Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Doğan Holding Otomotiv Grubu Şirketleri CEO’su – Kağan DAĞTEKİN Röportajı

Covid- 19 salgını halen tüm dünyayı etkilemeye devam ediyor. 2021 yılının kalan bölümünde dünya ve Türkiye’ye ilişkin beklentileriniz neler? Kısa ve orta vadede ekonomiye ve otomotiv sektörüne dair öngörüleriniz nelerdir?

Değer zinciri oldukça uzun ve her açıdan çok yönlü bir sektörün içerisindeyiz. İşimizin ne denli dış etkilere açık olduğunu özetlemek isterim. Bir aracın doğumu ham madde ile başlıyor. Maden ve petrol ürünlerinden parçalar üretilerek, binlerce parçanın tedariği yüzlerce yan sanayi firmasından geliyor ve fabrikada birleştiriliyor. Bu araçlar kilometrelerce uzaktaki ülkelere gemi, tren ve kamyonlarla taşınıyor. Ardından her ülkede bayi ağlarına dağılım ve nihayetinde showroomlarda yerini alıyor. Müşterilerimizle çoğunlukla yüz yüze iletişim ve test sürüşü ile aynı araçta seyahat gerektiren süreçlerimiz var. Özetle; tüm bu süreçlerde maske-mesafe-hijyen tedbirlerinin gözetilmesi ve lojistik açıdan birçok problemin çözülmesi öncelik haline geldi. Örneğin bir ülkeden diğer ülkeye sevk edilen otomobiller, karantina tedbirine denk geldiğinde her ülkenin otoritesinin kurallarına uyum için birçok farklı çözüm gerekli oldu. Üretimden lojistiğe, satıştan test sürüşüne kadar çok uzun bir zincirde oldukça hassasiyet gerektiren bir süreç yaşandı.

Dünyada otomotiv üretimi (otomobil ve hafif ticari) 90 milyon adet, motosiklet üretimi 55-60 milyon, deniz motoru üretimi ise 800 bin adet. Trilyon dolarlık bir büyüklükten, dünya ticaretindeki hasılanın içinde yüzde 10-15 arasında etkisi olan bir sektörden bahsediyoruz. Bu sadece üretim ve satış kısmı. Tedarik sanayisi, dağıtım ağları, bayileri, lojistik vs. üzerinde etkisi olan işlerle beraber daha da derin bir sektör söz konusu. Covid-19 salgınından önce Çin, ardından tüm dünya etkilendi. Yüzde 80-90 oranında daralmanın ardından toparlanma sürecine geçiş yaşandı. Çin diğer ülkelere göre çabuk toparladı ama bazı ülkeler bu süreci çok daha sancılı atlatmaya çalışıyor. Biz de ülkemiz otomotiv sektörü olarak, bu durumdan oldukça ve çok yönlü etkilendik.

İlk aylarda hem üretim hem de tedarik sanayi fabrikalarının kapanması ile yaşanan ani daralmanın ardından işler hızlı toparlandı. Bunun en büyük sebebi sosyal mesafe ve hijyen sebebiyle kişisel ulaşım ve izole tatil anlayışı otomobil, motosiklet ve deniz motoru talebini artırdı. 2020’de Türkiye otomotiv pazarı dünyadaki diğer ülkelerden pozitif ayrıştı. Avrupa seneyi yüzde 23 daralmayla kapatırken Türkiye yüzde 60 büyüme oranlarına ulaştı. 2021 yılı da önceki yıla göre daha kuvvetli başlarken, son 2 ayda küçülme eğilimine girdi.

Operasyonel araç kiralama firmalarına yaklaşımınız ne şekildedir? Sunduğunuz hizmetlerden bahseder misiniz?

Operasonel kiralama firmaları müşterilerimize ulaşmak adına bizim için oldukça önemli bir kanal. Bildiğiniz üzere şu an iki farklı otomobil markamız Doğan Trend Otomotiv çatısı altında müşterilerimizle buluşuyor. Suzuki ve MG olarak her iki markamızın stratejileri, sunduğu teklifler, yaklaşımlar ve müşteri deneyimi birbirinden farklı oluyor.

Suzuki markamızın Türkiye’ye ayırdığı kotayı artırmaya çalışıyoruz. Suzuki modellerimizin mild-hybrid geçişini tamamladık. Mild-hybrid karbon emisyonu düşük, yakıt tüketimi daha az ve performansı daha iyi olan modeller anlamına geliyor. Suzuki olarak, sürdürülebilirlik konusuna samimi bir şekilde önem veren kurumsal firmalar için çok cazip bir ürün gamımız oldu.

MG markamızın lansmanını ilk olarak yüzde 100 elektrikli SUV modeli olan ZS EV’yi ülkemize getirerek yaptık. Bu modelimiz sayesinde, elektrikli otomobil kiralamak isteyen müşterilerin karşısına en kolay ulaşılabilir ve kullanılabilir alternatifleri sunmaktan gurur duyuyoruz. Yeni gelecek PHEV (plug-in-hibrit) ve benzinli modellerimizle elektrikli otomobil segmentindeki payımızı artıracağımızı öngörüyoruz.

Tüm bayilerimiz ve servis ağımızla kiralama firmalarının satış sonrası ihtiyaçlarında çözüm ortağı oluyoruz. Buna bağlı olarak gelişen bayi ağımızı da düşünürsek bu alanda kiralama firmalarının her geçen gün daha yakın bir iş ortağı olmaya kararlıyız.

Günlük araç kiralama firmalarına yaklaşımınız ne şekildedir? Sunduğunuz hizmetlerden bahseder misiniz?

Günlük kiralama firmalarıyla stratejik iş birlikleri yapmayı önemsiyoruz. Demek istediğim; planlı ve gerekli detayları düşünerek yapılan iş birliklerine inanıyoruz. Yeni modellerimizin nihai tüketiciyle buluşmasında günlük kiralama şirketlerini her gün yüzlerce, binlerce test sürüşü yapılabilen platformlar olarak değerlendiriyoruz. Tabi ki kiralama firmaları arasından iş ortağımızı belirlerken seçkin TOKKDER üyesi kurumlardan biri olmasına, kurumsal ve müşteri odaklı olmasına dikkat ettik.

Araç kiralama şirketleri için markaların sunduğu satış sonrası hizmetlerin kalitesi büyük önem taşıyor. Markalarınız bu konuya nasıl yaklaşıyor? Satış sonrası hizmetlerde araç kiralama şirketlerine ne gibi avantajlar sağlıyorsunuz?

Öncelikle iş ortaklarımıza problemsiz otomobiller sattığımızı söylemeliyim. Arıza potansiyelimiz çok düşük. Dolayısı ile bu durum iş ortaklarımız için bir verimlilik sağlıyor. Bu olgu, iş başarısında verimliliğe önem veren kiralama firmaları için çok önemli oluyor.

İkincisi önemli konu ise yetkili servisler. İhtiyaç halinde oldukça yaygın ve her geçen gün daha da artarak büyüyen bir yetkili servis ağımız var. Hali hazırda Türkiye genelinde 23 olan yetkili servislerimiz, yılsonuna kadar 27’ye ulaşacak.

Covid – 19 salgını ezberlerimizi bozdu. Bu dönemde müşteri alışkanlıkları değişime uğradı. Dijitalleşme hayatımızın her alanında daha fazla yer almaya başladı. Dijitalleşme konusunda şirketinizin ne tür çalışmaları var?

Geçen yıl Mart ayında pandemi sebebiyle evlere kapanınca hızlıca aldığımız tedbirler oldu. Birçok marka gibi biz de görüntülü işlemlere başladık ve bazı iş birimlerimizde whatsapp kanallarımızı devreye aldık. Bunlar aciliyeti olan ve işin sekteye uğramaması için atılan adımlardı. Ardından uzaktan çalışma kültürü gelişmeye başladı ve artık birçok alanda uzaktan iletişimle verimli işler yaptığımızı görüyoruz. Eğitim, bayi toplantıları, satış görüşmeleri, filo ziyaretleri çoğunlukla uzaktan yapılır hale geldi. Aslında Covid ile birlikte iş dünyası ve özellikle otomotiv sektöründe dijitalleşme, zaman yönetimi ve yeniliğe geçiş anlamında oldukça itici bir kuvvet uyguladı diyebiliriz.