Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Hedefimiz Ömür Boyu Müşteri Bağlılığı

Hyundai Assan Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. Yurtiçi Satış Pazarlama ve Satış Sonrası Genel Müdürü Ümit KARAARSLAN:
“Ekonomik gelişmeler doğrultusunda geçen senenin üstüne çıkabilecek, 800 bini de geçebilecek bir pazar şu andaki koşullar itibariyle normal görünüyor. Bu artışın oluşmasındaki en büyük sebeplerden biri de filo ve operasyonel kiralama şirketleri alımlarındaki artışlardan kaynaklanıyor.”

Otomotiv sektörününün geçen dönemine  ilişkin kısa bir değerlendirmenin ışığında  geleceğe ilişkin öngörülerinizi, beklentilerinizi öğrenebilir miyiz?

T ürkiye’deki otomotiv pazarına baktığımızda 2011 yılının son çeyreğinde hem döviz kurlarında hem de kredi faizlerinde yaşanan ani düşüşlerin sayesinde pazar yoğun bir potansiyele kavuştu.  Daha sonra aynı etkilerin 2012 yılına yansımasıyla birlikte pazarda satışlar beklenenin  yüzde 8 ile 10 üzerinde gerçekleşerek 780  bin adede ulaştı. Bunun en büyük nedeni  iç pazarda tüketici faizleri ve krizin etkisiyle  Avrupa’da talep bulamayan özellikle Avrupa markalarının stoklarının Türkiye’ye kaydırılmasıdır. Bu durum operasyonel kiralama ve filo satışı ağırlıklı bir pazarın oluşmasına yol açtı. Dolayısıyla pazarda kayıp yerine bir artış oldu.

“Toplam filo ve  operasyonel kiralama  sektöründe; ağırlıklı olarak  i20 ve Hyundai Accent  Blue modellerimizle  yer almaya çalışıyoruz.  Toplam satışlarımız içinde  yüzde 30’lar civarında filo  satış oranımız olduğunu  söyleyebilirim.”

 2013 yılında kredi faizlerinin daha da daralması ve devletin yüzde 4’ler civarındaki  büyüme hızı planlaması, toplam kredi hacminin genişlemesine neden oldu. Bununla birlikte Avrupa’daki arzın Türkiye’ye yönelmesiyle ilk çeyrekte toplam pazarda yüzde 15’lere varan bir artış yaşandı. Düşük faiz  ve Avrupa’daki arz fazlasının yanında, döviz  kurları üzerinde baskıcı olabilen serbest dolaşımdaki paranın, kriz nedeniyle yine güvenilir ve yüksek getirili bir yer olan Türkiye’ye  gelişi, toplam finansmanda herhangi bir sıkıntı yaşanmamasının da önemli bir başka  nedendir.

 Bu olguların devamı halinde çevre ülkelerde yaşanan krizlerin daha fazla büyüyerek  elim ve feci durumlara ulaşmaması durumunda, Haziran sonuna kadar bu düşük faiz  olgusunun devam edeceğini öngörüyoruz.  Bu doğrultuda Avrupa’da yaşanan gelişmeler ve diğer ülkelerdeki ekonomik ve siyasi istikrarın devamı sonucunda pazarda bir  miktar yükselişler de yaşanabilir. Türkiye’de  büyüme hızı hedefinin yüzde 5’lere yakın bir  seviyede planlanması, iç ticaret hacminin  artmasına neden olabilecektir. Önümüzdeki yıl yapılacak seçimlere yönelik bir takım  ilave serbestilerle birlikte, bu yıl ki satışların da geçen yıl olduğu gibi 790 bin – 800  bin adet seviyelerinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Bazı kesimler olumlu bir  yaklaşımla satışların 820 bin-840 bin adete  ulaşabileceğini tahmin ediyor. Bu iki değer  de bana göre gerçekçi görünüyor. Bu ekonomik gelişmeler doğrultusunda geçen yılın satış adetlerinin üzerine çıkarak, 800 bin  adeti geçebilecek bir pazar şu andaki koşullar itibariyle normal görünüyor. Bu artışın  oluşmasındaki en büyük sebeplerden biri  de filo ve operasyonel kiralama alımlarındaki artıştır.  2009 yılında ÖTV’nin geri çekilip, birtakım  ayarlar yapılması sonucunda o dönemde  alınan yüksek adetlerdeki filo araçlarının yenileme zamanının bu döneme denk gelmesi  pazardaki artışın nedenlerinden biridir. Bu  durumu kredilerin ve satış adetlerinin artışından da görebiliyoruz.  Bu dönemde hem kamu kesiminde hem de  özel sektörde filo ve operasyonel kiralamanın cazibesinin arttığını görebiliyoruz. Doğal olarak bu yılın ilk üç ayında filo satışı ve  operasyonel kiralamada bir artış var. Ayrıca bazı Avrupalı markaların, Avrupa’daki  ekonomik şartlar nedeniyle satılamayan değişik segmentlerde, farklı özelliklerde ürünlerini Türkiye’ye transferi toplam talepte bir  artış yarattı.

Bu süreç içinde Hyundai’i anlatmanızı istesek özetle neler söylersiniz?

 Hyundai markası son dönemde dünyada  marka değerini en fazla arttıran gruptur.  Türkiye’de ise son bir buçuk sene içerisinde  12 yepyeni modelin lansmanı yapıldı. Eski ürün gamından bağımsız olarak hepsi yenilendi. Her segmente yüksek teknoloji ödülleri kazanmış yeni ürünlerimiz var. Bu böyle olmaya da devam edecek. Türkiye’deki  mevcut bayi ağımızla birlikte hem yeni süreçlere adapte olma, hem de müşteri memnuniyetinde bir numara olma hedefimiz  doğrultusunda tüm satış ve satış sonrası  proseslerimizi yeniliyoruz. Bu doğrultuda  bayilerimizle birlikte tüm iç sistemimizi yenileyen ve geliştiren bir konumdayız. Müşteri memnuniyetini sağlamak, ömür boyu  bağlılık yaratmak adına özellikle müşteri  odaklı aktivitelere yönleniyoruz.

Hyundai Assan Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. Yurtiçi Satış Pazarlama ve Satış Sonrası Genel Müdürü Ümit KARAARSLAN, TOKKDER Genel Koordinatörü Tolga ÖZGÜL’ün sektöre ilişkin sorularını yanıtlatı
Hyundai Assan Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. Yurtiçi Satış Pazarlama ve Satış Sonrası Genel Müdürü Ümit KARAARSLAN, TOKKDER Genel Koordinatörü Tolga ÖZGÜL’ün sektöre ilişkin sorularını yanıtlatı

Filo ve Operasyonel Kiralamada Hyundai

Toplam filo ve operasyonel kiralamaya bakıldığında; ağırlıklı olarak i20 ve Hyundai  Accent Blue modellerimizle pazarda yer almaya çalışıyoruz. Toplam satışlarımız içinde yüzde 30’lar civarında filo satış oranımız  var. Bunun yanında tamamiyle yenilenen  ürün gamını geniş kitlelere yayabilmek, kalitemizi daha geniş kesimlere gösterebilmek  adına da farklı meslek gruplarına yönelik  dönemsel olarak çeşitli destekler ve finans  koşulları yaratmaya çalışıyoruz. Bu amaçla 2011 yılının ortalarında Hyundai Finans’ı  kurduk. Daha sonra da TEB Tüketici Finansman A.Ş. (TEB Cetelem) ile birlikte bir marka yarattık. Şu anda özel uygulamalarla finans sistemimizi devreye soktuk. Sistemi  sürekli olarak geliştiriyoruz. Bunun yanında  Allianz’la Hyundai Kasko adında marka kasko kurduk. Bildiğiniz gibi kasko çok önemli. Son dönemde sigorta şirketlerinin yoğun  baskısı karşısında da bir şekilde pazara uygun bir sigorta sistemi getirmemiz gerekiyor. Hem marka imajını yükseltmemiz açısından, hem de kaskolu araç satışını arttırmamız açısından bu konuda daha fazla marka yaratmaya, diğer sigorta şirketleri ile çalışıp Hyundai Kasko’lu araçların satışını arttırmaya çalışacağız.

Türkiye’deki mevcut bayi ağımızla  birlikte hem yeni süreçlere adapte olma,  hem de müşteri memnuniyetinde bir  numara olma hedefimiz doğrultusunda  tüm satış ve satış sonrası proseslerini  yeniliyoruz. Bu doğrultuda bayilerimizle  birlikte tüm iç sistemimizi yenileyen  ve geliştiren bir konumdayız. Müşteri  memnuniyetini sağlamak, ömür boyu  bağlılık yaratmak adına özellikle müşteri  odaklı aktivitelere yönleniyoruz.

 Hyundai’nin Türkiye’deki Yeni Yatırımları

Markanın dünyadaki gelişimine baktığımızda; 2012 yılında yedi milyon adet araç üretimi gerçekleşti. Bu yıl da yedi buçuk milyon  civarında bir üretim planlanıyor. Son dönemde dünyanın en hızlı büyüyen, yüzdesel olarak gelişen grubuyuz. Bildiğiniz gibi  Türkiye’de de geçen yıl verilen karar ve yapılan çalışmalarla 100 bin adet olan kapasitemiz, bu yıl Eylül ayına kadar 200 bin adede çıkartılacak. Ve bu 200 bin adet ile birlikte Türkiye’de, özellikle ihracat pazarları için,  yeni bir model üretilecek. Şu anda onun hazırlıkları içerisindeyiz. Bu yeni model ve kapasite artışı ile birlikte Türkiye’de ilave 1.200  kişiye istihdam sağlanırken toplam ihracatımız da 2 milyar dolar civarına yükselecektir.  Bunun yanında Kore’den gelen dört yan sanayici firmanın yatırımları şu anda devam  ediyor. Onların da istihdam, ekonomi ve ihracat açısından Türkiye’ye katkısı olacaktır.  Söz konusu yatırımların bu yıl Eylül ayında hedeşenen kapasiteye ulaşmasını takiben yeni kapasite, ilave destek arayışlarıyla  Türkiye’ye daha fazla yatırım yapmanın da  çalışması içerisindeyiz.  Avrupa’da 27 ülkeye ihracat yapıyoruz.  Ortadoğu’da şu an İsrail ve Filistin’e araç  satış gerçekleştiriyoruz. Yeni modeller ile  birlikte başka ülkeleri de ihracat rotamıza  alarak yeni pazarlar yaratmaya çalışıyoruz.  Ana amacımız; ömür boyu müşteri bağlılığı yaratarak müşteri memnuniyetinde bir numara olmak.

İkinci Elde Sertifikalı Dönem Başlıyor  Araç modellerimizin tamamiyle yenilendiği bir dönemde olduğumuz için yeniden bir  müşteri portföyü oluşturmaya çalışıyoruz. Doğal olarak yaptığımız pazarlama ve fiyat çalışmalarıyla, ikinci el değerlerinin bir seviyede tutulmasına ve satın alanların fazla kaybı olmamasına çaba sarfediyoruz. Şu anda ikinci ele yönelik yürüttüğümüz bir çalışma var. Bayilerimiz ile birlikte sertifikalı ikinci el uygulamasına geçeceğiz. Sertifikalı ikinci el uygulamasının yanına, Hyundai kredi uygulamalarını da  hayata geçirip müşterilerin daha az kaybetmelerini sağlayacak bir sistem getiriyoruz. Belki ikinci el fiyatlarına garanti verebilecek ve müşterinin güvenini kazanma  yolunda çalışmalar içerisinde de olacağız. İkinci el değeri ancak böyle tutulabiliyor  veya yükseltilebiliyor.

Günlük kiralama ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Operasyonel kiralamanın yanında turizm, Türkiye açısından önemli bir sektör. Türkiye’de turizm sektörünün artan ve  bundan sonra da artması beklenen ivmesine paralel olarak, günlük kiralamanın daha  da gelişeceğini düşünüyorum. Hyundai için  günlük kiralamaların bir artısı daha olabilir. O da; tamamiyle yenilenen ürün gamının üstün kalitesinin ve kullanım kolaylığının günlük kiralama yoluyla müşterilere  ulaşması. Günlük kiralama yapan firmalar  ile görüşmelerimiz de sürüyor. Günlük kiralamada turizmin yanında, servisteki araçların onarım süreçleri içerisinde, ikinci araç  temin etme uygulaması var. Bu uygulamayı  yapan birtakım şirketler var. Biz o şirketlerle  de görüşüp, birlikte çalışmayı ürün kalitesini test ettirmeyi ve insanların beğenisini kazanma yolunu değerlendiriyoruz.

Operasyonel ve günlük kiralama sektöründe faaliyet gösteren firmalardan beklentileriniz nelerdir?

Neler yapsalar daha iyi olur?  Sizin açınızdan işleri daha kolaylaştıracak,  süreçleri daha kolaylaştıracak neler olabilir? Açıkça söylemek gerekirse, kiralama kuruluşlarının en çok talep ettikleri konu maliyetleri azaltacak birtakım destekler üzerine.  Ama doğal olarak bazen bu destekler bizlerin maliyetleriyle çakışan durumlar oluşturabiliyor. TOKKDER üyelerine söyleyebileceğim; fiyattan daha ziyade ürünün kalitesine odaklanmalarıdır. Bu durum belki ilk  alımda bir miktar daha fazla bedel ödemelerine yol açacaktır ancak uzun dönemde o  miktar karşılanacaktır diye düşünüyorum.  Benim kuruluşlara önerim, yakıt ekonomisi sağlayan çevreyi daha az kirleten güvenli araçların kullanılması konusunda ön ayak  olmalarıdır.

Bu yaklaşım sektörün müşterilerinin  de bu konularda bilinçlenmesine katkı  sağlayacaktır