Enterprise Türkiye CEO’su – Özarslan TANGÜN Röportajı
Salgının dünya ve Türkiye ekonomisine etkisi ne olacak? Salgın sonrası ekonomiye ilişkin toparlanma senaryoları neler?
Covid-19’ un ekonomik etkileri tüm dünyada çok hızlı ve derin oldu. 1930’daki büyük buhrandan beri görülen en büyük ekonomik daralmayı tetikleyen salgın, IMF’nin beklentisine göre Dünya ekonomilerine yaklaşık 9 Trilyon dolarlık negatif etki yaratacak. 2020 büyüme beklentileri salgın öncesinde yüzde 3 iken, salgın sonrasında, yüzde 3 daralmaya geriledi. Ülkemizde, salgına geç yakalanma, sağlık sistemimizin ve çalışanların başarısıyla salgını etkin yönetme ve üretimin tamamen kapatılmaması ekonomik etkiyi kısıtlasa da, büyüme beklentilerini tüm dünyada olduğu gibi değiştirdi. Türkiye ekonomisinde, birinci çeyrekte yakalanan yüzde 6’lık büyümenin, ikinci çeyrekte yerini çok keskin bir küçülmeye bırakırken, üçüncü çeyrekte yatay seyredip, dördüncü çeyrekte tekrar güçlü bir büyümeye dönüşmesini bekliyoruz. Ülkemizin bulunduğu konum ve salgından etkilenme oranlarının kısıtlı olmasının önümüzdeki dönemde hem üretim hem de turizm gibi alanlarda avantaj sağlayabileceğini düşünüyoruz. Petrol fiyatlarındaki ciddi düşüşün ve Türk lirasının değer kaybının ihracat/ithalat dengesinde orta ve uzun dönem için pozitif etkilerinin olmasını bekliyoruz. Ayrıca tüm dünyadaki Merkez Bankalarının ve hükümetlerin açıkladığı şu ana kadar 10 trilyon doları aşan parasal ve mali genişlemelerin, hayatın yeni normale dönmesi ile birlikte tüm dünyada finans piyasalarına uzun süre pozitif etkisinin olacağını ve gelişmekte olan ülkelerin de bundan faydalanabileceğini düşünüyoruz.
Salgın sonrası bireylerin tutum ve davranışları ne yönde evrilecek? Sosyal yaşamda ne gibi değişiklikler olacak?
Salgın nedeniyle alışkanlıklarımızda kalıcı değişiklikler olacak. Temizliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık. Sosyal mesafe kavramı hayatımıza girdi. Sağlık sistemimizin pandemi ile mücadelede çok başarılı olduğunu görsek de önemli olanın bu hastalığa yakalanmadan gereken tedbirleri almak olduğunu, tüm Dünya ile birlikte biz de bir kez daha gördük. Önümüzdeki süreçte insanların mobilite ihtiyacı ve isteğinin bazı endişeleri de barındırarak gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Bu noktada, en önemli konu ve beklenti “güvenilir hijyen” olacaktır. Bu durum, seyahat alışkanlıklarımızın ve tercihlerimizin değişmesini de beraberinde getirecektir. Toplu taşıma kullanımının azalmasını ve insanların kendi kullandıkları araçlarla seyahat etmeyi tercih etmelerini bekliyoruz. Kiralama sektörüne bu trendin hem kısa vadede hem de uzun vadede pozitif etkilerinin olacağını düşünüyoruz.
Müşterilerin adreslerinden araç teslim alma, esnek kiralama şartları gibi taleplerinin artmasını ve tercihlerini belirlerken marka/model veya fiyat bazlı önceliklerin yerine “hijyen ve güven” beklentilerinin öne çıkacağını düşünüyoruz.
Salgın sonrası tüketici tutum ve davranışları ne yönde evrilecek? Hangi iş kolları ön plana çıkacak? İşletmeler bu değişime uyum sağlamak için ne tür stratejiler geliştirmeli?
Tüketicilerin alışveriş ve ulaşım tercihlerinde çok daha dikkatli ve bilinçli olarak hareket edeceğini öngörüyoruz. Salgın dönemi birçok alışkanlığımızın değişmesine dolayısıyla da alışveriş ve mobilite rutininin de farklılaşmasına neden oldu ve olmaya devam edecektir. Bu dönem, e-ticaretin hız kazanması, kargo-teslimat, sağlık ve temizlik sektörü gibi birçok sektörün ön plana çıkmasına sebep olmuştur. Seyahat kısıtlarının kalkmasıyla kiralama sektöründe de müşteri beklentileri ve yaklaşımlarının değiştiğini göreceğiz. Tüm sektörlerde salgın sonrasında tüketicilerin her şeyden daha fazla ihtiyaç duyacakları unsur “güven” olacaktır. Hijyen standardı konusunda soru işareti bırakmayan ve bunu müşterilerine en iyi şekilde anlatan şirketler kendi sektörlerinde ön plana çıkacaktır. Kiralama sektörü için de birçok konuda mevcut uygulamalar farklılaşacaktır. Pandemi döneminin bir anda bitmeyecek olması nedeniyle müşterilerin yeni satın alma eğilimlerini ve beklentilerini göz önüne alarak tarih ve fiyat avantajı olan esnek paketlerin oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Müşterilerin araç satın almaya alternatif olarak aylık veya uzun dönem kiralamalarını da tercih edeceklerini öngörmekteyiz.
Salgın sonrası tüketicinin mobilite tercihlerinde değişim yaşanacak mı? Salgın sonrası araç kiralama dünyasını neler bekliyor?
Salgın sonrasında, bulaşma riski ile karşı karşıya kalmamak ve tanımlanan sosyal mesafe kurallarına uygun hareket edebilmek için, insanların kalabalık ortamlardan uzak kalmak isteyeceği öngörüyoruz. Hava taşımacılığında alınacak tedbirlerin etkilerini göreceğiz ama kara taşımacılığında insanların mümkün olduğunca toplu taşıma araçları kullanmamayı tercih edeceklerini düşünüyoruz. Bu durum şehir içi ve şehir dışı yolculuklarda hatta kişilerin günlük ihtiyaçlarında da kiralık araçlara yönelimini artıracaktır. Enterprise Türkiye olarak ülke genelinde havaalanı ofislerimize ek olarak operasyonlarımızı şehir ofislerimizden yürütmeye devam ediyoruz. Birçok yeni lokasyonda da şehir ofis adedimizi artırıyoruz. Bugüne kadar sürdürdüğümüz araç temizlik işlemlerini en üst seviyeye taşıyarak her kiralama öncesi ve sonrasında araçlarımızı dezenfekte ediyoruz.
Mükemmel bir hizmet kapsamında, temassız ve müşterilerimizin içine sinen bir şekilde kiralamaya uygun hale getirmeyi vazgeçilmez bir unsur olarak görüyoruz. En az temasla kiralamaya katkı sağlamak için de daha önce ücretli olarak verdiğimiz adrese teslim hizmetimizi de bu dönemde ücretsiz olarak müşterilerimize sunuyoruz. Müşterilerimize her kiralamaya özel dezenfekte ettiğimiz araçlarımızı ücretsiz olarak adrese teslim edip adreslerinden teslim alıyoruz. Bu konudaki çalışmalarımız bundan sonraki süreçte de devam edecek. Salgın döneminin çalışanlarımıza ve müşterilerimize olduğu kadar memleketimize ve milletimize de sahip çıkma zamanı olduğuna inanıyoruz. Canla başla çalışan sağlık çalışanlarına 90 TL’den başlayan fiyatlarla araç kiralama hizmeti vermekteyiz. Birçok ek hizmeti de ücretsiz olarak sunuyoruz.