte.
Bu araştırma dönemi itibarı ile
• Renault %27,9’luk payı ile Türkiye operasyonel kiralama sektörünün araç parkında en çok tercih edilen marka olmayı sürdürürken, %17,1 ile VW, %14,1 ile Ford, %10,9 ile Fiat takipçisi oldular.
• Sektörün araç parkının yaklaşık yarısı (%51) C segment araçlardan oluşurken, B segment araçlar %30,4, D segment araçlar ise %13 pay aldı.
• Sektörün araç parkının %92,9’u dizel araçlardan oluşurken, manuel vites araçlar %61,6 pay aldılar.
Sektörün bu başarılı performansının nedenlerini sorduğumuzda, TOKKDER Genel Koordinatörü Tolga ÖZGÜL şunları söyledi:
“Türkiye’de operasyonel kiralama sektörünün gelişimi ile birlikte, müşteriler nezdinde, yurt dışında olduğu gibi kiralamaya konu olan unsurun araçtan ziyade bir hizmet paketi olduğu anlaşılmaya başladı. Müşteriler, konusunda uzman operasyonel kiralama şirketlerinin danışmanlığında iş modellerine en uygun araç alternatiflerini seçebiliyor ve satış sonrası süreçlerde etkin ve profesyonel bir hizmet alarak işlerinin sürekliliğini sağlıyor. Ölçek ekonomisi sayesinde operasyonel kiralama kuruluşlarının satış ve satış sonrası hizmetler alanında sahip olduğu maliyet avantajları, müşteriler için önemli bir katma değere dönüştürülüyor.
Operasyonel kiralama sürecinde, aracın mülkiyeti ve taahhüt edilen hizmetlerle ilgili tüm riskler operasyonel kiralama şirketine aittir. Döviz kuru, faiz, ikinci el fiyat, tahsilat, hasar/prim, enflasyon ve değişim aracı kullanım süresi gibi riskler kullanıcı için sorun olmaktan çıkıyor. Tüm bu riskler operasyonel kiralama kuruluşuna ait oluyor. Araç kiralayan firmalar ise tüm konsantrasyonunu kendi işine vererek daha verimli bir çalışma ortamına sahip olabiliyor.
Operasyonel kiralama endüstrisi birçok sektördeki teşebbüse sermayelerini etkin kullanma imkânı da sunuyor. Zira çok daha düşük sermaye yatırımları ile müşteriler, faaliyetleri dâhilinde kullanacakları araç filolarına erişim sağlıyorlar. Ayrıca aracın bakım/servis giderleri, sigorta ve vergilerinin operasyonel kiralama şirketleri tarafından ödenmesi sayesinde müşteriler aracın operasyonel giderlerine katlanmamakta, böylece maliyet tasarrufu da elde etmekteler.
Operasyonel kiralama, yeni araçlara erişimi kolaylaştırarak bir yandan ülkemizde trafik ortamında daha güvenli yeni teknoloji ürünü araçların payının artmasını desteklerken, diğer yandan da firmalar için müşterilere karşı kurum imajının yüksek tutulmasına da destek olmakta. Bu faydalar, teşebbüslerin daha iyi rekabet etmelerini ve yatırımlarını daha sağlıklı yapmalarını sağlamakta. Özellikle faaliyetlerine yeni başlayan küçük ve orta ölçekli şirketler için bu faydaların önemi daha da büyük. Operasyonel kiralamanın getirdiği bu faydalar, şirketlerin rekabet edebilirliğine, büyümelerine ve dinamizm kazanmalarına önemli ölçüde destek sağlamakta. Küçük ve orta ölçekli şirketlerin elde edeceği bu dinamizm, Türkiye’nin üretim ve istihdam büyümesi için çok önemli.”