Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Ukome Kararı Sektörü Nasıl Etkiliyor ?

Filo ve günlük araç kiralama sektörünün hizmet sunarken karşılaştığı birçok hukuki sorun bulunuyor. Bu sorunların bir kısmı Borçlar ve Ticaret Kanunları ile alakalı iken, bir kısmı ise aslen başka düzenlemeleri amaçlamakla birlikte sektörümüz için bazı engel veya imkânsızlıklara sebep olabiliyor.
İlk kez 25.02.2004/25384 tarih ve sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve bugüne değin birçok kez değiştirilen Karayolları Taşıma Yönetmeliği, aslında doğru bir amaçla bazı düzenlemeler getirmesine karşın, fiilen ticari araç kiralamanın imkânsızlaşmasına sebep oldu.
Söz konusu düzenleme ile asıl amaçlanan; küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansmanının bir yöntemi olan kiralamanın önüne geçmek veya sektörümüzün bu tür firmalara hizmet vermesini engelleyerek bir anlamda küçük ölçekli firmaları da çaresiz bırakmak değildi. Amaçlanan bu olmasa da, uygulamada sonuç ne yazık ki tam olarak bu oldu.

Ticari araç kiralama konusunda bu gelişmeler yaşanırken, bir diğer gelişme olarak özellikle İstanbul il sınırları içerisinde şoförlü araç hizmetlerinin yaygınlaşması ve bunun VIP bir hizmet olarak talep görmesiyle; şehir içi yolcu taşımacılığı konusundaki belirsizliklerin ortadan kaldırılması gerekçesiyle İBB Ulaşım Koordinasyon Merkezi tarafından yayınlanan bir karar, araç kiralama işi ile iştigal eden büyük veya küçük ölçekli birçok şirketi doğrudan etkilemiştir. Alınan bu kararın etkilerinin, geride kalan süre zarfında uygulamada önemli ölçüde olumsuz anlamda gerçekleşmekte olduğunu üzülerek gözlemlemekteyiz.
Bu karar, belediyecilik kanunu gereği, karayolu taşımacılığı ile ilgili düzenlemelere aykırılık oluşturmadan yalnızca şehir sınırları içindeki taşımacılık kurallarını düzenleyen bir karar olup, yine aynı karar ile bu uygulamanın tüm Türkiye’de uygulanması için Ulaştırma Bakanlığı’nın değerlendirmesi teklif edilmiştir.
Aslen şoförlü araç kiralamanın genel çerçevesini düzenlemeye çalışan karar, özünde UKOME’nin iyi niyetli bir yaklaşımı sonucu alınmış olmasına karşın, uygulamada kayda değer olumsuzluklara neden olmaktadır.
Uygulamanın Getireceği Sorunlar ve Belirsiz Alanlar

UKOME kararının kapsamı, sadece İstanbul Büyükşehir Belediye sınırlarını içermektedir. Dolayısıyla özellikle filo araç kiralamada şoförlü araç kiralama, genelde birden çok şehirde, Türkiye sathında faaliyet gösteren şirketlerin yöneticileri için kiralanmış olmaları itibariyle sıklıkla belediye sınırları dışına çıkmaktadır. Bu durumda diğer şehrin UKOME kararına göre ayrı bir belge mi alınacağı ya da her büyükşehir için ayrı ayrı belge mi alınması gerekeceği şu aşamada net değildir. Böyle olması durumunda karşılanması imkânsız bir maliyet doğacağı aşikârdır. Vergisi alım anında ödenmiş, işletim süresince diğer vergileri ödenmeye devam eden, şirketin karlılığından ayrıca vergilendirme yapılan bir yapıda, sadece hizmeti sunabilmek için ayrıca ciddi maliyetler öngörülmüş olması ve üstelik bu maliyetlerin her yıl yenilenmesi; bu hizmetleri sürdüren şirketler için öngörülemeyen yeni maliyetler doğurmuştur.

Kaldı ki bu maliyetler sabit olmayıp her yıl belediye meclisince tekrar belirleneceğinden, hizmetlerini sunan kiralama şirketleri her sene değişebilecek maliyetlerin belirsizliği altında faaliyetlerini sürdürmek durumunda kalacaktır.
Diğer yandan modern iş hayatının bir parçası olan işgücünü farklı şirketlerden satın alan şirketlerin araç kiralaması ve farklı şirketlerden şoför sağlamaları durumunda nasıl bir prosedür izlenecektir? Aynı durum kiraladığı araçları farklı çalışanlarına kullandıran veya alt şirketlerine kullandıran şirketler için de geçerlidir.
Kontrol ve takip görevi Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bırakılan uygulamada, filo kiralama hizmeti alan şirketlerin şoför kullanan yöneticileri aracın operasyonel kiralama ile elde edildiğini kanıtlayacak belgelere ihtiyaç duyacağı gibi, hem şoförün hem de yöneticinin aracı kiralayan şirkette görev yaptığını kanıtlayacak en azından kimlik belgelerine ihtiyaçları olacaktır.
Bir diğer konu olarak, araç kiralayan büyük şirketlerin sık sık yurtiçi ve yurtdışından iş ile ilgili misafirlerinin karşılanması durumunda trafik polisleri ile potansiyel sorunlar yaşamaları muhtemel bulunmaktadır. Bu tür durumlarda aracı kullanan kişinin şirket çalışanı olduğunu ve misafir karşılamak üzere yola çıktığını

bildirir bir yazının düzenlenerek şoföre verilmesi gerekmektedir.
Kiralanan aracı, araç kullanıcısının birinci derece akrabalarının kullanması da sık karşılaşılan bir diğer durumdur. Bu tür durumlarda eğer akraba örneğin eş, aynı şirket çalışanı değil ise yine herhangi bir kontrolde ciddi sorunlar doğacaktır.
Görüldüğü üzere gerek üyelerimizi, gerekse hizmet alan müşterilerimizi bekleyen ciddi sorunlar bulunmaktadır ki; UKOME kararının özünde bu tür sorunlar doğurmayı amaçlamadığını söyleyebiliriz.
Bu konuda TOKKDER olarak, Ulaşım Koordinasyon Merkezi, Toplu Ulaşım Müdürlüğü ve Ulaştırma Bakanlığı ile temaslarımızı sürdürerek bu kararın ruhu ve amacından uzaklaşmaksızın sebep olacağı muhtemel sorunların nasıl giderileceğine yönelik çalışmalar yapılacak ve bu konuda üyelerimizi ve sektör müşterilerini bilgilendireceğiz.

UKOME Kararı Neler Getirdi ?
UKOME Kararları şöförlü araç kiralamayı, lüks ve filo araç ile şoförlü araç kiralama olarak ikiye ayırıyor.
Her iki durumda da şirketlere bir “Geçici İzin Belgesi” ve araçlarda bulundurmak üzere “Geçici Araç İzin Belgesi” alınması zorunlu hale getirilmiş durumdadır.

Bu belgelerin alınabilmesi için hem şekli şartlar aranmakta, hem de önemli maliyetler söz konusu olmaktadır. Maliyet, şirketin izin belgesi için ayrı; araçlar için ayrı olarak düzenlenmiş ve her yıl yeniden ödenmesi öngörülmüştür.
Ana hatlarıyla özetlemek gerekirse, her iki tür taşıma için de “Geçici İzin Belgesi” için gereken ortak şartlar aşağıdaki gibi belirlenmiştir.

  • Şirket kayıtlı sermayesinin en az 1.000.000 TL olması gerekmektedir,
  • Şirketin faaliyet konuları içerisinde “Şehir içi Yolcu Taşımacılığı” bulunması zorunludur,
  • Şirket orta düzey yöneticilerinden en az birinin, “mesleki yeterlilik belgesi” almış olmaları gerekmektedir,
  • Her iki tür taşımacılıkta kullanılacak araçların ruhsatlarında “yolcu nakli ticari” ibaresi yazıyor olması ve POLNET kayıtlarında ise “ücreti yolcudan alınarak yolcu taşınamaz” şerhi konması gerekmektedir,
  • Taşımacılık yapılacak her araçta “Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” gerekmektedir,
  • İlk müracaat yapacaklar için 2 yaşından daha eski araçlara, sonraki müracaatlarda ise 5 yaşından daha eski araçlara belge düzenlenmeyecektir,
  • İşletmelerin sahibi oldukları araçlarla ilgili olarak bir otoparka sahip olmaları gerekmektedir,
  • Filo otomobil ile herhangi bir araç hacim kısıtlaması yokken; lüks otomobillerde ise “Geçici İzin Belgesi” için 1900 cc ve üstü araç kısıtlaması getirilmiştir.

Bu koşulları sağlayan işletmeler, şoförlü yolcu taşımacılığına ilişkin gerekli belgeleri almaya hak kazanacak ve belediyeye başvuruda bulunmaları yeterli olacaktır. Bu durumda firmalar kendi bordrosundaki şoförlerle araç kiralaması yapabileceklerdir. Şoförler konusunda da yine bu düzenleme bazı koşulları zorunlu tutmaktadır, örneğin; şoförlerin o araç sınıfına ait sürücü belgesi, SRC ve Psikoteknik belgeleri ile sosyal güvenlik kurum belgelerinin araçta bulundurulması zorunludur.

Filo otomobil ve lüks otomobil ile yolcu taşımacılığını ayıran tek nokta, yapılan bu kiralamanın sözleşmeli yapılıp yapılmadığı konusudur. Kiralama Sözleşmesi’ne sahip bir araç söz konusu ise; bu “Filo Otomobil ile Yolcu Taşımacılığı” grubuna girmektedir. Sözleşme olmadan ve 1900 cc üstü araçlarla yapılan taşımacılık ise (bu grupta daha düşük cc’li araçlar kullanılamaz) “Lüks Otomobil ile Yolcu Taşımacılığı” olarak değerlendirilmektedir. Kritik nokta; eğer yapılan taşımacılık bir kiralama sözleşmesi ile yapılıyorsa; 1900 cc üstü de olsa bu taşımacılığın “Filo Otomobil ile Yolcu Taşımacılığı” kapsamına girecek olmasıdır.

Top