Rekabet Oyununun Kurallarını Özümsemek
Her ekonomik aktörün öncelikli hedefi: Rekabet oyununun kurallarını özümsemek
Rekabet kuralları nicedir gündemimizdeki kavramlardan biri hayatımızdaki yerini aldı. Ama bu kuralları tam olarak içselleştirmek, sis perdesini aralayabilmek için zaman ve desteğe ihtiyacımız var. TOKKDER’in ortak çalışma yürüttüğü danışmanlık şirketi ACTECON’dan Ali ILICAK, rekabet kurallarına karşı geliştirilen hassasiyet ve bilincin kavramayı kolaylaştırdığını belirtiyor: “Böylece firmalar, aslında meşru olan ve fakat bilinçsizce kaçındıkları davranışları görerek önlerindeki sis bulutunu kaldırabilmektedir. Aynı zamanda bunun tam tersi olarak da, aslında son derece zararsız sandıkları kimi uygulamaların da sonuçlarına yönelik farkındalık geliştirip önlem alabilmektedirler”diyor. ACTECON ortakları Dr. M. Fevzi TOKSOY ve Ali ILICAK sorularımızı yanıtladı.
Danışmanlık hizmetlerinizin kapsamını özetleyebilir misiniz?
Dr. M. Fevzi TOKSOY: Hizmetler, tıpkı işletme-ekonomi-hukuk karması olarak nitelendirilen rekabet olgusu gibi, hukuk ve ekonomi öğretisinin kullanılabileceği alanlar ile stratejik danışmanlık konularına yoğunlaşıyor. Bu kapsamda, pazarı anlayarak sorun çözecek şekilde rekabet kuralları danışmanlığı, Rekabet Kurumu ile aynı inceleme ve değerlendirme yöntemlerini uygulayarak yürütülen tescilli rekabet uyum programları ve otomotiv, telekomünikasyon, enerji, ilaç, ulaştırma gibi endüstrilere yönelik regülasyon danışmanlığı bu hizmetlerin başında geliyor.
Bunun yanında, uzmanlığımız, yeni Tebliğ ile birlikte artık basit bir form doldurma işinin ötesine geçerek derin iktisadi analiz gerektiren birleşme ve devralma işlemlerinin bildirimini de kapsıyor. İşletme-hukuk-iktisat uzmanlığına dayanan sanayi iktisadı ve rekabet kuralları alanındaki çalışmalarımızın yanı sıra, AB mevzuatı ve dış ticaret kuralları ve Kamu Özel Ortaklığı konuları da yine danışmanlık sağladığımız alanlar arasında. Sağlık Bakanlığı’nın gerçekleştirmiş olduğu Türkiye’nin ilk Kamu Özel Ortaklığı Projesi’nde ACTECON Bakanlığın danışmanlığını başarıyla yapmıştır ve bu alanda derin bir tecrübeye sahip olmuştur.
Rekabet danışmanlığı hizmetlerinizin kapsamı nedir?Dr. M. Fevzi TOKSOY: Rekabet danışmanlığı, genel olarak rekabet hukuku mevzuatı, özel olarak da şirketlerin faaliyet gösterdikleri pazarlardaki regülasyonlar çerçevesinde “komple danışmanlık paketini” kapsar. Bu paketin içerdiği ilk hizmet, tescilli uygulamamız olan Rekabet Uyum Programı’dır. Bu program şirketlerin, rekabete uyum seviyelerini görmelerini sağlamaktadır. ACTECON hem birebir hem de e-modüller şeklinde sunduğu uyum hizmetleriyle şirket bünyesindeki departmanların rekabet kurallarını içselleştirmelerini hedeflemektedir.
ACTECON’un rekabet uyum paketi ayrıca, şirketlerin -mevcutsa- Hukuk ve Regülasyon Departmanları’nın kontrol ve eşgüdümü paralelinde, düzenleyici otoritelerin ve Rekabet Kurumu’nun her türlü sorularının yanıtlanması, pazar analizlerinin ve bilimsel görüşlerin oluşturulması, ilgili idari otoriteler nezdinde savunmanlık hizmetlerinin verilmesi, menfi tespit ve birleşme/devir izin müracaatlarının yapılması, idari otoriteler nezdinde stratejik iletişimin sağlanması ve monitoring hizmetlerini kapsamaktadır.
ACTECON’un; hukuku, ekonomi perspektifinden analiz ederek çözüm üretme anlayışını açıklar mısınız?
Dr. M. Fevzi TOKSOY: Rekabet Kanunu, AB uygulaması örnek alınarak hayata geçirilmiştir. Tekellerle ve kartellerle mücadelenin piyasaların sürekli takibini, çok derin sanayi iktisadı bilgisini gerektirmesi nedeniyle, bu Kanunun uygulanması klasik kanunlarda olduğu gibi mahkemelere değil, Rekabet Kurumu’na bırakılmıştır. Bu vizyonla Rekabet Kurumu’nun yapısı, yalnızca hukukçular değil, işletme ve iktisatçı kurum uzmanları ile donatılmıştır.
ACTECON’un hukuku, ekonomi perspektifinden analiz ederek çözüm üretmesi bakışı da; Rekabet Kurumu’nun hem bu yapısı hem de uygulamasını içselleştirerek, karşılaşılan sorunları çözümlemek için hukuk ve ekonomi öğretisinin araçlarının kullanımını ifade eder.
Örneğin, bir şirketin hâlihazırda var olduğu veya giriş yapmayı planladığı pazarlar açısından bu pazarlardaki rakiplerin davranışlarının incelenmesi ve gerekli aksiyonların alınması ilk akla gelen konulardan birisi olabilir. Bu sayede, rekabet kuralları ve diğer düzenlemelerin evrensel niteliğinden faydalanılarak pazar dinamiklerine hâkim şekilde ilerlenebilmektedir.
TOKKDER’le işbirliğiniz nasıl başladı? Nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz?
Ali ILICAK: TOKKDER ile işbirliğimiz Sayın Başkanımız ve Genel Sekreterimiz ile sosyal bir ortamda yaptığımız sohbet ile başladı denebilir. TOKKDER’in Rekabet kurallarına olan hassasiyeti bizleri yeterince etkilemişti o zaman. Daha sonra ise sektör temsilcisi ve TOKKDER üyesi yöneticilerimizle bir “beyin fırtınası” toplantısı gerçekleştirdik. Yarım gün süren bu keyifli toplantı, rekabet kurallarının sektöre olan etkilerinin tartışıldığı son derece teknik bir çalışmaya dönüştü. Bu toplantıda da rekabet kurallarına karşı hassasiyet ve bilinç seviyesi gerçekten etkileyici idi. Böyle bir bilinçle çalışıldığı zaman, rekabet kurallarının “anlaşılarak içselleştirilmesi” kolaylaşmakta. Bize keyif veren yanı da budur. Böylece firmalar, aslında meşru olan ve fakat bilinçsizce kaçındıkları davranışları görerek önlerindeki sis bulutunu kaldırabilmektedir. Aynı zamanda bunun tam tersi olarak da, aslında son derece zararsız sandıkları kimi uygulamaların da sonuçlarına yönelik farkındalık geliştirip önlem alabilmektedirler. Yani bilinç seviyesi yükseldikçe sapla saman birbirinden ayrılmakta. Bu da sektöre ivme kazandırmakta, rekabeti keyifli hale getirmekte. Böyle bir ortamda da TOKKDER’le çalışmalarımız verimli olarak devam etmektedir.
PİYASA EKONOMİSİNİN ANAYASASI: REKABET KANUNU
Üç Temel Yasak
Serbest piyasa ekonomisinin temelinde, firmaların, faaliyet gösterdikleri sektörlerde düşük maliyetle rekabetçi fiyatlar sunarak, pazar güçlerini arttırmaları yarışı yer almaktadır. Fakat bu yarışın da kendine özgü kuralları ve yasakları vardır.
- Firmaların yarıştan kaçınarak (kartel kurarak), fiyatlarını birlikte belirlemeleri,
- Pazar gücü çok yüksek bir firmanın yavaş yavaş tekel konumuna gelerek piyasa dengelerini keyfi olarak belirlemesi,
- Pazar gücüne sahip bir firmanın rakiplerini satın alarak piyasadaki yarışçı sayısını azaltması,
TOKKDER’le yürüttüğünüz çalışmanın kısa ve daha uzun vadeli hedeflerinden bahseder misiniz?
Ali ILICAK: TOKKDER’le yürüttüğümüz çalışmaların sonucunda; TOKKDER’in rekabet kurallarına tam uyumlu faaliyet göstermesinin güvence altına alınması öncelikli amaçtır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, TOKKDER’in nispeten genç bir oluşum olması büyük bir avantaj. Rekabet kurallarını sonradan öğrenen derneklerde yaşanan sıkıntıların yaşanmayacağı bir ortama sahibiz. TOKKDER’le yapılan çalışmaların en sağlıklı hedefi ise, Rekabet Kurumu’na sektörümüzün tüm yönleriyle algılatılması olmalıdır. Zira TOKKDER üyeleri ne finansman sağlayıcısı ne de araç satıcısıdır. TOKKDER üyeleri bu kaynakları kullanarak ortaya katma değerli bambaşka bir hizmet çıkartmaktadırlar. Bu hizmetin de rekabet kuralları açısından tanımının sağlıklı yapılması sektörün rekabet kurallarına uyumunun da güvencesi haline gelecektir.
1600’E YAKIN İHLAL İNCELEMESİ YAPILDI
Rekabet kültürü firma yapısının bir parçasıdır
“Rekabet Kurumu son dönemlerde, birçok farklı alanda rekabet soruşturmaları başlatılmış, dikey anlaşmalara yönelik blok muafiyeti için eşikler yürürlüğe girmiş, dağıtım ve servis anlaşmalarına yönelik olarak çıkarılan otomotiv tebliğinin uygulamaları yoğunlaşmıştır. Bugüne dek Kurum 1600’e yakın rekabet ihlali incelemesini karara bağladı. Bu gelişmeler, global şirketlerden KOBİ’lere kadar, rekabet kültürünün firma yapısının bir parçası haline getirilmesini gerektiriyor. Aksi takdirde karşılaşılabilecek para cezaları oldukça yüksek miktarlara ulaşmış durumda. Rekabet kurallarına duyarlı firmalar faaliyetlerinin rekabet hukuku açısından doğurduğu risklerin analiz edilmesini ve gerekli önlemlerin alınmasını artık iktisadi ve sosyal bir zorunluluk olarak görmekte.”
Dr. M. Fevzi TOKSOY:
Rekabet kuralları danışmanlığı “sadece sorun çıktığında ihtiyaç duyulan” bir hizmet olmaktan çıktı
NEDEN DANIŞMANLIK HİZMETİ? Danışmanlık hizmetlerine duyulan ihtiyacı, Rekabet Kurumu’nun değişen uygulamasıyla açıklayabiliriz. Kurum 2010 yılını “Rekabet Savunuculuğu Yılı” olarak ilan etmiş ve bu tarihten sonra aldığı kararlarla da daha etkin ve daha sert bir rekabet politikası benimseyeceğini ortaya koymuştur. Nitekim 2009 yılının ikinci yarısından günümüze kadar rekabet kuralları uygulaması sertleşmiş, birçok endüstride yeni rekabet soruşturmaları açılmış, mevcut soruşturmalarda yüksek para cezaları verilmiştir.
2011’İN REKOR CEZALARI 2009 yılında başlayan yaptırımcı süreç, 2011 yılında azami raddeye ulaştı. Rekabet Kurulu bu süreçte 7 bankaya toplamda 72 milyon TL ve 15 otomotiv sağlayıcısına da toplamda 277 milyon TL idari para cezası kesmiştir. Bu iki cezanın toplamı Rekabet Kurulu’nun bundan önceki 13 yılda kestiği cezaların toplamından daha fazladır.
YUMUŞAK GEÇİŞ SÜRECİ GERİDE KALDI Rekabet mevzuatı açısından Avrupa Birliği prensiplerini uygulayan Rekabet Kurumu’nun, şirketlerin bu kuralları öğrenmesini sağlayan yumuşak geçiş süreci artık geride kalmıştır. Rekabete aykırı davranışların yaratabileceği cezai yaptırımlar her geçen gün artmakta. Bu çerçevede hem kurumsal yönetim ilkelerine bağlı kalmak hem de ağır cezai yaptırımlara maruz kalmamak adına rekabet oyununun kurallarını özümsemenin her ekonomik aktörün öncelikli hedefi haline geldiğini söyleyebiliriz.
KURALLARA TAM UYUM İNANCI günümüzde rekabet kuralları danışmanlığı “sorun çıktığında ihtiyaç duyulan” bir hizmet olmaktan çıkmış, “sorun çıkmaması için sürekli bulundurulan” bir çözüm ortaklığı halini almıştır. Bunun en önemli faydası da, firmanın tüm rekabet uyum süreçlerini bilen ve o firmanın formasını giyen danışmanların öyle veya böyle sorun çıktığında daha doğru stratejilerle olaya müdahalesinin kolaylığıdır. Bu sağlıklı ilişkinin olmazsa olmazı ise yöneticilerin rekabet kurallarına tam uyuma olan inançlarıdır. Bu inanç olmadığı takdirde “dostlar alışverişte görsün” şeklindeki rekabet danışmanlıkları sadece günü geçirmeye yönelik olacaktır.
ACTECON HAKKINDA ACTECON, otomotivden çimentoya, ilaç endüstrisinden perakendeciliğe, demir çelikten telekomünikasyona kadar birçok farklı sektörün lider firmalarına danışmanlık vermektedir. Endüstrilerin dinamiklerini iyi bilen, piyasa ekonomisini benimsemiş ve etkinliği rekabette arayan uygulamacılardan oluşan şirket, eski Rekabet Kurumu uzmanı ve akademisyen ortakları ile eğitimlerinin belirli dönemini ABD ve AB’nin önde gelen eğitim kurumlarında tamamlamış kadrosuyla 2004 yılından bu yana rekabet ve regülasyon danışmanlığı hizmeti vermektedir.
Günümüz dünyasında, rekabet kurallarını anlamadan, onları yok sayarak iş yapmak olanaklı değildir. ACTECON, akademik bilgiyi, kamu tecrübesi ve özel sektörün iş yapma pratiği ile birleştirerek, müşterilerinin rekabet kurallarını ihlal etmek bir yana, onları kendi lehlerine kullanarak faaliyet göstermelerini sağlar.
ACTECON’da, rekabet danışmanlığı, hukukun ve iktisadın ortak bakış açısıyla yapılırken, pazarı anlayarak, sorun çözmek için çalışılmaktadır. Gerek kamu bünyesinde gerekse kamu ile yapılan çalışmalarda elde edilen tecrübe, yenilikçi yaklaşımlarla müşterilerin gereksinimleri için kullanılmaktadır.
ACTECON, rekabet hukuku gibi özel bir alanda tecrübeli hukukçuların ve sektör tecrübesi yüksek iktisatçıların birlikte çözüm ürettiği yegane danışmanlık firmasıdır. ACTECON rekabet soruşturmalarında, firmaların uygulamacı bölümleri ve hukuk departmanlarıyla ekip çalışması içinde, piyasa gerçeklerinin en gelişmiş hukuki ve iktisadi savunmalarla izah edilmesini sağlamaktadır. ACTECON uzmanları, sahip oldukları reel sektörle çalışma tecrübesiyle, müşterileriyle sorunsuz iletişim kurar ve sorunları zamanla yarışarak çözmeye odaklanırlar. Rekabet Kurulu kararlarının temyizi safhasında ise firmaların hukuk danışmanlarına gerekli teknik desteği verir.
ACTECON, Rekabet Kurulu soruşturmalarını, firmalar için “rekabet bilincinin yükseltilmesi ve en düşük maliyetle kalıcı etki yaratılması fırsatı”, Rekabet Kurulu için ise “sektör özelliklerinin daha iyi anlaşılması ve kalıcı piyasa aksaklıklarının giderilmesine yönelik gerekli (de)regülasyonların anlaşılması fırsatı” olarak görür.