Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Hyundai Assan Genel Müdürü – Murat BERKEL Röportajı

Koronavirüs salgını sonrası dünya ve Türkiye’ye ilişkin beklentileriniz neler? Kısa ve orta vadede ekonomiye ve otomotiv sektörüne dair öngörüleriniz nelerdir?

Dünya genelini etkisi altına alan pandemi sebebiyle ülke ekonomilerinin fazlasıyla etkilendiği bir süreçten geçiyoruz ve bu etkiler maalesef artarak devam ediyor. Dünya ekonomisinin önemli taşlarından olan otomotiv endüstrisinde, Asya, Avrupa ve Amerika pazarlarındaki duruşlar nedeniyle üretim ve satış tarafında ciddi kayıplar yaşandı. Özellikle Avrupa’da birçok ülkede markalar ve bayiler operasyonlarını geçici süreliğine durdurmak zorunda kaldı. Yılın son çeyreğinde Avrupa’da yaşanan vaka artışlarının devam edebileceği de muhtemel.

Türkiye’de ise alınan önlemler sayesinde üretimde kısa süreli kesintiler yaşansa da otomotiv sektöründe çarklar dönmeye devam ediyor. Haziran ayından itibaren hızla artan bir grafik yakaladık. Sektördeki bu ivmelenme ve yüksek satış adetleri açıkçası pek de beklediğimiz sonuçlar değildi.

Bundan sonraki günlerde, küresel boyutta etkileri olan COVID-19 salgınının bizlerin üzerinde yaratmış olduğu olumsuzluklardan kendimizi soyutlamalıyız. Gereken önlemleri alarak yaşanan bu sürece hep beraber daha olumlu yönden bakabilmeliyiz. Daha öncesinde yaptığımız işlerin, müşteri beklentilerinin ve ihtiyaçlarının bundan sonraki süreçte değişkenlik göstereceği kaçınılmaz bir gerçek olarak önümüze gelecek. Markaların salgın sürecinden kendilerine birtakım dersler çıkararak geleceğe daha farklı hazırlanmaları gerektiğine inanıyorum.

Ayrıca, yaşanılan süreç daha çok bireysel araç sahiplenmeyi beraberinde getirdi. Kurların artması ve ÖTV baremlerinde yapılan değişikliklere rağmen bu yılı 750 bin seviyelerinde kapatacağını tahmin ediyoruz. Benzer koşulların devam etmesi halinde, 2021 yılında da ortalama 750 bin ve üzeri adetlerde aracın satılacağını tahmin ediyoruz.

Hyundai olarak sürecin başladığı günden itibaren Sağlık Bakanlığı’nın önerdiği bütün tedbirleri eksiksiz olarak şirketimiz içinde uyguladık, bayilerimizi de aynı şekilde yönlendirerek gerekli tedbirleri almaları yönünde tavsiyelerde bulunduk. Bu sayede bayilerimiz satış ve satış sonrasında kesintisiz olarak hizmet verdi ve operasyonlarımız tüm hızıyla devam ediyor.

Megaşehirleşme, artan trafik yoğunluğu, artan seyahatler farklı ulaşım ihtiyaçlarını doğuruyor. Bu ihtiyacın karşılanması için farklı akımlar ortaya çıkıyor. Teknoloji de mobilite çözümleri için artan oranda kullanılıyor. Marka olarak mobiliteye yaklaşımınız ne şekildedir?

Son 10 yılda en fazla konuştuğumuz konuların başında alternatif yakıtlı otomobiller geliyor. Bu modeller, özellikle son iki yıldan bu yana sektörün en fazla zaman harcadığı modeller olarak öne çıkıyor. Çünkü, küresel ısınmanın artışı ve CO2 seviyelerinin düşürülme zorunluluğu üreticileri alternatif yakıtlı araçlar üretmeye mecbur bıraktı. Özellikle önümüzdeki 5 yıl içerisinde Avrupa başta olmak üzere birçok pazarda içten yanmalı motorlu araçların yerini elektrikli araçlar alacak. Tam elektrikli ve hibrit araçların hem düşük emisyon salımı hem de azalan batarya maliyetleriyle daha çok gündemde olacağını söyleyebiliriz.

Ayrıca, tüm dünya radikal bir değişimden geçiyor ve teknolojik olarak tüm yeniliklerden en çok etkilenen ve faydalanan sektör kesinlikle otomotiv sektörü. Çünkü, otomotiv endüstrisi tüm bunların merkezinde ve diğer sektörlere de yön veriyor. Hemen hemen tüm markalar otonom sürüş, bağlanabilirlik, elektrifikasyon ve yapay zeka gibi yeniliklerle endüstriyi şekillendirmek için mesai harcıyor. Ayrıca, farklılaşan karakteristik tasarım dili markaların en büyük kozu olacak. Bununla beraber; bağlanabilirlik ve fonksiyonellik de endüstrinin hızla izleyeceği yol haritasını oluşturacak. Cep telefonu veya tablet gibi taşınabilir aygıtlarla otomobiller arasındaki bağ, sektöre bambaşka bir boyut kazandıracak. Sadece otomobillerin özellikleri değil artık bir otomobilin ne kadar kullanışlı olduğu veya hayatı kolaylaştıracağı ön planda olacak. Bu da tüm sektörün satış ve pazarlama stratejilerini yeniden dizayn etmesini zorunlu kılacak.

Hyundai, globaldeki gelişimini ve sektördeki istikrarlı büyümesini de yepyeni bir strateji ile sürdürüyor. Amacımız geleneksel ulaşım yöntemleri yerine bundan sonraki dönemde mobilite çözümleri sağlayan bir firma olmak. Bildiğimiz kalıplar ve araç kullanma şekilleri, yerini alternatif mobiliteye bırakıyor. Biz de marka olarak 2025 stratejisi doğrultusunda Ar-Ge çalışmalarına 51 milyar USD yatıracağız. Gelecekte odak noktamız insan hayatını her konuda daha da kolaylaştırmak üstüne olacak. Hatta bu doğrultuda IONIQ adıyla yepyeni bir alt markamız var. Hyundai’nin elektrikli otomobiller alanında daha fazla söz sahibi olmak adına attığı bu önemli adım, gelecekte daha çok mobilite anlamına geliyor. Ayrıca, oluşan talebe hızlıca yanıt vermesi açısından da son derece önemli.

Elektrikli ve otonom araçların geleceği konusunda neler düşünüyorsunuz? Marka olarak bu alanda yatırımlarınız var mı?

Otonom sürüşe sahip araçlar da gelecekteki konulardan biri. Birçok marka bu konuda zaten çalışmalarını yapıyor ve hatta çıtayı çok daha yukarı çeken markalar, uçan otomobil konseptlerini de gün yüzüne çıkardılar. Hyundai, geçtiğimiz Ocak ayında CES fuarında UBER ile ortaklaşa geliştirdiği uçan araç konseptini tanıttı ve endüstri adına çok büyük bir adım atmış oldu. Çünkü, otomobiller bir statü sembolü olmasının yanında, hayatımızı daha da kolaylaştıran ve hareket edebilen bilgisayarlar haline gelmeye başladı. Gelecek kesinlikle elektrikli ve otonom sürüşe sahip otomobillerin olacak.

Araç kiralama şirketleri için markaların sunduğu satış sonrası hizmetlerin kalitesi büyük önem taşıyor. Markanız bu konuya nasıl yaklaşıyor? Satış sonrası hizmetlerde araç kiralama şirketlerine ne gibi avantajlar sağlıyorsunuz?

Tüketicilerin beklentileri de artık değişti. Çoğu kimse bir modele uzun yıllar sahip olmak yerine farklı modelleri sürekli olarak kullanma arzusunu taşımaya başladı. Kullanıcılarının hayatlarını kolaylaştıran otomobiller artık tercih ediliyor. Otomotiv endüstrisi, ürettiği son teknolojilerin yanında artık günlük ve hatta saatlik kolay kiralama stratejlerine ağırlık veriyor. Aslında araç paylaşımı (car sharing) ve kiralama sektörünün yakın dönemde patlama yapması bekleniyordu fakat Covid-19 sürecinden sonra daha çok bireysel kullanımlar ön plana çıkacak diye düşünüyorum. Bu sebeple filo ve kiralama şirketlerinin sahip olduğu araçların sürekli olarak bakımlı ve yüksek kondisyonda olması gerekiyor.

Biz de Hyundai Assan olarak sektördeki markalara hizmet kalitemizden ödün vermeden uygun fiyat avantajları sunuyoruz. Ayrıca, tüm yetkili servislerimizde gerçekleştirilen periyodik bakımlarda da yüzde 20 indirim yapıyoruz.