Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat İNCE
Ticari hayatın canlılığı sektörün daha ne kadar yol kat edebileceğini gösteriyor
Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat İNCE, sektöre ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Operasyonel kiralama, firmaların sabit yatırım gereksinimini azaltmanın yanı sıra faaliyet giderlerinde sağladığı verimlilik itibariyle de bu hizmetten yararlanan kurum ve kuruluşların faaliyetlerine kayda değer katkı sağlıyor” dedi.
Bankanız ve faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
1924 tarihinde kurulan ve ülkemizin en büyük bankası olan İş Bankası, müş- teriye en yakın banka olma temeline dayalı olarak belirlenen stratejisi ve yaklaşık 1.300 adet yurt içi/dışı şubesi ile müşterilerine en uygun ve hızlı şekilde bankacılık hizmetlerine erişme imkânı sunmaktadır.
Bankamızın başlıca faaliyet alanlarını, Kurumsal Bankacılık, Ticari Bankacılık, Bireysel Bankacılık, Özel Bankacılık, Sermaye Piyasası İşlemleri olarak sıralamak mümkündür. Ayrıca İşbank AG ile Avrupa’da, İşbank Rusya ile Rusya’da faaliyetlerini sürdüren bankamız, bu iştirakleri ile bölgedeki güçlü konumunu artırarak sürdürmektedir.
Bunun yanında, bankamız grubunun; sigorta, bireysel emeklilik, portföy yönetimi, girişim sermayesi, yatırım bankacılığı, GYO, finansal kiralama, faktöring, cam ve telekomünikasyon sektöründe faaliyetleri bulunmakta, bu alanlardaki gelişime önemli katkılar sağlamaktadır.
Bankamızın 2013 yılının üçüncü çeyrek dönemi itibarıyla,
• aktif büyüklüğü 204,1 milyar TL
• özkaynakları 23,1 milyar TL
• net karı ise 2 milyar 533 milyon TL düzeyine ulaşmıştır.
Söz konusu dönemde sağlanan bu gelişimde en büyük katkı 132 milyar TL seviyesine ulaşarak banka aktifinin yüzde 65’ini oluşturan kredilerden sağlanmakta, kredi portföyümüzün 95 milyar TL’lik kısmı ise ticari kredilerden oluşmaktadır. Rakamlardan da anlaşılacağı üzere bankamızca sağlanan fonların önemli bir kısmı ülkemizin sınai ve ticari hayatının gelişmesinde kilit rol üstlenen reel sektöre aktarılmaktadır.
Operasyonel Kiralama ve Günlük Kiralama ülkemizde gelişme potansiyeli yüksek sektörler olarak görülüyor. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir? Bu gelişime uygun çalışmalarınız nelerdir?
Otomotiv sektörü son yıllarda ülkemizdeki ekonomik gelişime ve satın alma gücündeki artışa paralel olarak yurtdışı ortaklıklarla ve yerel yan sanayii ile işbirliği halinde hızlı bir şekilde gelişerek; ulaştığı üretim kapasitesi, dışa açıklık, dış ticaret hacmi, yarattığı ekonomik büyüklük ve katma değer açısından ülkemiz ekonomisinin lokomotiflerinden biridir. Banka olarak, otomotiv sektörü dahilinde değerlendirilebilecek her bir üretim, ticaret ve hizmet aktivitesini ilişkili olduğu diğer otomotiv segmentleriyle ve kendi iç dinamikleri çerçevesinde ele almak ve bu ekonomik aktivitelerin her birinde bankamız hedefleri doğrultusunda en uygun şekilde konumlanmayı amaçlıyoruz.
Bu kapsamda, sektörün gelişmesindeki dört ana unsur olan iç pazar talep istikrarı, potansiyel ihracat pazarlarına yakınlık, nitelikli yan sanayi ve efektif tedarik zinciri göz önüne alındığında operasyonel kiralama faaliyetlerinin iç pazar talebine, kurumsal amaçlı araç talebini organize etmesi ve istikrar kazandırması bakımından değer kazandırdığı görülüyor.
Ayrıca, operasyonel kiralama, firmaların sabit yatırım gereksinimini azaltmanın yanı sıra faaliyet giderlerinde sağladığı verimlilik itibariyle de bu hizmetten yararlanan kurum ve kuruluşların faaliyetlerine kayda değer katkı sağlıyor. Hâlihazırda, ülkemizde kurumsal nitelikli araç parkında operasyonel kiralamaya konu edilmiş araç sayısının oldukça sınırlı olduğu dikkate alındığında bu alandaki penetrasyonun düşüklüğü ve ülkemizin büyüme potansiyeli, ticari hayatın canlılığı sektörün orta ve uzun vadede daha ne kadar yol kat edebileceğini gösteriyor.
Kısa süreli araç kiralama ise artan ekonomik aktivite ve mobilitenin yarattığı kısa süreli ulaşım aracı ihtiyacını karşılamaya dönük bir aktivite olup, burada da gerek turizm gerekse artan ekonomik ve ticari aktivite paralelinde kayda değer bir gelişim ve ilave büyüme potansiyeli görüyoruz.
2012 yılı itibariyle 7 milyar TL aktif büyüklüğe ulaşan sektörün toplam kredi bakiyesi, BDDK tarafından yayımlanan aylık verilere göre, motorlu kara taşıtlarının kiralanması ve leasing sektörünün dâhil olduğu “kiralama” sektörü göz önüne alındığında, 2013 yılı Ekim ayı itibarıyla 3 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Bu doğrultuda sektörün toplam reel sektör kredileri içinden aldığı pay yüzde 0,4 düzeyindedir. Sektörün kullandığı krediler yıllar itibarıyla düzenli olarak artışını sürdürmektedir.
Türkiye operasyonel kiralama sektörü adetsel büyüklüğü 2009’da 105 bin iken, yüzde 76’lık büyümeyle 2013 yılının ilk 6 ayında 185.000 adede ulaşmıştır. Sektörünün 2013 yılını yüzde 15’in üzerinde bir büyüme performansını yakalayarak, yaklaşık 200 bin adetlik bir hacimle kapayacağı öngörülmektedir.
Sektör, 2013 yılının ilk çeyreğinde yaklaşık 15.000 adet ve ikinci çeyrekte de yine yaklaşık ilave 22.650 adet yeni araç satın alımı yaparak hem araç parkını genişletmiş hem de, gençleştirmiştir. Bu noktada araç kiralama şirketlerinin 2013 yılının ilk 6 ayında yapmış oldukları araç yatırımı da yaklaşık 1,8 milyar TL seviyesine ulaşmıştır. 2013 yılı Eylül ayı itibariyle araç filosu kiralama sektöründe faaliyet gösteren müşterilerimiz ile kredi çalışma düzeyimiz değerlendirildiğinde, Bankamız memzuç payı yüzde 20 seviyelerindedir.
Operasyonel Kiralama ve günlük kiralama şirketlerine nasıl yaklaşıyorsunuz? Operasyonel Kiralama ve günlük kiralama şirketlerine sunduğunuz finansman paketleri hakkında bilgi verir misiniz?
Operasyonel Kiralama alanındaki finansman ihtiyacını aracın satın alımının ve kiralama süresi içindeki katlanılan gider ve maliyetlerin finansmanı olarak ikiye böldüğümüzde bu alandaki firmaların ana finansman ihtiyacı, aracın uygun maliyetle edinimi ve satın alım bedelinin kiralama süresine ve kiralamanın yarattığı nakit akım ve döviz cinsine uygun olarak finansmanıdır.
Kiralama dönemi içindeki finansman ihtiyacı ise büyük oranda ilgili firmanın esas faaliyetini nasıl idare ettiğine sıkı sıkıya bağlıdır. Faaliyetlerini efektif ve verimli şekilde yürütebilen firmalar muhtelif kısa vadeli kredi enstrümanları ile esas faaliyet döngüleri içindeki kısa süreli nakit akış uyumsuzluklarını giderebilmektedir.
Bu noktada, operasyonel kiralama firmalarına daha çok araç edinimine yönelik olarak ileriye dönük, ortalama 3-4 yıllık araç alım-satım ve faaliyet projeksiyonları çerçevesinde ağırlıklı olarak 12-36 ay vadeli işletme kredilerinden oluşan ve kısa süreli nakit/gayrinakit ihtiyaçlarını da karşılamaya yönelik, finansman paketleri sunulmaktadır.
Halihazırda, sektörün önde gelen firmaları ile yıllardır süregelen karşılıklı işbirliği odaklı kredi ilişkimiz mevcut olup, bu alandaki faaliyetlerimizi artırmak arzusundayız.
Operasyonel kiralama ve günlük kiralama firmalarına finansman sağlarken nelere dikkat ediyorsunuz? Firmaların sağlaması gereken standartlar nelerdir?
Operasyonel kiralamanın doğası gereği, firmalar kiralama sözleşmelerini büyük oranda 12-36 ay süreyle yapmakla birlikte, kiraladıkları araçlara ilişkin kiralama gelirlerini sadece aylık bazda faturalandırabilmektedirler.
Bu noktada, firmalar, kiralamaya konu ettiği aracını maliyet bedeli üzerinden aktifine sabit kıymet olarak katarken, anılan aracın yaratacağı gelirin çok sınırlı bir bölümünü likit varlıklarına yansıtabilmekte, bunun sonucu olarak da, kiralama kuruluşlarının aktif yapılarına araç yatırımlarına ilişkin sabit kıymetler ve KDV alacakları hakim olmaktadır. Fonlama tarafında ise araç alımlarının sektör genelinde hemen tamamının, kiralama sözleşmelerinin vadesi paralelinde orta uzun vadeli krediyle (ağırlıklı yabancı para veya yabancı paraya endeksli krediler yaygındır) gerçekleştirilmesi nedeniyle banka kredileri hakimdir. Ayrıca, araç alımına yönelik bu krediler her ne kadar kiralama sözleşmesiyle vade uyumu gözetilerek kullanılsa da, izleyen 12 aylık periyoda tekabül eden kısımları itibariyle kısa vadeli borçlanma niteliğinde olmaktadır.
Bu çerçevede, operasyonel kiralama firmalarının bilançolarında, kira gelirlerini büyük oranda bilançoya yansıtamamanın yanısıra kısa vadeye düşen kredi taksitlerinden ötürü önemli bir işletme sermayesi açığı gözükmekte, ayrıca, aracın maliyet bedeli üzerinden ayrılan amortismanlar, portföydeki araç sayısı yıldan yıla artan firmalarda önemli ölçüde amortisman gideri de yarattığından, bilanço karlılığı da oldukça düşük gözükmektedir.
Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; firmanın yönetimi, sermaye ve ortaklık yapısı, mevcut portföy büyüklüğü/pazar payı, müşteri portföyü, amortisman gideri öncesi ve sonrası faaliyet karlılığı, ikinci el araç satışından düzenli gelir yaratma performansı, kiralama sözleşmeleri ile finansmanın vade ve döviz cinsi bakımından uyumu, yabancı para pozisyon açığına maruz kalınıp, kalınılmadığı, araç alımı dışında nakdi kredi kullanım tutar ve sıklığı genel olarak dikkat ettiğimiz konular olup, kredi değerlendirmelerimizi firma bilançolarındaki görünen tablonun dışında; fiili fon yaratma kapasitesine ve nakit akışını da esas alarak şekillendirmekteyiz.
Diğer yandan müşteri seçimindeki hatalara, tahsilat yönetimindeki zayıflığa, müşteri ile yapılan kiralama sözleşmelerinde ilave maliyet yaratan açık noktalara, mal/hizmet tedariği yapılan firmalarla yapılan anlaşmalardaki maliyete ve vade uyumsuzluğuna ve/veya kısa sürede portföy büyümesine odaklanılıp, karlılık-nakit akışı gözardı edilerek yapılan kiralama anlaşmalarına sahip firma ve bilançoların kredilendirilmesi de pek mümkün olmamaktadır.